23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Şiir Atlası CEVAT ÇAPAN Mafika Pascal Gwala/ Şiirler/ Çeviren: İlyas Tunç air ve sosyokültürel eleştirmen Mafika Pascal Gwala, 1946 yılında KwaZuluNatal’da doğdu, Durban’da büyüdü. Yaşamının çoğunu bir işçi kasabası olan Mpumalanga’da geçirdi. Ortaokul öğretmenliği, adliye kâtipliği, işçilik, arşiv araştırmacılığı ve endüstriyel ilişkiler memurluğu yaptı. Johannesburg’da yaşadı. İngiltere’de Manchester Üniversitesi’nde yetişkin eğitimi üzerine çalışmalar yaptı. İki şiir kitabı yayımladı: Jol’iinkomp (1977) ve No More Lullabies (1982). 1973’te Black Review dergisini yönetti. Burada, kısa öyküler ve denemeler yazdı. Liz Gunner’le birlikte çalıştı. Musho! Zulu Popular Praises (1991) kitabını ortaklaşa yayımladılar. Gwala, 1960’ların sonları ve 1970’lerin başlarında, önemli bir yazar ve kuramcı olarak ortaya çıktı. Güney Afrika Siyah Öğrenciler Örgütü’yle yakın bağlantısı vardı. Mongane Wally Serote, Mbuyiseni Oswald Mtshali, James Matthews’la birlikte ırk ayrımının baskısına uğrayan insanları, politik, sosyal, kültürel gereksinimleri konusunda düşüncelerini yazıp açıklamaları için cesaretlendirdi. İlk kitabı Jol’iinkomp’da Gwala, keskin, konuşma diline yakın bir biçemle acıyı, öfkeyi, direnişi ve meydan okumayı dizelerine yansıttı. Ama, döneminin diğer şairlerinde görülmeyen daha farklı konuları da yazdı. Yeni kent yaşamıyla kırsal yaşam arasındaki zıtlıklara ve devamlılıklara değindi. Bazı şiirlerinde, betimsel hatırlatmalardan kaçınmadı. Gwala, ses ve harekete de çok önem veren bir şairdir. Özellikle, jazz müziğine düşkündür. İkinci kitabı No More Lullabies’de, şairin, politik yoğunlaşmalarının, Siyahları Bilinçlendirme Hareketi’nden ırkçıolmayan bir sosyalizme kaymaya başladığının izleri görünür. Hatta, bazı şiirleri, ilk kitaptakinden daha militanca, daha serttir. Ama, hemen bütün şiirlerinde sakin, olgun bir kararlılığın umutları gerçekleştireceği duyguları hâkimdir. GÜNBATIMI Bir pastanın üzerindeki krema gibi, Gümüş rengi bulut halkaları süslüyor batan güneşi; Davet ederek serin bir akşam rüzgârını sakinleştirsin diye vadiyi Insikeni tepelerinin altındaki. Bir yük katarı, yamaçtan aşağı geliyor gümbür gümbür Geometrik biçimde; Malenge Vadisi’ne doğru. Alman Sömürge kıyafetleri giymiş Uzun, ince kadınlar, Şakalaşıyorlar su çukurunda; Siyah giysileri üzerinde beş galonluk bidon reklamları. Salkım salkım barakalar İnsanların yediği zehirli, kahverengi mantarlar gibi; Varoş kavgalarıyla gargara yaparak, Yağmur damlaları halinde dağıtarak onları; Karşıdan karşıya değil; bu kalabalık kulübelerin seksek ritmidir belki de gerçek olan. Mbothwe’nin Ford traktörü bağırıyor soluklanmak için; Ağaç yüklerin baskısı altında Sürücüsü maske takmış Rüzgârın etkisine karşı. Patron çocuk, tünemiş üzerine çit direğinin CUMHURİYET KİTAP SAYI 980 Ş ‘ve şarkılar bitince ölmek istiyoruz cazla birlikte’ Sürüden ayrıldıkları için hapsedilen Atları sayıyor. İneklerin, öküzlerin çektiği İlkel bir kızak Eziyor sarımtırak yoldaki taşları. Yalvarıyor, seyyar bir kasap hemen kesip satacağı son iki parça et için; ‘İşte, boşaltıyorum sepetimi.’ Çıkıyorken biz patikadan yukarı Vadinin üzerindeki Güneş ışınları İtişerek geçiyor bulutlar süzgecinden; Kırılıyor ışık yağmurları içinde Doğu ufkuna üşüşen Bulutçuk kırıntıları. beyaz parmaklıkları Grey Caddesi, gerçek biniciler, at seyisleridir Ntshongweni’deki atlar itiyorlar tekmeyle damatları ölüme. Grey Caddesi, girdin mi gerçekten July sanat grubuna? Grey Caddesi, süper otobanların altında kaldı mı hiç türbelerin? Grey Caddesi, patates topluyor çocukların çöp bidonlarından Grey Caddesi, bir rol veriliyor sana Grey Caddesi, özgür değilsin, benzemiyorsun kendi özüne Grey Caddesi, kasaba yaşamıydın bir zamanlar Grey Caddesi, sahte çıkıyor ipotekli senetlerin Grey Caddesi, ne oldu sana? Grey Caddesi, uzatıyor gölgen kışı, yaz mevsimi ne zaman gelecek? Grey Caddesi, yitirdin mi yazı? Sormayacağım bir daha CAZ DANSI Mahlathini şarkıları ve Bra Thekwane’s Movers bir Tau Special üzerinde caz dansı yapıyoruz sorunlarımız arasında Siyahların sefalet gevezelikleri olarak kalıyor her şey Robben Adası’na gücenen Mandela Cennet ya da Cehennem’e gücenen Bob Faraday bilmiyorum neredeler sadece ölüyüm ben kesinlikle iki metre yer altında jabaas caz ürkütüyor kalabalıkları hilkat garibesi Frankenstein gözleriyle, ve devam ediyor caz ama biz siyahlar, sihirbazlar var içimizde futbol dansı yapanların en iyileri bizde harikalar yaratıyor büyülü gücümüz Pele dans yaptığımız için kilise törenlerimizde dans yaptığımız için Dokuzuncu Senfoni’yle dans yaptığımız için yumruklarımızla dans yaptığımız için bakirelerimizle dans yaptığımız için beyaz teknelerle yeni Siyah halklar sürdürecek soyunu doğru atıyoruz adımlarımızı bitirirken biz dansı yurt ediniyoruz Havana dansını yurt ediniyoruz Miriam Makeba şarkılarını, ve şarkılar bitince ölmek istiyoruz cazla birlikte BANTULARA SEVİNMEK YASAK Bantulara Sevinmek Yasak orta sınıftan bantu siyahlar giderler siyah düğün partilerine varoş kaldırımındaki (bir) zarın beceriksiz adımlarıyla birazcık fark edince alkol derecelerini kontrol etmek için bir tek bakışın bile terli yüzlerinde gezinmeyeceğini sarhoş sarhoş girerler içeri boş yer olsa da teminat bakışları gezdirirler davetiye kartlarında tam karşıdan, bir kez daha daima dikkatsiz sıradan siyahlar burunlarına yumruğu yesin, ve beyaz alınlı görgü kurallarının ıvır zıvır maskelerini düşürsünler diye. YÜZÜNCÜ GECEDEN SONRA Yüz birinci Sabah oldu Parlak kanatlı Siyah Afrika kartalının önünde Koyu kırmızı akkor ışıkların Görünmeye başladığı Acil durumdan bu yana; Kartalın sulu gözleri saplanıyor hâlâ öylesine karanlık Sabah göğünün boynuna. ? SAYFA 23 GREY CADDESİ Grey Caddesi, tüberküloz heceliyor öksürüklerin tıpkı Tee Bee ritimleri gibi vızıltıların arılarınki kadar güzel mi? Grey Caddesi, ıspanaklı çörekler Gandhingar’dan farksız Grey Caddesi, bir kısım oğulların kaşıyorlar taşaklarını uluorta Grey Caddesi, ücret istenmiyor kahrolası sürücülerini izlemeye kabalık, Köşeler’inin dilidir senin, Grey Caddesi, uzuyorsun upuzun sırık gibi korkuyorsun geniş omuzlardan Grey Caddesi, çığlığını duydum sabahın üçünde Grey Caddesi, ‘dağların’ dağcılardan yoksun Grey Caddesi, gülümsemelerin saklıyor yoksul insanların cebinden çıkan banka faizlerini Grey Caddesi, sadece senin zenginlerin gidiyor Mekke’ye Grey Caddesi, kapalı çarşılarınla birlikte büyüyor bütün bu nkunzi yatırım şirketi Grey Caddesi, mutlu musun Leocross’daki karaborsacılarınla? Grey Caddesi, çelikten bir iradesi var Msizini İstasyonu’nun Grey Caddesi, Tripe Breyani yok yemek listende, niçin? Madumbe otlarından yapılıyor yemekler Grey Caddesi, Sardin Akını para sporu mu, besin avcılığı mı yoksa? Grey Caddesi, caz müziği bulamadım Bon Chance’da Grey Caddesi, bir caz kedisi Lionel Pillay Ajmeri Arcade’deki kara kedi cazı Grey Caddesi, şifalı otlar satılmıyor dükkanlarında Grey Caddesi, gereksiz ağız dalaşı yapıyor yoksullar, aşırıücret yüzünden Grey Caddesi, aynı güneş altında mı Tin Town ve Resevoir Hill? Grey Caddesi, savaşmayı deniyorsun Mahatma’nın yiğit ruhuna karşı Grey Caddesi, roti ve kebap da yenilir KwaMashu’da Grey Caddesi, Dashiki davullarını dinledin mi? Grey Caddesi, iktidar yumrukları sıkılmış Chatsworth’da aynı zamanda Grey Caddesi, bilgelerin dumanı değil artık ganja otu Grey Caddesi, İspanyol paçalar çalım atıyor senin tarzına Grey Caddesi, bir efsane değil şimdi Mila 18 Varşova’nın da var bir Grey Caddesi! Grey Caddesi, Siyahlar mı modaya boğuluyor Umgeni Blue Lagoon’da? Grey Caddesi, kurbanlık keçiyi yakaladı enflasyon Grey Caddesi, beyazdır Wilkie Sirki Grey Street, sahtedir Greyville parkurunun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle