24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

VİTRİNDEKİLER ¥ yor. Dünya tarihinde kraliçe, çariçe, sultan ve benzeri unvanlarla hüküm sürmüş kadınlar arasında Theodora kadar güçlü bir imparatoriçe olmamıştır. O, hükmetme gücünü bizzat kendi yaratmış ve herkes ona biat etmiştir. Tarih onu, bir taraftan cinsellik düşkünü –elbette gerçek payı vardır– bir kadın olarak tanıtırken, öte yandan çelik gibi bir iradeyle Bizans İmparatorluğu’nu önemli badirelerden kurtaran bir imparatoriçe olarak alkışlamıştır. İstanbul Mektupları: Avrupa Yakası/ Mustafa Balel/ Kavis Kitap/ 183 s. Mustafa Balel “İstanbul Mektupları: Avrupa Yakası” isimli kitabında bir İstanbul tablosu çiziyor. Konuğu François’ya Batılı gözüyle İstanbul’u anlattırıyor. Mektupların yazarı bu sanal konuk gezdiği, gördüğü yerleri, edindiği izlenimleri Fransa’daki bir yakınına aktarıyor ve anlattıkları tarihi yapılarla sınırlı değil. Tarihsel değerler, yapılış hikâyeleri, özellikleri ve tarih boyunca geçirdiği evreleriyle bir söyleşi havası içinde, şu anda görende yarattığı duygularla verilirken duvara asılı birer tablo olmaktan kurtarılarak yaşamın içine katılıyor. Benim Başkentim: Adana/ Bülent Habora/ Heyamola Yayınları/ 214 s. “Buram buram bir İzmir sıcağında yazmaya başlıyorum, ‘Benim Başkentim: Adana’yı. Notlarıma bakarken de, gerekli hazırlıklarımı yaparken de aynı sıcaklık vardı. Her zaman düşlerimde gördüğüm Adana’yı yeniden yaşamak, inanın içimi bir hoş ediyordu. İstanbul’da doğdum, 1940’ta. Ama Adana’da ikinci doğumumu, gerçek doğumumu gördüm, 1953’te ‘ilk aşk’ dışında, yaşamımın ‘ilk’leri hep Adana’da oldu ve Adana beni ‘Ben’ yaptı. Onun için Adana ‘Benim Başkentim’dir.” Bülent Habora, “Benim Başkentim: Adana”da, bu kentin kendisinde bıraktığı izleri anlatıyor. Kalbim Ülkemde Kaldı/ Hasan Dönmez/ Su Yayınları/ 264 s. “Nizamiye karakolundan son çıkış imzasını da attım. Şimdi nizamiye çıkışında bizlere he yecanla el sallayan yakınlarıma doğru tek başıma, yanımda asker olmadan, kelepçesiz, nasıl yürüdüğüme, konuştuğuma müdahale edilmemesinin garipliğiyle ve sanki biraz daha gecikirsem yeniden yakalanıp tekrar içeri götüreceklermiş hissinin telaşıyla, sık sık arkama bakarak yürüyorum. İki de bir arkaya bakmamdan mı, içeride geçen beş yılda yürümeyi unuttuğumdan mı, yoksa nizamiyeye birikmiş olan yakınlarım arasında babamı göremeyişimin sıkıntısından mı bilemiyorum; yeni sürülmüş tarlada yürür gibi bacaklarım bükülerek, yambul yumbul yürüdüğüm için dört beş kez ayakkabımın burnunu yere takıp tökezleniyorum.” Hasan Dönmez, “Kalbim Ülkemde Kaldı”yla bir dönemin tanıklığını dile getiriyor. Fatih Terim İmparator Mu Çavuş Mu?/ Metin Tükenmez/ Kaynak Yay./ 200 s. Metin Tükenmez’in kaleme aldığı “Fatih Terim İmparator Mu Çavuş Mu?” başlıklı kitap belki Fatih Terim ve onu koşulsuz sevenlerin hoşuna gitmeyecek, ama özgür basından söz ediyor ve basının özgür olmasını kabullendiğimizi söylüyorsak, bir gazetecinin yazdıklarına hoşgörüyle yaklaşmanın yollarını bulmak zorundayız. Yazıların amacı, mesafeyi korumak, doğru olduğuna inanılanı okuyucuya aktarmaktı. Kitabın içeriğini oluşturan yazıların bir amacı da, Fatih Terim gibi şöhretli bir insanın üzerinden bilgi aktarmaktır. Zemberek/ Güven Turan/ Yapı Kredi Yay./ 92 s. “Birden girişin boşluğu açılıyor önünde. Kapı yok. Karşısında ikinci sıra evlerin duvarı, bir göz yanıltmasıyla, ilk duvar, bir girinti yapıyor duygusu uyandırıyor. Aralıktan giriyor, sağa sola bakıyor: İkinci sıranın girişi bunun tam doksan derece karşısında. Hangi yönü seçerse seçsin, aynı sürede ulaşacak.” “Gizli Alanlar şairi” Güven Turan, ilk öykü kitabı Düş Günler’den 20 yıl sonra “Zemberek”te öykülerini bir araya getiriyor. Aşkımı Üşüttüm/ Aslı Sargın/ Talent Yayınları/ 218 s. “Halbuki Sema’ya göre, aşk, kendini kimin bulacağı SAYFA 27 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1010
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle