07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

OKURLARA Turhan Günay için... Bir kitap elifbası denemesi (I) “Madam Bovary benim” diyen Gustave Flaubert’e bakıp kitaplarının isimlerini yazarlarının koyduğunu sanmak yanıltıcı olur. “İlâhi Komedya”nın “İlâhi”si sonradan, Dante’nin ölümünün ardından eklenmiştir başlığa. Varoluşçuluk akımının ilk ünlü kitapları arasında sayılan, Sartre’ın “Bulantı” romanının adını yayıncı Paulhan koymuştur... A K’AB TS’İB Maya uygarlığının yazısı. Sayıları 30’u aşan, bir çoğu bugün de kullanılan Maya dillerinde yazı hem resimsel hem heceseldi. Dresden Codex’i, Paris Codex’i gibi isimlerle anılan, klasik Maya metinlerini toplayan yazmalarda genellikle çift sütun üzerinden ilerler yazı ve okunma biçimi, soldan sağa, yukarıdan aşağıyadır. Temel metinlerde yazı ile resim iç içe geçer, Batı güzel yazılarında görüldüğü gibi yalnızca bir süsleme sorunu değildir bu: İfade öyle bütünlenir. ALFABE Bilinen ilk alfabe, Fenikeli tüccarlar tarafından, MÖ 1000 dolaylarında, Akdeniz’de ticaret antlaşmalarının kaydını tutabilmek amacıyla yaratıldı. Arapça, İbranîce, Aramice, Süryanice bu alfabeden türemiştir. Herrenschmidt, “insanlığın ilk iki büyük buluşu adını koymak ve saymayı öğrenmektir” der. Mezopotamya’dan günümüze ulaşmış eski yazılı kayıtlarda “şey”lerin adları ve kaç adet olduğu belirtilmiştir. Kimi tarihçiler, Homo Alphabeticus’u Homo Sapiens’in bir üst derecesi olarak sınıflandırmıştır. ARAP DİLİ, İSLÂM DİNİ, HAT SANATI Arapça, 6. yüzyıl başında yazılı yaşama Mezopotamya alfabelerinden türeyerek geçmiş, İslâm dininin doğuşuyla birlikte yükselişe geçmiştir. 7. yüzyılda Kur’an’ın yazılı hale getirilmesi süreciyle eşzamanlı biçimde “kalem güzeli” konusu devreye girmiştir. Hat sanatı, kufî’den farisî’ye, farklı yazı estetikleriyle, İslâm dininin yayıldığı geniş coğrafyada, yalnız kâğıt üzerinde değil, mimarîde de ağırlığını duyurmuştur. Hat sanatı, İslâm kültürünün doruktaki alanlarından biridir. Kur’an’ın güzel seslendirilmesi nasıl önemliyse güzel yazılması bir o kadar ustalık gerektirmiştir. Yazı çeşitleri, araçları, adâb ve erkânı, hattatlığın püf noktaları Mahmud Bedreddin Yazır’ın temel kitabı “Kalem Güzeli”nde bütün ayrıntılarıyla incelenmiştir. önerilen yeni başlığı çaresiz benimsermiş. BİBLİATELİ Filateli’ye bağlı kalarak Leona Rostenberg tarafından 1977’de önerilen ve sözlüklere geçen terim, üzerinde kitap resmi yeralan pulların koleksiyonculuğunu işaretliyor. BİBLİOHOLİSM Alkolizm kavramından esinlenerek kitap müptelâsı olma durumunu tanımlamak üzere, 1991’de Tom Raabe tarafından yaratılan kelime. Dresden Codex örneği. BİBLİOMANİA (Kitap Manyaklığı) Kitap deliliğinin bir önceki safhası. Kitap BAŞLIK “Madam Bovary benim” diyen Gustave Flaubert’e bakıp kitaplarının isimlerini yazarlarının koyduğunu sanmak yanıltıcı olur. “İlâhi Komedya”nın “İlâhi”si sonradan, lara altedilmez tutku duyanların durumu. İlk defa, 2. yüzyılda, Samsatlı Lukianos tarafından kullanılmış, Ortaçağ’ın büyük şairi Sebastian Brandt ölümsüzleştirmiştir. BOOK VAN (ya da BOOK WAGGON) Dante’nin ölümünün ardından eklenmiştir Tekerlekli araç içine kurulan gezgin kütüp başlığa. Varoluşçuluk akımının ilk ünlü ki hanelere 1905’ten başlayarak verilen isim. tapları arasında sayılan, Sartre’ın “Bulantı” 1931’de, Renault firması bir Bibliobus (kitap romanının adını yayıncı Paulhan koymuştur, otobüsü) imâl etmiştir ama fikir babası ünlü yazarın kitabı için öngördüğü özgün başlık yazar Guy de Maupassant’dır, 1883 yılında “Melankolya” idi. Frankfurt Okulu’nun öncü yayımlanan bir masalında konuyu işlemiştir. filozofu Adorno, ne zaman bitirdiği ve baş Türev bir terim, “bibliocar” 1950 baskısında lığını seçtiği bir kitabını efsanevî yayıncısı Larousse’ta yer bulmuştur. Peter Suhrkamp’a teslim etse bu deneyimli yöneticiden, “Kuzum Adorno, nereden bu BRAİLLE luyorsunuz bu kötü isimleri?” zılgıtını yer, Görme özürlüler için geliştirilmiş, kabart ma noktalar esaslı özel alfabe. Üç yaşında görme yetisini yitiren Louis Braille tarafından 1829’da gelişti rildi. Doğu dünyasında, Zeyneddin El Amidî adlı Iraklı kör bir hukukçu ilk çalışmaları yapmış, bu iş için meyve çekirdeklerini kullanmıştı. Braille alfabe düzeni yalnızca yazı üzerinde yoğunlaşmakla kalmamış, zamanla matematik, müzik gibi alanlarda da etkili olmuştur. Altılı bir düzen seçen Braille, kullanım sıklığı esasına bağlı kalarak nokta sayısını Adorno Louis Braille devreye sokarak okuma kolaylığı sağlamıştır. n KItap İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu lYayın Yönetmeni: Turhan Günay l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Direktörü: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. l 32 Şubat 2017 F uarın en kalabalık günlerinden biriydi. Bir masada oturmuş gelen geçene kitap imzalıyordum. Öyle çok imza atmıştım ki parmaklarım ağrıyordu. Ancak okurlarımın buna aldırdığı yoktu: Standın önü hınca hınç doluydu, kuyruk giderek uzuyordu… İşte ben, bu tür hayali işlerle uğraşırken elindeki afiş ve ceketinin eteğine yapışan dört beş yaşındaki çocuk ile dolaşan delikanlıyı gördüm. Bu ikili bana yaklaştıklarında; delikanlı, çocuğun elindeki meşrubat kutusunu açmak üzere aldı, afişi ona verdi. Çocuk, afişi dayısı veya amcası gibi havaya kaldırdı. İşte o an “Yalnız Değildir” yazısıyla birlikte Turhan Günay’ı gördüm, gülümsüyordu. Parmaklarımdaki ağrı kalbime doğru ilerlemeye başlamıştı. Daha fazla duramadım hayali okurlarımı ve fuarı vaktinden önce terk ettim. Metrobüs Durağı’na girdiğimde elim cebime gidiverdi, sigara yaktım. Tam ikinci nefesi içime çekiyordum ki biri omzuma sertçe vurdu, “Dumansız Hava Sahası” uyarısını gösterdi. Kalbim çok daha fazla ağrıdığından, Kabahatler Kanunu’nu ihlal etmiş olduğumu farkında değildim. Dolayısıyla tütmeyi sürdürdüm. Beni uyaran bilinçli yurttaş ise diğerlerinden yardım almış: sertçe ve ısrarla para cezasıyla ilgili yazıyı okumamı isteniyordu. Durumun vahametini sonunda kavradığımdan, afişlere bakıp, içgüdüsel olarak “Benim okumam yazmam yok” dedim. Bu bilgi karşısında gösterilen tepki, yalnızca “Peki öyleyse” demek, yanımdan uzaklaşmak oldu. Eğer okumam yazmam olsaydı sanırım ya ekonomik olarak ya da başka türlü cezalandırılacaktım: Cehalet işe yarıyormuş! İbrahim Yıldırım [email protected] [email protected] twitter: www.twitter.com/CumKitap
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle