22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ENVER ERCAN İÇİN İKİ KİTAP ‘İydi baihraşitierdmeinz hiçbir şey yok’ Otuz söyleşiden oluşan “Ben Şiirimi Yazarım, Sonsuzluk Varsa Gider”de, Enver Ercan şiiri ele alınıp irdeleniyor. “Sen Sözcüğün Tekisin”de ise şair ve yazarların Enver Ercan üzerine kaleme aldığı yazıları okuyoruz. nİsa leyla E nver Ercan’ın “Ben şiirimi yazarım, sonsuzluk varsa gider” cümlesinde; şiiriyle başlı başına bir meydan okuma vardır hayata ve sonsuzluğa. Bir düellodur; şiirim vardır, yazmakla mükellefim ve yazıyorum, ben ödevimi yaptım sıra sende der sonsuzluğa. Elbette sonsuzluk ve şiirinde en çok yer alan özne “zaman” da üzerine düşeni yapacak, nesneleşerek dönüşümler hazırlayan hayattan, Ercan’ın yazdıklarını kendisine katacaktır. “SEN ŞİİRLERİNE BENZİYORSUN” Söyleşilerin yer aldığı ilk kitap “Acıtan bir şairim çünkü canım acıyor” başlığı ve cümlesiyle başlıyor. Ama siz Ercan’a inanmayın. Canı ne kadar acırsa acısın, sürçen zamandır davranışları değil. Acıtırım dese de sözcüklere yaslanarak yol yapar kendine ve sevdiklerine. Çünkü acıyla beslenmiş şiirlerin daha şefkatli, insanı saran ve içine sızan şiirler olduğunu da ekleyelim. Otuz söyleşiden oluşan Ben Şiirimi Yazarım, Sonsuzluk Varsa Gider’de Celâl Çetin’den, Hikmet Altınkaynak, Erkut Tokman’a, Mustafa Fırat’tan, Mehmet Öztunç, Niculina Oprea’ya kadar şair, editör, yayıncı ve hayata değişik ve zengin bakış açılarıyla Enver Ercan şiiri ele alınıp irdeleniyor. İlhan Berk’in Ercan’a “Her adam şiirlerine benzemez ama sen benziyorsun” deyişinden, şairin kendisini ontolojik olarak şiirde gerçekleştirdiğini anlıyoruz. Beklendiği gibi değil, istediği gibi yazıyordur. Şimdilerde herkesin popülizme kaydığını ve bu davranışların şiire de sıçradığını düşünürsek bunun ne kadar önemli olduğunu görürüz. Şair duruşunun politik ve hayatın incelttiği kadar şair olduğunu okuyoruz. Hayat hikâyesi için Mark Twain’i örnekler: Ona ne zaman hayatını sorsa lar, Twain şöyle bir düşünür ve “Biliyor musunuz?” der, “Çocukken bir ikizim vardı. O kadar çok benzerdik ki birbirimize, annemiz bile boyunlarımıza bağladığı kurdelelerin renklerinden tanıyabilirdi bizi. Bir gün bizi yıkamak için küvete soktu. Üzerimizdeki her şey gibi kurdelelerimizi de çıkarmıştı tabii. İşte o gün birimiz boğulduk. O günden beri, ben yaşayıp yaşamadığımı bile Özge Ercan’ın yayına hazırladığı kitaplar bize dergici, şair, yayıncı, gazeteci ve insan Enver Ercan’ı anlatıyor. bilmiyorum ki size ne anlatayım?” Ercan, “Hınzırlığın ne olduğunu Cemal Süreya’dan, şiirde aydınlığı Oktay Rifat’tan, matrağı Can Yücel’den, içlenmeyi Metin Altıok’tan, fotoğrafa arabından bakmayı Ece Ayhan’dan, egonun ne olduğunu Attilâ İlhan’dan öğrendim” diyecektir. Editörlüğün zorluğundan ve sezgisel gücünden bahseder. “Enver Ercan neden şiir yazıyor?” sorusuna “İyi bir şiirden daha temiz hiçbir şey yoktur yeryüzünde” cevabını verir. Şaşırtmayı ve şaşırtılmayı sever, ölümün “asude bir bahar ülkesi” olduğuna inanmaz, yaratıcı kişiliğini gözler önüne serer. Dinleyip okuduğu anekdotları derlemiştir, pek çok derleme kitapları vardır. Bir parantez açıp yüzümüze bir tebessüm yayar: “Nedim Gürsel, Fransa’da yaşayan bir yazarımız. Bir gün Orhan Pamuk’a ‘Orhan’cığım’, hangi ülkeye gitsem ve Türkiye’nin en büyük yazarı kim diye sorsalar Orhan Pamuk çevabını veriyorum’ der. Pamuk’sa ‘Kalp kalbe karşıdır Nedimciğim’ diye yanıtlar, ‘Ben de Orhan Pamuk, diyorum...” Ercan, günlük hayatta nasıl doğal ve içtense söyleşilerinde de öyle davranmış. Sürekli kravat takmak zorunda kalan cümleler kurmamış, bu da yazdıklarını sıkmadan ve bir çırpıda okumamızı sağlıyor. Kendisi de bunun bilincinde, zira boş durmamış, şiirini ilerletmek için durmadan okumalar, araştırmalar, antolojiler, biyografiler yapmış, birikimini profesyonelce kullanıp kapasitesini sürekli zorlayarak yaşamış. Şiirin meşakkatini, düzyazı şiirin tehlikesini, ödüllerin heyecanını, antolojilerle ilgili düşüncelerini, “mutlu aşk yoktur ama mutsuz erotizm de yoktur”lu ironili aforizmaları da dilinden okuyoruz. Kitap, hayatına imzasını atan fotoğraflarla sonlanıyor. “ENVER ERCAN KÜLLİYATI” Sen Sözcüğün Tekisin’de, şair ve yazarların Ercan üzerine kaleme aldığı yazıları; kitaplarını, kişiliğini ve şiirle kesişen hayatını okuyoruz. Kitap, Hasan Bülent Kahraman’ın sofraya ilk gelen güzel bir servis gibi zengin, gelişkin, zevkle okunan ve belli ki zevkle kaleme alınmış yazısıyla başlıyor: “Ercan, 1980 sonrası şiirin önde gelen adlarından. O dönem ise şiirin son büyük ve ‘modernist’ sayılabilecek çıkışlarını yaptığı bir dönemdi. Enver Ercan’ın şiiri, 1980 sonrası, şiir içinde çok farklı ve yeterince fark edilmeyen bir yerde konumlanır.” Kahraman, Ercan’ı şiirimizde Can Yücel, Metin Eloğlu, Salâh Birsel’le beraber, ironiyi en iyi kullananlar bağlamına yerleştirerek dizeleri için “heyecanlı” ve “kaçış şiiri” diyor. Mehmet Yalçın, Enver Ercan şiirinin bildirişim ve şiirsel işlevinden bahsederken Metin Celâl ‘Geçtiği Her Şeyi Öpüyor Zaman’ı anlatıyor. Metin Cengiz, Ercan’ın şiirinin “kendi öz yaşamını süzdüğünden” söz ederken Âba Müslim Çelik ise Lacan’ın “zorla uydurulan rol” kavramı üzerine açıklamalar getiriyor. Orhan Alkaya “şiirin izinde ödeşmeler” konusunu anlatıyor. Levent Karataş yazdığı şiirle, Deniz Durukan, Veysel Çolak, Derya Çolpan, Şeref Bilsel, Haydar Ergülen, Ataol Behramoğlu, Refik Durbaş, Rahmi Emeç, Tahir Abacı ve giderek çoğalan isimler değişik yönleriyle şiirinde ve hayatında okuduğumuz “Enver Ercan Külliyatı” oluşturur. Tıpkı “dokunduğu her şeyi öperek geçen zaman”ı gibi Ercan’ı okurken hayatının şekillenme süreçlerini, şiir dünyasınıdünyamızı, mücadeleyi, şiir kuramını, anekdotları, geçmişle şimdinin kıyaslanmasını, politik özel ve sosyal hayatları, ruhsal durumları da gözden geçirme fırsatı buluyoruz. Türkiye dergiciliği, edebiyatı ve şiirine kişiliğiyle, şiiriyle, yayıncı, gazeteci ve insan kimliğiyle imzasını atan Enver Ercan kimdir, nereden gelmiştir ve bir tane daha gelir mi dersiniz? Kitapları okuyunca yanıtlara da erişiyorsunuz. n “Ben Şiirimi Yazarım, Sonsuzluk Varsa Gider!” / Yayına Hazırlayan: Özge Ercan / Yasak Meyve Yayınları / 168 s. “Sen Sözcüğün Tekisin!” / Yayına Hazırlayan: Özge Ercan / Yasak Meyve Yayınları / 288 s. 10 8 Haziran 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle