Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş 1 iir Atlası CEVAT ÇAPAN Petır KARAANGOV/ Şiirler/ Çeviren: Ahmet Emin ATASOY Her kadın, hasret yorgunu, sarılacak erkeğine. Ötüşecek gül döşekler. Ve mutlu olacak gece. Kapı önünde köpekler susacaklar efendice. Sarhoş olan koyuncuklar yaşamın hazzından engin, diplerinde yatacaklar siyah salhanelerin. Karanlığı dağıtacak güneş altın hançer ile. Ve yaz böyle son bulacak doğumlar ve ölümlerle. 931 yılında Sandanski’de dünyaya geldi. Liseyi doğduğu kentte bitirdi. Devlet Kütüphanecilik Enstitüsü’nden (1951) sonra Sofya Üniversitesi’nin Bulgar Filolojisi Bölümü’nden (1957) mezun oldu. Kütüphanecilik yaptı (19521953). Bılgarski pisatel (Bulgar Yazarı) yayınevinde düzeltici (19581963), Plamık (Alev) dergisinde redaktör (19631964), yine Bılgarski pisatel (Bulgar Yazarı) yayınevi (19641968) ile “Boyana” Film Merkezi’nde başyazar (19681971) ve Varşova Bulgar Kültür Merkezi’nde genel müdür yardımcısı (19711972), Plamık (Alev) dergisinde başredaktör (19801983), “Kiril ve Metodiy” Ulusal Kütüphanesi’nde başmüdür olarak çalıştı (19831989). Bulgar Yazarlar Birliği’nde başsekreterlik yaptı (19891991). Petır Karaangov, ilk şiirlerini Bulgar halk türkülerinin yapısından esinlenerek yazdı. Sonraları felsefi bir derinlik kazanan şiirinde, duygu ve düşüncelerini yumuşak ve sessiz bir söylemle dile getirmeyi yeğledi ve bu tutumunu yıllar boyu ısrarla sürdürdü. Ahlaksal değerlerin başı çektiği bu duyarlı şiirin en belirgin özelliği, tüm evreni kusursuz bir renk armonisi içinde yansıtma sevdasıdır. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan şair, ülke genelinde birçok edebiyat ödülüne değer görüldü. Başarılı bir şiir çevirmeni ve senaryo yazarı olarak da bilinen Petır Karaangov’un belli başlı şiir kitapları şunlardır: Mevsimler ve Bizim Sokak (1964), Katılım (1964), Yıllık Döngeler (1965), Kış Pazarları (1967), Ani Yaz (1970), Yaklaşan Karlar (1971), Akşamları Müzik Gibi (1973), Şiirler (1974), Yağmur Kara Dönüşmeden Önce (1976), Anakara (1980), Mevsim Ortasında. Seçme Şiirler (1981), Kışın Pazar Günleri (1984), Kısa Evren. Seçme Şiirler (2001). Yazarın başlıca kitapları: Waiting For Dawn (ŞiirKraft Books Yayınları, 2010), Clouds And Other Poems For Children (Çocuk ŞiirleriIbadan Üniversitesi Yayınları2009), The Last Of The Strong Ones (RomanVista Books Yayınları, 1992), Hands That Crush Stone (OyunIbadan Üniversitesi Yayınları, 2010), Children Of The Eagle (RomanVista Books Yayınları, 2002), Rituals And Departures (Kısa ÖykülerKarnak House Yayınları, 1996), Gender Issues In NigeriaA Feminine Perspective (AraştırmaVista Books Yayınları, 1996), Trafficked. Ikeja (RomanLantern Books Yayınları, 2008. n ‘Yaratıcı kılar beni keşmekeşte anlam bulamam’ YARATICILIK Tadeuş Rujeviç’e Dünyamız iyi bilinir hiçbir şey yok eklenecek: onda inci salt incidir, kelebek, kelebek demek. Kelebek hünerle uçar kaptırıp yaza kendini. Fakat neden boş kabuklar soyulmuş katedral gibi ağlar içlerinden hızla akıp geçen mevsimlere?.. Tek ben kıyıda ısrarla el ederim esen yele. Ve bendeki katedrali onarmaktır en son çabam. Yaratıcı kılar beni keşmekeşte anlam bulmam. Oysa asla sevilmem ben! Ve yoktur hiçbir değerim! Aynen kendi bedeninden ağ çeken bir örümceğim. AĞUSTOS Beyazlaşmış yazın yüzü. Şimşekleri söndü işte. Kösnük bir inek sürüsü şeftalileri ezmekte. Keten gömleği inceldi bütün uysal çobanların. Davarlar düze yöneldi tok yerinden ormanların. Çıralı, ardıçlı koku dolacak köy evlerine. EV Gelip gidecek süreksiz insan ve kuş, gün ve mevsim… ama salt bizim evimiz yanmayacak geceleyin. Evimiz yok bizim artık yok artık o yeşil atkım ve annem de yok ne yazık… Ortalıkta tek ben varım. Varım işte. Biraz daha… Bir elma örneği aydın, unutulmuş dallarında son aralık ağacının. Bu duru çay kıyısında yeri yönü görmek çok zor Akşam yolu beni asla bir yerlere götürmüyor. Sonbahar da gitti yine, çürüttü onu yağmurlar. Yıkık baca üzerinde işte bu kez de kar, kar, kar… KUYRUKLUYILDIZ Bu bahar göğün en soğuk yerinden bir kuyrukluyıldız geçti derinden. Onu yollar, patikalar gördüler vişneler çatlayarak selam verdiler. Yabanıl bir özlem ve umut dolu benim ellerim de çağırdı onu: Ey gökler gözdesi, terk etme n’olur, cömert tarlaların üzerinde dur, üzerinde bekle daldaki kuşun, kulübenin, akan çayın, yokuşun, tevvekkülle duran ellerimizin, yemin gibi ağır sözlerimizin, bir de camlar ardındaki genç kızın, boynu bükük ağlayanın, yalnızın… Parlaklığın yansısın, bari bir kere, acı dolu, feryat eden kentlere. Dur, gökler gözdesi! Elinde mendil, dünyanın gözyaşını bir kez de sen sil! n S A Y F A 24 6 Ş U B A T 2014 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1251