08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ALİ ARTUN’DAN “MÜMKÜN OLMAYAN MÜZE” ‘Çağdaş müzeler sanatı “Zamanımızın müze kritiklerine göre çağdaş müze, korumanın değil, parçalanmanın; hatırlamanın değil unutma tarihten yalıtıyor’ nın; gerçeğin değil sahtenin mekânı” diyorsunuz... n Modernlikten çağdaşlığa geçişle birlikte, tarih fikrinde, hatta zamansallık dediğimiz hadisede ciddi bir dö nüşüm yaşandı. Bu o kadar radikal bir dönüşümdü ki hepsi Fukuyama’nınki Sanat tarihçisi Ali Artun’un kaleme aldığı “Mümkün Olmayan MüzeMüzeler Ne Gösteriyor?”, ‘SanatHayat’ dizisinde yer alan müzelerle ilgili kitapların altıncısı. Kitap, gibi popüler olmasa da “tarihin sonu”na ilişkin birçok yayın yapıldı. Modern tarih kuramlarını eleştiren farklı fark Artun’un yazılarıyla müzelerin bugün neyi göstermediğini, neyi temsil etmediğini anlatıyor. “Müzeciliğin kendisi için özel bir önemi olduğunu” söyleyen Artun’la lı tarih yöntemleri, epistemolojileri ortaya atıldı. Büyük anlatılar gözden düştü, zamanın ilerlediği fikrine da çalışması hakkında ve kitap izleğinde müzeleri konuştuk. yanan teleolojik tarihler terk edildi. Dolayısıyla insanlığın nihayetinde ula şacağı varsayılan ideal sonlara, “altın aslı uluşahİn Müzesi, Metropolitan... Onlara “evren de yaşamak” gibi gündelik dildeki an çağlar”a ait “telos”lar, ütopyalar terk edildi. İlerleme olmayınca avangard sel müzeler” deniyor çünkü buralarda lamlarının dışında, bir tarihsel dönemi sanatın dinamiği olan “yeni” fikri de bütün insan uygarlık tarihinin sahne ifade etmeye başladı. İşte çağdaş müze aşınmaya başladı. Tarih şimdiki zama lendiği iddia ediliyor. Modernlik kolon ler de bu dönemin sahneleri. na indirgendi. Borges’in söylediği gibi S anatHayat dizisindeki diğer kitaplar belirli alanlara ilişkindi: Osmanlı’da müzecilik, sanat müzeleri, sanatçı müzeleri... Bu kitapsa farklı dönemlerdeki, farklı türdeki müzelerle ilgili genel bir değerlendirme niteliğinde. n Bu kitap, yeni kaleme alınmış iki metin dışında, müzecilik alanında geçtiğimiz on beş yılda yazdığım metinlerden bir seçki sunuyor. Müze dediğimizde çok gerilere uzanan bir oluşumdan söz ediyoruz: İnsanlar baştan beri kendi yarattığı ve onlar için sembolik değer ifade eden nesneleri, yapıntıları, sanat ürünlerini toplamış, biriktirmiş. Firavun mezarları bile kısmen müze olarak kabul edilebilir. Mümkün Olmayan Müze, başlardan zamanımıza kadarki değişik müze örneklerine bakıyor. Rönesans dönemi müzeleri olan nadire kabineleri ve on dokuzuncu yüzyılın modern müzelerini de ele alıyor, zamanımızdaki Bilbao Guggenheim veya Borusan Ofis Müzesi gibi çağdaş örnekleri de... Sonra bir zamanlar fena hâlde kapıldığım mimarlık müzeleri ile antropoloji müzeleri üzerinde de duruyor. Bütün bunlar bir arada sunulunca müzelerin yer aldığı farklı tarihsel dönemlerin bilgi rejimleri, hakikat rejimleriyle ilgili bir tablo ortaya çıkıyor. Müzelerin sembolik anlamlandırma düzenlerindeki etkisi, önemi, işlevi nedeniyle... yalizmle uyanan bir dönem. Dolayısıyla bu müzeler de kolonyalist güçlerin âdeta fetih sahneleri hâline geliyor. n Yağmayla oluşuyorlar ve tüm dünyayı kapsama iddiasında... n Evet. Bu büyük modernevrensel müzelerin kurulması feci bir yağmalamaya yol açmış. Üstelik bu talanlar kendilerini bütün uygarlıkların sahibi gibi gören güçler tarafından meşrulaştırılmış. Çünkü tarih bilinçleri olmayan, vedat arık barbar veya geri kalmış sayılan kültürlerin ancak Batımerkezli anlatılar tarafından ve bu anlatıları sergileyen müzeler sayesinde tarihselleştirileceğine inanıyorlar. Müzeolojideki ikinci büyük kırılmayı zamanımızda “NEYİN SANAT OLDUĞUNA PİYASA KARAR VERİYOR” “şimdinin sonsuzluğu”nda yaşamaya başladık sanki. İşte çağdaş müzeler de sanatı tarihsel ufkundan yalıtıyor. Bir n Çağdaş müzelerde “parçalanan” anlamda tarihsizleştiriyor. Güncelliyor. neydi? Louvre Müzesi’ni veya Berlin’de Altes n Çağdaş müzelerde, modernlik dö Museum’u gezerseniz sanatın bir krono nemi müzelerinin inşasında son derece lojiye, biyografiye, estetik hiyerarşiye ve de etkin olduğu ulusallık, evrensellik, uluslara göre tarihselleştirildiği bir sah bireysellik, kamusallık, laiklik, hüma ne izlersiniz: Fransız sanatı, Felemenk nizm ve yurttaşlık gibi anlayışlar parça sanatı, İtalyan sanatı vb. Ama örneğin lanmaya başladı. Örneğin günümüzde Gucci çağdaş sanat müzesini gezerseniz, sanatın Pinault’nun sahip olduğu bir takım lüks moda şirketlerini markalandırdığı güncel bir gösteri izlersiniz. Yakında SanatHayat dizi sinden yayımlanacak Hans Belting’in Sanat Tarihinin Sonu mu? kitabında değin diği gibi önceden bir eserin sanat olduğu ve sanat tari hine dahil olduğu müzeye kabul edilmesiyle anlaşılırdı. Şimdi neyin sanat olduğuna piyasa karar veriyor ama o da gene Belting’in söylediği gibi “alternatif bir bağlam sunmaktan aciz”. “Tarihin sonu” tezleriyle, Arthur Dan to veya Donald Kuspit gibi Ali Artun estetik filozoflarının “sanatı sonu”na ait teorilerinin eş zamanlı olması tesadüf de çağdaş sanattan ve çağdaş müzelerden ğil. Hepsi modernliğin parçalanmasını geçilmeyen Körfez emirliklerinde, ifade ediyor. Çağdaş müzelerin gerçeğin bunlardan bir eser yoktur. Kurucusu değil de, sahtenin mekânı olmasıyla Thomas Krens’in bir mimarlık gösterisi ilgili sözler de sanat müzeleri ve oradaki olduğunu söylediği Bilbao’daki Guggen eserlerin sahte olmasıyla ilgili değil; heim Müzesi’nde de... Zaten Bilbao’nun müzelerin bir medyaya, bir iletişim orta “MODERNLİK VE ÇAĞDAŞLIK, İKİ AYRI TARİHSEL DÖNEM GİBİ” yaşıyoruz. Çağdaş zamanlarda, küreselleşmeyle ve neoliberalizmle birlikte modern müzelerin arkasındaki bilgi ta 1900’lerde kurulmuş gayet hakiki bir modern müzesi zaten var. Nasıl ki modern müzeler, nadire kabinelerini, mına dönüşmesiyle ilgili. “Darwinciliğe Karşı Adnan Hoca Yaratılış Müzesi” ile “Süleyman Demirel Demokrasiye Sada n Müzeler tarih ve ulus yaratmak veya hakikat rejimleri de parçalanmaya sarayın ve kilisenin himayesindeki kat Müzesi” örnek olabilir ya da UFO için kurulurken bu anlam zaman içinde başladı. Bu dönem, kültürel alanda, baş koleksiyonların arkasındaki sembolik Müzesi... Bu müze çılgınlığına bakınca kırılıyor. Kırılma ne zaman oluyor? ta postmodernizm olarak anılıyordu. anlamlandırma düzenini parçaladı; bir çelişki varmış gibi görünüyor. Bir n İlk büyük kırılma, imparatorların, Ama 1990’larda bunun yerini çağdaşlık Tanrı’nın, imparatorun, aristokrasinin yandan modern tarih fikrinin eridiğine aristokratların nadire kabinelerinden, aldı, “contemporaneity.” Bundan böyle, yerine insanlığın ortak kaderini temsil tanık oluyoruz, diğer yandan bir mü yeni yeni kurulan ulus devletlerin modernlik ve çağdaşlık, iki ayrı tarihsel etmeye başladı; çağdaş müzeler de aynı zemani yaşanıyor. Oysa müzeler tarih modern müzelerine geçişle oluşuyor. dönem gibi birbirlerinden ayırt edilme şekilde modernliğin temsillerini parça sahneleri değil miydi? Sanki herkes tari Bu müzeler, başta Louvre, arkasından British Museum, Berlin Müzesi, Viyana ye başladı. Birbirinden ayrı ve birbirine karşıt... Çağdaşlık “aynı zaman dilimin >>ladı. hin yok olması tehdidi karşısında n Mümkün Olmayan Müze kitabında, müzelere sarılıyor. Âdeta bekası 14 13 Nisan 2017 KItap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle