22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RENKLER n SESLER n HARFLER AYTÜL AKAL ÇİĞDEM GÜNDEŞ MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU n n n Kitap Gölgesi Jennifer Richard Jacobson’dan bir gençlik romanı KİTAPÇ I M. YENER, A. AKAL, Ç. GÜNDEŞ Beş Yıldızlı Ev / Pelin Güneş / Resimleyen: Doğan Gençsoy / TUDEM / 2015 / 144 s. / 8+ Öğretmen öğrencilerinden tatil ödevi olarak başlarından geçen bir olayı öykü haline getirip yazmalarını ister. Öğrencilerin masal mı öykü mü oluşturacağı konusunda önce kafası karışsa da sonunda ne yapacaklarını anlarlar. Yazılan öyküler sınıfta yüksek sesle okunur ve bu kitabın içindeki on beş öyküyü oluşturur. Çocukların, başlarından geçenleri anlattıkları öykülerde kimi komik kimi trajik olay gözler önüne serilirken işlenen konu ile ilgili olarak olaylara farklı bir açıdan bakılabilmesini de olanaklı kılıyor. Her öyküde farklı bir konu derinlemesine işleniyor. Böylece, okurların eleştirel bakabilmesi, yargı üretebilmesi ve en önemlisi de konu hakkında bilinçlenmesi için de olanak sağlıyor. Matematik korkusunun üstesinden nasıl gelinebildiği, anneyle gidilen kuaförde hissedilenler, yerli malı haftasının anlamı, Japonların teknolojiye bakış açısıyla bizimkilerin bakışının karşılaştırması, çocukların miras olayını algılayışı, dere yataklarına yapılan sitelerin sakıncaları, her şey içinde tatillerin insanı yoran yanları, apartmanda köpek besleme durumları ve daha neler neler… Sadece çocuk okura değil, büyüklere de yol gösterecek çok yönlü öyküler. Oyun Kasabası / H. Alp Karaosmanoğlu / Psikonet Yayınları / 2015 / 24 s. / 6+ Fil Kadar Küçük Ansızın kendini annesiz, parasız, telefonsuz, yapayalnız bulan on bir yaşındaki cesur Jack’in serüvenine ortak olmaya hazır mıyız? r Mavisel YENER merikalı bir yazar ve aynı zamanda bir eğitimci olan Jennifer Richard Jacobson’ın, çocuklar ve gençler için pek çok kitabı var. Fil Kadar Küçük, pek çok ödüle aday gösterilmiş. 2015 Sunshine State Genç Okur Ödülü kategorisinin en güçlü adayı. Fil Kadar Küçük, hareketli bir hikâye. On bir yaşındaki çocuğun bakış açısını keşfederken heyecanlı bir arayışa da ortak oluyor okur. Annesiyle birlikte güzel bir tatil için kampa giden Jack, Dalgakıran Kamp Merkezi’ndeki çadırda uyandığında kendini yapayalnız bulur, annesi yanında yoktur. Bu korkutucu durumda Jack ne yapacaktır? Jack annesini her yanda aramaya başlar. Bu arayış sırasındaki zaman yönetimi, hayatta kalma çabası, yaratıcılığı çok etkileyici. Örneğin, gıda satın alabilmek için plastik kutuları toplayıp satarak hayatta kalma mücadelesine zekice bir başlangıç yapar. Bir yanda, yaşayabilmek öte yanda da annesiyle iletişim kurmak zorunda. Uyumak için yer bulmak bile onun sorumluluğunda artık. İletişim kurabilecek hiçbir malzemesi yok. Belki annesi ona eposta yollamıştır diye düşünüp kendini halk kütüphanesine atar. Kütüphanenin erişim olanaklarından yararlanmak için destek bulur. Ancak annesinden gelen hiçbir ileti yoktur. Annesinin kayıp olduğunu kimseye söylemez, annesi varmış gibi davranır. Bunu neden yaptığını kitabın sonunda anlarız. lar da ne doğru dürüst beslenebilmiş ne bir kelime öğrenebilmiş. Bu duruma bir “Dur!” demek gerektiğini anlayan çocuklar, hemen bir plan yapıp ve hayata geçirmiş. Ne dersiniz, sizce işe yaramış mıdır bu plan? Bu plan neydi acaba? Masal, gündelik yaşamdaki görev ve sorumluluklarımızı aksatmamak gerektiğini vurguluyor. Resimlerin kaynağının belirtilmiş olmasını beklerdik. Belki bir sonraki kitapta… İyi okumalar! İnatçı Tohum / Ceren Kerimoğlu / Resimleyen: Ayşe Akıllıoğlu / Elma Çocuk Yayınevi / 2015 / 40 s. / 6+ Kocaman dünyanın küçücük ve kurak bir yerinde kupkuru bir doğa parçası varmış. Öyle kurak öyle kurakmış ki ne bir ağaç yetişirmiş ne bir çiçek. Günlerden bir gün bir küçük bir tohum düşüvermiş bu kurak çorak toprağa. Günlerce aç susuz beklemiş. Etrafta kimseler var mı diye bakınmış. Sonra da bağırıp yardım dilemiş. Kimseler duymamış sesini. Seli dışında. Seli ona yardım edebilmiş midir? Gereksindiği suyu, güneşi getirebilmiş midir? Peki, bu Seli de kim acaba? Ya bu tohum buraya nasıl düştü dersiniz? Kim taşıdı onu bu çorak toprağa? Bu soruların yanıtları kitabın sayfalarında gizli… Ağaçsız, susuz, güneşsiz ve kitapsız kalmayın. Kitabın resimlerinin kolaj tekniğiyle yapıldığını belirtmiş ressam Ayşe Akıllıoğlu. Renkli ve hareketli bir çalışma olmuş. Çocukların dikkatini çekecektir. Dönüyor / Nuray Uygur, Alper Uygur / İllsutrasyonlar: Nuray Uygur, Alper Uygur / Kırmızı Kedi Yayınevi / 2015 / 45 s. / 6+ “Gökyüzüne baktığımızda aslında kendimize bakarız. Galaksilerden bir galaksinin içinde, yıldızlardan bir yıldızın çevresinde, gezegenlerden bir gezegenin üzerinde yaşadığımızı anlarız. (s.7).” Bu giriş aslında kitabın konusu hakkında ipucu veriyor. “Dönüyor” adındaki bu kitapta evrenin hareketi, evrendeki her şeyin kendi ve birbiri etrafındaki dönüşü anlatılıyor. Bu döngü sonucunda meydana gelen doğa olayları ve dönüşümler açıklanıyor. Örneğin dünya’nın dönüşü ile gecenin gündüze dönüştüğünü hepimiz biliyoruz. Peki, evrende dönen, dönüşen başka neler var dersiniz? Biz canlılar da dönüyor muyuz acaba? Bu döngü ve dönüşüm olmasaydı neler olurdu ya da olmazdı? Hepsi ve daha nicesi “Dönüyor” isimli kitapta. Kitabın K İ T A P A Jennifer Richard Jacobson anneannesi de onu aramaya koyulur. Büyükanneyle karşılaştıklarında okur da gerçekle yüz yüze gelir. Jack’ın annesi manik teşhisi koyulmuş biri, tedavidedir. Aslında Jack bunu bilir. Jack’i anneanne büyütür, onun güvende olmasını sağlar. Annenin kendi annesine olan öfkesi, Jack’i ondan ayırmasıyla büyür, Jack bunun tanığı olduğunu fark eder. Fillere olan saplantısının nedenini çözdüğünde, okur da derin derin düşünecektir… BİPOLAR ANNENİN ÇOCUĞU OLMAK Farklı düzeylerde okunabilirliği ile de dikkat çekici bir kitap. Kimi okurlar Jack’ın annesini arama serüveni olarak algılarken kimisi onun travma ve seçimleri üzerine düşünecek. Deneyimli yetişkin okur ise bipolar bir annenin çocuğunun psikolojisi üzerine düşünüp kitaba odaklanacak. Üstünde tartışılabilecek kitaplar bizi sonsuzluğa davet eder. “Jack’in annesinin çocuğunu terk etmesi onun hatası mı?” sorusu bile bu daveti yapmıyor mu? “Jack annesiyle yaşasa daha mı iyiydi?” sorusu da farklı bakış açılarını beraberinde getiriyor. Annesini arama yolculuğunda, gelip kendisini bulmasını bekleyen büyükannesi ve karşısına çıkan kişiler Jack’e hiç de yalnız olmadığını fark ettirir. Sanki kocaman bir alana yayılmış bir sürünün parçası olmuştur. Kimi zaman çok alçak sesli, kulakla duyulmayan kalp sesleriyle iletişim kurarlar. Ama birbirlerini bulup yardım ederler. Tıpkı gerçek bir fil sürüsü gibi… Bu kitabı bir sevgi şöleni niyetiyle okumanız da mümkün. Çünkü “Sevgi, filin iğne deliğinden bile geçmesini sağlar.”n www.maviselyener.com Fil Kadar Küçük / Jennifer Richard Jacobson / Çeviren: Anıl Ceren Altunkanat / İthaki Yayınları / 2015 / 232 s. / 15+ T E M M U Z 2 0 1 5 FİLLER ACI BİBER SEVMEZ! Kitabın ilk cümleleri çarpıcı: “Filler tehlikeyi sezebilir. Onlar, yaklaşan tsunamiyi ya da depremi önceden hissedebilme kabiliyetine sahiptir. Ne yazık ki Jack bu yeteneğe sahip değildi. Bu yüzden, hayatının tepetaklak olduğu gün, hazırlıksız yakalanmıştı” (s. 7). Jack’in en büyük dileklerinden biri canlı bir fil görebilmek. Cebinde taşıdığı oyuncak fil onun hayallerini besler. Kitap boyunca fillerle ilgili verilen bilgiler sayesinde, okur da bu muhteşem yaratıklarla ilgili ilginç şeyleri dağarcığına katar. Fillerin acı biberden nefret ettiğini, hortum güreşi yaptığını, su altında nasıl yüzebildiğini ve nicesini öğreniriz. “Filler kavuşmaları sever. Birbirlerini uzun yıllar süren ayrılıklardan sonra tanır, büyük ve taşkın bir neşeyle selamlaşırlar. Bağırır, kulak çırpar ve birbirlerine sürtünürler. Hortumları birbirine sarılır” (s. 221). Jack annesini arayış yolculuğundayken S A Y F A 2 0 n 9 Psikiyatrist H. Alp Karaosmanoğlu’nun kaleme aldığı “Şema Masalları” dizisinin dördüncü kitabı oyun oynamak üzerine. Bir zamanlar oyun oynamayı çok seven bir kasaba varmış. Büyükten küçüğe herkes oyun oynamayı çok sever her gün işe gitmeden önce mutlaka oyun oynarmış. Kimisi ip atlarmış kimisi tavla oynarmış. Gel zaman git zaman bu oyun işini öyle büyütmüşler öyle büyütmüşler ki gündelik işlerini bile yapamaz hale gelmişler. Servis şoförü oyundan başını alıp çocukları okula götürmeyi, öğretmenler derse girmeyi, anneler babalar yemek yapmayı bile aksatır olmuş. Haliyle çocuk C U M H U R İ Y E T S A Y I 1 3 2 5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle