23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ş E iir Atlası CEVAT ÇAPAN Eleni Vakalo/ Şiirler/ Çeviren: Cevat ÇAPAN ‘Bütün bıçakların sivri uçları var...’ Isidore ölüleri gösteriyor ona Uykudan bir ziyaret, daha önce hoş olan, Kimdi onun başında duran Üç kez lanetlenmiş Geri verdiği yüzükle Adam da inanmıştı ona Pelerinin karanlığında Sözleri ve eli kolu Dalgalanan kıvrımlarda Kadınlar için, aynı şeydir Özlem de korku da Ruhu terk etse de kendisini Yarışmayı sürdürür şeytanla Erotik yüzlü Lady Rodalina Eskiden olduğu gibi şimdi de Isıdore Ducasse’ın buyruğunda *** Ah Eloise, Ah Chateaubriand Parşömende kendisiyle ilgili sızlanmaları okuyarak izliyor Her şeyi yiyip tüketen bir avcı kuş Kürsüde Her şeyi görerek denetliyor mum ışığında Geceleri yürüyen okur Tırnağıyla Harfleri gösteren âşık Ağlamanın Ezgisel sesini duymak istiyor Onunki Göz oyuklarının zifiri karanlığında. Elyazmasında Anlıyor Sözcükleri yutanın gagasında Okurun da aynı zamanda Bir âşık olduğunu Her ikisi de Birbirlerinin yankılanan çığlığı Böyle bir âşığın büyüsünün özelliği. *** Babaannem Daha yaşlı olan öbür ninem adalıydı ve beş çocuğu vardı – hepsi erkek. Her yıl gemiler döndüğünde bir çocuk. Söylediklerine göre, bir dua okurmuş sağ kalsınlar, birini yitirecekse, bu en sonuncusu olsun diye. Öbürleri sekseni aştılar, biliyorum. Ve o yaşlı ninemin kollarında ölmüş son bebeği. Söylediklerine göre, ninem ağlamamış ölen oğluna, ama gemileri karşılamaya da bir daha hiç gitmemiş. Yalnız bir kere inmiş limana oğullarından biriyle vedalaşmak için. O da babammış. Sağ kalan oğullarının en küçüğü. leni Vakalo 1921’de İstanbul’da doğdu. Atina’da klasik filoloji, Paris Sorbonne’da sanat tarihi öğrenimi gördü. Atina’da ressam ve sahne tasarımcısı kocası Yorgo Vakalo’yla bir sanat tasarımı okulu kurdu, sanat ve estetikle ilgili kitaplar yazdı. Ta Nea Grammata dergisinde yayımlanan gerçeküstücü ilk şiirleri daha sonra Tem ve Çeşitlemeler başlığıyla kitap olarak basıldı. Daha sonra İngiliz ve Amerikan modernist şairlerin etkisinde daha düşünsel ve metafiziksel şiirleriyle geleneksel şiir okurlarını epeyce şaşırtmıştır. Ondan fazla şiir kitabı olan Eleni Vakalo’nun Türkçeye çevrilen Soyağacı adlı şiir kitabı 1993’te İyi Şeyler Yayıncılık tarafından basılmıştı. Bu yıl 2 Aralık’ta, Atina’da Vakalo Vakfı Eleni Vakalo’nun 10. ölüm yıldönümü dolayısıyla bir sempozyum düzenlemiş ve bu anma toplantısında onun şiirleri ve sanatıyla ilgili konuşmalar yapılması beklenmektedir. Bir Karabasan Kentinden Anılar’dan Asılmışların Şarkısı …sonra daha derine saplandı bıçak aydan asılanlar için bu nasıl son bulacak? Dalgalar gelip sessizliği örttü Aydan asılanlar ağlama nasıl başladı? Tanrım, denizci olmak isteyen bütün çocuklar aydan asıldılar ağlama nasıl başladı ölü yalnızlığını anlat onlara gemi direklerinin ve ellerini kuşlara açan bize anlat bize anlat ağlama nasıl başladı Bütün bıçakların sivri uçları var körpecik tenlerimiz için bütün gemilerin ve bütün ağaçların da ipleri ve mor halkaları var boyunlarımızda. Lady Rodalina’nın Çılgın Sözcükleri’nden Shakespeare’deki Gibi Yamaçta baltacılar geçiyor Herkes kaçıyor Avlanmış Ve Asya’da Ve Avrupa’da Otların üzerinde Küçük çukurlarda Su birikintileri var Küçük bir baştı Önümde Yuvarlanan Hem de Kanlı Ürktüm Ve başka şeyler çıktı Topraktan Beyaz kafatasları Saçıldılar ortalığa Tangır tungur Boş gibiydiler Yalnızlığımda Shakespeare’deki gibi ben de eğlendim *** Onun Kalbime Gömülmesi Bacaklarımın arasında ölümüm olan iplik İçimde dönüyor kirmen Benden başka biri Mağaramda asılı Kaburgalarımın kafesinde Tepeden tırnağa Tepe taklaklığım Ölümün ipliği gümüş Onun kalbime gömülmesi Mezarımla yan yana *** Lady Rodalina Boyun Eğiyor Hayalet Isidore’a Duyduğu Büyük Aşka Lady Rodalina bedeni sınırsız olan onunla ilgili. Ürperiyorkorkmuş çekimine kapılmış ve ayrılmış Daha önce duyulmuştur Şeytan kötü olduğu kadar Harika da olduğuna göre Cinayetlerin büyük çiftliklerinde tanıyor onu … Ve açıyor güzel gözlerini *** Babamın Gözü Camdan bir gözü vardı babamın. Pazarları evde kaldığı zamanlar, cebinden başka gözler çıkarır, kolunun ucuyla onları parlatır, sonra annemi çağırırdı en beğendiğini seçsin diye. Kıkırdar dururdu annem de. Sabahları keyfine diyecek olmazdı babamın. Cam gözünü takmadan önce havaya atar, bu gözde iş var, derdi. Ama inanmak istemezdim ben ona. Omuzlarıma koyu renk bir şal atardım, sanki üşüyormuşum gibi, aslında onu gözetlemek için yapardım bunu. Sonunda bir gün ağlarken gördüm babamı. Sahici gözden hiç farkı yoktu takma gözün. Bu şiiri Beni sevmeyenler Okumasınlar Beni Tanımak İstemeyenler de Eğer kendileri gibi Var olduğuma inanmıyorlarsa Babamla aramda geçen bu olaydan sonra Sahici gözleri olanlara bile hep kuşkuyla baktım. 6 EKİM 2011 SAYFA 22 Soyağacı *** Bizim evde kokulu otlara ve çiçeklere bayılırlar. Kokulu yaprakları koparıp avuçlarında ufalarlar, ya da onlardan bir dal alıp Oh! diye içlerine çekerler gecenin getirdikleriyle. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1129
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle