06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

“Susmak!”, “Kasırganın Gözü”nden biraz daha az sosyolojik bakıyor hayata, biraz daha bireysel, biraz daha kişisel sanki… Daha sonra yazıldığı için, öncekiyle aynı olmaktan sakınma titizliği ve görevi de elbet “Susmak”a düşüyor. Ayrıca, sonraki yıllardan edinilen etkilenimler de değiştiği için, bu çeşitlilik ortaya çıkmakta. “Kasırganın Gözü”nde romanın içinde yazılı metinlerin de bulunması, yazanı Yazar’dan daha öne çıkarmıştır. Yoksa bildiğin gibi Gamze, Necati Tosuner yazdıklarında göğsünü gere gere yer alır! “Hah ha!” diyor Anlatıcı… Sık sık karşılaştığımız bu “Hah ha!” nidası nasıl bir psikolojik maksatta, perdede çekiliyor “Susmak”ta? Romanda sözü edilenlerin bilinen ya da somut gerçekler olması, onun aktarımı için değişik bir ifade biçimi bulmamızı gerektirir. “Avrupa Birliği’ne giriyorlardı…” desek, bunun gerçekleşmediğini, o zamankinin bir aldatmaca olduğunu, bundan sonra da giremeyeceğimizi, hayıflanarak belirtmiş oluruz. Peki, “Avrupa Birliği’ne giriyorlardı…” dedikten sonra “Hah ha!” dersek ne olur?.. Bu alaysama, bir gerçeğinin nasıl bir gerçek olduğunu daha iyi ortaya çıkarır. Ruh sıçrayışları, “Ağırdır sessizlik” demesi Anlatıcı’nın, “Deprem şimdi yeryüzünün neresinde?” (...) Kuş olsan geçme buradan!” demesi... “Yakında kalmayacak kuşlara da özgürlük” demesi... “Acı çekmek insanı olgunlaştırıyormuş” demesi... “Etik lafı ağzına yakışıyor mu, köle!” demesi... “Karanlık demirden ağır” demesi... Gülüp geçmemesi, geçememesi... Acı alay... Noktaları o acı alayla koyuyor Tosuner yazını bu yapıtta. Böyle zannederek, varsayarak soruyorum. Doğrusunu elbet yazarı bilir. Öyle söyleme, kendi söküğünü göremeyen çok yazar vardır. Burada “Hah ha!” diyelim birlikte. Bence, bugün yaşadığımız gerçeklerin bir edebiyat eserine konu olması, yazarının bir özel titizlenmeyi dikkate almasını zorunlu kılar. Sanat yapıyorsak, belli etmesek de bir kalıcılık sorunu ve hedefi kafamızda gizli olarak bulunur. Sanat eseri, başka türlüsü olmayan, başka türlü yapılması olanak dışı olandır. Sanatçının yapmaya mecbur olduğudur. Yaşanılan dönemin egemen beğenisine uygun olması, ona ancak “geçici” bir değer kazandırabilir. “KÖYÜN DELİSİ AKILLIDIR: PADİŞAHTAN KORKAR” Koro halinde üç maymunun oynanmasına malum ortalık onlardan geçilmiyor tepkisi Necati Tosuner’in... Bir “Boşa çiğnenmiş karanfil kokuyor şimdi Türkiye” diyerek ağız dolusu... “Bu topraklarda kara öküz kadar yararı dokunmayanlar, nasıl ¥ mış olarak, bir tür şiddetli sarhoşluk hali… varsıl oldular öyle?” diye sorarak... Ortalıkta dolaşan o ortalama kaygıya, dünyanın giderek daha surat asışının, hele ki faşizanlaşmasının canına yanarak! Bu romanınızda da “bak, gör, konuş” da derken altlarını, çözümlediği ince psikolojik koridorlarla döşeyerek “akıllı olmayı ihmal etme” diye “tehlikelere” karşı uyarması sonra “yorgun, argın, dargın”... Bu ne şiddette ve dahi “hiddette” vardır? Ve yapıttan alıntıyla neden, nasıl “hep çocuk kalmaktadır köyün delisi”? Yetmiş yaşına az kalmış biri, bunca yılın gözlemi ve deneyimiyle öngörülen gelecek biçimi karşısında söylüyor bunları. Bireysel bir yüreklilik peşinde değil yazar. Dahası, bundan yoksun bile denilebilir. Ama işte, gör “Umutlanmaların yeşillendirdiği filizler, abartılmadan, ucuzlatılmadan, özenle korunmak ister. Ben bir ‘edebiyat sevdalısı’ olarak yazarlığın 50. yılında ‘Susmak’ı yazmış olmaktan sevinç duyuyorum.” düğünü.. düşündüğünü.. inandığını söylemek, elinden geldiğince daha güçlü ve daha kalıcı bir biçimde söylemek derdindedir. Doğrusu maymunların yaptıklarında yine de bir masumluk vardır. Çıkarcılık nedeniyle öyle davranansa, insan denilendir. Demin sözünü ettiğin köyün delisi, akıllıdır: Padişahtan korkmaktadır. Anasının gözü olanların, düzenin adamı olanların dışında geçim dertli sade ve de bir o kadar sıradan hani düz yolda bile ha bire tökezletilen vatandaşa da ne kadar yakın plandır “Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!”? Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı! bir roman olduğunu bilmektedir. Yalnızca okura seslenir. Bunu yeteneği ölçüsünde, en iyi biçimde yapmayı hedeflemiştir. Yazar’ın içtenliği tartışılmazdır. Sevgiler sana ve okuyan herkese...? [email protected] Susmak Nasıl da Yoruyor İnsanı!/ Necati Tosuner/ Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları/ 122 s. 17 OCAK 2013 ? SAYFA 17 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1196
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle