Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
K “Hüma ve Kemal Noyan İçin” Taraf’taki 05.02.12 ta7 2 5 1 rihli yazısında Barbaros Altuğ, Elif Şafak’ın kazanmadığı bir ödülü kazanmış gibi kaydetmesini eleştiriyor, kanıt niyetine onun internet sitesindeki sayfasını işaret ediyordu. “Pes doğrusu diyerek” yazarın biyografi sayfasına girdim. Elif Şafak, 2005 Independent çeviri Roman ödülünü kazandığını iddia etmiyor ama finalist konumunu, “ödüller” başlığı altında not ediyordu. Bu kadar zorlama, 2010 Marka ödülü(?) verilen bir yazara belki de çok görülmemeliydi. Konu bana başka bir “zorlamayı” anımsattı. Bu yıl Elif Şafak, geçen yıl da Altuğ’un temsilciliğini yaptığı Ayşe Kulin, aday adayı konumunda elendikleri IMPAC Dublin ödülünde, adaylarmış gibi lanse edilmişlerdi. Impac Dublin edebiyat ödülüyle ilgili önceki maddelerimi okumayanlar için özetleyeyim: ödülün seçmen listesinde yer alan yaklaşık 200 kütüphane, o yıl İngilizceye çevrilmiş en çok üç romanı aday adayı (longlist) olarak Dublin’deki düzenleme komitesine gönderir. Komite longlist’ten 610 sayısında yazarı aday (shortlist) olarak 12 Nisan günü açıklar, kazanan iki ay sonra belli olur. Türkiye’den aday adaylarını şimdilik Milli Kütüphane seçer. Geçen yıl, Ayşe Kulin’in Türkiye’deki yayıncısı tarafından İngilizce bastırılan ve yurtdışında satışa sunulmayan romanı aday adayı olarak saptanırken, Nobelist Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi’ni Alman, Çek ve Yunan kütüphaneleri önermişlerdi. 2752 Cumhuriyet Kitap’ta Orhan Pamuk hakkında kapsamlı bir yazısı çıkan Prof. Onur Bilge Kula, Kütüphaneler Genel Müdürü’dür. Milli Kütüphane’nin IMPAC ödülü seçim kriterlerini gözden geçirtmelidir. itap İçin... CXI SELÇUK ALTUN 14 yaşındaki bir kıza tecavüzden tutuklanan yazar (seksenlik) Hüseyin Üzmez, yakınlarına, “Gazozuma ilaç attılar, olanları hatırlamıyorum” diyeli 4 yıl, Reha Muhtar, mahsur kaldıkları dağda donmak üzereyken kurtarılan dağcılara, “Soğuk muydu?” diye soralı 10 yıl olmuş… 2763 Ne zaman bir gazetecinin daha roman yazdığını duysam, “Gazeteci saate karşı yazar, saate karşı yazmadığı zaman daha kötü yazar” özdeyişini anımsarım. 2764 Küresel Kültürazzi: Filozof Blaise Pascal (16231662) şiiri gereksiz bulurdu. / 1845’te Paris’te 945 kitabevi vardı. / Voltaire’e göre Shakespeare, “Sevimli bir barbar”dı. / “Özgür iradeye inanmak gerek, bu konuda seçim hakkımız yok” derdi Nobelist Isaac B. Singer. / Lermontov (18141841) Puskin’in düelloda öldürülmesini lanetleyen bir şiirle ünlendi. Dört yıl sonra kendisi de bir düelloda öldürüldü. / Atinalı general Phocion’un (M.Ö.4. Yüzyıl) bir söylevini dinleyiciler hararetli bir alkışla kesince, “Ne o, aptalca bir şey mi söyledim?” diye ikirciklenir. / Giacomo Puccini’nin tek hobisi ördek avcılığıydı. / Nobelist Hermann Hesse de Jung’un hastasıydı. / E. Hemingway, E.E. Cummings, John Dos Passos ve Dashiell Hammett; dördü de Birinci Dünya Savaşı’nda gönüllü ambulans şoförüydüler. / Virginia Woolf’un günlüğünden: “Farzet ki bir sabah uyanıyor ve gerçek olmadığını farkediyorsun.” / “Yaşamsal tüm gelişmeleri nörotiklere borçludur Dünya. Tek başlarına din kurmuş, başyapıtlar bestelemişlerdir.” M. Proust / Şair W.H. Auden yıllarca New York’taki Greenwich Village’te çöplüğü andıran bir apartman dairesinde yaşadı, ondan önceki kiracı Leon Troçki’ydi. / Beethoven’in cenaze töreninde Mozart’ın Requiem’i icra edilmişti… 2765 “Sabahleyin erken kalkarak, gecenin gündüz olmak için geçirdiği istihaleye (biçim değiştirme) şahit olmayanlar, yeryüzünde hiçbir şey görmemişlerdir.” Nazmi Ziya (Nazmi Ziya (18811937), Fatih Sultan Mehmet’in hocası Mollagürani’nin torunlarındandı. Picasso ve Matisse’den bahsolduğunu duyunca, “Bırakın şu cambazları” demesine rağmen gözde Türk ressamımdır.) 2766 A Bigger Message’dan – Martin Gayford Picasso’nun yakın çevresinden fotoğrafçı Lucien Clergue, üstadın yaşamöyküsünü yazan John Richardson’a anlatır: Biliyor musun Picasso benim yaşamımı nasıl kurtardı? Arles’daydık, bir boğa güreşi gösterisinden sonraydı. Biraz kilo vermiştim ama sağlığımdan bir şikâyetim yoktu. Picasso damdan düşercesine, derhal bir hastaneye gitmemi önerdi, ciddi bir sağlık sorunum olduğu görüşündeydi. Onu ciddiye almadım ama karısı Jacqueline ısrar etti, Picasso böyle buyurmuşsa Tanrı aşkına onu dinlemeliydim. Gittiğim hastanede kısa bir muayeneden sonra hemen ameliyata alındım. Ender görülen ama öldürücü bir peritonitis vakası kurbanıydım. Bu vakanın özelliği, geç kalınması durumunda, bedende bir acıya neden olmadan ölümle sonuçlanmasıydı. Picasso boşuna, her fırsatta, “Ben bir peygamberim” demezdi. (Bu anekdotu dinleyen ressam David Hockney’e göre evet, Picasso bir peygamberdi. O sayısız insan yüzüne bakmıştı ama gördükleri bir fotoğrafçıdan daha derindi.) 2767 Şairin Günah Defteri’nden – Tozan Alkan; Şeref Bilsel, Ikarus: “Şiir bir hikâye değil sessiz bir şarkıdır.” Ahmet Haşim “Şiir güzellikle çarpışan tek gerçektir.” Gilfillan “Şiir, çevrildiğinde kaybolan şeydir.” Robert Frost “Gerçek şiir, anlaşılmadan anlatan T.S. Eliot ? şiirdir.” “ na şında.” ? ‘Atamızdan Yadigâr Bizde Atabarı Var’ nı İsmet İnönü’dür. Tercüme bürosu ekibinden Erol Güney (19142009) der ki: “Hem Tercüme dergisine hem de klasiklere büyük önem veren İsmet İnönü’nün bizi çok büyük sıkıntılara sokan bir isteği vardı: “Kitaplar her Cumhuriyet Bayramı’nda aynı anda piyasaya verilsin.” Anlaşılan bir topçu olan İsmet İnönü, askerlik tecrübesine göre karar vermişti. Topçulukta tek merminin büyük bir etkisi olmadığı bilinir, ama 100 mermi aynı anda düşerse bu baraj ateşinin etkisi büyük olur. Bunun için ne kadar kitap çıkarsa çıksın hepsi birden Cumhuriyet Bayramı’nda piyasaya verilecekti. “Kitap mermi gibidir” demişti. Ne var ki basın yayın dünyasında bu fikri uygulamak bizi çok yoruyordu. Cumhuriyet Bayramı yaklaşınca, başta Yaşar Nabi Nayır olmak üzere bütün Tercüme Bürosu görevlileri, gece gündüz çalışmak zorunda kalırlardı.” (Kaynak: Erol Güney’in Ke(n)disi – Haluk Oral, M.Şeref Özsoy, YKY) 2768Pazar sa tanbul M si’ne gitt deniz ve manzara edecekt atleri olm kafe dol na yakın landık. Ş mış diğe ralı kahv lamak is etmiyorl iki sergim Sergil Altun ail yoktu. M heves, k katılmas rin belki izlemede (“Bir m gitmek”, Ethem Yetkiner, Hilmi Yavuz, Şemsettin Günaltay, İsmet İnönü (1958). 2769rinde ya D ve ken şık b sa ünive mu?” diy Meph kuyrukta adem pe elindeki uyardım ğim için mişti. 2755 Yapı Kredi’de önce yönetim, sonra ortaklık yapısı değişene dek (2004), Yapı Kredi Yayınları’nın (YKY) Yönetim Kurulu Başkanı’ydım. Hedefim YKY’yi Kitabistan’ın nitelik ve nicelik önderi yapmaktı. Bunun için gerektiğinde müdür gibi de çalıştım. Kurumsal olanakların yetmediği noktada, kişisel olanaklarımı seferber ettim. Ayrıldığımda tüm hedeflerimize ulaşmıştık. YKY’nin o en güçlü dönemi anıldığında Selçuk Altun’un adı pek anılmaz. (İsmet İnönü’yü yad ederken, aklıma geliverdi.) 2756 YKY’nin Yapı Kredi’ye sağladığı prestij getirisi bazı büyük bankalara örnek oldu. Kimi sanat ve müzik etkinliklerine yöneldi. İş Bankası, 1956’da Hasan Ali Yücel’in yönetiminde kurulan ama giderek etkin yayıncılıktan çekilen İş Kültür’ü Ahmet Salcan’ın genel müdürlüğünde harekete geçirdi. Başarılarını sürekli alkışlamaktayım. Bazı sözde solcular Bankalar’ın Kitabistan’daki varlıklarından önce rahatsız oldu, şimdi çıkardıkları dergilere ilan almak için yırtınıyor; elleri boş dönmedikçe onların yayımladığı kitaplara övgü dolu yazılar döşeniyorlar. 2757 İstanbul’u Dinliyorum – Hilmi Yavuz, Anadolu Sanat Yayınları: 1993 ürünü anı kitabını yazarı, “Çok sevgili Ayla’ya, Oktay ağabey’e, kapaktaki delikanlıyı anımsıyor musun Oktay ağabey? Fatih’teki o çocuğu” diyerek imzalamış. İçinde alışılmamış bir İsmet İnönü fotoğrafı: O, karşısında ayakta duran kişiye adeta kükrüyor. Arkadaki yazıya göre: “1 Haziran 1958. İsmet İnönü, Cağaloğ lu’ndaki CHP İstanbul İl Merkezi’nde basın toplantısı yapıyor. Aynı anda, DP hükümeti ise, İstanbul Vilayet Binası’nda toplantı halinde. Başbakan Adnan Menderes, Vali Ethem Yetkiner’i CHP İl Merkezi’ne gönderiyor. Talep: İsmet Paşa, basın toplantısından vazgeçsin. Resimde solda ayakta Vali Ethem Yetkiner mesajı iletmiş. İsmet İnönü’nün cevabının ne olduğunu anlamak için yüzüne bakmak yeterli. Hemen yanında CHP İl Başkanı Prof. Şemseddin Günaltay yer almakta. Hızla not almaya devam eden gözlüklü delikanlı ise Vatan Gazetesinin siyasi muhabiri Hilmi Yavuz!” 2758 Sürece uygun bir soru: Dindar mısınız yoksa dingeniş mi? 2759 İstanbul’da açılacak bir semt lokantasına ad önerisi : İSTATBUL. 2760 “Mısra benim namusumdur.” Yahya Kemal Beyatlı (Üstadın şanına layık bir yaşamöyküsü yazıldı mı? Onun eksilerini de ıskalamayan.) 2761 Kitap önerileri: 2666 – Roberto Bolano (Çev. Z.H. Ateş), Pegasus / İnsan Yaşadığı Şeydir – Tahsin Yücel, İş Kültür / Bu Bir Çağrıdır – Yaşar Kemal, YKY / Boğaz Hakkında Her Şey – Saffet E. Tonguç; Pat Yale, Boyut / Kaç Yıl Oldu? 2012 – Fırat Budacı, Mürekkep / Bu benim.zip – Aslı Serin, 160. Kilometre / İki Nesil Bir Şehir – Aydın Boysan; Burak Boysan, Doğan Kitap / Hammurabi – Marc Van De Mieroop (Çev. B.O.Doğan), İş Kültür / İnsan Yazdığı Şeydir – Tahsin Yücel, İş Kültür / Kendine Ait Bir Oda – Virginia Woolf (Çev. İlknur Özdemir), Kırmızı Kedi… 2762 Kaç Yıl Oldu? 2012’den Fırat Budacı Bir İstanbul Masalı adlı dizinin final bölümü, reklam kuşaklarıyla birlikte tam 5.5 saat süreli 7 yıl, Seren Serengil, “Annem hakikaten çok kaliteli bir sanatçı annesi” açıklamasını yapalı 6 yıl, 2770mın kad Nişantaş nu(k) olm vinliyiz) h nın yapıt okumuy Geçen dı. Haka (Bizans ve arka birkaç k buyurdu 2753 Her Şey Dün Gibiydi’den – Mehmet Müfit, YKY: ÖDÜL AVCISI dur!.. ödüller, tehlikelidir göze almak gerek her şeyi. yarışan kalite değil, kişiliklerdir unutma! ve unutma yine; lekesizim diyebilmek ödülsüzüm demekle eşdeğer artık, ben de bir ödül isterim. 2771mih Poro leştiri ya ken; “İlh nızda ga dermiş… yazarları ladılar” d O gün 20 köşe önerisine Herald T 67 köşe Cumh bal, Müm Başar’ın Yoğun rin yumu gisi açıs 2754 Bir eksikliğimiz de başarının “mühendisini” alkışlarken “mimarını” unutmak değil midir? Örneğin Dünya Klasikleri’nin Türkçeye kazandırılmasında Hasan Ali Yücel’in adı saygıyla yad edilir (Buna itirazım yoktur, olamaz). Ancak projenin başlama talimatını veren, süreci yakından izleyen dönemin cumhurbaşkaSAYFA 10 ? 3 MAYIS 2772için şuba ana notl İstanbul birkaç k formu do yer alaca herd’s B BBC tele de el bo lerce kiş kez, “Be (Beni bu 2012 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1159 CUMH