20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nadir Gezer’den Yunus Nadi üzerine bir çalışma ‘Yunus Nadi bir direnç adamıdır’ ? Fehmi ENGİNALP evgili Öğretmenim, son kitabınız oylumlu; Bir Devrin Öyküsü, Yeni Gün’den Cumhuriyet’e Yunus Nadi. Sizi böyle bir kitap yazmaya iten duygu neydi? Ben 1952’de Arifiye Köy Enstitüsü’nü, 1954’te de Gazi Eğitim Enstitüsü Fen Bölümü’nü bitirerek Anadolu yollarına düşen bir öğretmendim. Kısa süre de olsa önce Çorum’un Tahrankozlusu köyünde görev üstlendim. Ardından da Mardin’in Derik ilçesinde bir yıllık öğretmenlikten sonra yeniden Ankara’daki Yedek Subay okulunda buldum kendimi. Oradan da Konya Astsubay Hazırlama Ortaokulu Öğretmenliğine atandım! Bu süreçte Hürriyet ve Dünya gazeteleri arasında dolandım. Özellikle Konya’daki çalışmalarım sırasında iyiden iyiye okur olarak Dünya gazetesiyle iletişimim iyileşmişti! Ne var ki 1956 güzüne doğru Demokrat Parti’nin baskıcı dönemi başladı. Dünya gazetesinin yayın siyasası da bu baskıcı döneme uyum sağlayınca, ben de Dünya gazetesinden bir okur olarak koptum ve Cumhuriyet gazetesinde buldum kendimi! Cumhuriyet’in kendi iç çelişkileri nedeniyle okurlarının karşı direncine ben de katıldım. Onun dışında sürekli birliktelikten mutlandım. Bu nedenle diyebilirim ki Köy Enstitüsü’yle Gazi Eğitim’den sonra beni sürekli yetiştiren üçüncü okulum Cumhuriyet gazetemdir. Bu nedenle bu okulumun kurucuları iki güzel insan Mustafa Kemal’le Yunus Nadi’yi büyük bir sevinçle izledim. Onun için diyebilirim ki bu yapıtım Cumhuriyet’ in örnek ve ilginç öyküsüdür ve bu öyküyü derinden derine yazma isteği büyüdü içimde… “NADİ, SEVGİ VE SAYGI DUYULAN BİRİYDİ” Yunus Nadi aydın, yenilikçi, çalışkan, özverili, gerçek bir gazeteci! Kitabınızın daha ilk sayfasında Einstein’dan bir alıntı yaparak şöyle diyorsunuz Yunus Nadi’yi tanıtmak için: “Rahatlık ve mutluluk bana asla ulaşılması gereken amaçlar gibi gelmedi. Mal, mülk, geçici başarılar ve lüks gençliğimden bu yana benim gözümde her zaman hor görülmesi gereken şeyler oldu.” Yunus Nadi’ye bu sevgi ve saygının kaynağı nereden geliyor? Şurası bir gerçek ki Yunus Nadi bir direnç adamıdır!... Aynı zamanda kendini yenileyen güçlüklerden yılmayan bir direnç adamı! Onun için diyebilirim ki bilim insanı olarak Einstein’la gazetecilik yolunda yılgınlık nedir bilmeyen Yunus Nadi’nin yaşamöyküleri bir noktada örtüşür. Nadi, Ankara yollarına düşerken gazetesinde çalışan bir dostunun aracılığıyla bir zeytin teciminden 50 lira borç alarak çıkar yola! Gerçek SAYFA 10 ? 16 ŞUBAT S Nadir Gezer’in kitabı Türkiye tarihinin bir kesitini yansıtmasının yanında bir dönemin tanıklığını da yapıyor. Gezer’le Bir Devrin Öyküsü: Yeni Gün’den Cumhuriyet’e Yunus Nadi adlı çalışmasını konuştuk. ailesi varsıl sayılır ama o yana yük olmayan bir kişilik yapısı vardır! İstanbul’un en kargaşalıklarla dolu döneminde gazeteciğin ağır yükünü üstlenen, ulusallık konusunda eşi benzeri az bulunan aydır bir insandır Yunus Nadi. Gazetecilik mesleği onun yüreğinin derinlerinde bir meslektir. Bütün yaşamı süresince bu mesleğinden hiç kopamaz! 1960’da Malumat gazetesindeki yazılarıyla başladı. Gazete sahibi Baba Tahir’in ihanetine uğradı. Siyasi sürgün olarak Abdülhamit zorbalığı döneminde üç yıl ceza ile Midilli Kalesi’ne gönderildi. 1910’da Selanik’te İttihat ve Terakki Cemiyeti’yle ilişki kurdu ve bu kuruluşun yayın organı olan Rumeli gazetelerinde başyazarlık yaptı. Oradan İstanbul’a dönerek İkdam, Tasviri Efkâr gazetesinde yazı yazdı. 1912’de Meclisi Mebusan’ına Aydın Milletvekili olarak girerek siyasal savaşıma katıldı!... 1918’de kendi gazetesi olan Yeni Gün’ü kurdu. Ankara’ya ulaşır ulaşmaz Mustafa Kemal tarafından çıkarılan Hakimiyeti Milliye gazetesinin sorumluluğunu üstlendi. Yeni Gün’ü binbir güçlükle Ankara’ya taşıyarak Ulusal Savaşıma güç verdi!.. İşte onun o güç günlerinde duraksız savaşımı, ona karşı büyük bir sevgi ve saygının oluşumunu da gerçekleştirdi. Kitabınız Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı, Cumhuriyet’in kuruluşunu ve daha sonraki dönemi anlatıyor. Yaşanan bu süreçler gerçekten güçlüklerle dolu dönemlerdi. “Kurtuluş” süreci “Kuruluş”tan daha güç olmuş gibi anlatılıyor. Bu konuda ne diyorsunuz? Şunu kesinlikle vurgulamakta yarar var: Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın ilk evresi Mustafa Kemal’in 16 Mayıs 1919 akşamı İstanbul’dan Samsun’a doğru yolculuğuyla başlar. Bu yolculuğun temeli parçalanmış olan ülkemizin ulusal bütünlüğe ulaşma amacı vardır. Bu amacın ilk ayağı Samsun’du. Ardından da Amasya ikinci ayağı oldu. Mustafa Kemal oradan bütün Anadolu halkına şöyle seslendi: “Ulusun bağımsızlığını yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.” Sonra halkının dikkatinin Erzurum Kongresi’ne çekti. Bu kongre Temsilciler Kurulu üyelerini seçtikten sonra 2012 şu kesin karara ulaştı: Kurtuluşun yerel ve bölgesel savaşımların ötesinde Ulusal boyutlarda gerçekleştirilmesi gerekir. Daha da ilginci Ulusal Ant’ın, Ulusal Meclis’in, ulusal istencin egemen olduğu yönetim biçiminin odunu yakmıştı bu kongre! Sivas Kongresi’nde ise ulusal gücü etken, ulusal istenci egemen kılma ilkesi bir kez daha kongrenin onayından geçti. 27 Aralık 1919’da Mustafa Kemal Ankara’dadır artık! Ulusal eylemin yönetim yeri de bu kent olacaktır. TBMM açılıncaya dek ulusal istencin temsilcisi olarak Temsilciler Kurulu’yla ilişkilerini sürekli kılacağı yer de burasıdır. 23 Nisan 1920 tarihi, Anadolu’nun ulusal istencinin odaklandığı tarih olur! 25 Nisan 1920’da Mustafa Kemal başkanlığında ilk geçici hükümet kurulur!... 1920 Mayıs’ın ilk haftasında da geçici hükümet, ilk hükümet’e bırakır yerini! Hükümet başkanıyla birlikte 12 üyeden oluşan bu hükümet, bir halk hükümetidir. İç başkaldırılar, işgaller birbirini izlerken bu olumsuz gelişmelere karşı önlemler alınırken bir yandan da düzenli bir ordunun kuruluşu için savaşımlar verilir. Yunus Nadi, bu gelişmelerin büyük çoğunluğunda Ankara’da Mustafa Kemal’in yanıbaşındadır! İlk evrelerde bu savaşımdan uzakta da kalsa yazarak çizerek yine de bu savaşımın içindeydi o. “ÇOCUKLARIMIZIN AYDINLIK DÜNYALARI KARARTILDI!” 1920 yılının Nisan ayı. Nisan ayının üç ve dördüncü gecesi… Ziraat Mektebi’ndeki söyleşiden sonra herkes dağılır. Mustafa Kemal’le Yunus Nadi baş başa kalır. Yunus Nadi “Paşam, bu çabanız bir çöl ortasında küçük bir vaha düşü değil mi?” diye sorar. Paşa gülümseyerek “Öyle görünür Nadi Bey, öyle görünür! Zaten bu işin zevki de işte buradadır! Bu çölden bir hayat çıkarmak. Bu çöküntüden bir kurtuluş yaratmak! Sen ortadaki boşluğa bakma, boş görünen o alan da doludur, çöl sanılan bu alemde saklı ve güçlü bir yaşam vardır. O, ulustur, o Türk ulusudur. Eksik olan şey kurumdur. İşte şimdi onun üzerindeyiz.” der Yunus Nadi’ye. Bu konuşmanın üzerinden çok geçmez, Cumhuriyet kurulur. Eğitimde Birlik yasası çıkarılır. Pek çok çağdaş kurum oluşturu lur. Hızlı bir kalkınma ve yenileşme süreci başlar. Ama daha sonra da 1950’li yıllardan sonra, hele de 2000’li yıllardan sonra bu kurumlar bir bir tasfiye edilir, yapısı değiştirilir, içi boşaltılır. Ne dersiniz bu böyle sürüp gidecek mi ? 1950 yılına doğru Atatürk’ün çizmiş olduğu yeni bir dünya görüşü doğrultusunda gözalıcı ilerlemeler gerçekleştirildi. Ne var ki 1950 ve sonrasında neredeyse 60 yıldır dünya görüşleri birbirine benzeyen partiler geldi yönetime. Kalkınma masallarını dillerinden düşürmeden halkı avutup durdular ama gerçek anlamda, çağdaş dünya görüşüyle olayları yorumlayamadıklarından ekonomiden eğitime, eğitimden sosyal yaşama karşı toplumumuz bunalımlar içine sürüklendi. Öylesine çok sağ görüşlü parti kurulup göç etti ki bu yüzden gelecekte umutla hangi ağacın dalına tutunabileceğimizin kaygısı içine düşürüldük!. Atatürk’ün her vesileyle anımsatmış olduğu eğitim ve öğretimde bilimle tekniğin tek yol gösterici olması dileği unutuldu. Düşler ülkesinde yeni arayışlara ağırlık verilerek yetişen çocuklarımızın aydınlık dünyaları karartıldı! Böylesi karamsar bir dünya anlayışından başka ne beklenebilirdi ki! Bu kitabınız koca bir dönemin tanığı. Cumhuriyet gazetesinin ilk sayısı 7 Mayıs 1924’te çıktı. Bu doğum sürecini kısaca özetler misiniz? Yönetim olarak “Cumhuriyet”in doğumu Mustafa Kemal Paşa ile İsmet Paşa 28/29 Ekim günü baş başa vererek anayasada yapılacak olan üç önemli değişimi şekillendirirler: “Türkiye Devletinin hükümet biçimi Cumhuriyettir. Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından yönetilir. Türkiye Devleti , yönetim birimlerini Bakanları Kurulu aracılığıyla yönetir.” Bu değişimler parti grubunda tartışılır. 29 Ekim 1923 günü 20.30’da TBMM tarafından benimsenir, Cumhuriyet ilan edilir. Ardından da Mustafa Kemal Paşa Cumhurbaşkanlığı’na, İsmet Paşa da Başbakanlığa getirilir. Bu gelişmelerden dört ay gibi kısa bir süre sonra 1 Mart 1924’te bütçe görüşmelerinde Osmanlı hanedanına, halifeye verilen ödenek nedeniyle üç konu ortaya atılır. Tarih 3 Mart 1924’ tür. İşte o gün hilafet kaldırılır, eğitimde birlik sağlanır. Şeri’ye ve Efkaf Başkanlığı kaldırılır, yerine Diyanet İşleri Başkanlığı kurulur. Ankara’daki bu kökten değişimler İstanbul basınını korkunç bir karşı atağa geçirir!... Tasviri Efkâr gazetesi sahibi Velit Ebuzziya, hilafetin başavukatı kesilmiştir!... Tanin’de Hüseyin Cahit Yalçın o doğrultuda yazılar yazar. Vatan’da A. Emin Yalman, Mustafa Kemal Paşa’yı diktatörlüğe yöneleceği konusunda yazılar yazar!.. İstanbul’daki bu çılgınca gelişmeler üzerine Gazi Paşa, Yunus Nadi’ye “Bak çocuk, ne yapalım” der, ardından da “İstanbul’daki bütün bu Cumhuriyet düşmanı hilafetçilere karşı savaşacak bir gazete çıkaralım: Adı da Cumhuriyet olsun.” Yunus Nadi’nin yanıtı şöyledir: “Hay hay paşam. Ben gecikmeden hazırlanayım” ve İstanbul basını yaylım ateşine başlarken hazırlıklar biter. Anadolu’nun yokluk yoksulluk ve yorgunluğuna karşın, emperyalizmin kan ve ateş sınavından geçişinin iç tanığı Yunus Nadi; Zekeriya Sertel, Nebizade Hamdi 7 Mayıs 1924 günü Cumhuriyet’i yayımlamaya başlarlar. İşte Cumhuriyet Gazetesinin kuruluşunun kısa öyküsü budur. ? Bir Devrin ÖyküsüYenigün’den Cumhuriyet’e Yunus Nadi/ Nadir Gezer/Alp Yayınları/ 404 s. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1148 CUMH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle