25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T 21 EYLÜL ÇARŞAMBA ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇ L NG RLER ir sıvıyı ağza alıp yutmak” anlamındaki “içmek” eylemi yerine, sigara için, “tütmek” kullanılsa keşke demiştik bir iki hafta önce. Türkçe Günlükleri’ne katkılarını hiç esirgemeyen Emrullah Güney, bizim içtiğimiz çorbayı Anglo Amerikan halkının yediğini (eating soup) söylüyor. Benim gördüğüm kadarıyla Amerikalı, sulu yemeklerin tümünü “çorba” saydığından çorba için kullandığı “yemek” eylemi, bizim “tütün” için kullandığımız “içmek” eyleminden daha yadırgatıcı değil. Tütün için Fransızların “is, duman çıkarmak” anlamındaki “fumer”yi, İngilizlerin ve Amerikalıların “to smoke, smoking”i kullandıklarını belirtiyor Güney. Ben yine araya girip “füme” sözcüğünün Türkçede “islenmiş, tütsülenmiş” anlamında, çeşitli yiyecekler için kullanıldığı gibi, duman rengine de “füme rengi” dendiğini anımsatayım. Emrullah Bey de tütünün içine konduğu metal kutuya “tabaka” (Tobacco = tütün... Fr: Tabac...) dediğimizi anımsattıktan sonra Azerbaycan Türkçesine geçiyor. Sigara içmek için “papiros cekmek” denirmiş Azerbaycan’da, sigara paketlerinin üzerinde sigaranın sağlığa zararlı olduğunu vurgulamak için, “Papiros çekmek sağlığıza ziyan vurur” diye yazarmış. Çekmek eylemi doğru kullanılmış olsa da sigara için “papiros (=kâğıt)” denmesinin doğru olmadığını düşünüyor E. Güney. Eskiden çubuk, nargile için olduğu gibi, bugün de tütün, sigara, pipo için, “içmek, tüttürmek” yanında “çekmek” eyleminin de kullanıldığını vurguluyor. “B 22 EYLÜL PERŞEMBE Ne kadar güzel bir kitap olmuş. Çağdaş edebiyatımızın 31 usta kalemi, Günışığı Kitaplığı’nın 15. yılı için öyküler, anılar, şiirler yazmış; bunlar, adı 15 olan, kalın beyaz ciltli, turuncu sayfalı bir kitapta toplanmış. Yayınlarını kitap eklerinden izlediğim, uzaktan uzağa takdirlerimi sunduğum Günışığı Kitaplığı, o güzel kitaplarından bana da gönderirmiş meğer. Gazeteye gönderilen kitaplardan hiçbiri bana ulaşmıyor ki… 24 EYLÜL CUMARTESİ “Cumhuriyet’in 8 Eylül 2011 günlü kitap ekindeki yazınızın 21 Ağustos Pazar bölümünde ‘Kimi kitapları yalnız ca okuduğumu anımsıyorum.’ şeklinde bir tümceniz var. Bu tümcenin sizin kaleminizden çıkmasını biraz garipsedim. Yoksa ben mi yanılıyorum? Aydınlatırsanız sevinirim. Kimi kitaplar diyebilir miyiz? Kimi insanlar, kimi yazarlar olur da, kimi kitaplar, kimi balıklar, kimi yapraklar olur mu?” Öğretmen Osman Cevat Hızal’ın iletisi böyleydi. Altta bir satır daha olduğunu fark edinceye kadar bu bölümü birkaç kez okudum. Ne demek istiyor? Sonra alttaki satırı gördüm: “Kim zamirinden yola çıkarak tereddüdümü gidermenizi diliyor…” Hah, mesele anlaşıldı. Osman Cevat Bey diyor ki “kim” adılı, insan için kullanılır; bundan türetilen “kimi” sıfatının da yalnızca insanlar için kullanılması gerekmez mi? “Kimi” sözcüğünü “bazı” yerine kullanıyorum. Hemen Özleştirme Kılavuzu’na baktım. “Kimi”nin karşısında tek sözcük var: “bazı”. Dil Derneği’nin Türkçe Sözlük’ü ne diyor? “Kimi: Birtakım, bazı”. Örnek Oktay Akbal’dan: “Öyledir, hepimizin kimi giysilere özel sevgisi vardır.” Hızal’ı destekleyen tek açıklama TDK sözlüğünde var; onun da “bazı” maddesinde karşılığı yok. “Kimi” sözcüğünün ilk anlamı olarak “birtakım, bazısı, kimisi”; ikinci anlamı olarak da “bazı” verilirken “canlı varlıklar için” notu eklenmiş. Ama “bazı” maddesinde ilk anlam olarak “birtakım, kimi” denmiş. Az aşağıda “bazısı” sözcüğü var; onun karşılığı olarak da “birtakımı, kimisi” yazıyor. İlhan Ayverdi’nin Misalli Büyük Türkçe Sözlük’üne de baktım. Orada “kimi zaman”ın açıklamasında “yeni” notu var; örnek de Orhan Veli’den: “Dalga geçerim kimi zaman da…” Şöylece toparlamak gerekiyor şimdi: Kimi sözcüğü, insan için kullanılan soru adılı “kim”den iyelik ekinin kalıplaşmasıyla (kim+i) oluşturulmuşsa da zamanla “bazı” sözcüğünün bütün anlam alanını kaplamıştır. 25 EYLÜL PAZAR Yokluğumda ne güzel kitaplar yayımlanmış. Gül Bakioğlu, Alfa Yayın Grubu’nun yeni kitaplarını gönderdi. Everest’in yayımladıklarından başladım; birini bırakıp ötekini açıyorum. Çok güzeller… Öykülerini ilginç bulmuştum; Ali Smith’in romanı çıkmış, hem de Dost Körpe çevirisiyle: gibi. Bu romanın da öyküleri kadar ilginç olacağını sanıyorum. John Cheever’in Yüzücü’sünün çevirmeni Tomris Uyar. Hemen okumaya başladığım kitap o oldu, bitirmek üzereyim. Amerika’nın Çehov’u olarak tanınması boşuna değilmiş John Cheever’in. Okudukça bu tadı daha çok duyuyor insan. Sırada Stefan Zweig’ın 1909 1941 yılları arasında kaleme aldığı denemeleri var. Ahmet Arpad’ın dilimize kazandırdığı kitabın adı Geleceğe Güven. Oysa Zweig, geleceğe güvenememiş ve 1942’de eşiyle birlikte intihar etmişti. Adını ilk kez duyduğum John Wray’in Dipteki Çocuk adlı romanını İmge Tan çevirmiş. Roman, “ergenliğe adım atan bir çocuğun gölgelerle dolu iç dünyasını aydınlatırken kendimize dair de ipuçları veren, sürükleyici ve tedirgin edici bir yolculuk”muş. İpek Çalışlar’ın Latife Hanım biyografisinin gözden geçirilmiş yeni basımı da Everest’ten çıktı. Kitabın arka kapağındaki emektupta Cemil Koçak: “Artık bundan böyle (çünkü kitabınızı sizden önce yazılanlarla kıyaslamak büyük haksızlık olur) sizin çıtanızı aşamayacak olan kitaplar için çok yazık olacak.” diyor. Adını Selahattin Pınar’ın “Gel gitme kadın, ruhumu hicrana yakma” diye başlayan kürdilihicazkâr şarkısından alan gel gitme kadın’ı (Alfa Yayınları) kapağını görmeden önce bir aşk romanı sanmıştım. Kapakta Atatürk’ün oturduğu, Latife Hanım’ın onun arkasında ayakta durduğu fotoğrafı görünce uyandım. Bu da bir aşk romanı… Mustafa Kemal ile Latife Hanım’ın aşkı. Kitabın üstünde “aşk hiç bitmedi” diye yazıyor zaten. Önsöz’de Oğuz Akay, Beni İki Kadın Çok Sevdi adını taşıyan önceki kitabının Mustafa Kemal ile Latife Hanım’ın ayrılıkları ile son bulduğunu, bu kitabın ise ayrılık sonrası yaşanan yılları anlattığını söylüyor. “Mezopotamya’nın köklü, kadim ve dirençli uygarlıklarından birisini kurmuş bir kavim Süryaniler…” Mehmet Şimşek’in hazırladığı Horepiskopos Aziz Günel’in Hatıratı kitabının arkasında böyle yazıyor. Süryanileri ne kadar az tanıyoruz gerçekten. Oysa bu toprakların kültürel zenginliklerinden birini de onlar oluşturmakta. Şimşek de bunu diyor: “Bu kitap Türkiye’de yaşayanların unutmaması gereken bir düsturu merkezine alıyor: Renkler solmasın, kültürler kaybolmasın.” İstanbul kitaplarıyla tanıdığımız Haldun Hürel’in “Bizans İstanbul’unda Ölümsüz Bir Aşk” alt başlığını taşıyan kitabı prenses maria bu kez bir roman. Yayınevi: Kapı. Yine İstanbul kitaplarıyla tanıdığımız İlhan Eksen’in “İstanbul’da Bir Nihavent Tango” (Everest) bir anı kitabı. Bu kitapta da “Anıların merkezinde, İstanbul yine başrolde.” feyzahep@gmail.com feyza@feyzahepcilingirler.com www.feyzahepcilingirler.com BULMACA Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından dizeler ve şairin adı ortaya çıkacaktır. 11 J 21 1 I 2 F 3 G 4 I 5 B 6 6 K 7 J 8 F 9 J 10 G Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 12 B 13 C 14 C 15 C 16 J 17 J 18 E 19 B 20 E nan, Aloe Vera da denilen bir süs bitkisi. K 22 G 23 F 24 I 25 D 26 J 27 G 28 E 29 D 30 E 64 27 3 10 55 34 79 53 22 H. Eşber Yağmurdereli’nin bir oyunu. E 31 H 32 H 33 D 34 G 35 F 36 J 37 F 38 J 39 K 40 B 41 32 31 69 75 74 42 B 43 K 44 I 45 F 46 I 47 F 48 F 49 F 50 E I. Kokona Yatıyor ve Ayyar Hamza adlı oyunları da olan, Tanzimat Devri tiyatro yazarı. 51 F 52 A 53 G 54 A 55 G 56 A 57 J 58 F 59 F 60 D 61 J Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “... Adam” (Şevket Süreyya Aydemir’in üç ciltlik ünlü yapıtı). 62 D 63 K 64 G 65 K 66 K 67 C 68 J 69 H 70 E 71 F 4 73 44 1 46 24 J. Akif Kurtuluş’un bir şiir kitabı. 72 D 73 I 74 H 75 H 76 J 77 J 78 F 79 G 80 B 81 E 26 77 76 61 11 36 38 68 57 7 9 16 D. Delgi. 52 56 54 B. İç Anadolu’da, Tuz Gölü doğusundaki dağların en yükseği.. ... ...” (Reşat Nuri Güntekin). K. Bertrand Russell’ın bir kitabı. 60 72 29 62 25 33 E. Çok bilmişlik. 66 6 65 63 39 21 43 78 2 49 47 23 35 42 5 40 12 80 19 C. “... Hammer” (ünlü polisiye roman dedektifi). 1128. sayının çözümü: A. YÜZBAŞI 45 48 51 71 58 59 8 37 17 G. Zambakgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, yaprakları oldukça yüksek bir sapın tepesinde, rozet biçiminde toplanmış bulu 70 81 50 20 41 18 28 F. “Şehrin büyükleri otelciye adamakıllı bir NIN KIZI, B. ANNA KARENİNA, C. SELİM İLERİ, D. AZİZ NESİN, E. KANKAN, F. MARMARA, G. ENDAMİN, H. YAŞAR, I. VANDAL, J. EN. 14 13 67 15 Şiir: “inanamazsın, inanamaz / yıkılır düşersin yerlere / ve kan akar kalbinden / inanamazsın, inanamaz!” 6 EKİM 2011 SAYFA 31 CUMHURİYET K TAP SAYI 1129
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle