27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

‘Bir bülbül olmuş çoktan Duyarım her gece bahçesinde’ aha önce şiirlerinden bir bölümünü Hilmi Tezgör’ün çevirileriyle Şiir Atlası’nda 1994’te yayımladığımız Rose Ausländer 1901’de o zamanlar Avusturya sınırları içinde olan Czernowitz’de doğdu. Edebiyat ve felsefe öğrenimi gören Ausländer ilk kitabı Der Regenbagen’i (Gökkuşağı’nı) 1939’da aynı kentte yayımladı. Naziler yüzünden 1941’den 1946’ya kadar annesi ve erkek kardeşiyle birlikte Czernowitz’deki “getto”da yaşamak zorunda kalan bu Yahudi asıllı şair 1946’da Amerika’ya gitti. Daha sonra çeşitli ülkeleri dolaştı, 1964’te Almanya’ya dönerek Düsseldorf’a yerleşti. Yaklaşık yirmi şiir kitabı yayımlayan Ausländer’in şiiri ancak 70’li yılların ortalarından sonra sözü edilmeye değer bir okur kitlesine ulaştı. 1988’de Düsseldorf’ta öldü. D sözler de bağışlayabilirsin varsın hâlâ Her neysen, onu ol Neyin varsa onu ver BUKOVINA I Ey, Bukovina Saçlarında kelebekler Yemyeşil ana “İç!” diyor güneş bana “kıpkırmızı kavun sütü bembeyaz da darının nasıl da şirin eyledim onları.” Karaçamın mor kozalakları Yel kadar yeğni kanatlar, ağaç yaprağı ve kuşlar Davet ediyor Karpatlar’ın yamaçları bir babaymışçasına taşımaya sırtında seni Dört dil Dört dilde şarkılar İnsanlar iyi geçinen PAUL CELAN’IN ANISINA ve şarap kristallerini çilek hatırlayın dumanlar odasını biçimsiz isle dumanı daha çıkarmadan üstümüzden giysilerini gettonun oturuyoruz misler kokan masada gözlerimiz şaşkın oturuyoruz diye bu yerde YABANCILAR Trenler getirir yabancıları inince sağına soluna şaşkın şaşkın bakanları Gözlerinde kaygılı balıklar yüzer. Birer yabancı burun takmışlar yüzlerine hüzünlü de dudak. Yok onları karşılayan Ayırt etmeyen alacakaranlığını beklerler o çökünce izin alıp görecekler yakınlarını samanyolunda ve çukurluğunda ayın. Mızıka çalıyor birisine tuhaf ezgiler. Bir farklı makam var sanki çalgısında: dinlemekle sonu gelmeyen bir dizi yalnızlıklar KORUYUCU MELEK Dua ve tesbih korumaz ki insanı Zeytin bahçesinde uyur her gün her gece mışıl mışıl koruyucu melek öte tarafında kan haddinin çiçek açmış toprakta defnedilmiş adlar ANAHTARIM Anahtarım yitirmiş evini Varınca evden eve açmaz ki birini Sonunda bulabildim çilingiri Anahtarım açtı onun mezarını ? BÜLBÜLÜM Bir karacaydı eskiden annem Esmer altın gözleri ona karaca günlerinden kalmış bir de sevimliliği Yarı melek yarı insandı ikisinin ortasında da anne sordum “ne olmak isterdin, gelseydin yeniden dünyaya” “bülbül” dedi Bir bülbül olmuş çoktan Duyarım her gece bahçesinde gözü uyku tutmaz düşümün bir şarkı gibi öter ataların Zion’unu öter tarihe karışmış o Avusturya’yı dağlarıyla kayın ormanlarını Bukovina’nın Her gece ninniler söylüyor artık bülbülüm bahçesinde gözü uyku tutmaz düşümün VARSIN HÂLÂ At korkunu havaya Yakında dolacak vaden yakında bir kat çimenin altında uzayacak gökyüzü ve dökülüp akacak hiçbiryerde’ye rüyaların Hâlâ hoş kokuyor karanfil ötüyor ardıç kuşları sevebilirsin hâlâ birisini KASIM Paul Celan Geri dönmedi anne vazgeçmedi ölümden beslemiş onu oğlu karasütle “Sarı saçlı annem dönmedi evine” 3 o süt tuttu oğlunu hayatta hayat ki boğulmuş mürekkep kanında Söylenmemiş satırların arasında o bir sözcük bile olmayan boşlukta ve parlayarak ŞAŞKINLIK İÇİNDE Sarınca masayı ekmek kokusu 3 2011 ? SAYFA 22 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1133 Rose AUSLÄNDER Ş iir Atlası CEVAT ÇAPAN Rose AUSLÄNDER/ Şiirler/ Çeviren: Danyal NACARLI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle