Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rakteruğu sayfanitelikrattıkyacak amda urmayı üneman Pan ka M CA serler urur e biln yazserleri ki, bemli. iğinizgidin eli kaoktorsivilstladınuzda imcisi gurur klarına kkımız da bir berlerierinin duğuı kaanları tanık yi öğüresine taanlaüzeyyüzeyona e kennan ve ın tarimizin bu roucularıçük de um. endimi zarken ndan engin Gurbette geçen kitaplarınız da var ama okurundan da beğeni topladı. Bu benim ? uzun bir zaman aldığını da belirtmiş olurum sanırım. O yıllarda Gegünümüz Avrupa’sından dünün Anadünya edebiyatında adım adım ilerleyen libolu’ya tatile gitmiştim. Bolayır’a yapdolu’sunu yazmak zor olmuyor mu? romanım kadar, Türk edebiyatının da tığım gezide amacım Namık Kemal’in başarısıydı. Çevrildiği ülkelerin okuyu Bu soruyla çoğu konuşmalarımda da mezarını ziyaret etmekti. Çünkü yöre cuları tarafından sıcacık bir arkadaşlıkla karşılaşıyorum. Bence günümüzde halkınca orası sadece, “Namık Kemal’in karşılanması da ayrıca romanın özgünlüuzaklık kavramının anlamı değişti. İsmezarı” olarak anılıyordu. Tabii Namık ğü ve geniş Osmanlı coğrafyasında geçtanbul’da oturan biri Anadolu yakasınKemal’in mezarını ziyaret edince yanınmesinden kaynaklanıyordu. İnanna’yı dan karşıya geçinceye kadar ben Holdaki Süleyman Paşa ve kır atının mezayazarken ben de pek farkında değilmilanda’dan Türkiye’ye gelebiliyorum. rını görmemek olanaksız. Hele ziyaret şim, ama şimdi bu seri romanları yazarDurum böyle olunca istedikten sonra vakti de güneşin masmavi gökyüzünü ken görüyorum ki, İnanna benim için tüm kaynaklara ulaşmak benim için de en güzel süslediği vakit olan gurub vakbir antrenmandan da çok, büyük ve Türkiye’de yaşayan meslektaşlarım kati olunca Süleyman Paşa’nın bir roman kapsamlı bir ön hazırlıkmış. dar zor ya da kolay. Ama ben bugüne Uzun yıllardır yurtdışındasınız. kahramanı olarak bir yazıncının usuna kadar istediğim tüm kaynaklara kolayca düşmemesi de olanaksız. Seksenli yıllar benim için çok ağır yıllar olduğu için o yıllarda usuma bir roman kahramanı olarak düşen Süleyman Paşa’yı da unutmak zorunda kaldım. Ama ben her ne kadar unuttuğumu sansam da Süleyman Paşa o günlerden beri hep benimle dolaşıyormuş. Son on yıldır da sürekli araştırmalar yaptığımı söyleyebilirim. Bir önceki romanınız İnanna’da çok ilgi gördü ve başka dillerde de yayımlandı. Kurgusu ve konusu çok farklı olsa da, Osmanlı coğrafyasında geçen bir romandı. İnanna’nın, Osmanlılar için iyi bir antrenman olduğunu söyleyebilir miyiz? Evet daha önce yazdığım sosyal yaşam öykülemeleri diyebileceğimiz romanlarımdan sonra sosyoloji, tarih ve felsefeyi birleştirdiğim romanım olan İnanna gerçekten benim için çok iyi bir deneyimdi. Sizin de söylediğiniz gibi sadece Türk oku Tuncel, iki yönlü bir kurgulama yapmış. Bu hem romanın biçimine hem de içeriğine zenginlik katıyor. Ayrıca okuyucuya roman kahramanlarının niteliklerini karşılaştırma olanağı veriyor. rundan değil, birçok yabancı ülke ulaştım. Zaten Türkiye’de de belli bir birikimim vardı, onlardan da yararlandım. Fakat sorunuzun ikinci bölümü çok önemli benim için. Gerçekten de “bugünün Avrupa’sından dünün Anadolu’sunu yazmak” çok zor. Çünkü insan mentalitesini nasıl yoğuracağınızı, yorumlayacağınızı bazen bilemiyorsunuz. Anadolu’da her şey Anadolu güneşi gibi parıl parıl ve ortada. Oraya baktığınız zaman tarih de dahil her şeyi açık açık görebiliyorsunuz. Ama özellikle “bugünün” Avrupa’sında bırakın bugünü açık açık görmeyi, dünü görmenin hiç olanağı yok. Yalnız bunu söylerken bugünkü politik düşünüş biçimine göndermeler yapmak istiyorum. Dünkü Anadolu’ya, orada olan Osmanlı’ya bugün de Avrupalının bakışının aynı olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü yazarken beni en fazla zorlayan durum bu. Tarihi roman okuyucuları ders kitaplarında, kendilerine başka türlü öğretilen şeylerle karşılaştıklarında rahatsız oluyor, tepki gösteriyorlar. Aynı rahatsızlığı, başka yazarların tarihi romanlarını okurken siz de duyuyor musunuz? Bu durum tek taraflı eğitimlerin bir sonucu. Zaten o eğitimi verirken de böyle bir sonuç bekleniyor herhalde. Tarih öğretirken de aynı mentalite geçerli olduğu için insanlarımızı biraz da olsa şoven duygularla donatıyoruz. Bunu yapmazsak, tarih bilincini daha olumlu bir şekilde verirsek daha iyi olacak bence. ? Trakya Güneşi/ Murat Tuncel/Alfa Yayınları/ 534 s. lmleöneme mandır yınevia birgörüası ma bu ndierlenuyucular larla klarorumu roa bizim dünya ezmesi a’nın zihsem dar ? 1159 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1159 3 MAYIS 2012 ? SAYFA 5