Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
VİTRİNDEKİLER izlediği yollardan biri. 524 yıl sonra, 1977’de, yüzbinlerce insan 1 Mayıs’ı kutlamak ve şehri yeniden fethetmek için meydana akıyor.” Genç bir devrimcinin gelişimi hakkında yazılan ve Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’a bir güzelleme niteliği taşıyan roman “Kara Gök Kara Deniz” okuyucuyla buluşuyor. Norveççe yazılan ve o ülkede en iyi siyasi roman seçilen “Kara Gök Kara Deniz”, hem sokaktaki hem de duvrların ardındaki o dönemin yaşantısını okuyucunun gözleri önüne seriyor. ¥ nın ilgiyle okuyacağı ve merak ettikleri sorulara cevap bulabilecekleri bir kitap. Kanaatlerden İmajlara Duygular Sosyolojisine Doğru/ Ulus Baker/ Çeviren: Harun Abuşoğlu/ Birikim Yayınları/ 358 s. Ulus Baker’in bu incelemesi toplumsal bilimlerle belgesel filmcilik arasında mümkün bir birleşmenin boyutlarını tartışıyor. Baker bu eleştirisini yaparken yalnızca sıradan toplumsal araştırma pratiğine yönelmiyor; yorumcuepistemolojik tarza ve toplumbilimsel yaklaşımların ‘metin ve kanaat’ etrafındaki epistemolojik düğümlenişine yönelik bir eleştiri yolu izliyor. Beşir’le Vals – Lübnan’da Bir Yaşam Hikâyesi/ Ari Folman, David Polonsky/ Çeviren: Sabri Gürses/ Everest Yayınları/ 120 s. Birçok prestijli ödüle değer görülen animasyon filmi “Beşir’le Vals”, şimdi çizgi roman olarak okuyucularla buluşuyor. Eylül 1982’de bir gece, İsrailli askerler çevreyi kontrol altında tutarken Hıristiyan falanjistler Sabra ve Şatilla mülteci kamplarına girip yüzlerce Filistinliyi katleder. Ari Folman da bu İsrailli askerlerden biridir ama yirmi yıldan uzun bir süre boyunca ne o geceyi, ne de öncesinde yaşananları hatırlayabilir. Folman katliam sırasında ne yapıyordu? “Beşir’le Vals”, Folman’ın bu korkutucu soruya cevap arayışını işliyor. Cehennemlik/ Hüseyin Rahmi Gürpınar/ Everest Yayınları/ 410 s. Türk edebiyatında her zaman mizahi öğeleri ön plana çıkartmasıyla bilinen Hüseyin Rahmi Gürpınar, “Cehennemlik” adlı bu romanında farklı bir tutum sergiliyor. Çözülmekte olan bir dönemin bireysel yaşamdaki yansımalarını ele alan “Cehennemlik”, Gürpınar’ın gözlemleriyle dokunmuş ‘trajik bir eser’ sunuyor okuyuculara. Kitaplarında hayatın çarpıklıklarını gülümseyerek ele alan, bu çarpıklıkların kökeninde çoğunlukla insan doğasını gören Gürpınar, bu çarpık yapıya “Cehennemlik”te gülümsemek yerine farklı bir yaklaşımla bakıyor. Büyükdedem Dr. Osman Şevki Uludağ/ İrem Ela Yıldızeli/ Pan Yay./ 192 s. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk milletvekillerinden Dr. Osman Şevki Uludağ, yaşamını ülkesinin kültürünü geliştirmeye adamış. Tıp tarihinden musikiye pek çok konuda eser vermiş. Görevini başarıyla yerine getirebilmek ve daha çok üretebilmek için çok çalışmış. Yıllar sonra ortaya çıkan Uludağ’a ait iki günlükle beraber, bu kişiliğin başından geçen olaylar daha da bir önem kazanmış. İrem Ela Yıldızeli, Dr. Osman Şevki Uludağ’ın kaleminden, okuyuculara Çanakkale Savaşı ve 1930’ların Doğu Avrupası’nı anlatıyor. Bu kitapta okuyucular, günlüklerin yanı sıra yazarın Dr. Osman Şevki Uludağ’ı keşfetme hikâyesini de tanıklık edecek. İnsan ve Psikiyatri/ Sedat Topçu/ Phoenix Yayınevi/ 336 s. Ruh sağlığı sorunları olanlar ve toplumun büyük kesimi, psikiyatri ve psikoloji hakkında gerçek bilgilere sahip değildir. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, toplum bireylerinin bu meslek alanları hakkında kulaktan dolma bilgilerle veya yazılı ve görsel medya yoluyla tek yönlü olarak bilgilenmeleri nedeniyle psikiyatrik istismarın önü alınamaz. Elimizdeki kitapta, ruh sağlığı alanında yapılan yanlışlar, insan hakları ihlalleri ve etik olmayan uygulamalar okuyucunun gözleri önüne seriliyor. Çekirgeleri Dinlemek / Arundhati Roy/ Çeviren: Osman Akınhay/ Agora Kitaplığı/ 358 s. Arundhati Roy, yaklaşık yirmi makale yer alan bu kitabında, demokrasiyle ilgili sorulan sorulara cevap vermek yerine, adalet ve istikrarın sağlanmasında demokrasiye artık güvenilemeyeceğini anlatıyor okuyucuya. Kitapta yer alan makalelerde Roy, “Biz demokrasiye ne yaptık? Demokrasiyi neye çevirdik? Evvel beri ‘demokrasi’ dediğimiz şeyi un ufak edip nasıl bir hale getirdik? Onu nasıl sığlaştırdık ve içini nasıl boşaltıp anlamını güdükleştirdik? Demokrasinin kurumları ne zaman metastas geçirip de kötü huylu, tehlikeli odaklara dönüştüler?” sorularının yanıtlarını arıyor. Babalar ve Oğullar/ İvan Turgenyev/ Çeviren: Ayşe Hacıhasanoğlu/ Can Yayınları/ 256 s. Klasik Rus edebiyatının önemli yazarlarında İvan Turgenyev, çağdaşlarından bütünüyle farklı bir yol izlemiş, yaşadığı dönemde Avrupa’da yazılan romanlara ve Avrupa kültürüne daha yakın bir tavır sergilemiş. Turgenyev’in başyapıtı olarak tanımlanan “Babalar ve Oğullar”, bu etkinin izlerini taşır. Romanın öne çıkan karakteri Bazarov, arkadaşı Arkadiy’e ve onun modern değerlerle yaşamayı seçen babasıyla amcasına “sinir bozucu” bir biçimde karşı çıkar. Ortaya koyduğu tavır Bazarov’un müthiş zekâsıyla birleşince genç bozguncunun saldırılara uğraması ise kaçınılmaz olur. Her devirde yaşanmış olan kuşaklar arasındaki çatışmayı evrensel bir boyutla işleyen “Babalar ve Oğullar”, Ayşe Hacıhasanoğlu’nun çevirisiyle okuyucuya sunuluyor. Tohum Ölmezse/ André Gide/ Çeviren: Aysel Bora/ Can Yayınları/ 350 s. André Gide, yalnız çağdaş Fransız edebiyatının kurucularından bir yazar değil, aynı zamanda Fransız modernizminin önde gelen entelektüellerinden biri. “Tohum Ölmezse”de, André Gide, özyaşamöyküsünü anlatıyor. Yapıtın birinci bölümürde Gide, Paris’teki çocukluğunu, devamsızlıkla geçen okul yıllarını, arkadaş ve öğretmenlerini, ailesini, ilk yazı denemelerini ve kuzenine karşı beslediği derin aşkı anlatır. İnançlarıyla eğilimleri arasındaki mücadelenin ve hepsini kaynaştırma arzusunun anlatıldığı, daha kısa olan ¥ SAYFA 35 Red Kit Fransız Aşçı/ Claude Guylouis/ Çizenler: Morris ve Achdé/ Çeviren: Eray Canberk/ Yapı Kredi Yayınları/ 32 s. Vahşi Batı’nın gölgesinden hızlı silah çeken, dünyaca ünlü kovboyu Red Kit’e bu macerasında Düldül’ün yanı sıra ‘gölgesinden daha aptal köpek’ olarak nitelenen Rintintin de eşlik ediyor. Yolu yine ‘Vahşi Batı’nın bitmek bilmez kırlarından geçen Red Kit, bu defa kendi ülkesine Fransız yemeklerini tanıtmayı hedefleyen ve bilmediği bu diyarda başı dertten kurtulmayan bir aşçının imdadına koşuyor. 31 Şarkı/ Nick Hornby/ Çeviren: Betül Kadıoğlu/ Sel Yayıncılık/ 118 s. Nick Hornby, dinlediği müziğine sahip çıkan, onu başkalarının düşüncesine aldırmadan dinleyen, okuyucularına ve kendisine dürüst davranmasıya tanınana bir yazar. Hornby, “31 Şarkı”yla zihninin kapılarını herkese açıyor, dünyayı ve hayatı sevdiği parçalar eşliğinde değerlendiriyor. Cenazesinde “Caravan”ın çalmasını istiyor örneğin Hornby, yani müziğinin bu kadar içinde yaşıyor ve okuyucularına soruyor: “Sizin cenazenizde hangi müzik çalsın isterdiniz?” Çocuk Cadılar ve Çocuk Cadı Avı/ Haydar Akın/ Phoenix Yayınevi/ 264 s. Bu kitapta, sınırlar ölçüsünde Antikçağ’dan Yeniçağ’a çocuk ve çocukluk olgusunun kabulü ile bu alanda yüzyıllar boyunca yaşanan şaşırtıcı ve giderek dramatik hale gelen değişim irdeleniyor. Ardından Ortaçağ’dan Yeniçağ başlarına giderek, Orta Avrupa ülkeleriyle sınırlı kalmak üzere, Avrupa’da cinlenmiş çocuklar, çocuk cadılar, çocuk cadı avları ve yargı süreçleri inceleniyor. Haydar Akın’ın hazırladığı elimizdeki çalışma, okuyucuyu Avrupa’nın bu karanlık çağı konusunda aydınlatmayı hedefliyor. Balık Profesörünün Av Güncesi/ Vedat Abayoğlu/ Say Yayınları/ 208 s. Doğa ve balık avı tutkusuyla yetişmiş Vedat Abayoğlu üniversite öğrenimi ve arkasından kısa süren iş hayatı sonunda kendini tekrar doğaya, balığa ve hayvanlara adamış. Kitap, güncel veya geçmiş av anılarını forum arkadaşlarına yazan, tuttuğu iri balık resimlerini internette onlarla paylaşan Aydoğdu’nun anılarının toplu halde ve pek çok resim eşliğinde sunulmasından oluşuyor. “Balık Profesörünün Av Güncesi”, balık tutkunlarıCUMHURİYET KİTAP SAYI 1072