25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ayşe Kulin’den “Tutsak Güneş” ‘Baskı rejimlerinin sonu patlamadır’ Yakın gelecekte, yeryüzünde bir ülke... Tiran ölmüş ve oğlu başa geçmiş. Din uleması ve polisler ordusundan oluşan bir demir yumrukla yönetiliyor. Katı yasalarla sınıflara ayrılan halk, yoğun denetim ve gözetim altında yaşıyor. Güneş ise “Gökcisim” denilen dev bir kütlenin ardında tutsak. Bir gün biliminsanı Yuna, gidişatı sorgulamaya ve ezberleri bozacak bir direnişe doğru yol almaya başlıyor ve bu yolda hiç de yalnız olmadığını fark ediyor. Ayşe Kulin’in yeni romanı “Tutsak Güneş”, sonuna kadar direnişçi ve çevreci bir metin. Millî, dinî ve her alanda ele geçirilmişliğe, tek tipleştirilmeye, doğanın ve milletin kanını emen tüm iktidar sahiplerine isyanla, ütopik(!) bir memleket kurgulanarak kaleme alınmış. Kulin’le yeni romanını konuştuk. “Güneşimizle aramızda kara kedi gibi duran o Gökcisim, bir gün çekip gidecekti elbette. Belki çok yakındı çözüm. Kapıdaydı. O an gelene kadar bize düşen, sanki güneş gökte parlıyormuşçasına yaşamayı sürdürmekti. Hayata tutunmaktı.” (Romandan) r Gamze AKDEMİR omanınızdaki uygarlık, günümüz Türkiyesi’nin hatta biraz da İran ve Kuzey Kore’nin distopik versiyonu gibi. Dünyanın herhangi bir yeri de olabilir. Nitekim bana ilham veren Margaret Atwood’un Damızlık Kızın Öyküsü adlı romanı da Kanada’da geçiyordu. Günümüzle hayli örtüşen metaforik evreni düşünüldüğünde esin kaynağınız sadece Atwood’un romanı diyemeyiz. Elbette. Dünyanın neresinde olursa olsun baskı rejimlerinin sonu patlamadır! O memleketin hayrına olur ya da olmaz, o başka. Benim de ülkemde kendimi bir baskı rejiminde hissettiğim anlar giderek çoğalıyor. Gezi’den sonra özellikle. Daha önce de vardı ama görece tahammül edilebilir ölçüdeydi. Dindarlara her zaman büyük bir saygı duydum. Fakat müthiş bir hayal kırıklığı yaşadım, kocaman bir uçurumdan yuvarlandım. Dindarım diyenlerin ardından her türlü yolsuzluk, yalan, iftira, hukuksuzluk, hırsızlık; ne ararsanız çıktı, çıkıyor. İsyan etmemek ve bir yazar olarak da bunun sizde izler bırakmaması mümkün değil. “HAK ARAYIŞI İNSANIN DOĞASINDA VAR” Merkez tarafından uysallaştırıldığı zannedilen bu uygarlıkta da isyan edenlerin sayısı az değil. Tutsak Güneş bu bağlamda direnen kitlelerle eyleme koyulan bir metin. Evet, böyle diyebiliriz çünkü hak arayışı insanın doğasında var. Ama erken ama geç... Tıpkı bir “üst” birey olarak karşımıza çıkan baş karakter Yuna gibi. Üst bireyler, bu kitapta da gerçek yaşamda da kimi ülkelerde Soyvetler ya da şimdinin Rusyası gibi devleti temsil eden idarenin çevresi ve uzantılarıyla o idarenin çeperleri gibi. Yuna’nın durumunda ise bu biraz değişik çünkü bir biliminsanı. Hemcinslerine oranla ayrıcalıklı olsa da özgürlüğünün sınırları o bilim ortamında dahi sınırlı. Ama sonunda o da sorgulamaya başlıyor. Kendi iç isyanını yaşıyor ve masallara bir gönderme şeklinde uyuyan bu güzel, Kutgar’ın kayboluşuyla tam anlamıyla uyanıyor, gözleri açılıyor. Yuna’nın sorgulasa da alıştırıldığı o düzene dönme isteği hep var... Elindekilerden olmak istemiyor çünkü. Hayatından önceleri çok memnun, kendisine çizilen sınırlarda yaşamaya alışmış, isyanı neredeyse unutmuş bir kadın. Tabii o anlarda kitapta çok sık vurguladığım şey de bir kargaşa ortamından çıkmışlar, iç savaş kısa zaman önce bitmiş. Ondan sonra her şey iyiymiş gibi gözüküyor. Ölümü görüp hastalığa razı olunabiliyor. Çünkü iç savaşlarda çok can yanar. Biz de bir nevi bunu yaşamıyor muyuz? İkide bir bombalar patlıyor, gencecik insanlarımız, masum çocuklarımız ölüyor. Uyanıştan bahsediyoruz ama bütünüyle uyunmuş da değil. Direnişin sesi her yerde öyle ya da böyle duyuluyor. Romanda önce giderek homurtuya dönüşen bir uğultu olarak fark ederiz bunu. İsyanın kapıda olduğunu anlamaya başlarız. Orada algı ve hafıza operasyonlarına bir gönderme olarak Yuna’nın unutmuşluğunun sebebi ortaya çıkar; otoriter Uluhan rejimi oturtabilmek ve siyasi ve kişisel tarihleri yeniden şekillendirebilmek için belli bir yaştakilere geçmişlerini unutturtmuş, beyinlerine müdahalede bulunmuştur çünkü. “MÜSLÜMANLIKTAN KALA KALA NEREDEYSE IŞİD, YALAN VE HINÇ KALDI” Gezi Direnişi’nin romandaki Selvili Park’ta metaforlaşmasını da konuşma R Ayşe Kulin’in romanlarında insan ilişkileri önemli ve önde. “Tutsak Güneş” de insan davranışları ve isyanın romanı. Yukarıda Gamze Akdemir’le... S A Y F A 1 6 n 2 9 E K İ M 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1341
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle