Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Vitrindekiler Edebiyatta Ermeniler / Murat Belge / İletişim Yayınları / 252 s. Murat Belge Edebiyatta Ermeniler’de, toplumsal hafızada takılıp kalan, edebiyat aracılığıyla ortaya çıkan Ermenileri inceliyor. Hangi dönemde, hangi romanda Ermeniler nasıl yer aldılar? Toplumun olağan bir parçası iken ne zaman düşman oldular? Kıyım, edebiyatımızda nasıl işlendi? Kıyımın ve mülkiyet transferinin ortaya çıkardığı yeni dönem, romanlarda nasıl anlatıldı? Osmanlı’dan Cumhuriyet’e devreden edebî miras içinde Ermenilere ne oldu? Belge ele aldığı roman ve şiir örneklerine bu soruları yöneltirken, bir yandan da milliyetçiliğin edebiyatta hangi zihinsel performanslarla zuhur ettiğini, bastırılanın bilince nasıl çıktığını ve edebî dili nasıl etkilediğini inceliyor. Bülbülün Gözündeki Cin – Beş Peri Hikâyesi / A. S. Byatt / Çeviren: Pınar Kür / Can Yayınları / 202 s. “Masallarda kahramanların masumiyeti sınanır; uzun yolculuklara çıkar, zorlu görevler başarırlar. Ancak nedir bütün bunların sonunda elde edilen?” A.S. Byatt, Bülbülün Gözündeki Cin’de yer alan beş hikâyede, kadim anlatıları yeniden kurgulayarak gizilgücünü ortaya çıkarıyor ve rengi solmuş günümüze, yani şimdiye taşıyor. Masalların, bilinçaltımıza, cinsel arzularımıza ve aşmakta zorlandığımız güçlüklere paralel dünyalarını kullanıyor. Doğal ile doğaüstü, gerçek ile hayal gücü arasındaki etkileşiminin, mümkün olmakla kalmadığını, kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Acı Ülke / Joyce Carol Oates / Çeviren: Zeynep Çiftçi Kanburoğlu / Everest Yayınları / 450 s. Amerikan edebiyatının en yetkin ve en üretken yazarlarından Joyce Carol Oates, Acı Ülke’de okuru korkutucu ruhlarla çıkılacak tekinsiz bir gezintiye davet ediyor. Celladına koşan kurbanların ardından koşturuyor, iblislerlerin şölenine çağırıyor, karanlık sokaklarda kaybolmak üzere olan masum çocukların iç titremelerin dinlemeye zorluyor. Kayıpların, kayıplarla gelen bir şiddetin kol gezdiği Acı Ülke’deki öykülerde, Oates’in kalemi; inceliğin, zarif ve şairane olsa da aynı zamanda ne denli keskin ve kanatıcı olduğunu hatırlatmak ister gibi gitgide sivriliyor. Leonis / Yorgos Theotokas / Çeviren: Damla Demirözü / İstos Yayın / 280 s. İki Dünya Savaşı arasındaki Yunan Edebiyatının Küçük Asya kökenli en önemli ustalarından biri olan Yorgos Theotokasın Leonis’i, kendini ve kentini tanımanın, büyümenin, öğrenmenin, acının, aşkın, kaybın, savaşın ve yüzyılının hastalığının çerçevesini çizdiği özyaşam öyküsünün sınırlarında gezinen bir başyapıt. Ana karakterleri, ilk gençliğe henüz adımını atmış Leonis ve onun hayatının merkezinde yer alan İstanbul Rumların, Yunanların, Taksim Bahçesi’nin, çocukluk oyunları ve gençlik ülkülerinin, işgal yahut kurtuluşun, gündeliğin masalsılığı ile tarihin acımasızlığı ikileminde yarılan bir kaderin ev sahibi Şehir olan bu roman, S A Y F A 2 0 n 3 E K İ M 2 0 1 3 Dünya Dinleri ve İktidar / Paul N. Siegel / Çeviren: Selin Dingiloğlu / Yordam Kitap / 352 s . Paul N. Siegel’in kitabında, Musevilik, Hristiyanlık, İslam, Budizm ve Hinduizm gibi yaygın dünya dinleri ele alınıyor, bu dinlerin doğuşu ve gelişimi etraflı olarak inceleniyor. Bir yandan, belli başlı tüm dinsel geleneklerin ortaya çıktığı tarihsel ve toplumsal koşullar, dönemin egemenlik ilişkileri çerçevesinde ele alınırken; öte yandan, dinsel düşünce ve inanç sistemleri ile modern ideolojiler en başta da Marksizm arasındaki özgül ilişkiler mercek altına alınıyor. Marksizmin din eleştirisi konusunda burjuva aydınlanması ile ayrıştığı noktalar; Sovyetler Birliği’nden Küba’ya ve Çin’e, reel sosyalizm deneyiminin dinsel ideoloji ve kurumlarla ilişkisi ve daha pek çok konu, karşılaştırmalı ve eleştirel bir gözle ele alınıyor. Dünya Dinleri ve İktidar, hem dünya dinlerinin tarihi, hem de dinin günümüz toplumundaki yeri hakkında ezilenlerin bakış açısından yazılmış bir kitap arayanlar için önemli bir kaynak. Kayıp Binyıl: İslam Dünyasında Hiyeroglifler ve Eski Mısır / Okasha ElDaly / Çeviren: Ümran Küçükislamoğlu / İthaki Yayınları / 264 s. 1822’de Batı dünyası hiyerogliflerin nihayet çözüldüğü haberiyle çalkalandı ve ardından Eski Mısır uygarlığını keşif çalışmaları başladı. Bu kitap Orta Çağ’a geri dönüyor ve daha önce nadiren kullanılan kaynaklara yönelerek, İslam dünyasında yüzyıllar önce hiyerogliflerin çözümü konusunda ilk adımların atıldığını ve Eski Mısır hakkında geniş bir bilgiye sahip olunduğunu ileri sürüyor. Bu bağlamda çalışmada ElDaly, meraksız ve ilgisiz ArapMüslüman imgesini yıkarak, Champollion ve Thomas Young’dan yüzlerce yıl önce Eski Mısır eserlerinin yarattığı sorularla meşgul olan bir kültüre hayat veriyor. Rosa Luxemburg Kitabı – Seçme Yazılar / Hazırlayanlar: Peter Hudis, Kevin B. Anderson / Çeviren: Tunç Tayanç / Dipnot Yayıncılık / 592 s. Yirminci yüzyılın başlıca Marksist düşünürlerinden olan Rosa Luxemburg yalın bir dille çağımızı anlatmaktadır. Kapitalizme karşı verilen mücadelenin küresel niteliği giderek belirginleştikçe ve sıradan insanların enerji ve inisiyatifleri insanlığın kurtuluşu için belirleyici oldukça, onun bıraktığı miras daha bir geçerlilik kazanmaktadır. Luxemburg, içinde yaşadığımız dönemin yeni olmadığını, sadece yoğunluğu ve kapsamı değişmiş uzun bir çatışmanın devamı olduğunu bizlere hatırlatan, anakaraları dolaşan, tarihi tarayan büyük bir posta güvercini gibi 21. yüzyılda geziniyor. Onun coşkulu eleştirel aklı ve kabına sığmaz kişiliği kendi zamanında olduğu gibi günümüzde de hayranlık uyandırmaktadır. Editörler Peter Hudis ve Kevin B. Anderson, önemli dipnotlar da içeren özenli çalışmalarıyla onun bütün varlığını ve düşüncesini eksiksiz olarak yansıtmaya çalışıyorlar kitapta. Uygulamalı Etik / Ahmet Cevizci / Say Yayınları / 384 s. 20. yüzyıl, her şeyden önce iki büyük dünya savaşının yaşandığı ve yüz milyondan fazla insanın salt maddi çıkarlar ve çeşitli savaşlar nedeniyle öldürüldüğü veya katledildiği bir çağ olmuştur. Diğer yandan 20. yüzyıl, bir önceki yüzyılda başlayan sanayileşmenin güç kazanarak devam ettiği, doğanın giderek daha fazla kirletilip tahrip edildiği, sömürgeci politika ve savaşların daha da güçlendiği bir çağı ifade eder. Bu nedenle de, ekonomik ve politik gelişmelerin, çoğu durumda ahlakı ortadan kaldıran, insan tasavvurumuza onulmaz yaralar veren C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1233 yüzüncü yılını dolduran Küçük Asya Coğrafyası’nın kaderini değiştiren 19141922 dönemine insani bir tanıklık sunuyor. Leonis’in Türkçedeki bu yeni baskısı, çevirmen Damla Demirözü’nün itinalı yeniden okuması ve notları, Geç Dönem Osmanlı Tarihçisi ve Fransız Anadolu Araştırmaları Merkezi araştırmacılarından Nikos Sigalas’ın yol gösterici önsözü ve yazarın aile albümünden fotoğraflar ve Mütareke dönemi İstanbulu’ndaki yabancı askerleri tasvir ettiği renkli resimlerinden oluşan albümle birlikte kapsamlı bir yan okuma malzemesi içeriyor. Paha Biçilemez / Yayıma Hazırlayan: Michael Hutter, David Throsby / Çeviren: Ceren Yalçın / Sel Yayıncılık / 296 s. Sanatsal üretimlerin yalnızca ekonomik değeri odağından incelenmesi, finansal kararların değerin tüm diğer yönlerini gölgede bırakması tehlikesini de beraberinde getiriyor. Konu üzerinde çalışmalar yapan önemli ekonomist ve akademisyenlerin makalelerini bir araya getiren Paha Biçilemez: Kültür, Ekonomi ve Sanatta Değer Kavramı ise sanatın toplumsal değeri ve piyasanın işleyişini ele aldığı tartışmalarda farklı bir perspektif geliştirmeyi sağlıyor. Akademi ve sanat camiasının değer biçme usullerini, piyasanın sanata biçtiği değeri farklı yönlerden inceleyen metinler, sınırlı ekonomik yaklaşımlar tarafından çizilen çerçevenin ötesine geçerek çeşitli bakış açılarının farklılıklarını ve buluştukları zemini keşfe çıkıyor. Keşke Bir Öpüp Koklasaydım / Eylem Delikanlı, Özlem Delikanlı / Ayrıntı Yayınları / 544 s. Keşke Bir Öpüp Koklasaydım, toplumda derin yaralar açan 12 Etlül’ün damarlarına dokunuyor. Kitap, yakın tarihin bu en travmatik toplumsal dönüşümünün ve baskı rejiminin yeni bir kaydını tutarak, cezanın yalnızca cezaevlerinde çürütülenlere değil, onların ailelerine ve aslında toplumun tamamına da kesilmiş olduğunu, kısacası bir mahpusluk halinin dışarıda kalanlar için de oluşturulduğunu gösteriyor. Kitapta çocukların, kaderleri çoktan çizilmiş, anne ve babalarıyla nice yıllar sonra tanışabilmiş, 12 Eylül’ün üzerine doğmuş, içinde yoğrulmuş çocukların, küçücük yaşlarda bir yetişkinin bile taşıyamayacağı sırları, dertleri yüklenmiş, sevgili anne ve babalarına reva görülen işkenceleri dost masalarında çok uzun yıllar sonra öğrenmiş, fotoğraf albümlerinde hep büyük boşluklar bulunan çocukların hikâyeleri anlatılıyor. Nevrotik / Gürgen Öz / Yitik Ülke Yayınları / 132 s. Oyuncu Gürgen Öz’ün ilk kitabı Nevrotik okuyucu karşısında. Nevrotik, Türkiye’deki toplum yapısını, ilişki biçimlerimizin absürd ve çarpık taraflarını ve bunların nedenlerini hınzır bir mizahla deşifre ediyor. İnsan ruhu, özgürlük kavramı, farklı kültürler ve kadın erkek ilişkileri üstüne eğlenceli, hicivsel dört farklı öykü. Okuyucular kitapta kadın erkek ilişkilerini değişik hikâyeler içinde yaşarken; toplumsal baskıların insanları nasıl etkilediğini görünce bazen gülünç, bazen gerilimli ve dramatik bir kurgu içinde heyecanlı bir serüvenin içine dalacak. Bazen de felsefi ve hüzünlü bir şekilde aşkı ve ilişkileri sorgulayacak. Tamamı psikolojik ağırlıklı kurgulanmış dört öyküden oluşan bu kitapta, Gürgen Öz kendi hayal dünyasına davet ediyor okuyucuyu