25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

maz, lioğlu. com .. k bilrılar k ve beskaerizgeç mek de yok! Yazu, ne yapar eder, artık kendisini sevmediğini düşündüğü anne ve babasını bu sıra dışı okula girmek için razı eder. Oysa okulda gelişen olaylar, ne Yazu’nun ne de başka bir öğrencinin akla hayaline gelmeyecek kadar farklıdır. Heyecanlı olayların ve tehlikeli planların ne olduğunu öğrenmek, okurlara düşüyor. Böylece Yazu’nun peşinde, onlar da uzaydaki yatılı okulun sırrını keşfedebilecekler. Geleceğe dönük yaratıcı buluşlarıyla okuru şaşırtan ve eğlendiren roman, insanların tarih boyu vazgeçemedikleri hırslarına ve hatalarına göndermeler yaparak, öfkenin, hırsın, şiddetin beslenerek güçlenmesi halinde, bir gün güzel ve olumlu duygular taşıyabilmek için fişe takılıp şarj edilmek zorunda kalabilecekleri ironisiyle, okurlarına bir ayna tutuyor. Kitap, kütüphaneci, çevirmen, yazar Suzan Geridönmez’in gençler için yazdığı kitaplarından sonra, çocuklar için yazdığı ilk romanı. Tek Kollu Haydut Red Kit – 35 Bob de Groot / YKY / Çizen: Morris / Çeviren: Eray Canberk / 47 s / 7+ Çizgi roman tutkunlarının vazgeçilmezlerinden Red Kit ( Lucy Luke) YKY tarafından üstelik çok güzel bir çeviri ve baskı kalitesiyle yeniden kitapçılarda…Kitabın arkasındaki künyeden anlaşıldığı kadarıyla “Tek Kollu Haydut” isimli macera, serinin 35. öyküsü. Michigan’da, East Saginaw’un dış mahallerinde başlıyor maceramız. Bıldırcın Ailesinin, çiftliğindeyiz. Adolphe ve kardeşi Arthur Caille (Caille: Bıldırcın) çiftçilikten çok makinelerle ilgilenmektedir. Sürekli yeni makineler icat edip dururlar. Öyle ki, o sabah tüm çiftliği birbirine katan şamatanın sebebi de onların yaptığı mekanik horozdur. Bayan Bıldırcın, elinde merdaneyle oğlanları kovalarken Adolphe; “Ama anne mekanik ve otomatik aletler bizim hayatımız!” diye savunur kendisini ve kardeşini. Kısa ve öz, bir o kadar da gerçek; neler yapmamışlardır ki; mekanik horozdan yumurta kırma makinesine dek her şey… Ama asıl büyük icatları, bugün bile kullanılan “Tek Kollu (Black Cat)” adıyla anılan kumar makinesidir. Neyse ki, herkes Bayan Bıldırcın gibi önyargılı ve kesin hükümlü değildir bu konuda. Onlara inananlar arasında Senatör de vardır. Kumar düşkünü Senatör, yeni makinenin haberini almış, bir an önce denemek için Bıldırcın Ailesinin Çiftliği’ne doğru yola koyulmuştur bile… Adolphe ve Arthur, Senatöre büyük bir mutlulukla yeni makinelerini gösterir ve nasıl çalıştığını anlatırlar; cu azmimiapmhulaşn m ve der inlesef öğunu de de dele mek çin rı, tüüşünı ola uhi de ni, kıip üzüüşen, r.com Ço eçki, “(Makinenin üstünde yer alan çarklı bölmeden) Bir ya da birkaç renk seçip rengin deliğinden 25 sent atıyorsunuz. Sonra da çarkı döndürecek olan kolu çekiyorsunuz. Çark sizin işaretlediğiniz renkte durursa aletin gösterdiği rakam kadar katını alıyorsunuz. Üstelik müzik de çalıyor!” Heyecanlanan Senatör hemen oracıkta şansını denemek ister ve tahmin edeceğiniz gibi bir anda bozuk para dağının altında kalıverir. Çok sevinen Senatör, Bıldırcın Kardeşlere yardımcı olmak ister. Bıldırcın Kardeşler, makinelerini pazarlayıp büyük bir şirket kurmak amacındadır. Ancak bundan önce birkaç büyük şehirde gösteri ve tanıtım yapıp kumarbazların dikkatini çekmek ve ilgisini ölçmek istemektedirler. Senatör için bunu sağlamak çocuk oyuncağıdır kuşkusuz. Ancak, o günlerin Amerika’sını düşünürseniz bunun pek de kolay olmayacağını bilirsiniz. Çölde yolculuk, her yerde yol kesen, posta ve yolcu arabalarının önünü kesen haydutlar, hapishane kaçkınları… Neyse ki Senatör’ün aklına hemen arkadaşı Red Kit gelir. Batı’nın yalnız kovboyu bu tanıtım yolculukları boyunca Bıldırcın Kardeşlere eşlik edecek böylece hem onları hem de Tek Kollu yeni oyuncağı tehlikelerden koruyacaktır. Hemen Red Kit’e haber gönderilir. Hızlı kovboy ertesi gün Senatör’ün ofisine gelir ve tehlikelerle dolu görevi hemen kabul eder. Sonrasını anlatmayalım, yola çıkan ekibin başına neler gelir, Red Kit hangi numaraları yapıp en güvenli yolları bulur, Bıldırcın Kardeşler amaçlarına ulaşırlar mı? Hepsinin yanıtı Red Kit’in 35. macerası olan Tek Kollu Haydut isimli çizgi romanda. Tüm dünyada tanınan Red Kit’in yaratıcısı Morris, 1923 yılında dünyaya gelmiş. Çeşitli çizgi film stüdyolarında çalıştıktan sonra, Red Kit’i ve diğer kahramanları yarattı. Red Kit, ilk olarak 1947 yılında Spirou Almanağı’nda okuyucu ile tanıştı. O günden beri de çizgi roman okurlarının, sinemaseverlerin, çizgi film tutkunlarının en sevdiği kahramanlardan biri oldu. Başta da söylediğimiz gibi Red Kit’in yeni basımları hem baskı kalitesi hem de çevirisi ile çok başarılı. YKY’ye teşekkürler. Ancak çok önemli bir nokta dikkatimizi çekti. Red Kit yaklaşık 50. sayıdan sonra ağzından hiç düşürmediği sigarasından vazgeçti. Onun yerine ağzına bitki sapına benzer bir çöp aldı. Hatta Dünya Sağlık Örgütü bu kararından dolayı çizer Morris’e 07 Nisan 1988’de Morris’e çok büyük bir ödül verdi. Kısacası, keşke bu yeni basımlarda da Red Kit sigarasız görünseydi ki günümüz teknolojisinde bu olası. Ancak YKY, Red Kit’in orijinaline sadık kalmak istediğinden olsa gerek buna gerek duymamış, nasılsa yalnız kovboy ileriki sayılarda bırakacak sigarayı. Darısı Red Kit’in ve tüm tiryakilerin başına. Herkese iyi okumalar! r Ki Kita S H RL KONUK Ë Hidayet KARAKUŞ ocuklar için yazan bir yazarın, onların düş güçlerini devindirecek düşler kurması gerekir. Bu düşler, yaşamın içinden seçilecek, her zaman yaşanabilir olduğu gibi düşsel de olsa inandırıcı olmalı. Ayrıca okuyana dil tadı vermeli. Hani eskilerin tatlı dilli öykücüleri gibi merakla, coşkuyla ağzına baktırmalı! Mehmet Atilla’nın Parktaki Gergedanlar adlı çocuk romanını okurken benim de eskiden beri yaptığım bir düşleme başvuruyor Mehmet Atilla. Bir insanı tanımaya çalışırken büyükse bu kişinin çocukluğunu, küçükse büyüklüğünü düşlerim. Ona türlü sanlar yakıştırır, türlü huylarla donatırım o kişiyi. Kimi zaman sevimli, kimi zaman sevimsiz kahramanlar çıkar ortaya. Bu düşlerin yarattığı kahramanlara gülerim de kızarım da… Mehmet Atilla, doğal olarak ne kızıyor, ne seviyor. Çok nesnel bir yaklaşımla, sevgisini satırlarına gizleyerek yaklaşıyor kahramanlarına. Annelerinin toplantıları olduğu için parka bıraktığı üç çocuk Okan, Dilek, Şenay, kendi aralarında eğlenirlerken Dilek, küçük bir kaza geçirir, bileğini burkar. Şenay ona yardım ederken, Okan da buz bulur gelir. Bu sırada oturdukları yerin karşısına bir adam gelmiş, onları izlemektedir. Çocuklar Dilek’in geçirdiği kazadan sonra aynı yerde oturmayı sürdürür, düşsel bir oyuna başlarlar. Karşılarındaki adam, yakışıklı, yaşlıca bir adamdır. Hepsi bir iş yakıştırır ona. Biri der, o eski bir subay, belki de albay. Bir başkası çok yakışıklı bir adam bu, öyleyse eski bir aktördür o. Biri de onu avukat olarak düşler. So lama aş da Ç ezeli güzel kul z / Ren/ 10 en”de, zege… geni ızda nsan” n için ereksi yüedi… em de msuzrlanınrir. a’nın Gen nunda adama ad bile koyarlar: Hırçın Kemal. Aynı oyunu adam da oynamaktadır. O da karşısında kendi aralarında eğlenen çocuklara gelecekte yapacakları birer meslek yakıştırır. Hırçın Kemal’e göre Okan, mimar, Dilek ileride büyük bir ressam, Şenay da bir doktor olacaktır. Bu kez gelecekteki yaşamlarını onlarla birlikte yaşamaya başlarız. Mehmet Atilla’nın kurmaca dünyası gerçekte yaşanabilir, her gün karşımıza çıkan gerçekliklerden seçilmiş bir dünyadır. O nedenle inandırıcıdır; sevimlidir. Hem şaşırtıcı, hem duygusal anların yaşandığı romanda araya bir de Patiska karışır. Sahibi kaza geçiren, o arada nereye gideceğini şaşırmış bir kediciktir Patiska. Onu sokağa bırakamayan mimar Okan’ın yeğeni Ezgi de yeni bir kahraman olarak öyküde yerini alacaktır. Çocuklara hem insani, hem doğa sevgisiyle birlikte gerçekçi bir öykü sunuyor Mehmet Atilla. Atilla’nın Türkçeye de ne denli titizlendiğini okurları iyi bilirler. Türkçeyi kılı kırk yararak kullanan yazarlarımızdandır o. Savruk, baştan savma bir tümceye rastlayamazsınız onda. Bu bakımdan çocuklarımızın dil beğenisini de besleyen önemli bir yazardır Mehmet Atilla. Parktaki Gergedanlar’la bunu bir kez daha gösteriyor. Çocuklarımızın diline, doğru, etkili katkılar sunan bu yazarımızın her zaman okunması, izlenmesi Türkçemiz açısından da önemlidir. (*) Parktaki Gergedanlar, Mehmet Atilla Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul, Ağustos 2010, 154 s. 17 MART 2011 SAYFA 27 mu?” e oledil1100 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1100
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle