02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

... KISA KISA ... KISA KISA ... KISA KISA ... KISA KISA ... Yuvarlak Dünyanın Köşeleri bir rehber kuşağı vardı. O muhteşem ağabeylerimizle, dostlarımızla gezen bütün turistler defalarca ülkemize geri döndüler. Ben de rehberliğe o yıllarda başladığım ve Selçuk Güvengez, Hüseyin Alantar, Zafer Sarıyer, İbrahim Üstünboy, Mehmet Aşiyan, Kemal Suman gibi ağabeylerimin bilgi birikimlerinden yararlanabildiğim için kendimi çok şanslı sayıyorum. Yaz aylarında yapmaya başladığım rehberlik yavaş yavaş bütün seneye yayıldı. Ülkemizde genelde rehberlik geçici bir ikinci iş olarak düşünülürse de benim için öyle olmadı. İşimi çok sevdim ve hep turizmin en güzel mesleklerden biri olduğunu düşündüm. İlerleyen yıllarda turizm yöneticiliğinde de bulundum. Sonrasında rehberliğimi ülke sınırlarının dışına taşımaya başladım. Önce yakın, sonra uzak hedefleri yakaladıkça mesafeler uzamaya başladı. Bugünlerde artık dünyanın az bilinen güzelliklerini araştırıp görmek, sonrasında yazmak ve paylaşmak istiyorum. “HER KÖŞE GÖRÜLMEYE DEĞER” Gezmeyi sevenlerin, gezginlerin her şeyden önce gereksiz hedefler koymamaları gerektiğini düşünüyorum. Katıldığım her toplantıda, her söyleşide gezilen ülke sayısının anlamsız bir skor tahtasından başka bir şey olmadığını vurgulamaya çalıştım. Uzunluğu birkaç kilometrelik caddesinden başka bir şeyi olmayan ülkeler ile milyonlarca kilometrekarelik medeniyet yüklü ülkeleri aynı teraziye koymanın yanlışlığını anlattım. Türkiye, Meksika, Hindistan, Mısır, Çin gibi her metrekaresi kültür dolu topraklar ile küçücük tropikal adaları karşılaştırmanın anlamlı olmadığını söyledim. Dünyanın her köşesi görülmeye değerdir. Ama ne yazık ki insan ömrü ve ekonomik şartları bunu gerçekleştirme şansını çok sık tanımıyor. Onun için bu konuda da ister istemez seçimler yapmak zorunda kalıyoruz. Gezginlerin konuya önceliklerini sıralayarak başlamaları gerekir. Tanımak istediğiniz ülkelere defalarca gitmekten vazgeçmeyin. Kendinizi nerede iyi hissediyorsanız oraya geri dönmek de en az yeni yerler keşfetmek kadar güzeldir. Yüzlerce defa geçtiğiniz bir sokakta bile ne ile karşılaşabileceğinizi bilemezsiniz. Bilinmeyen diyarlarda en güzel sürprizler insanlardır. İnsanları tanımak, yaşamlarını anlayabilmek, farklı kültürlerde bilgi sahibi olabilmek gezginlerin en büyük ödülüdür. Gezgin, maddi olanakları kadar, bireysel arzuları neye yöneliyor ve ruhu neresi ile tanışmak istiyorsa o yöne gitmelidir. Herkes gidiyor diye Hindistan’a gidip sonrasında da çok pismiş demek bence bir seyahati ıskalamanın teknik tanımıdır. Kısacası yola çıkmadan önce mutlu olmaya karar verin. Sonra önceliklerinizi doğru sıralayın. Gezginliğin bir hayat tarzı olduğunu unutmayın. Gezmeyi ya seversiniz ya sevmezsiniz. Bu iş bu kadar basittir. Eğer seviyorsanız zaten siz farkında olmadan hayatınız sizi yönlendirir. Ben insanların meramlarını anlatabilecek kadar yabancı dil konuşuyorlarsa gittikleri ülkelerde hayata karışmalarının doğru olduğunu düşünürüm. Şehir turu yapan bir otobüsün camından veya en güzel müzelerden bir ülkeyi tam olarak anlayamazsınız. Zaman zaman hepimiz hayatımızdan sıkılırız. En güzel molalar da küçük duraklarda verilir. Birkaç saatlik uzaklıktaki şirin bir şehrin sokaklarında oranın insanları gibi yürümek, metroda kaybolmak, banklarda oturmak, dondurma yemek bu molayı olgunlaştırır. Son senelerde yayıMlanan birbirinden güzel gezi kitaplarında yabancı ülkeler tanıtılıyor. O ülkelerde gezilecek, görülecek yerler anlatılıyor. Yemek yenilecek yerler, yapılması gerekenler sıralanıyor. Ben, turizmin herkes için farklı olması gerektiğini düşünmeye devam ediyorum. Kültür yolculukları için bu konuda uzmanlaşmış kişilerden mutlaka yararlanın. Hayatın içinde ne yazık ki her şeyi kendi başımıza öğrenmeye vaktimiz olmuyor. Öğrenmiş olanlardan mutlaka faydalanmak gerekiyor. Ne kadar incelerseniz inceleyin, uzaklarda gözden kaçan küçük bir detay yolculuğunuzu zehir edebilir. Ancak bu seyahatin sizin yolculuğunuz ve seçiminiz olduğunu da unutmayın. Son senelerde balayı tatilleri için fikrimi soran dostlarıma mutlaka bir deniz kıyısı şehri seçmeleri gerekmediğini söyledim. Sevilla, Lizbon, Edinburg, Barselona gibi bir şehirde temalı balayı Şöyle diyor : “Her kelimeye soru işareti koydun. Ardından koştun. Soru işareti kancasını taktı sana. Kancanın altındaki noktayla da şu an olduğun yere çakılmadın mı ? İmdat, diye bağıran ünlem gibi duruyorsun şimdi. Kaskatı kesilmiş bir dik çubuk, altında yine bir nokta. Klavyenin üzerindeki kesme işaretli tuş olmak istiyorsun. Yaşamak istemediklerini kesip atmak ! Ne ki sen bir ünlemsin artık, çok geç.” BİR NOVELLA Kırık Matruşka bölümlerle ayrılmamış, biçim kaygısı gütmeyen bir roman, su gibi akıp giden bir novella. da çok güzel olabilir. Dünyanın en güzel ülkesinin Türkiye olduğunu düşünüyorum. Ne yazık ki değerini bilmiyoruz, gerektiğince tanıtamıyoruz, yeterince korumuyoruz. Gezerek Türkiye’yi bitiremezsiniz ama dünyayı da gezmek isterseniz…. 1) Meksika’yı, Chichen Itza, Uxmal, Palenque, Monte Ablan, Teotihuacan başta olmak üzere tarihi yerleri, Mexico City Müzesi’ni, Puebla, Oaxaca, San Cristobal, Taxco gibi kolonyal şehirleri, Acapulco, Mazatlan gibi tatil beldelerini, Guanajuato, San Niguel Allende gibi butik şehirleri mutlaka görmelisiniz. 2) Hindistan’ı, Agra ve TaC Mahal’i, Jaipur’u, Udaipur’u, Jodhpur’u, Ranakpur’u, Ranthambore’u, Pushkar’ı, Varanasi’yi, Cochin’i, Chennai’yi tanımalısınız. 3) Mısır’ı firavunları, piramitleri, Nil Nehri’ni, Krallar Vadisi’ni, Abu Simbel’i unutmamalısınız. 4) Şili fiyortları ve Ulusal Parkları 5) Perito Moreno başta olmak üzere Arjantin Buzulları ve Buenos Aires 6) Rio de Janeiro, Amazonlar ve Iguassu 7) Recife ve Fortaleza’da plajlarda safari 8) Lizbon 9) Barselona 10 Prag 11) Paris ve Krallar Vadisi 12) Yeni Zelanda 13) Cairns ve Great Barrier reef 14) Güney Afrika’da parklar 15) Tanzanya 16) Fransa’nın Atlas Okyanusu Sahili 17) Endülüs 18) Tayland 19) Dominik Cumhuriyeti rüya plajları 20) Fas ve Afrika Çölü Benim en çok aklımda kalan yerler ama birbirimize söyleyeceklerimiz hep olmalı. Dünya çok büyük, hayat çok kısa ve biz bunu anlayınca da genelde çok geç oluyor. Bir piramidin üstünde veya küçük bir sokakta karşılaşacağımız güne kadar yollarınız açık olsun. ? www.bdemirdurak.com Yuvarlak Dünyanın Köşeleri/ Bülent Demirdurak/ Gita Yayınları. Hikâye bildik, kahramanlar tanıdık aslında. (Duru) Âşık olduğu adam kendisini terkettikten sonra hayatına giren bütün erkekleri ‘unutulmamak’ için terkederken, aşkı bitirmeden terkederken, öç aldığının o adam mı yoksa geçmişi mi olduğunu hatırlayamaz olur bir süre sonra. Bilemez her insanın sevdiğini öldürebileceğini: Her insan öldürür gene de sevdiğini Bu böyle bilinsin herkes tarafından, Kiminin ters bakışından gelir ölüm, Kiminin iltifatından, Korkağın öpücüğünden, Cesurun kılıcından! (Oscar Wilde) Kahramanımız karşısındakileri onu KİTAP SAYI ? Bülent DEMİRDURAK 1 956 yılında İstanbul’da doğdum. Galatasaray Lisesi’nden sonra öğrenimimi Sultanahmet İ.İ.T.İ.A’dA tamamladım. 1975 yılında Profesyonel Turist Rehberi olarak mesleğime başladım. İstanbul Boğazı’ndan geçen gemileri seyrettiğim ilkokul yıllarında önce uzak deniz kaptanı olmaya karar vermiştim. Denizin benim onu sevdiğim kadar beni sevmediğini anlayınca bu sevdadan vazgeçtim. Ancak uzaklara gitme arzum da zaman içinde tutkuya dönüştü. Bizim kuşak gençliğinin yabancı dil konuşanları için en gözde meslek, hem ekonomik hem de sosyal ilişkiler açısından rehberlik yapmaktı. Lise öğrenimim sırasında bütün sınıf arkadaşlarımla birlikte Tünel’deki amatör rehber kurslarına giderdik. Sonrasında da yaz aylarında havaalanlarına gidenlere eşlik, gece turlarında ve gençlik gruplarında başkanlık yaparak turizm ile içli dışlı olmaya başladım. Bunun ardından da güzel ülkemin her köşesine yıllar boyunca binlerce yabancıyı götürdüm. 196080 yılları arasında Türk turizmi altyapı olarak çok zorlu bir dönemden geçiyordu. Az sayıdaki konforsuz otellerimiz, bozuk yollarımız, havalandırmasız otobüslerimiz, lezzetli mutfağımızı ön plana çıkaramayan restoranlarımız ve pis tuvaletlerimiz ile işimizi yapmaya çalışırdık. Ancak bu olumsuz şartlara rağmen ülkemizin o yıllar arasında yakaladığı olağanüstü Kırık Matruşka ? Reyhan YILDIZ İ pek Özbey’i Cumhuriyet Pazar’daki yazılarından tanıyanlar vardır mutlaka. Yıllardır televizyon haberciliği yapsa da gazetecilikten ve yazmaktan vazgeçememiş bir kadın. Kimi yazıyla dünyayı değiştirebileceğine inanır, kimi hayatı anlamlandırabileceğine, kimi başkalarının yaşamlarına değer katabileceğine. Özbey herhalde acıları katlanılır kılmak için yazanlardan. SAYFA 18 İpek Özbey’in İstiklal Yayınevi’nce yayınlanan ilk kitabı Kırık Matruşka, matruşka yumağı olmuş, kafası karışık bir metropol kadınının hikâyesi. Romanın öznesi (Duru) hiçkimse ya da herkes aslında, teması ise yalnızlaşma. İçindeki benle davalı bir kadın (Duru), yerini yadırgayan eşyalar misali; hayatla uzlaşmayan, uzlaşamayan, korkularından korkmamaya çalışan, konumunu tayin edememiş, şimdi ve burada olmanın kederiyle üzgün, yüreği hep sorguda... ? CUMHURİYET 914
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle