22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

T mre Yazman Türkçe konusunda çok titizdir. Benim gözümden kaçan noktalar onun dikkatinden kaçmaz. Bu kez, üzerinde hiç düşünmediğim bir konuya değinmiş. “Farklı anlamları olan, ama genellikle birbiriyle karıştırılan” sözcüklerden “nasılsa”yı, “nasıl olsa” yerine kullandığımı söylerken sözcüklerin anlamını açıklamış: “‘Nasılsa’da, normal koşullarda olmazdı, ama gene de oldu, oluverdi anlamı var. Yerine rahatlıkla ‘nasıl olduysa’ da kullanılabilir yani. ‘Nasıl olsa’nın anlamı ise bana ‘zaten’e çok yakın gibi geliyor.” Emre Yazman’ın söylediği tümceyi günlüklerde aradım buldum: “Günümüzün hızlı temposunda, zamanınız kısıtlıysa bir öyküyü okur bırakırsınız. Her yeni okuma, yeni bir başlangıç, yeni bir sevinç olacaktır nasılsa.” TDK’nin Türkçe Sözlük’ü doğruluyor Yazman’ı. Nasılsa: Herhangi bir sebeple veya bilinmeyen bir sebeple: “Araba tam duracağı sırada nasılsa sol tekerlekler küçük bir hendeğin içine kaydı” (O. C. Kaygılı). Nasıl olsa: Her durumda, er geç: “Ölüm nasıl olsa gelecek diye düşündü” (M. Ş. Esendal). Son zamanlarda en çok kullandığım sözlük olan Kubbealtı Lügatı’na da baktım. “Nasılsa”nın ikinci anlamı, benim kullandığım anlam gibi geldi bana. Yoksa yanılıyor muyum? Nasılsa: 1. Herhangi bir sebeple, bilinmeyen bir sebeple, nasıl olduysa: “Kendi nasılsa kurtulmuştu” (Ömer Seyfettin). 2. Ergeç, elbette, şüphesiz: “Nasılsa gelecek”, “Nasılsa bir gün görüşeceğiz.” 3. Ne şekilde ise, olduğu gibi: “İnsan öldükten sonra dişlerine bir şey olmaz, son nefesinde nasılsa öyle kalır” (Peyami Safa). rof. Dr. Doğan Aksan’ın öldüğünü Dil Derneği’nin iletiP sinden öğrendim. İnanamadım. Akşam TV haberlerinde bir de kendim duymak istedim. Gerçekten ölmüş müydü Doğan Aksan; nerede, nasıl ölmüştü? Hasta mıydı, nesi vardı? TV kanallarının birinden öbürüne atlayarak haberi yakalamaya çalıştım; ama izlediğim kanalların hiçbirinde yoktu. Doğan Aksan’ın ölümünde bir haber değeri görmemiş televizyonlarımız. Ana haber bültenini bir felaketler toplamı olarak sunan, trafik kazalarını, cinayetleri, adliye kori ürkçe Günlükleri FEYZA HEPÇİLİNGİRLER E 13 MAYIS PERŞEMBE dorlarındaki kavgaları tüm ayrıntısıyla, neredeyse ballandırarak veren TV kanallarımız, yaşamını dile, özellikle Türkçeye adamış Doğan Aksan’ın ölümünden söz etmeyi gerekli görmemiş. Yaşarken de gazete ve televizyonlarda sıradan bir manken kadar bile yer almamış bir bilim insanı, hiç değilse öldüğünde yer bulmaz mı haberlerde? Kimi yitirdiğimizi öğrenmemiz için… Bu mudur vefamız? irmi altı yıl sonra Trabzon… Çağdaş Yaşamı DestekleY me Derneği’nin çağrısını, sürgün yerimi bunca yıl sonra görecek olmanın heyecanıyla kabul etmiştim. Bıraktığım Trabzon’u göremedim. Her yer gibi Trabzon da değişmiş ve değişim, hemen her yöremizde olduğu gibi, kenti eskisinden daha güzel ve daha yaşanılır kılma amacına yönelik olmamış. Bir avuç da kalsalar memleketlerine kültür ve sanatı getirme çabasından hiç vazgeçmeyen pek çok güzel insanla tanıştım. Talat Sait Halman’ı dinleme, büyüklüğün gönül yüceliğine sahip olma anlamına geldiğini yeniden kavrama şansına ulaştım. rabzon’da Talat Sait Halman’ın övgü dolu sözleri beni T mahcup etti; ama asıl mahcubiyeti, Kenan Sarıalioğlu’nun kitaplarının elime geçip geçmediği konusunda kesin konuşamadığımda yaşadım. Eve döner dönmez kitapları aradım, buldum. Tümü Yom Yayınları’ndan çıkmış, birbirinden güzel beş ayrı kitap... Altı aydan çok olmuş gönderileli. Son zamanlarda öyküye gömdüm kendimi. Şiir kitaplarını ihmal edişimin böyle bir mazereti olabilir mi? Sanmam. Bu bahane, altı ayı kurtarmaya yetmez. İlk şiir kitabı “Metafizik ve Gülümseme”, 3. basımını yapmış. “Sensiz / Mümkün değil / Yalnızlık bile” şiiriyle başlıyor. Bir yalnızlık şiiri daha: “Parkta bir adam / Öylesine çirkin / Yalnızlıktan”. “Tarihsiz” de başka bir yalnızlık şiiri: “Dağlar duyar mı dilsiz acıyı / Ya terli alnımı silen soğuk yastıklar? / Ne gezer // Erişilmez yalnızlığında / İnsan Allah’a benzer”. “Kün” adlı şiir de kısacık: “Yoktan varolan / Tek şey acıdır”. “Nişâburek”i de ben kısaltacağım biraz: “NiŞâburek bir ay doğardı Topkapı göklerinden / Kan sızardı şehzadenin burun deliklerinden // Şeyh Bedrettin ka 16 MAYIS PAZAR 17 MAYIS PAZARTESİ natırken feodal bir yâreyi / Cenin akardı sarayın mermer oluklarından //… Ozanın ve yoksulun kefeni gökyüzüdür / Biri gül, biri ekmek diye öldüklerinden // Unutma ki seni seven, seni unutmayandır / Zaman geçer, lakin ölmez, kalır güzelliklerden”. Daha ilk kitaba tutuldum kaldım. Oysa Kenan Sarıalioğlu’nun neden “bir sufivaroluşçu” olduğunu aydınlatan “Ayna Rübaileri” var daha. Hepsi de dörder dizelik aforizma tadında çağdaş rubailer: “Ölüm / Ayna tutar yüzüne / Güler / Bebek”, “Duyar mısın / Ey ayna? / Tanrı’nın şükrettiğini / İnsana”, “İnsan / Aynadaki aksine / Saldıran / Yaralı hayvan”, “Gece / Aynasıdır körlerin / Bakar / Kendi içine”, “Aynanın / Cam borcu var Usta’ya / İnsanın borcu / Cân”, “Acıyı / Taşıyan erkekler / Yaşayan kadınlarmış / Aynadan duydum”. Sarıalioğlu, felsefe okumuş İstanbul Üniversitesi’nde; şiirlerinden anlaşılan ise, sonra kendi felsefesini oluşturduğu. “Kara Zaman Şiirleri” kitabındaki bütün şiirlerde “zaman” var. İşte onlardan biri: “AnneÇocuk”: “Zaman çamurdaki cân / Tanrı’nın üflediği soluk / Hayatı emziren: anne / Ölümü / Emen: / Çocuk!” “İçdeniz”deki şiirler, “Mer Interieure” adlı Fransızca çevirisiyle birlikte basılmış (Çeviren: Ali Osman Durmuş); şairin daha fazla alıntı yapamayacağım son şiir kitabı da “Fosil ve Toz” adını taşıyor. atice Eroğlu Akdoğan sormuş: “2 Mayıs’ta, 1 Mayıs haH berleriyle ilgili birinci sayfaya manşet atarken Cumhuriyet gazetesi, ‘Yüz Binler…’ diye başlarken, Radikal gazetesi ‘Yüzbinler...’ diye başlamış. Doğrusu hangisi? Bu konuda yaşanan bir karmaşa mı söz konusu?” Bu konuda bir karmaşa yok. Bütün yazım kılavuzlarımızın birleştiği kural şu: Senet, makbuz gibi belgelerde yazıyla da belirtilmesi gereken sayı sözcükleri (sahtekârlık olasılığını önlemek amacıyla) bitişik yazılır. Bunun dışında, yazıya geçirilmiş sayıların her rakamını ve basamağını gösteren sözcük ayrı yazılır. Kısaca, Cumhuriyet’in yazımı doğru. ? www.feyzahepcilingirler.com / feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi, Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2, Barbaros Bulvarı34349 Yıldız/İst. 18 MAYIS SALI 14 MAYIS CUMA B U L M A C A Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını; bir satırın sonunda kara kare yoksa bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse şairin dizeleri ve şiirin yayımlandığı derginin adı ortaya çıkacaktır. 1 D 2 I 3 H 4 G 5 D 6 D 7 E 8 F 9 D 10 E 11 D 12 J 13 I 14 C 15 C 16 D 17 F 18 A 19 I 20 J 21 C Hazırlayan: İLKER MUMCUOĞLU 69 4 45 68 22 A 23 F 24 A 25 A 26 I 27 F 28 K 29 J 30 B 31 D 32 J H. Feridüttin Attar’ın, Mesnevi tarzındaki bir yapıtı. 33 F 34 F 35 D 36 D 37 D 38 I 39 I 40 D 41 F 42 D 24 61 44 47 3 55 48 43 D 44 H 45 G 46 C 47 H 48 H 49 F 50 D 51 F I. “Rona ...” (Robert Owen’ın yaşamını da kitaplaştıran, değerli hukukçumuz). 52 K 53 D 54 D 55 H 56 K 57 F 58 D 59 K 60 J 61 H 62 J 26 2 39 13 38 Tanımlar ve sözcükleriniz: 63 F 64 F 65 D 66 F 67 F 68 G 69 G 70 D 71 B 72 D A. Eski Yunanlı ozan Orpheus’A bağlanan gizli din ve sanat akımı. J. “Tuhfetun ... fi arabilemsar” (İbni Battuta’nın, gezdiği ülkelerdeki gözlem ve anılarını anlattığı kitabı). 73 E 74 C 75 A 76 K 77 F 78 A 79 A 80 D 81 D 82 F 18 79 25 78 75 22 62 20 12 32 29 60 F. Yaşar Kemal’in bir romanı. B. Sevi’nin ünsüz hafleri. K. İsrail’in bir liman kenti. 53 54 70 31 30 71 56 76 28 59 52 C. Şölenden Sonra adlı romanı da olan Japon yazar. 31 42 72 5 50 6 35 11 16 65 1 58 43 33 49 27 51 17 41 34 64 77 1057. sayının çözümü: A. SIDDIK, B. EZOP, C. RESNELİ NİYAZİ, D. DÜYUNU, E. AMMA, F. RŞYM, G. KADININ ADI YOK, H. OM, I. ÇIZIKTIRMAK, J. ABOV, K. KÜRŞAT BAŞAR. 80 81 9 36 14 40 21 74 46 15 19 23 57 E. ABD’nin tanınmış bir televizyon kanalı. 63 67 66 8 82 D. Emin Karaca’nın “Bir Kürt Ayaklanmasının Anatomisi”ni anlattığı kitabı. 7 73 10 G. Vücuttaki bir tendon türü. Metin: “bir kadının peşine düştüm kırmızı saçlı soba vardı ayakta roman yüziyordum kuşkonmaz yedik” SAYFA 31 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1058
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle