22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KİTAPÇI Serüven Avcıları (Dört Kız Kardeş, İki Tavşan ve Çok İlginç Bir Çocuğun Bir Yaz Tatili Hikâyesi)/ Jeanne Birdsall/ Türkçeleştiren: Mustafa Karabiber/ Altın Kitaplar/ Eylül 2008 /207 s. / 10+ yaş Rosalind, Skye, Jane ve Batty… Her biri farklı özellikler taşıyan ve aralarında çok özel bir bağ olan dörk kız kardeş onlara fazlasıyla düşkün olan babalarıyla yaz tatiline çıkarlar. O yaz hiç beklemedikleri bir sürprizle karşılaşırlar. Tatillerini eski, küçük ve sevimli bir kulübede geçireceklerini düşünürlerken, kendilerini birdenbire görkemli bir malikânede bulurlar. Malikâne sürprizlerle doludur. Evin çatı katındaki antika eşyalar, oyuncaklar, bahçedeki çiçekler ve tavşanlar... Tek sorun Zalim Bayan Tifton’dur. Dört kız kardeşten hiç hoşlanmayan Bayan Tifton oğlu Jeffrey’in de onlarla oynamasına izin vermez. Kızların yaşamak istedikleri her maceraya ayak uyduran ve bulunmaz bir arkadaş olan Jeffrey ne yapacak dersiniz? Child Magazine “Yılın Çocuk Kitabı Ödülü”nü alan Serüven Avcıları sizi de çağırıyor. Renkli Penguen/ Banu Bozdemir / Beyaz Balina Yayınları / Resimleyen: Gökçe Akgül / Yaş Grubu: Belirtilmemiş / 30 s / Basım Tarihi: Belirtilmemiş. “Çevremi Seviyorum” dizisinin dördüncü kitabı olan Renkli Penguen küresel ısınmaya değinmiş. Yavru penguen, annesi ve babasıyla çok mutludur. Günlerini arkadaşlarıyla oynayarak geçiren küçük penguen bir gece rüyasında Özgür isimli bir çocuğu görür. Özgür ona, yakında penguenin yaşadığı yere geleceğini söyler. Yavru penguen annesine bu rüyanın anlamını sorar; açık bir yanıt alamasa da annesinin yüzündeki endişeli ifade onu ürkütür. Birkaç gün sonra gene belirir Özgür yavru penguenin rüyasında; “Çok yakında geliyoruz,” der. Dediği gibi de olur, kısa bir süre sonra kocaman bir gemi yanaşır buz dağlarına, bir sürü insan iner gemiden. Önce korkar yavru penguen ama Özgür’ü ve diğer çocukları tanıdıkça geçer korkusu. Bir gemi dolusu insan küresel ısınma nedeniyle çölleşen bölgelerden kaçıp gelmiştir kutuplara. Ama kutupların hali de çok iç açıcı değildir. Buzullar, buzdağları teker teker ve hızla erimektedir. Çok geçmeden korkuCUMHURİYET KİTAP SAYI 991 A. Akal, M. Yener, Ç. Gündeş, N. Yılmaz lan gerçekleşir, buzdağlarından birisi eriyiverir. Canını zor kurtarır penguenler ve insanlar… Hepsi gemiye doluşup azgın dalgalardan kaçarken dünyanın kurtulabilmesi için çareler aramaktadır. Penguenin bir dileği de renkli bir dünyadır. Çünkü onun dünyasında her şey siyah ve beyazdır… Ne dersiniz, yavru penguen ve dostları küresel ısınmaya çare bulabilecek, dünyayı rengârenk boyayabilecekler mi acaba? Hayır, Hayır, Hayır!/ César Fernandez Garcia / Top Yayıncılık / Resimleyen: Jordi Sales / 45 s / Ekim 2008 (8+ yaş) Ayı ailesi valizleri alıp yola düşmüş. En önde Anne Ayı, ardında kucağında küçük ayıcıkla Baba Ayı, hemen arkasında büyük kardeş Abla Ayı ve en sonda da Ortanca Ayı… Ortanca Ayı’nın suratı asıkmış. Adımları neredeyse geri geri gidiyormuş. Çünkü ayı ailesi şimdiye dek yaşadıkları karlı dağları terk ediyormuş. Daha çok yiyecek bulabilecekleri, daha ılık bir vadiye gidiyorlarmış. Ortanca Ayı dışında herkes umutlu ve neşeliymiş. Ortanca Ayı ise, alıştığı dağlardan, kocaman mağaralarından, çok sevdiği arkadaşlarından ayrıldığı için mutsuzmuş. Hem de çok… Öyle ki, annesi, babası, ablasının onu avutmak, birazcık güldürebilmek için döktüğü diller bir işe yaramıyormuş. Suratını asmış, sürekli homurdanıyor, kim ne dese; “İstemiyorum. Hayır, hayır, hayır!” diye yanıt veriyormuş. Uzun ve zorlu bir yolculuktan sonra yemyeşil bir vadiye varmışlar. Serin bir ırmak süslüyormuş vadiyi. Rengârenk çiçeklerle bezeliymiş her yer. Abla Ayı hemen çevre yi keşfe çıkmış. Ortanca Ayı da anne ve babasının zoruyla ona eşlik etmiş. Eşlik etmiş ama yüzünden düşen bin parçaymış. Ne lezzetli balın tadı yüzünü güldürebilmiş ne serin ırmakta yüzmek istemiş. Ta ki!.. Bundan sonrasında neler olmuştur acaba? Sizce Ortanca Ayı önyargılarından kurtulabilmiş, çevresine alıcı gözüyle bakabilmiş midir? Ya arkadaşları? Ne dersiniz yeni arkadaşlar bulabilmiş midir? Siz de dilerseniz, hem bunların yanıtlarını bulabilir hem de Ortanca Ayı’ya arkadaşlık edebilirsiniz. Hoş olmaz mı? İyi okumalar… ? Konuk Sihirli Değnek İlknur Cengiz (Sanat Yönetmeni) Çitlembik Ağacı, Filiz Tosyalı, Özyürek Yayınları itlembik Ağacı kendini tanıtarak başlayan küçük İzel’in romanı. Tanıdığım bir kızın hikâyesiymiş gibi algıladım. Çok yalın, ve samimi bir yaklaşımla yazılmış. Başrolde İzel, hayalleri ve Çitlembik ağacı olmak üzere, hepsi hayattan kahramanlar aslında. Kitaba da adını veren Çitlembik ağacı küçük İzel’in asıl evi, yeri, kendine ait bir sığınağı gibi adeta. Sığınağın Çitlembik ağacı olmasına bir rastlantı demek zor. Yazarın doğa bilgisi göz ardı edilmez ise bilinçli olarak seçildiği ve bir ilham oluşturduğu düşünülebilir. Çitlembik ağacı çok derde derman bir ağaçtır. Tatlı olan meyveleri yenildiği gibi, yaprakları hayvanlara yem olarak verilmektedir. “Çözümler” ağacı olarak bilinir. Küçük İzel de bunun farkındaymış gibi kendini resim yapmaya vermek istediği zaman, çitlembik ağacındaki kulübesine çıkar, dış dünyayla ilişkisini keserek mutluluğun çözümünü resimde bulur. Kendimi öyküye öylesine kaptırmıştım ki kitap bittiğinde, ki bence henüz bitmemeliydi, bu kitabın sadece çocuklara yazılmasını haksızlık gibi gördüm. O küçücük şirin kızın dünyasında güzel kokulu bahçede onunla birlikte oyun oynayıp, portakal kokuları içerisinde çarşaflar yıkarken sularla oynamak yetişkinlerin de içlerindeki çocuğun hakkıydı. Gördüklerimizi ve görmediklerimizi hissettiğimiz gibi, duygularımızın renginde boyamayı çocuklar kadar gerçekçi yapamasak da bizler de becerebiliriz. Bu küçük kız zorluklar karşısında nasıl durulması gerektigini kendi geliştirdiği yöntemlerle ele alarak büyüklerine de önemli dersler veriyor. Öyküde beni asıl etkileyen kısım İzel’in resim defterini doldurmak amacıyla evde kalması ve hayallerini çizerek gerçeklestirmiş olduğu için de kardeşine karşı suçluluk duyması ve bütün aileyi karşısına almış olması. Çitlembik Ağacı şimdiye kadar hiç görmediği bir treni, sandalı ve denizi hayal ettigi gibi, kendi dünyasında bir yer vererek çizen, bir gün yok olup gideceğini düşündüğü o çok sevdiği portakal ağaçlarını ve kokularını çizen kızın hikâyesi. Ressam olmak istediğini söylediğinde “Deli kız” olarak adlandırılan kızın ve üvey annesinin hikâyesi… Babasıyla arasındaki buz gibi, geçişi olmayan köprü Izel’in baba sevgisine olan inancını kırsa da, o hayatın gü Ç zel yönlerine ve hayallerine tutunmayı yeğliyor. Her çocuk gibi İzel de babasının bir kahraman olmasını isterdi fakat İzel babasının sorumluluk duygusu olmadığını görmüş, zaman zaman onu hiç sevmediğini söylemeyi düşünse de, azarlanmaktan korktuğu için söyleyemezdi. Küçük bir kızın kaldırabileceğinden ağır yükler altında olmasına rağmen ailede mutluluğun sırrını bilen tek kişi olması öykünün en can alıcı noktası bence. Ona annesi “Deli kız” dese de İzel beklentilerine inanmaktan vazgeçmiyor. Çünkü gerçekleri masala dönüştürmek hayallerimizin gücüne inanmakla olur. Giriş bölümünde kendisini tanıtırken belirttiği iki cümle aslında İzel’in ve hayata bakış açısının kısa bir özeti: “Ömrüm boyunca hiç umutsuzluğa düşmemiştim. Beklentilerim bence olması gerekenlerdi.” Çitlembik Ağacı her şeye rağmen pozitif düşünmeyi başaran, büyüklerine de önemli hayat dersleri veren kocaman bir hayal dünyasına sahip, küçük bir kızın başarısı. N. Güher Erer (Hacettepe Üniversitesi) Küçük Kara Balık, Samed Behrengi, Türkçeleştiren: İlknur Özdemir, Resimleyen: Mehmet Sönmez, Can Çocuk, 59 s., 2000 O tuzlu yaşlarıma gelmeme rağmen, bir yanı hep çocuk kalanlardanım. Bu yüzden, kitapçılara her gittiğimde mutlaka çocuk kitapları bölümüne de uğrarım. Geçenlerde çocuk kitaplarına bakarken gözüme ilişen bir kitap beni yıllar öncesine, okuma zevkini yeni yeni tatmaya başladığım günlere götürdü. Bahsettiğim bu kitap Can Çocuk Yayınları’ndan çıkan, Samed Behrengi’nin yazmış olduğu ‘Küçük Kara Balık’. Kitabın kapağındaki resim benim çocukken sahip olduğum kitabı bir anda gözümün önüne getiriverdi. Kırmızı dudaklı, sevimli mi sevimli küçük bir kara balık. Kitapta, yaşlı bir balık nine torunlarına küçük kara balığın hikâyesini anlatıyor. Hikâyeye göre, bir derede bir kaya parçasının arkasında annesiyle birlikte yaşayan küçük kara balık, bir gün çok merak ettiği dünyayı görmek için annesinden izin alıp yaşadığı dereden ayrılmış ve denize doğru yüzüyor. Bu yolculuğu sırasında birçok hayvanla karşılaşıyor ve birçok serüven yaşıyor. Tanıştığı hayvanlar arasında kendini beğenmiş kurbağalar, kurnaz bir yengeç, iyiliksever bir kertenkele ve torbalı gagaları olan pelikanlar var. Samed Behrengi, bu kitabında akıcı anlatımı ile tanıttığı hayvanlar aracılığı ile, bir yandan insanoğlunun öğrenme arzusunu vurgularken, diğer yandan da dostluğun ve dayanışmanın önemine değiniyor. Hem çocuklar hem de çocuk kalanlar için tavsiye edebileceğim sürükleyici bir kitap. ? Nilay Yılmaz: İstanbul Bilgi Üniversitesi Eski Silahtarağa Elektrik Santralı. Silahtarağa Mah. Kâzım Karabekir Cad. No:1 Eyüp / İstanbul Tel: 0212 236 78 42 / www.nilayyilmaz.com(sihirlidegnekcumhuriyet@gmail.com) SAYFA 25
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle