22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Geçiyordum, Uğradım! / Mahmut Şenol / İskenderiye Yayınları / 128 s. Mahmut Şenol bu kez öyküleriyle karşımızda. Şenol, “Geçiyordum, Uğradım”da, kendinden önceki ustaların izini sürüyor. Kitabında bir araya getirdiği on bir hikâyesinde, şiiri andıran özdeyişler eşliğinde, anlattıklarının berrak bir görüntüsünü sunuyor. Otuz yılı aşkın gazetecilik deneyiminin de bu anlatıma kattığı şey çok fazla. Soraya / Meltem Yılmaz / Destek Yayınları / 256 s. Aşk bütün savaşlardan güçlü çünkü daha yıkıcı... Henüz yirmi yaşındaki güzeller güzeli Soraya, şehirleri öfke ve kan kokan Suriye’deki acımasız savaştan kaçıp kendisine yepyeni bir gelecek yazmak umuduyla sığınıyor Türkiye’ye. Kaderinin kalemi başkalarının elinde olan Soraya, kendisinden otuz yaş büyük evli bir adamla evlenmeye razı olduğunda onu savaştan çok daha ölümcül bir geleceğin beklediğini bilmiyordu: Aşk. Savaş, kamp, esaret ve kumalık... Soraya’nın duygu dolu hikâyesini Meltem Yılmaz’ın kaleminden okuyoruz. 30 Saniyede Antik Roma / Kolektif / Caretta Yayıncılık / 160 s. Roma’da bir tepe üzerindeki birkaç küçük evden oluşan yerleşim kümeleri nasıl olup da tarihin en büyük imparatorluklarından biri haline geldi? Romulus, kardeşi Romus’u neden öldürdü? Roma lejyonları nasıl bir düzene sahipti? Roma’da insanlar gerçekten Latince mi konuşuyordu? Romalı bir vatandaşın günlük hayatı nasıldı? Bu kitap, benzeri pek çok soruya elli fikirsel ve kültürel yaklaşım çerçevesinde iki sayfayı ve 30 saniyeyi aşmadan, özetlenmiş 300 kelime ve tek bir görselle ortaya koyuyor. 30 Saniye Serisi’nden eş zamanlı yayınlanan diğer iki kitap ise 30 Saniyede Leonardo Da Vinci ve 30 Saniyede Antik Mısır başlıklarını taşıyor. Yalnızlık Bilmecesi / Çiğdem Anad / Everest Yayınları / 225 s. Türkiye’nin daralan özgürlük alanında sıkışan kadın, kendisine âşık olan, sonradan CIA ajanı olduğunu öğreneceği Amerikalı bir adamla evlenerek yola çıkar. Çıktığı bu yolda bir yandan geçmişini sorgular, diğer yandan bilmediği siyasi sulara karışır ve istemeden Türkiye’nin politik hesaplaşmasında başrol oyuncularından biri olur. Kaosun içine düşer ve çocukluğunda olduğu gibi yine yalnız kalır. Kadın, roman boyunca hem girdiği labirentlerden kurtulmaya hem de yalnızlık bilmecesini çözmeye çalışır. Skolastik Fantazya / Derleyen: Hüseyin Köse / Ayrıntı Yayınları / 480 s. Skolastik Fantazya nedir? Arkaik dönemlerin olağanüstü masallarına ilişkin çağdaş popüler kültür odağından yapılmış eleştirel bir fiil çekimi, verili olana tutsaklığın bastırılmış acısını bin bir türlü oyalamayla savuşturan popüler kültür olgusunun iğdiş edici değerler alanına yönelik yapısökümcü, düpedüz ideolojik ve büyü bozucu bir girişim. Hüseyin Köse’nin derlediği yapıtta ortaya konulduğu gibi kişilerin gerçek yaşamlarına fazladan hayal taşıyan, popüler haz odaklı yaşamsal rutine yönelik bir uyarı. 53. Risale / Osman Balcıgil / Destek Yayınları / 368 s. “53. Risale” kim tarafından, neden kaleme alındı? Nasıl sırra kadem bastı? Kimler tarafından, nerede saklanıyor? 52 adet İhvanı Safa (Arınmış Kardeşler) risalesinin, tek kopya olarak kaleme alınmış bir de 53’üncüsünün olduğunu, bugüne kadar hiç kimse bilmiyordu! Arınmış Kardeşler, Amerika kıtasının yerini Columbus’tan 700, Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve döndüğünü, Güneş’in evrenin merkezinde olduğunu Copernicus ve Galileo’dan 500, evrim teorisini Darwin’den, atomun parçalanabileceğini Dalton’dan ve bu esnada ortaya çok büyük bir enerji çıkacağını Hahn’dan 1000 yıl önce biliyorlardı! Acaba daha da ötesi var mıydı? Dokuzuncu yüzyılda faaliyete geçen gizli fikir kulübü İhvanı Safa başka neler biliyor olabilir? Osman Balcıgil, “53. Risale”yle, kalbinizi ve beyninizi, yerin dokuz kat dibine, Hazreti İdris’in gizli tapınağına doğru gerçekleşecek bir maceraya davet ediyor. Soykırım MeselesiOsmanlı İmparatorluğu’nun Son Döneminde Ermeniler ve Türkler / Hazırlayanlar: Ronald Grigor Suny, Fatma Müge Göçek, Norman M. Naimark / Tarih Vakfı Yurt Yayınları / 448 s. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemine odaklanan Soykırım Meselesi, konuyu “soykırım var mı, yok mu” sorusunun, inkâr ve kabul tartışmasının ötesine taşıyor. Kitapta yer alan makaleler, Osmanlı İmparatorluğu’nun nüfus politikalarının ve toplumun farklı kesimlerini teşhis etme becerisinin, olayların gelişimindeki bağlamın, ihtimallerin ve zamanlamanın önemine vurgu yaparken, farklı milletlerden muhacirlerin oluşturduğu motivasyona dair de farklı fikirler sunuyor. İstanbul / Friedrich Schrader / Çeviren: Kerem Çalışkan / Remzi Kitabevi / 238 s. 18911918 arasında İstanbul’da yaşamış olan Alman gazeteci Friedrich Schrader (18651922) İstanbul’u adım adım gezer ve izlenimlerini İstanbul’da çıkan Osmanischer Lloyd gazetesinde, semt röportajları, insan portreleri şeklinde yayımlar. Yazılarında suriçi semtlerini, camileri, türbeleri kendine özgü bir üslupla betimleyen Schrader, Haliç çevresinden fetih döneminin söylencelerini yansıtırken Bizans’ın izlerini de keşfeder. Gerçek bir İstanbul âşığı olan Schrader’in bu yazılarının derlendiği İstanbul kitabı, Birinci Dünya Savaşı yıllarının çalkantısı içinde günümüze kadar tarihin karanlık sayfalarında kalmıştır. Kitap 100 yıl sonra Kerem Çalışkan’ın duyarlı çevirisiyle ilk kez yayımlanıyor. Dinin Demokrasiyle İmtihanı / Ian Buruma / Çeviren: Deniz Ali Gür / Boğaziçi Üniversitesi Yayınları / 144 s. Ian Buruma, üç kıtada din ve siyaset arasındaki gerilime objektif bir açıdan yaklaşan az sayıda yazardan biri. Çok sayıda güncel ve tarihsel örnekten yola çıkan Buruma, demokrasinin işlemesi için dini inanca dayandırılan şiddetin durdurulması gerektiğine dikkat çekiyor. ABD ile Avrupa’yı karşılaştıran Buruma, niçin çok sayıda Amerikalının ve çok az sayıda Avrupalının dini demokrasinin hizmetinde bir kurum olarak gördüğünü soruyor. Çin ve Japonya örneklerine dönerek yalnızca tek tanrılı dinlerin seküler siyaset için sorun yarattığına ilişkin yaygın inanca karşı çıkıyor. K İ T A P S A Y I 1 3 2 5 “ Son yıllarda Zonguldak üç büyük yetenek yetiştirdi: Biri Rüştü Onur...” Orhan Veli “Gamlı gecelerin öncüsü Rüştü, artık hatıralarım arasına geçti.” Behçet Necatigil “Kısa bir şiir yaşantısı oldu. Hergün sıtma geçirirdi. Şiir sıtması.” Salâh Birsel “2 Aralık 1942 tarihinde bir şair, kısa ama onurlu bir yaşam sürerek ayrıldı dünyadan: Rüştü Onur” Sunay Akın “Çağın dilidir O, yüreğidir, insana, topluma özgü, yüce niteliklerin zor zanaatın ustasıdır o.” Mehmet Yaşar Bilen Rüştü Onur, 1920’de doğmuş 1942 yılında ölmüş. Kısacık bir ömür... Ama yürek yakan şiirler ve mektuplar yazmış. Günışığına çıkmamış mektupları, fotoğrafları ve şiirleri ilk kez İbrahim Tığ’ın 12 yıllık çalışmasının sonucu bu kitapta okurlarıyla buluşuyor. YENİ ÇIKTI 285 Sayfalık bu kitap Kaynak Yayınları arasında TÜM KİTAPÇILARDA S A Y F A 2 4 n 9 T E M M U Z 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle