Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
V TR NDEK LER Ahir Zamanlarda Yaşarken/ Slavoj Zizek/ Çeviren: Erkal Ünal/ Metis Yayınları/ 592 s. Slavoj Zizek, yeryüzünde yaşamın sona erme ihtimali anlamında kıyametin yakın olduğu, son demleri yaşanılan bir zamanın ruhunu anlatmaya çalışıyor “Ahir Zamanlarda Yaşarken”de. Ne bir Altın Çağ’dan uzaklaşma, yozlaşma hikâyesi anlatıp eski değerlere sıkıca tutunma çağrısında bulunuyor ne de karanlığın ardından aydınlık günlerin geleceğine dair saf bir iyimserlik sergiliyor. İçinde yaşanılan zamana özgü esaslı meseleleri, yani mahşerin dört atlısını saptıyor: dünyanın dört bir yanını tehdit eden ekolojik kriz, ekonomik sistemdeki dengesizlikler, biyogenetik devrimin sonuçları ve çeşitli aralıklarla patlak veren toplumsal bölünmeler. Hazır cevaplara sığınmaktansa, genel geçer çözümleri eleştirel bir şekilde gözden geçirip yeni ufuklara yelken açıyor Zizek kitabında. Nişancı/ Metin Aktaş/ letişim Yayınları/ 432 s. İsyanın ortasında, ölümle yaşam arasında gerçek bir hikâyeyi anlatıyor “Nişancı”. Kahramanı da Şeyh Sait Ayaklanması’nın arifesinde, hayatı bir anda tamamen değişen ve kaderi yeniden yazılan, yaşamla ölüm arasında karar vermek zorunda kalan bir genç... “Nişancı”, Şeyh Sait Ayaklanması’nı hem devlet yanlısı hem de isyancı milisler gözüyle aktaran, gerçek bir öykü. Şeyh Sait Ayaklanması’nın çıkışından, Şeyh Sait’in ölümüne kadar geçen her günü, yalnızca savaşan milislerin yaşamlarıyla değil, isyanın ortasında kalanların yaşadıklarını da gözler önüne seren bir yaşamöyküsü. Peri Çıkmazı Bütün Sihirler/ Turgay Kantürk/ Sel Yayıncılık/ 288 s. 80 kuşağının önde gelen şairlerinden Turgay Kantürk’ün “Bütün Sihirler Peri Çıkmazı” adlı toplu şiirlerinde ilk kez bu toplamda gün ışığına çıkan ‘Alfabe Meleği’, ‘Alacakaranlık’, ‘Sis İçin Şarkı’, ‘Hepsi Bu!’, ‘Ay! İçim’, ‘Kent Kırıkları’, ‘Kışevi’, ‘Yaprakarası Sözleri’, ‘Yakın Tarih’ adlı çalışmalarıyla ve bütün yapıtlarının yeniden gözden geçirilmiş baskılarıyla okuyucularına ve şiirseverlere adeta bir armağan sunuyor. Korkulacak Bir Şey Yok/ Julien Barnes/ Çeviren: Serdar Rifat Kırkoğlu/ Ayrıntı Yayınları/ 264 s. “Korkulacak Bir Şey Yok”, Julian Barnes’ın ölüm, ölümlülük, Tanrı, sanatın ölüm karşısındaki yeri gibi temalar üzerine kaleme almış olduğu, tümüyle otobiyografik olmasa bile içinde yer alan anıların kapsamı itibarıyla bu yanı belirgin biçimde ağır basan bir deneme, daha doğrusu, anı türü çerçevesinde de değerlendirilebilecek bir deneme kitabı. Metnin dikkat çeken bir başka özelliği de Barnes’ın tüm deneme boyunca, felsefeci olan ağabeyi Jonathan Barnes’la girmiş olduğu yer yer çekişmeli, yer yer görüş birliği içinde ilerleyen sorgulayıcı diyalog. Bu diyalog, bir SAYFA 26 6 EKİM 2011 bakıma, inanmakla inanmamanın, felsefeyle edebiyatın, Julian Barnes ile pek anlaşamadığı annesinin bitmek bilmez çekişmesi olarak da yorumlanabilir. Nitekim kitabın kasvetli sayılabilecek konusunu ilginç ve dinamik kılan unsur da bu çekişmeyi tüm satırlara hem keyif veren hem de sorgulayıcı bir ironiyle yansımakta oluşu. 90’a Yaklaşırken – Asım Kocabıyık Kitabı/ Söyleşi: Esra Üstündağ Selamoğlu/ Türkiye ş Bankası Kültür Yayınları/ 304 s. Türkiye’nin en önde gelen holdinglerinden birini yaratan Asım Kocabıyık, ülkesinin başta eğitim olmak üzere kültür ve sanat hayatına katkıda bulunmayı da bir memleket görevi sayıyor. Tazlar köyünün geliştirilmesine yönelik yatırımlarla doğduğu yere, kütüphanesini yenileyerek mezun olduğu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne destek olmaya çalışıyor. Yaptırdığı okullar ve yurtlarla ülkesinin eğitim hayatına, oğlunun kurduğu Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ile de sanat yaşamına katkıda bulunmayı ihmal etmiyor. İşte bu kitap Kocabıyık’ın doksan yıllık yaşamını gözler önüne seriyor. Başka Sorusu Olan/ Ranga Yogeshwar/ Çeviren: lhan Yabantaş/ Pegasus Yayınları/ 320 s. “Bilim, pek çok insanı korkutur. Ancak bilim hayatın her yerindedir ve günlük yaşamın içindeki bilim, sandığımız kadar karmaşık da değildir.” Hint asıllı Alman Fizikçi Ranga Yogeshwar, bu kitabında okuyuculara anlaşılır bilimsel gerçekleri sunuyor. Kitapta üzerinde durulan, yanıtları verilen, ilgi çekecek birkaç soru ise şunlar: “Zıplayan 50.000 kişi deprem yaratabilir mi?, Son kullanma tarihi nasıl hesaplanır? Kadınların ayakları neden soğuktur?” ve benzeri birçok sorunun yanıtı kitapta okuyucularını bekliyor. Kırmızı Başlıklı Kız Ağlıyor/ Beate Tersa Hanika/ Çeviren: Ayça Sabuncuoğlu/ ON8 Kitap/ 210 s. İlgisiz annesi, gözü erkeklerden başka bir şey görmeyen ablası, çok iyi anlaştığı ancak artık şehir dışındaki üniversiteye gittiği için hafta sonları dışında göremediği ağabeyi ve dediğim dedik babası, Malvina’nın hayatındaki en büyük sorunun yanına bile yaklaşamaz. Genç kız, küçüklüğünden beri büyükbabasının tacizine uğradığını ailesine anlatmaya çalışıyor ancak onu kimse dinlemiyor. En iyi arkadaşına söyleyemiyor, âşık olduğu çocuğa anlatamıyor; kimse onu anlamıyor. Bir kızın, ilk aşk heyecanının gölgesinde büyüyen kâbusunu, çaresizliğini aktaran kara bir masal “Kırmızı Başlıklı Kız Ağlıyor”. Bulut Atlası/ David Mitchell/ Çeviren: Bilge Gündüz/ Doğan Kitap/ 640 s. “1850, Yeni Zelanda: Noterlik görevinden Kaliforniya’daki evine dönen Adam Ewing; 1931, Belçika: Münzevi dâhi müzisyen Ayrs’ın nota kâtipliğini yapan, aile mirasından mahrum edilmiş besteci Robert Frobisher; 1975, Kaliforniya: Bir nükleer santralı araştırırken ölümle yüz yüze gelen gazeteci Luisa Rey; günümüz, İngiltere: Kendisini zengin eden yazarının gangster kardeşlerinden kurtulmaya çalışan yayıncı Timothy Cavendish; gelecek zaman, Kore: Sisteme isyan ederek ölüme mahkum edilen android garson kız Sonmi~451; gelecekteki bir tarihöncesi, bir Pasifik adası: Bilimin ve uygarlığın çöküşüne tanıklık eden genç yerli Zachry. Bu altı kahramanı birbirlerine ve bütün insanlığa bağlayan ne olabilir?” Her öykünün farklı bir dil, üslup ve teknikle anlatıldığı Bulut Atlası, roman olmaktan çok öte, insanoğlunun iktidar uğruna türdeşlerine ve doğaya verdiği zararların ve yol açtığı kıyametin ele alındığı bir destan. Mazideki Adamlar/ Hasan Basri Bilgin/ Yediveren Yayınları/ 386 s. Hasan Basri Bilgin kitabında, aykırı zaman insanlarının olası diyalogları ve ‘mazideki adamlar’ın yaşadıklarından romansı pasajları taşıyor sayfalara. Anlatılan olaylar belgelere dayalı, yorumlar da olabildiğince objektif bir şekilde okuyuculara taşınıyor. Kitabın içeriğini oluşturmada ve tarihin günümüze yansıtılmasında, asla yandaş bulma gayreti ise güdülmüyor. Yaşananlar ve gerçekler neyse onlar gözler önüne seriliyor. Tarih ve politika meraklılarının ilgiyle okuyacağı bir kitap “Mazideki Adamlar”. Cuma Kızı/ Jane Green/ Çeviren: Berna Gülpınar/ Artemis Yayınları/ 416 s. Kit ve Adam on beş yıllık bir evliliğin ardından ayrıldıklarında, Kit bir anda aşkından, en iyi dostundan ve kimliğinden olur. Fakat boşanmanın üzerinden geçen kötü bir yıldan sonra, kendini toparlar ve Connecticut’ın şirin mi şirin, pastoral kasabası Highfield’da yaşamaya başlar. Ünlü romancı Robert McClore için çalışan Kit, mükemmel bir işe, iki harika çocuğa, etliye sütlüye karışmayan bir eski kocaya ve hatta dostlarıyla yoga yapmak için zamana bile sahiptir. Ancak yeni bir sevgilinin de yaşamını daha güzel hale getireceğine inanır. Peki bu sevgili adayı Steve, göründüğü kadar mükemmel midir? Aşkın peşinden koşan roman “Cuma Kızı” okuyucularına eğlenceli bir okuma vaat ediyor. Yıldız Çarpması/ Mark Schreiber/ Çeviren: Cemre Akkartal/ Dex Yayınları/ 270 s. “Kısmet mi, kötü karma mı? Agresif, ukala, kafayı burçlara takmış olan Christy Marlowe nasıl olur da astronomiyi astrolojiye tercih eden Ben’e aşık olabilir?” Kader onları bir plastik cerrahın muayenehanesinde bir araya getirir. İkisi de acı dolu anıları hatırlatan, artık istemedikleri dövmeleri sildirmek için oradadır. Ben’in, Christy’nin hapisteki eski erkek arkadaşının adaşı olması kötü bir işaret olabilir mi? Öyle bile olsa, kendi deyimiyle kalbine söz geçirmek Christy için kolay değil. Christy’nin saplantılı eski erkek arkadaşı hapisten çıkınca Ben telaşa kapılır; Christy ise Ben’in buz mavisi gözlerinin derinlerinde yatan hüznü çözmeye çalışmaktadır... Heyecanlı bir aşk macerası “Yıldız ¥ Çarpması”nda okuyucular bekliyor. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1129