Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ş Y iir Atlası CEVAT ÇAPAN Nikiforos VRETTAKOS / Şiirler Çeviren: Baki YİĞİT ‘Her şey basit’ unan şair ve yazar Nikiforos Vrettakos, 1912’de Sparta’nın Krokees köyünde doğdu. Atina’da başladığı hukuk öğrenimini sürdüremedi. Fabrikalarda, kamu işlerinde, gazete ve dergilerde çalıştı. 1929’da Gölgeler ve Işıklar Altında adlı ilk şiir kitabını yayımladı. Yunanistan’daki Cunta Dönemi’nde yedi yıl sürgünde yaşadı. 1991’de Sparta’da öldü. Yayımlanmış kitapları: Azrail’in Yolculuğu, Taigetos ve Suskunluğu, Bulanık Sular, Zaman ve Irmak, Evrenin Derinliği, Ayçiçeği, Prometheus ve Bir Günlük Oyun, Akropolis’te Liturya... Türkçeye çevrilmiş kitapları: Savaş Hazırlığı (Çev.: A. Kadir, Panayot Abacı, Yazko Yay., 1983, şiir), Boranla Gelen (Çev.: Panayot Abacı, Can Yay., 1983, düzyazı). ŞİİRLE DİYALOG Geldin yine, Şiir. Keşfetmiş olmalısın çözülmemiş bazı kemiklerimi. Kalbimin seninle dalgalanmamış bir dosyasını. Parmaklarımdan birinin dokunulmamış damarını. Senin dizen olmamış bir dokuyu. Yarın öğrenecekler bunu; dünyaya bakarak adil bir biçimde böldün beni. Bin bir kıvılcım yaptın – ve dağıttın beni. BÜTÜN ÂLEMDE EN SAF ŞEY Bir şekilde karanlık hiç kalmadı artık. Günışığı emdim bin yaradan; şimdi seni içinde sakladığım bu aklığı Alpler’de bile bulamazsın; bu yel oranın yükseklerinde de fırıl fırıl dönüp leke yapar karda. Ak güller de katlanır toz izine. En büyük mucize içimizdedir bizim: evrene karşı gerçekten ışıl ışıl parlayan bu ak enginlik. O halde bütün âlemde en saf şey; ne tan, ne ırmakta yansıyan gökyüzü, ne de elma çiçeklerinin üstündeki güneştir. Sevgidir o. DÜNYA VE ŞİİR Her şey basit. Elinize bakıyor düzenlenmesi. Bir renk demeti zamanın vazosunda. Yoksa, nedir şiirin özü sizce? Evrendeki nesnelerin polenidir o. Eylemlerdeki polen, acıdaki, ışıktaki, sevinçteki, değişimlerdeki, yolculuktaki, hareketteki polen. Zamandaki sonsuz bir yansımada hayat ve ruh. Ne düşünürsünüz o halde? Özünde şiir bir insan kalbidir bütün dünyanın yükünü çeken. TOPLUYORUM BUĞDAY BAŞAKLARINI Topluyorum buğday başaklarını sana biraz ekmek göndereyim diye Topluyorum kırık elimle güneşten ne kaldıysa göndereyim diye sana giyinmen için. Duydum ki üşümüşsün. Yeşil giysini giy Paskalya Günü’nde! Çiçeklerle koşacak çocuklar. Güvercinler çıkıp gelecekler geniş beyaz önlüklü annen kadar sevgi dolu! Götür bir sokağa, bir dağ tepesine, sor istediğin ağaca Duyuyor musun beni? Dünyanın bütün sokakları kalbime gidiyor! Unutma kendini ışığa bakarken. Duyuyor musun beni?... Gelmelisin! S A Y F A 2 6 n 4 A R A L I K 2 0 1 4 28/11/14 13:44 BEKLEYİŞ VE DÜŞ Bakıyorum zamana; gelmeyeceksin. Çeviriyorum kapının anahtarını ve alıyorum hiçbir şey söylemeyen ilk kitabı. Ben okurken çevremde birden yumuşuyor hava, dokunulmaz biçimde mavileşiyor. Giriyorsun odaya kapıyı çalmadan. Ayağa kalkıyorum. Ellerimdeki kitap tüm sayfalarını yitirip düşüyorr. Saydamlaşıyor her şey. İlerliyorsun başının üstündeki gökten bir duvakla. SPARTA’NIN PORTAKAL AĞAÇLARI Sparta’nın portakal ağaçları, dallarını eğerek sözlerinizdeki aklığa sıçrayan kar gibi sevgi çiçekleri. Onları küçücük bağrıma basıp anneme götürdüm. Ayın altında oturuyordu, kaygılanıyordu benim için, ayın altında oturuyordu, çıkıştı bana: Seni dün yıkadım, dün değiştirdim üstünü, nereye kaçıp kayboldun – kim doldurdu giysilerine bu gözyaşlarını, bu portakal çiçeklerini? n K İ T A P S A Y I 1294 C U M H U R İ Y E T FelcCumhuryetIlanC.indd 1