23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Vitrindekiler Yeryüzünde Konaklama / Pablo Neruda / Çeviren: Alova / Can Yayınları / 230 s. Pablo Neruda’nın 1933, 1935, 1937 yıllarında üç kitap olarak basılan ve Canto General’in yanında başyapıtı sayılan Yeryüzünde Konaklama, Türkçede ilk kez eksiksiz yayımlanıyor. Daha önce yine Alova’nın çevirisiyle yayımlanan Kuruntular Kitabı ve Kuşlar Sanatı’ndan sonra, bu ünlü yapıtında da Neruda, gerçeküstücülüğün ve Güney Asya kültürünün etkisiyle, yeryüzünün değişken doğasını, insan gövdesine ve maddeye duyduğu sonsuz tutkuyu, İspanya İçsavaşı’nın ve II. Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkımları; melankoliyi, acıyı, erotizmi, yitik aşkı, belleğin gelgitlerini, yalnızlığı zengin bir metafor örgüsüyle yansıtıyor. Kurtlar Sofrasında / Hans Fallada / Çeviren: Ahmet Arpad / Everest Yayınları / 1222 s. Yıl 1923. Almanya’da enflasyon almış başını gidiyor. Ülke bir uçuruma sürükleniyor. Bencilleşen bireyler yazgılarını ellerine alıyor. Paranın çılgın gibi değer yitirdiği dönemde insanlar kendilerini, parçalanmaya başlayan toplumun içine düştüğü bataktan kurtarmaya çabalıyor. O günlerin karmaşasında, yaşamın gittikçe çılgınlaştığı başkent Berlin’de tekrar karşılaşan, Birinci Dünya Savaşı’nda birlikte cepheye gitmiş üç insanın yazgısından yola çıkıyor Hans Fallada. Kurtlar Sofrası’nda adını verdiği bu dev romanda, toplumun her kesiminden özenle seçtiği kahramanlarına adeta bir resmigeçit yaptırıyor; kısa sürede zenginleşenler, bir günde varını yoğunu yitirenler, tüm servetini kumara yatıranlar, dönekler, karaborsacılar, yeraltı babaları, büyük arazi sahibi soylular, subaylar, küçük insanlar, vurguncular, sokak kadınları, uyuşturucu bağımlıları ve daha niceleri… Casanova Üzerine Notlar / Miklos Szentkuthy / Çeviren: Sibel Hacıoğlu / Aylak Adam Yayınları / 246 s. Aziz Orpheus Dua Kitabı’nın ilk cildi olan Casanova Üzerine Notlar, Szentkuthy’nin 2000 yıllık Avrupa kültürünün bir sentezine giriştiği yapıtıdır. Bilge ve şair Aziz Orpheus, okurunu cehennemvari bir atmosferde tarihin, mitlerin, dinin ve edebiyatın dehlizlerine sürüklerken, kendini krallara, papalara, azizlere, tiranlara ve sanatçılara dönüştürerek yeniden yaratır. Szentkuthy kendine has üslubu ve metaforlarıyla 18. yy.’ın tekdüze ve rasyonel sistemini Casanova karakteri aracılığıyla yerle bir ederken, 20. yy.’ın en önemli dehalarından biri olduğunu kanıtlıyor. Ben Neyim? / Ahmed Midhat Efendi / Yayıma Hazırlayan: Nesibe Yazgan Uslu / Çağrı Yayınları / 188 s. Ben Neyim?’de Ahmed Midhat Efendi’nin materyalizm ile ilgili düşünceleri bir bütün olarak yer almaktadır. Konuyla ilgili orijinal ötnekleri ve kendine has üslubuyla meseleye farklı bir açıdan yaklaşan yazar, dikkat çekici ve devrin çok ilerisinde fikirler öne sürmektedir. Kitap, Batı S A Y F A 3 2 n 2 3 N İ S A N dünyası ile ilişkilerimizin daha da ilerlediği 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra yavaş yavaş da olsa Osmanlı toplumunda etkileri görülmeye başlanan maddeciliğe ve materyalizme karşı tenkir ve onların esaslarını çürütmek amacıyla kaleme alınmış küçük ama ihtivasıyla önemli bir yapıt. Nesibe Yazgan Uslu’nu yayıma hazırladığı kitapta, metnin orijinal Osmanlı Türkçesi ile yazılmış halinin yanında, bugünün okuru için hazırlanmış küçük bir sözlük de yer alıyor. Değmez / İsmail Güzelsoy / Doğan Kitap / 370 s. “Tanrı, insanın ölümsüzlüğe varmış halinden başka bir şey değil” diye cevaplıyordu beni Selman Dermanî. “Ölüm ile kesilen bir hayatın hiçbir anlamı yoktur. Değmez... Bütün bu çabalara, sağalmaya, hasta olmaya, iyileşmeye, çalışmaya, mülk edinmeye, çocuk yapmaya, âşık olmaya değmez. Lisan öğrenmeye, şiir okumaya, saz dinlemeye, mutlu olmaya değmez. Ancak ölümsüzlük varsa bu dünya hayatının bir anlamı olabilir. Kendimi yeniden, sıfırdan üretmeyi istiyorum. Bunu yapacağım. Hakkım! Kadere teslim olacaksak mağaralara dönelim, haydi!..” El çabukluğuyla bizi efsunlayan bir yazar var karşımızda… Fennî Sihirler yapan bir sihirbaz!.. İsmail Güzelsoy Değmez’de hayatın en büyük iki sırrının, aşkın ve ölümün dansını koyuyor sahneye. Barbarlar Zamanı / Cem Uğur / İletişim Yayınları / 180 s. Cem Uğur, faillerinin bile anlatmaktan çekindiği konuları ustalıkla eklemleyip bir resmî acılar geçidi izletiyor Barbarlar Zamanı’nda. Sergerdesi, eşkıyası, soğuk suyu bol memleketin; Mamekiye, Dersim ya da Tunceli’nin dağ çiçekli, çıbanlı, çokça delili hikâyelerini anlatıyor. Dört dağ, üç nehir, iki tepe, bir vadi ve yarım ovanın üstünde Kemalkuşlarının uçuşunu etkileyici metaforlarıyla betimleyip, sert konuları kalemiyle yontarak eşsiz bir anlatı yaratıyor. Barbarlar Zamanı herkesin duyduğu şeylerin, kimsenin ummadığı şekilde kâğıda döküldüğü bir kitap. Küçük bir not: “Hikâyelerde yer alan almayan bütün kişi, kurum, kuruluşlar, tarihler, toplumsal sistemler, ülkeler, hayvanlar, olaylar ve mekânlar daha da gerçektir. Hiçbirinde hayal ürününün kırıntısı dahi yoktur.” Nehrin İki Yakası / Gündüz Öğüt / Yitik Ülke Yayınları / 300 s. Nehrin İki Yakası, Fantastik edebiyatta önemli bir yer kaplama iddiası taşıyan bir ktiap. Gündüz Öğüt’ün yarattığı karakter ve mekânlar Remzi San’ın çizimleriyle görsel bir şölene dönüşüyor. Okuru ilk satırlarından itibaren içine alan ve fantazya diyarlarında inanılmaz bir yolculuğa çıkaran bir başyapıt. Başkaları adına daima ilk ve son sözü söyleme iddiasında olanlara yönelik bir başkaldırı destanı. Nehrin İki Yakası, gerçekleri arayan cesur özgürlük savaşçılarının romanı. Kirov Cinayeti ve Stalin / Robert Conquest / Çeviren: Gün Zileli / h2o Kitap / 210 s. 1 Aralık 1934’te partinin gözde ismi Sergey Mironoviç Kirov, Smolni’nin üçüncü katında bulunan çalışma odasına gitmek üzere koridorda yürürken, Leonid 2 0 1 5 Nikolayev adlı biri tarafından ensesinden vurularak öldürülür. Bu tabii ki sıradan bir cinayet değildir ve sonraki yıllar devrimi yapan Bolşevik kuşağın tümüyle katline sahne olacaktır. Suikastın, o zamanki gizli polis şefi Yagoda’nın emirleriyle düzenlendiği, 1937 yılında ortaya çıkmış ve Yagoda başta olmak üzere, suikastın örgütlenmesine karışan herkes idam edilmiştir. Fakat Yagoda’nın bu suikast emrini kimden aldığı, kuvvetli kuşkulara rağmen hiçbir zaman kesin bir şekilde ortaya çıkmamış ve kanıtlanamamıştır. Elimizdeki kitap, işte bu cinayetin hikâyesini anlatıyor bize. Filozof ve Kurt / Mark Rowlands / Çeviren: Esra Özkaya / Maya Kitap / 236 s. Popüler felsefede yılın en orijinal ve bilgilendirici kitaplarından biri olarak niteleniyor Filozof ve Kurt. Bir insanla hayvan arasında oluşabilecek bağın harika bir portresini de çiziyor aynı zamanda. Kitabın yazarı Mark Rowland yirmi yedi yaşında genç bir felsefe profesörüyken kendisine yavru bir kurt alır. Brenin adlı bu kurt, hareketli ve yaramaz gençlik döneminde her tarafı altüst ettiği için, Mark onu üniversitedeki felsefe derslerine de götürmek durumunda kalır. Böylece bu ikili hayatı paylaşmaya, birbirlerine gerçek anlamda hayat arkadaşlığı etmeye başlar. Rowland, Filozof ve Kurt’ta Brenin’in gençliğinden başlayıp 11 yıl sonraki ölümüne kadar süren dostlukları boyunca sevgi, mutluluk, varoluş hakkında öğrendiklerini, bir felsefe profesörünün gözünden anlatıyor. Neyi, Nasıl Okumalı? / Haluk Yurtsever / Yordam Kitap / 192 s. Neyi Nasıl Okumalı?, Haluk Yurtsever’in 20072014 arasında yazdığı yirmi kitap tanıtma/eleştiri yazısından oluşuyor. Kitapta, ayrıca Tarihten Güncelliğe Sınıf Savaşları ve Devlet üzerine Sakine Erdoğan’la, Yeni Bir Sol Atılım İçin üzerine Attila Aşut’la, Kapitalizmin Sınırları ve Toplumsal Proletarya üzerine Coşkun Adalı ve Yunus Öztürk’le yapılan dört söyleşi de yer alıyor. Pardon Yalnızlığım Rahatsız mı Ettim? / Pembenur Çetin / Semerci Yayınları / 78 s. “Yazdım. İçimde, dışımda, sağımda, solumda ne varsa biriktirdiğim. Bazen elimde kalem, öylece kalakaldım. Sayfalar da öksüz kaldı, gözyaşlarım üzerine aktı, yalnızlık bitti, yazdım... Gecelere emanet ettim bedenimi. Her sabah aynı yerde buluyordum kendimi, fakat yüreğimi kaybettim. “Şimdi bensiz nerelerdedir, ne yapiyordur?” diye çok acı çektim. Zaman gerçekten ilaç mıydı görünmeyen yaralarımıza? Hiçbir bahçe yetmedi çoğalan kederime. Ben de kaybettiğim yüreğime ektim. Ne var ki yağmurlarla çiçeklenmedi ektiklerim. Kendimce ve delice sevdim seni, Fakat, yazmak isterdim mavi gözlü dev gibi...” Pembenur Çetin’in özlem dolu bir şiiri içinde barındıran öyküleriyle okur karşısında. Hep yazmak isteyenlerin hikâyesini de anlatıyor Çetin, kitabında. Dram Sanatı ve Sinema / Yörükhan Ünal / Hayalperest Yayınları / 220 s. Anlatım formlarının doğuşunu hazırlayan nedenleri, yapılarını, gelişim evrelerini ve toplumsal yaşamla olan ilişkisini ayrıntılı ve örneklemlerle destekleyerek ortaya koyan kaynak niteliğinde bir yapıt. EposDrama çatalında yönünü dramaya çeviren, yaratıcı ve doğaç bir C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 1 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle