04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nedim Gürsel’in yeni kitabı Acı Hayatlar Ünlü eserlerini okuyup kayda aldığımız ama kimlikleri hakkında bilgimiz olmayan pek çok yazar hakkında ilginç ayrıntılara ulaşabiliyoruz bu kitapla. r Cüneyt AYRAL ilesinden uzak yatılı okulda okumak, genç yaşında ülkesinden ayrılmak durumunda kalmak ve sonraki aşklar ve acılar toplamını göz önünde bulundurursak Nedim Gürsel’in yeni kitabında başkalarının yaşamları üzerinden kendi acı hayatını anlattığını bile öne sürebiliriz. Honoré de Balzac’ın izini sürdüğü sayfaları okurken yakından tanıdığım bu yazarımızın nelerin altını çizdiğini hayret ve ilgiyle okudum. Bu yüzden de kitap biter bitmez gidip Balzac’ın, Rodin tarafından yapılmış olan heykelinin fotoğraflarını çektim. Bu kitabı anlatabilmek için belki de biraz Gürsel’in yaşamakta olduğu evi anlatmak daha doğru olur. Paris’te yaşadığı evi iki katlı. Kızı doğduktan sonra alt katı da satın alıp içeriden, binbir izinle bir merdiven yaptırdığı bu evinin üst katı Nedim’in çalışma alanı. A Eskiden mutfağı vardı ve arada sırada uğradığımda, o mutfakta bana, tavada et pişirir ve bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde karnımızı doyururduk, şimdi ise o mutfaktaki lavabo dahil olmak üzere her yer, onun tuttuğu notların dosyaları ile dolu. Bir keresinde, mutfakta bir boru patlaması olursa her şeyin mahvolacağını söylediğimde “Başka yer mi var?” diye dertlendiğini anımsıyorum. Oturma odasına girdiğinizde, her yer kitaplar ile dolu, duvarlarda Abidin Dino’nun armağanı birkaç resim ve onun kendi posterleri, kitap tanıtımları asılı. Bir de gençlik yıllarında çektiğim ve Bodrum Kalesi’nde açmış olduğum “Yüzler” sergisinde sergilenen fotoğrafı hep orada. Çalışma masasının yanındaki katlı sehpanın en üstünde duran radyoda her zaman bir klasik müzik dinler, masasında ise eski bir MAC bilgisayar, daktilo niyetine kullanılmak üzere açık. Nedim Gürsel epostalarının hepsini saklar ve bir tanesini bulabilmek için yaklaşık 2000 kadar epostayı taraması gerekir. Ama herhangi bir seyahatinin notlarını soracak olursanız o eski mutfaktaki lavabonun içinden dosyayı anında kapıp getirmesine şaşırmamak gerekir. Bilgisayarı doğru dürüst kullanmayı beceremediği gibi yenisini alma yı da her zaman reddeden yazarımız “Bunca bilgiyi yeni bilgisayara nasıl yüklerim ben deli misin?” cevabını verir. Nedim’in yaşam ortamını dallandıra budaklandıra anlatıp uzatmak mümkün elbette, ama kitaptan kopmamayı yeğliyorum. Acı Hayatlar kitabında “Ölü Yazarlar Manastırı” bölümünü okuyan okur, eğer pek çoğumuz gibi Nâzım Hikmet’in hayranı ise bu manastırı görmek ve oradaki belgelere ulaşmak için bir seyahati çoktan planlamaya başlayacaktır. Nedim gibi bir Nâzım Hikmet uzmanını bile heyecanlandıran belgelerin yerini anlatıyor yazar ve neler olduğunu... Kitapta daha pek çok bilgi var. Ünlü eserlerini okuyup kayda aldığımız ama kimlikleri hakkında bilgimiz olmayan pek çok yazar hakkında ilginç ayrıntılara ulaşabiliyoruz bu kitapla. Puşkin, Gogol, Kavafis, James Joyce, Goethe, Flaubert evlerine uğrayacağınız yazarlardan bazıları. Bazen de bir şehiri orada yaşamış olan yazarın evinden ya da yaşamından daha ayrıntılı bir biçimde okuyabileceksiniz. Dünyada ilk tramvayın nerede kullanıldığını merak ederek başla mamış olsanız da bu kitaba, onu da burada öğreneceksiniz. Gürsel, öykücülüğünün ve romancılığının yanı sıra, iyi bir gezi yazarı ve Acı Hayatlar kitabında anlattığı kimi yazardan çok farklı olarak durmadan gezip dolaşmayı ve seyahat etmeyi, her daveti “seyahatte olabilmek için” kabul etmeyi yeğleyenlerden. Hiçbir yere gidemese bile Fransa içindeki küçük bir kasabanın kitap fuarı davetini kabul eder ve gider, amacı yolda olmaktır ve ona acı veren yaşamından bu yolla uzaklaşmak, sıkıntılarını evinin dört duvarı arasında ve bilgisayarında okumadığı epostalarında bırakıp uzaklaşmak ister. Galatasaray Lisesi’ndeki leyli meccani günleri, ondaki dışarıda ve yolda olma dürtülerini iyiden iyiye geliştirmiş, arttırmıştır. Gürsel bu yeni kitabında, gündelik siyasi sıkıntılara da yer yer göndermeler yapmış ve bugünkü iktidarı eleştirmekten de geri durmamış. Bunu yaparken Fransızların da yaptığı yanlışları ağır biçimde eleştirmiş, kitabın Perpignan’ı anlattığı bölümünde, buna açıkça tanık olacaktır okur. Kitabın ilk elli sayfasını okuduktan sonra Nedim’i arayıp “daha fazla sıkıntı anlatacaksan kitabı bırakıyorum” diye tehdit ettim, bana yanıt olarak “Hep iyi öykülerle geçmiyor hayat, gerçeklerle yüzleşiyoruz işte ama tasalanma 50’nci sayfadan sonra biraz daha rahatlayacaksın” demişti, nitekim Honoré de Balzac’ı anlattığı bölüme geldiğimde, kitabın su gibi akıp gideceğini ben de anladım... Bir roman tadında gezi yazıları ile yazarların dünyasına girmek, onları daha yakından tanımak istiyorsanız bu kitabı okuyun... n Acı Hayatlar/ Nedim Gürsel/ Doğan Kitap/ 232 s. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1294 4 A R A L I K 2 0 1 4 n S A Y F A 1 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle