29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MARIO BELLATIN’DEN “BÜYÜK CAM” camıKnırışıkıltbısirı Mario Bellatin; “Güzellik Salonu”, “Çin Daması” ve “Kahraman Köpekler” adlı eserlerinde olduğu gibi “Büyük Cam”da da kısa ve etkili yazınsal diliyle kurulu, sarsıcı bir metin ortaya koyuyor. Özkan alİ bozdemİr [email protected] K avramsal sanatın şekillenmesinde büyük rol oynayan Marcel Duchamp (18871968), gündelik hayatın içinde yer alan nesneleri alışılagelen konumlarından çıkarıp başka bir boyuta taşır ve sıradan bir nesnenin de gerçek bir sanat eserine dönüşebileceğini ifade eder. Fransız sanatçı, düşünsel yanı ağır basan ve herhangi bir estetik kaygısı olmayan eserler üreterek aynı zamanda görselliğin etki alanını da sınırlar böylelikle. Eserlerinde kalıplaşmış anlatım biçimlerini bir kenara atan Duchamp; fiziğin, mekaniğin ve perspektifin çok boyutlu imkânlarından faydalandığı gibi sıradanın içinde saklı olan sanatı ön plana çıkarabilmek ve kendi sanatsal formunu ortaya koyabilmek için ürettiği “readymade” denilen hazıryapımlarla modern sanatın en etkili sanatçılarından biri, belki de en önemlisi kabul edildi. Duchamp en çok “Çeşme” adını verdiği ki sıradan bir pisuvardan ibaret olan çalışmasıyla bilinse de “Bekârları Tarafından Çırılçıplak Soyulan Gelin, Eşit” veya daha bilinen adıyla “Büyük Cam” yapıtıyla öne çıkar. Duchamp bu eserde, iki cam içerisine yerleştirilen türlü nesneleri optik bir yanılsamayla yeniden yorumlamış ve üçüncü boyuta taşıdığı bu cam tabloyla görselliğin ve estetiğin uzağında bir sanatsal gerçeklik yakalamıştır. GERÇEĞİN İFŞÂSI Meksikalı yazar Mario Bellatin’in Güzellik Salonu adlı yapıtının düzeltilmiş yeni baskısını ve “Üç Otobiyografi” altbaşlığıyla ilk kez yayımlanan Büyük Cam’ı art arda okura sundu. Bellatin; Güzellik Salonu, Çin Daması ve Kahraman Köpekler adlı eserlerinde olduğu gibi Büyük Cam’da da kısa ve etkili bir yazınsal dille kurulu sarsıcı bir metin ortaya koyuyor. Mario Bellatin’in Büyük Cam adlı yeni kitabı, her ne kadar otobiyografik unsurlar barındırsa da birbirinden bağımsız üç uzun öykü şeklinde de okunabilir. Bellatin, The Believer dergisinde yayımlanan bir röportajında, Büyük Cam’ın temelde bir otobiyografi kitabı olduğunu ve her defasında gerçeğe ihanet eden bir kurguyla yazıldığını ifade ediyor. Dolayısıyla metnin gerçekliği ve kurgusu konusunda kesin bir yargıda bulunmak güç ancak yine de bir otobiyografik eserin bu şekilde de yazılabileceğini göstermesi bakımından Büyük Cam’ın bu belirsizliği kitabın yazınsal bir eser olmasına gölge düşüremiyor. Kitabın açılış öyküsü veya biyografisi olan “Tenim, Işıltılı”da küçük bir çocuğun annesiyle olan tuhaf ilişkisini okuyoruz önce. Kaç yaşında olduğu belirtilmeyen çocukanlatıcı, bedeninin ışıltısı sayesinde annesinin dikkatini çekmeyi beceren biri olarak karşımıza çıkıyor. Annesiyle birlikte gittiği hamamlarda oradaki kadınlara testislerini sergileyen çocuk, bu gösterisi sayesinde annesinin takdirini kazanıyor ve ona çeşitli armağanlar verilmesini sağlıyor. Bellatin’in böylesine etkileyici bir girişle açılan ve ilk bakışta mizahi bir üslupla yazıldığı izlenimi veren bu otobiyografisi, aile bireylerinin özellikle babasının hikâyesi devreye girince dramatik bir sonla noktalanıyor elbette. Çocuğun bakışından anlatılan bu hikâyede, yaşamdaki başarıları ve yenilgileri tetikleyen sebepleri büyük bir ustalıkla ifade ediyor Bellatin. “Modern Görünümlü Bir Karakter” adlı otobiyografide de benzer bir durum göze çarpıyor. Bu hikâyedeyse evlerini tahliye etmek için gelen mülk sahiplerini bu fikirlerinden caydırmak amacıyla onların karşısında folklor dansları yapan bir kadın anlatılıyor. Büyük Cam’ın gerçek ve kurmacayla harmanlanan her üç anlatısında da yaşamın içindeki basit olayların farklı bir yorum ve ifade biçimiyle ele alındığını görüyoruz. Bellatin’in yazınsal başarısı sıradanın içindeki gizilgücü bütün imkânlarıyla ortaya koyabilmesinde saklı biraz da. Tabii bu noktada kitap adının Duchamp’ın sanatsal yapıtı Büyük Cam’la bir benzerlik göstermesinin tesadüf olmadığını da belirtmek gerek. Bellatin de tıpkı Duchamp gibi yaşamın içinde yer alan önemsiz bir nesneyi kendi gerçekliğinden koparıp başka bir tanımın içine sürüklüyor ve bunu sözcükleriyle başarıyor. Duchamp’ın sıradan bir pisuvarı Çeşme’ye dönüştürürken ortaya koyduğu yaratıcı zekâsı, Bellatin’in bir çocuğun üreme organını toplum içindeki güce dönüştürme becerisiyle büyük bir paralellik taşıyor elbette. Her iki sanatçı da gerçeği ifşâ etmenin yolunun onu gizlemekten, değiştirip dönüştürmekten geçtiğini savunuyor temelde. Duchamp gerçeği gösterirken optik bir yanılsamaya ihtiyaç duyuyor Büyük Cam’ında, Bellatin ise zaman algısını bütünüyle reddedip geçmişini bulanıklaştırıyor ve yeniden kuruyor. KURTARILMIŞ BÖLGE Mario Bellatin aynı zamanda mekân seçimi/kullanımı ve o mekânların içine yerleştirdiği nesneleri ifade et Mario Bellatin me biçimiyle de öne çıkıyor diyebiliriz. Güzellik Salonu adlı kitabında çeşitli hastalıkların pençesindeki ve toplum tarafından dışlanmış erkeklerin çaresizliğini anlatan yazar, işlettiği güzellik salonunu bir çeşit tedavi merkezine dönüştüren, yardıma muhtaç hastaların son günlerini huzur içinde geçirmesi için onlara destek olan ve kadın kıyafetleriyle dolaşan bir erkeğin gözünden anlatıyor hikâyesini. Romanın ilerleyen sayfalarında bakıma muhtaç bu erkeklerin, şehirde dolaşan bazı çeteler kitabın ilk basımında Homokatilleri Çetesi ifadesi yer alıyor tarafından saldırıya uğradığını ve gittiği hastanelerde tedavi şansı bulamadığı için sokağa geri gönderildiğini öğreniyoruz. Kitabın isimsiz anlatıcısı da küçük yaşta evinden kaçmış ve sokaklarda fahişelik yaparak yaşamını sürdürmek zorunda bırakılmış bir erkek. Dolayısıyla kendi gibi dışlanmış ve hor görülmüş erkekleri bir araya toplamaya çalışan anlatıcı, işlettiği güzellik salonunu bir anlamda kurtarılmış bir bölge olarak yeniden düzenliyor ve ‘hastalıkları’ yüzünden kendine bir yer bulamayan bu insanları topluma yeniden kazandırmak yerine, onların yaşam ve onur mücadelelerini sürdürebilmesi için bir sığınak inşa ediyor. Üstelik bu sığınağa gelen insanların mutlu olabilmesi, kendilerini gençleşmiş ve güzelleşmiş bulabilmesi için de salonunu baştan başa çeşitli balıkların yer aldığı renkli akvaryumlarla donatıyor. Mario Bellatin, mekân seçimi ve kullanımındaki başarısını tüm hatlarıyla ortaya koyduğu Güzellik Salonu’nda bir yandan güzellik kavramını ve alışılagelen estetik değerleri sorgulamamızı sağlıyor bir yandan da toplum içinde tekelleşmiş cinsiyetçi anlayışın varlığına dikkat çekerek birey olma savaşı veren insanların yaşam ve ölüm karşısındaki yerlerinin neresi olması gerektiğini bir kez daha düşündürüyor bize. Marcel Duchamp’ın tamamlanması uzun yıllar süren Büyük Cam adlı yapıtı müzede sergilenmek üzere taşındığı sırada kırılmış ve Duchamp’ın ifadesiyle işte o zaman sonlanmış ve gerçek bir sanat eserine dönüşmüştü. yaşamöyküsünü ve bütün bu yazın macerasını büyük bir cam olarak kurgulayan Mario Bellatin de sonunda bu camı parçalıyor ve ortaya ışıltılı, gerçek bir sanat eseri çıkarıyor. n Büyük Cam, Üç Otobiyografi/ Mario Bellatin/ Çeviren: Süleyman Doğru/ Notos Kitap/ 125 s. 8 8 Haziran 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle