22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Sovyet Diplomasi Tarihi’nin klasik bir örneği Anılarım: Andrey Gromiko diye cevap verecektir.” 1929 ekonomik bunalımında iktisat kuramına dört elle sarılınan J.M. Keynes’le olan konuşması sırasında Gromiko onun şu sözlerini anılarında yansıtmış: “Ben sosyalizme inanmıyorum. Kapitalist ülkeler yüzyıllardır takip ettikleri yolda ilerlemeye devam edecekler… Kapitalist ülkelerdeki hükümetler ekonomik sorunlarla (kriz vb) uğraşmak için çok daha fazla esnekliğe ihtiyaç duyacaklar. Bu nedenle devletin ekonomiye daha önce görülmeyen ölçüde ancak girişimcilere karşı değil, onların çıkarlarıyla uyum içinde müdahale etmesi mantıklı olur… Marx’ın savının (ekonomik krizlere ilişkin) sağlam temelleri olduğunu kabul ediyorum. Ancak kapitalist toplum artık gelişti ve mülk sahibi sınıf, ekonomideki iniş çıkışlarla nasıl başa çıkacağı konusunda deneyim kazandı… Kısacası teorimin temel noktası efektif talep ve tam istihdamın devamı için devlet düzenlenmesinin gerekliliğidir.” Keynes’in bu sözleri bağlamında Gromiko’nun saptamaları, günümüzdeki krizi anlamamıza yardım edecek niteliktedir. Bu bağlamda kapitalizmin kârını arttırmak için hiçbir şeyden çekinmeyeceğini savlayan Marx’ın, İngiliz gazeteci T.J. Dunning’den yaptığı şu alıntıya da anılarında yer veriyor Gromiko: “Yeterli kâr olunca sermayeye bir cesaret gelir. Güvenli bir yüzde 10 kâr ile her yerde çalışmaya razıdır; kesin yüzde 20 iştahını kabartır; yüzde 50 küstahlaştırır; yüzde 100 bütün insani yasaları ayaklar altına aldırır; yüzde 300 kâr ile, sahibini astırma olasılığı bile olsa, işlemeyeceği cinayet, atılmayacağı tehlike yoktur” (Kapital Cilt 1. Bölüm 31 Son dipnot). Gromiko, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün ana statüsünü hazırlayan komisyonda Sovyet Heyeti’ne başkanlık etmiştir. Bu açıdan ilginç gözlemlerine kitapta tanık oluyoruz. Örneğin; Güvenlik Konseyi kararlarının ittifakla çıkması konusundaki ısrarı çok önemli. Böylece kapitalist ülkelerin çoğunluğa dayanarak örgüte egemen olmaları engellenmiş olmaktadır. Kuşkusuz bu bağlamda beş ülkeye (ABD, İngiltere, Fransa, SSCB ve Çin) tanınan veto ayrıcalığı da rol oynamaktadır. Gromiko, büyükelçilik dönemini de kapsayan yaklaşık kırk yıla yakın diplomatik yaşamında birçok siyaset adamıyla da karşılaşmış, dostluklar kurmuştur. Bunların birçoğunu kitabında ayrı ayrı değerlendirmektedir. Kennedy, Ché, De Gaulle, Willy Brandt, Palmiro Togliatti, Iuigi Lobgo, Aldo Moro, Nehru, Indra Gandhi ve Nasır bunlar arasında yer alıyor. İNÖNÜ VE GROMİKO Gromiko, Türkiye’deki siyasetçiler arasından sadece birini, İsmet İnönü’yü ele alarak şu değerlendirmeyi yapıyor: “O sırada (1965) İnönü resmi bir görevde değildi, ancak yine de benimle görüşmek istedi ve ben de bu isteği kabul ettim. Görüşmeye partide resmi görevi olan bir yardımcısı ile birlikte geldi. Onun Atatürk’ün yakın arkadaşı olması bile tek başına saygı uyandıran bir şeydi. Kuşkusuz İnönü Hükümeti’nin tüm icraatları Atatürk’ün SovyetTürkiye ilişkileriyle ilgili siyasal felsefesine uygun olmamıştı, ancak bu konu bir şekilde arka plana itilmişti. Ayrıca şimdi muhalefetteydi ve bu konudaki fikirlerini daha serbestçe ifade ediyordu… Zihninin açıklığı, çözümlemelerinin netliği ve ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin kategorik ifadeleri bana çarpıcı geldi. Şunları söylüyordu: ‘Türkiye’de yapılan birçok şeyi onaylamıyorum. Her şey şimdi hayatta olmayan öğretmenimin vasiyetine uygun değil. Ancak bence Türkiye kuzeydeki güçlü komşusuyla, Lenin’in ve Atatürk’ün çok iyi anladığı temelde ilişkiler kurmak zorundadır ve bunu başarabilir.’” Savaş ve onu takip eden Soğuk Savaş yıllarının sisleriyle örtülü bir dönemin kapılarını aralıyor, Gromiko’nun anıları. Benim kuşağım tek yönlü koşullandırılmaların fermansız ortalıkta gezindiği o dönemde üzerimize çöken pusun arkasındaki doğruları bulmak için az uğraş vermedik. Kore, Vietnam ve daha nice kanlı sahneler, sömürge halkların bağımsızlık savaşımları Lumumba, Nasır ve daha niceleri bu örtünün altında yeterince değerlendirilmedi. Küba krizi ve onu izleyen pazarlıklar tam boyutuyla yansıtılmadı. Bu nedenle “Anılarım” adlı yapıtı ilgiyle okudum. Geride kalan yirminci yüzyılı anlamak için de okumak gerek diyorum. Günümüzün büyük bunalımını da kavramamıza anahtar olarak, Gromiko’nun şu anısını yansıtarak yazıyı noktalamamın doğru olacağı kanısındayım: “Stettnius (ABD Dışişleri Bakanı) bir keresinde beni eşim ve oğlum Anatoliyle eşi Virginia ile birlikte Manhattan Adası’na yapacağı geziye davet etti. Hava güzeldi ve köprülerle anıtları görebilecektik. Yat suda ilerlerken birden ‘Bak WallStreet orada’ dedi. Hiçbir söze gerek yoktu. Ama yine de kapitalizmin merkezinin sade görüntüsünü gördüğümde şaşırmıştım. Caddenin bir yanı okyanusa uzanıyordu ve bu nedenle yattan iyice görülebiliyordu. Diğer tarafı da mezarlığa bakıyordu.”? Andrey Gromiko,“Anılarım”/ Yazılama Yayınevi/ 439 s. SAYFA 13 Gromiko’nun anıları, İkinci Dünya Savaşı ve onu takip eden Soğuk Savaş yıllarının sisleriyle örtülü bir dönemin kapılarını aralıyor. Geride kalan yirminci yüzyılı anlamak için de okumak gerek. Ë Tevfik ÇAVDAR S ovyetler Birliği’nin dış politika çizgisi, Komünist Parti’nin temel ilkelerinin belirlediği doğrultudan sapmamıştır. Özellikle ÇicerinMolotov ve Gromiko bu bağlamda klasik diyebileceğimiz birer örnektir. Çiçerin sosyalist toplumu kurma ve yaşatma çabasının öne çıktığı yıllarda dış ilişkileri ustaca yönetmiştir. Lozan Konferansı’nda İnönü heyetinin en büyük destekçisi olmuştur. Molotov Nazi Almanyası savaş naralarının yükseldiği dönemde göreve gelmiş ve Stalin’in ölümüne kadar Dışişleri Bakanı olarak etkin bir rol oynamıştır. Gromiko, Stalin’in ölümünü izleyen kritik süreçte MolotovKaganoviçMalenkov hizbine karşı Hruşçov’u desteklemiş ve Hruşçov’un genel sekreterliği ile başlayan Dışişleri Bakanlığı 1985 yılına kadar aralıksız 28 yıl devam etmiştir. Daha sonra da Garbaçov ve Prestroyka yaklaşımını desteklemiş ve bu, onu iktidara taşıyan en büyük etmenlerden biri olmuştur. Dışişleri Bakanlığı’ndan sonra Yüksek Sovyet Başkanlığı görevine seçilmiştir. Ne var ki, Garbaçov’un Malta Zirvesi’nde ABD Başkanı Reagan’a Doğu Avrupa sosyalist ülkelerine yönelik verdiği tavizi eleştirmesi üzerine Yüksek Sovyet Başkanlığı’ndan zorunlu olarak ayrılmış ve daha sonra da emekli olmuştur. Anıları önce iki cilt olarak Rusça yayımlanmış; bunu İngilizce çevirisi izlemiştir. “Yazılama Yayınevi” anılan İngilizce metinden (Rusça metinle karşılaştırmalı olarak) Türkçeye çevrilen metni yayımlayarak bir döneme ışık tutan eserin okurlara ulaştırılmasında önemli bir rol üstlenmiştir. Gromiko, “Barış içinde bir arada yaşama” yaklaşımının sadık bir takipçisidir. Buna karşın “inançlı bir komünist ve Sovyet yurtseveri” olduğu da anılarının her satırında kendini gösterir. Başarılı diplomatlığının yanı sıra, ekonomi alanında önemli bir bilgi birikimine sahipti. 1957’de G. Andreyev takma adıyla yayımladığı “Amerikan Sermayesinin İhracı” 1961’de gene aynı adla “Doların Yayılması” ve nihayet 1982’deki “Sermayenin Dünyaya Açılması”, “Geçmiş ve Bugün” adlı kitapları bu bağlamda öne çıkan yapıtlardır. Gromiko savaş yılları süresince ABD’de elçilik müsteşarı ve büyükelçi CUMHURİYET KİTAP SAYI 991 olarak görev yapmış; bunu İngiltere’deki elçiliği izlemiştir. Tahran, Yalta ve Potsdam gibi önemli zirvelere katılmıştır. Anılarında yaşadıklarını ve gözlemlerini titizlikle yansıtmaktadır. Özellikle ABD’deki izlenimleri dikkate değerdir. New York’u anlatırken şu betimlemeyi yapıyor: “Bu modern Babil şehriyle ilgili ilk izlenimim Theodore Dreiser, Jack London ve Ernest Hemingway’in kitaplarında okuduklarımdan çok daha farklı değildi. Fakat bir canavarın karnındaymış gibi hisseden insanoğlunun, zenginliğin ve teknolojinin yardımıyla kendi doğasına tamamen yabancı şeyler yaratabildiğini çok daha net bir şekilde anladım.” GİZLİ GÖRÜŞMELER... Gromiko, Pearl Harbor baskınına kadar ABD’nin Nazilerle belirli bazı temaslar yaptığına da değinmekte, şunları yazmaktadır: “O yıllarda Amerikan politikasının merkezi kesimleri o kadar içine kapalıydı ki muhtemelen yönetimdeki üst düzey isimler bile savaş zamanında Amerika ve Almanya’nın kurduğu işbirliğinin boyutları hakkında hiçbir şey bilinmiyordu.” Bu şaşırtıcı savı destekleyen Dulles (sonraları Dışişleri Bakanlığı ve FBI’ı elinde tutan aile) ailesine ilişkin şu örneği de veriyor: “Savaş yılları boyunca John’un erkek kardeşi Allen’in İsviçre’de Nazi liderlerinin temsilcileriyle ayrı bir anlaşma üzerine gizli görüşmeleri olmuştur.” Kitapta Amerikalıların işsizlik sorununa nasıl baktığına ilişkin şu anekdot dikkatimi çekti: “ABD’ye giden Sovyet konuklar, onlara garip gelen işsizlik maaşı için ya da sadece bir kap çorba için kuyruklarda bekleyen insanları görünce sarsılıyorlar. Birine nasıl bu duruma düştüğünü sorduğunuzda size şöyle söyleyecektir: ‘İşim yok, ailemin hiçbir şeyi yok. İş bulmayı denedim ama bulamadım’. Ona bu durumdan kimin sorumlu olduğunu sorduğumuzda ise ‘Hayat böyle. Gromiko savaş yılları boyunca ABD’de müsteşar ve büyükBurası demokratik bir ülke, elçi olarak görev yapmış, bunu İngiltere’deki elçiliği izlemişbiri iş bulur, diğeri bulamaz’ tir. Gromiko ABD Başkanı Reagan’la.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle