Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K “Sen ne (z)arif bir insandın Ramiz Gökbudak; ışıklar içinde yatasın…” “Sol Omzuna Güneşi Asmadan Gelme” nam novellamın devamını yazıyorum. Adı mı? “Buraları Rüzgâr, Buraları Yağmur.” Dördüncü bölümünde 90’lık anlatıcım, Loire Vadisinde şatolar kenti Amboise’a gidiyor. Neden mi? Dâhi sanatçı ve mucit Leonardo da Vinci’nin (14521519) mezarı oradadır. Leonardo’yu çalışmalar için oraya getirten ise Fransa Kralı I. Fransuva’ydı (14941547). Birikimli bir soylu, polyglot, bonvivant, avcı, sporcu, şair, estet ama daha önemlisi bibliyofil ve koleksiyonerdi. Sarayın kütüphanesine alınan kitapları önce o okurdu. Kütüphanesini bibliyofillerin kullanımına açması da bir öncülüktü. Leonardo kente gelirken katırın sırtındaki torbada, “Mona Lisa” adlı tablo da vardı. I. Fransuva, 1525’te V. Şarl’a esir düşünce onu esaretten Kanuni Sultan Süleyman (14951566) kurtardı. (Batı onu Muhteşem Süleyman diye tanır.) Dar zamanında Fransa’ya gıda yardımında bulundu, düşmanlarına mesaj vermek üzere Osmanlı donanmasını nice zaman, Nice limanında tuttu… 3452 Loire Vadisi’nde hâlâ Türkler var; şoförlük, inşaat işçiliği ve lokantacılık yapıyorlar. Bazı şaibeli (ve göçmen) Fransız politikacılar sizin nereniz Avrupalı diye AB sürecinde Türkiye’nin önünü kesmeye çalışıyorlar. (Peki, senin neren Avrupalı?) 3453 Mimar Işık Öğütçü (doğ. 1957), üstat Orhan Kemal’in en küçük oğludur. İzleyebildiğim kadarıyla; Orhan Kemal Müzesi’nin açılmasına öncülük etmiş, kitaplarını yabancı dillere çevirtmiş, gazete ve dergilerde kalan yazılarını kitaplaştırmış, yapıtlarını sahiplenmiş ve Orhan Kemal Roman Ödülü’ne devinim kazandırtmıştır. Takdirlerimle! “Işık Öğütçü’nün hazırladığı, “Orhan KemalSessizlerin Sesi” adlı fotobiyografi’yi incelerken aklıma ilk gelen” 3454 Almancanın bazı Avrupa dillerine göre kulağa daha kaba geldiğini iddia edenler var. Ne zaman bu zırvayı itap İçin...140 SELÇUK ALTUN ‘Bak, cami sana ne getirdim’ 3451duysam aklıma Alman şarkıcı Falco’nun (19571998) “Jeanny” adlı parçası gelir. (YouTube’dan dinlemenizi öneririm.) 3455 “Dalgınlık Kursları”ndan – Enis Batur: Görünmeyen hayvanlara ilişkin bir bilim dalı: Kriptozooloji. Umutsuzca, bir kataloğunun peşindeyim. Alain RobbGrillet’nin dairesinde televizyon olmadığını öğrendiğinde, apartmanın kapıcısı sormuş. “Peki, nasıl televizyon seyrediyorsunuz?” “Hayret” diyor kadına garson, “Siz ne zaman gelseniz yağmur yağıyor.” İçimden: “Hayır, yağmur benim.” Sokaktan bir sürü şemsiye geçiyor. Yıllardır kelim, hâlâ taranıyorum oysa. 3456 İstanbul Şirinevler’de özel bir konuşma merkezinin adı: KEKEMELODİ. (Bu, bir Cihan Oğuz katkısıdır.) Yazar Thomas Wolfe (19001938) ebadına uygun (boyu iki metreydi) yeterince rahat bir sandalye ya da masa bulamadığından, genellikle ayakta durup buzdolabının üstünde yazardı. / Yönetmen Ingmar Bergman (19182007) akşamları okur, geniş koleksiyonundan bir film seçer ya da televizyon izlerdi (Dallas’a düşkündü)… Bach’tan Rolling Stones’a tüm müziği severdi. / Ludwig van Beethoven (17701827) gün doğarken kalkar ve işin başına oturmak için fazla zaman kaybetmezdi. Kahvesini büyük bir özenle hazırlardı; her fincan için altmış kahve çekirdeği olmalıydı, dozu ayarlayabilmek için onları teker teker sayardı. / Karl Marx (18181883) Londra’da sürgünde yaşarken her gün British Museum’un okuma odasına gider akşam yediye kadar çalışırdı. / Marcel Proust (18711922) gün boyunca uyur, geceleri yatağında çalışırdı. / Graham Greene’in (19041991) günlük kotası 500 sözcüktü onu sonra 200’e düşürdü. / Vladimir Nabokov (18991977) Lolita’nın ilk taslağını Amerika’yı dolaştığı arabanın arka koltuğunda geceleri yazmıştı… 3459 Galatasaray tribünlerine bir flama tüyosu: CESARE(T) PRANDELLİ! 3460 Türk Plastik Sanatlarında ilkler – Oğuz Erten, Antik Kültür Yay.: Batılı resim anlayışında portresini yaptıran ilk padişah: Fatih Sultan Mehmet (Gentile Bellini’ye, 1480’de) / Portresini devlet dairelerine astıran ilk padişah II. Mahmut (18081839). / Batılı anlamda resim yapan ilk sanatçı: Şeker Ahmet Paşa (18411907). / İlk müze: Aya İrini Kilisesi’nde Askeri Müze, 1846. / İlk uluslararası sergilere katılım: 1851’de Crystal Palace’da düzenlenen Londra Sergisi’ne etnografik malzeme ve el sanatları ürünleriyle. / Gerçekleştirilen ilk sergi: Sultanahmet Meydanı’nda 1863’te; tarım, sanayi, el sanatları ve güzel sanatlar ürünleri… 3461 Nuri Bilge Ceylan’ın başyapıtı “Kış Uykusu”, diyalogların akışı ve yoğunluğu açısından bana Eric Rohmer’in (19202010), “Komediler ve Atasözleri” serisini anımsattı. 3462 Vedat Nedim Tör (18971985) – Aile Dergisi, 1948: Bak, Cami Sana Ne Getirdim! Ankara’ya her gidişimde, İdil’i (Biret) görmeden edemiyorum. Bakın, bu sefer de o binbir ışıklı dehâ cevherinin nasıl bir cilvesiyle karşılaştım, size anlatayım: Geçen yazın, yani daha beş yaşındayken, onu İstanbul’a getirmişler. İstanbul’un en çok camilerine merak sarmış ve “Beni camilere götür!” diye annesine yalvarmış. Annesi de ona Ayasofya’yı ve Sultanahmet’i gezdirmiş. İdil, bu camilerin güzelliğine hayran kalarak onları uzun uzun seyretmiş. Ankara’ya dönüşlerinde İdil, iki eser bestelemiş. Birinin adı: Ayasofya’nın Mozayıkları”, ötekinin ki, “Bak, cami sana ne getirdim!” İşte, İdil, bana bu eserlerini çaldı. “Bak, cami sana ne getirdim!” adlı bestesinin sözlerini de o incecik sesiyle söyledi. Onu dinlerken, vücudumda yine bir tuhaf ürpermeler dolaştı. Boğazım düğüm düğüm oldu. Bir mucize karşısında kalan ilk insanların şaşkınlığını geçirdim. Dilim tutuldu. Ağlamaklı oldum. 3463 Kitap Önerileri: Cin Kontrol Noktası – k. İskender, SEL / Sekiz Beyaz Gece – Andre Aciman (Çev. Z.C. Özmen), YKY / Agape’ye Ağıt – William Gaddis (Çev. Zeynep Alpar), Everest / Sevmek, Sevinmek, İyi Şeyler Üstüne (Seçme Yazılar) – Yaşar Kemal, YKY / Mübarek Kadınlar – Gaye Boralıoğlu, İletişim / Can Baba’ya Çocukça Şiirler – Lütfü Dağtaş, Dönence / Edebiyat Sözlüğü – Emin Özdemir, Bilgi / Çevirdim Dilim Yandı Tozan Alkan, Mühür / Kehanetin Gölgeleri – William Blake (Çev. Tozan Alkan), Varlık / National Geoglathif – Latif Demirci, İletişim / Sınırlar – Erdil Yaşaroğlu, Doğan Kitap / Acı Hayatlar – Nedim Gürsel, Doğan Kitap / Yaşadığım Günler – Kâzım Taşkent, YKY / Köçekçeler – Salâh Birsel, SEL / Wittgenstein’in Metresi – David Markson (Çev. P. Angı / S.K. Angı), Jaguar 3464 Renkli yazar Reşad Ekrem Koçu’nun (19051975) bir şiir kitabı da yok değildi. 1955 ürünü “Acı Su”dan: Köhne Kayık Koynumda bir âfeti devran var. Kalem kalem parmaklı ayaklarının Bak eşsiz güzelliğine. Bassın bağrıma derim, Nakşı kalsın dövme gibi. Hey bu köhne kayığın meçhul sâhibi Allah ne murâdın varsa versin. 3465 Sırası bir türlü gelmeyen aforizmalar demeti: İnsan yalnızca tamamen ele geçiremediğine âşık olur. Marcel Proust Tarihe olan bir borcumuz da onu yeniden yazmaktır. Oscar Wilde Bana göre sanat ruhumuzdan bir alıntı yapmaktır. Mark Rothko 3466 Entegre yetenek Sezen Aksu (doğ.1954) kırk yıllık kariyerinde 323 şarkı sözü yazıp, 245 beste yapmış. 25’i albüm olmak üzere 65 çalışması var. Sayısız konser verdi ve sanatçı yetiştirdi. Eylül ayında yaptığı açıklamaya göre önümüzdeki yıl müziği bırakıyor. Umarız doğru değildir. Sezen Aksu her kesimden müziksevere hitap ederdi. Bence o, pop müziğin Orhan Veli’siydi. 3467 MASLAK … KALSAM 3468 Cahit Kayra (doğ. 1917) bir sembol insandır. SBF’yi bitirdikten sonra maliye müfettişi olmuş, politikaya atılıp Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yapmış, bilahare yetkin yazılar ve kitaplar yazmıştır. Cahit Bey 1946 yılında görevli olarak gittiği Hakkâri’ye, 66 yıl sonra yeniden gittiğinde 95 yaşındaydı. “Sümbül Dağı’nın Karları”nda bu süreci karşılaştırmalı notlar ve fotoğraflarla irdeliyor. Kitabı, kütüphanemin demirbaşları arasına girmiştir, kendisine teşekkür eder, saygılar sunarım. (Rahmetli babam Fahamettin Altun 197075 yıllarında Hakkâri Valisiydi. Fatih kaymakamlığından terfian gitmişti, birkaç K İ T A P S A Y I 1294 Ertuğrul Oğuz Fırat (19232014) 3457 17.10.2014! Cumhuriyet’teki küçük bir ölüm ilanından ERTUĞRUL OĞUZ FIRAT (19232014) Beyefendiyi yitirdiğimizi öğreniyoruz. Hukukçuluğun yanı sıra yetkin yazar, şair, besteci ve ressamdı. İdil Biret’in de övdüğü bir klasik müzik bestecisiydi ama bir enstrüman çalmadığını anımsıyorum. Koleksiyonumda olmayan kitap ve CD’lerini kendisi yollamıştı. Bir tablosu okumayazma evimde asılıdır ve aklımın kaldığı başka tabloları yok değildir. Entegreyeteneğimizin renkli yaşamöyküsünü okumak isterdim. Anısına saygıyla… Buz Güneşleri’nden Yosunların sızlanışı dudaklarımda Sonsuz kökleriyle nem aranır Nasıl tabutlarda olgunlaşırsa cenaze Cellat elinde yaşamı saklarsa satır Bunca seviçle gelmişken dizdize Gözlerim niçin kapanır. E.O.F. 3458 Küresel kültürazzi: (“Günlük Ritüeller” – Mason Currey, Kolektif) A R A L I K 2 0 1 4 I. Fransuva ile Kanuni Sultan Süleyman. S A Y F A 8 n 4 C U M H U R İ Y E T