Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? tır (27) sözleriyle öykücülüğümüzün geleceği konusunda büyük endişe taşıyan yazar, 2002 TESK öykü yarışmasında ödül alan En Güzel Esnaf ve Sanatkâr Öyküleri ile Bakkal Öyküleri adlı öykü antolojilerinin bir nebze de olsa boşluğu doldurmalarından dolayı da biraz nefes alır. Kitabın üçüncü bölümünden itibaren Türk ve Türk dünyasının önde gelen seçkin yazarları ve eserlerine kültürkimlik ekseninde bir yolculuk yapılır. Eserde Ahmet Kutsi Tecer, Muhtar Awezov, Cengiz Dağcı, İsmail Gümüş, Enver Gökçe, Mahzuni Şerif, Oğuz Tansel, Hasan Hüseyin, Ümit Kaftancıoğlu, Dursun Akçam gibi özgün yazarlara ayrılan bölümlerin yanı sıra Gagauz edebiyatı ve çağdaş Kıbrıs Türk edebiyatı ile ilgili aydınlatıcı bilgilere de yer verilir. Memleket kokan yani Türk geleneğinden beslenen, halkın kendisini anlatan eserlerin önemi çerçevesinde yol almış yazarlara pencere açan Metin Turan, Ahmet Kutsi Tecer'e ayırdığı bölümde bu ünlü sanat ve edebiyat insanının yaşamı ve Türk kültürüne katkılarından kesitler sunar. “Ahmet Kutsi Tecer, halk şiiri sadeliği ile memleket sevgisini birleştiren bir sanatçı kişiliğin sahibidir. Onun yeninin ardında olma tutkusu, gelenekle beslendikçe anlamlıdır” (32) sözleriyle Turan, küreselleşme ile birlikte giderek daha da yozlaşan kimliğimizi nasıl elde edebileceğimizin ipuçlarını verir çağın yeni yazarlarına. Step insanının anlatıcısı olarak tanıtılan Muhtar Awezov, adlı bölümde ise bu ünlü Kazak yazarının eserleri üzerine kültürel bağlamda bir çalışma dikkati çeker. Dili çok yönlü kullanmayı bilen Awezov'un bozkır insanının yaşamını eserlerine taşıyışı, göçebe kültürünü gerek öyküleri gerekse romanlarında ele alış biçimleri irdelenir. SÖZLÜ GELENEK Yetim, Yaslı Güzel, Karaş Karaş Vakası gibi öyküleri ile Awezov'un, kendi hayatını var edenlerin hikâyesini yazdığını vurgulayan Turan, Awezov'un ardında göçebe uygarlığın var ettiği büyük bir sözlü gelenek, önünde ise büyük bir umut ve kurtuluş inancı olduğuna dikkatleri çeker. Burada Turan, çağımız yazarlarının Batılı tarzda eserler verme çabası içerisinde Doğulu kimliğini hemen hemen yok sayıp öz kültürünü hiçe saymasına anlamlı bir göndermede bulunur. Kültürel bir doku ile örülü olan kitabın “Hayat hikâyesi bağlamında Cengiz Dağcı'nın yapıtlarında çocukluk” adlı bölümde ise uzun yıllardır dil, kültür, coğrafya aykırılıkları içerisinde Londra'da yaşamakta olan bir sanatçının Dağcı'nın dünyasına inilmeye çalışılır. (56) Hatırlarda Cengiz Dağcı, Yansılar, Yurdunu Kaybeden Adam, Onlar da İnsandı, Badem Dalına Asılı Bebekler, Üşüyen Sokak gibi eserlerinde yazarın çocukluğundan beri kendi topraklarından Kırım'dan kopamayışının izleri örnekler halinde verilir. Kitabın altıncı bölümünde Kırım'dan Boşnak'a geçen Turan, Boşnak edebiyatı ve İsmail Gümüş'ün Deli Balkan Yeli ile Boşnak Türküsü yapıtlarında göçmenlik ve Boşnaklık temaları üzerinde durur. Öykü aralarında belirgin bir biçimde yinelenen Boşnakça türkü ve deyimlerin varlığı da kültürel altyapıda kendini duyumsatan bu kültürel kimlik duygusunun anlatımıdır. (77) Yedi, sekiz, dokuz ve onuncu bölümCUMHURİYET KİTAP SAYI lerde Metin Turan, toplumcugerçekçi yazarlardan 40 kuşağı ve sonrasının ünlü isimlerinden Dede Korkut Hikâyelerini günümüz Türkçesine uyarlayan, şiirlerinde halk şiiri geleneğinden faydalanan Enver Gökçe; halkımızın özellikle türküleriyle tanıdığı, ünlü halk ozanlarından Mahzuni Şerif; hem halk kültürü geleneğinden yararlanan hem de toplumcugerçekçi kimlikle masallarını ve şiirlerini aynı eksende birleştirebilen Oğuz Tansel ve destansı söylemleriyle “nehir şiir”e kapı açan Hasan Hüseyin'in eserleri üzerine odaklanır. Böylece yazar, sadece Türkiye Türklerinin değil, bizlerden uzakta yaşayan soydaşlarımızın da gelenek, göreneklerine ve kültür dağarcıklarına anlamlı bir yolculuk yapar. Takip eden diğer iki bölümde geleneği yeni ile harmanlayıp özgün eserler vermeye başarabilmiş olan Köy Enstitülü yazarlarımızdan araştırmacı, folklorcu, hikâyeci ve romancı kimliği ile tanınan Ümit Kaftancıoğlu ile hikâyeleri, romanları ve röportajlarıyla dikkatleri çeken Dursun Akçam'ın yaşamları ve eserleri çok boyutlu olarak ele alınır. KÜLTÜR VE KİMLİĞİMİZ Metin Turan, son iki bölümde kültür kimlik ekseni bağlamında Gagauz edebiyatında cümbüşlü sözler ve şiirler ile çağdaş Kıbrıs Türk romanı ve şiirini ana hatları ile ele alarak; bulundukları dar coğrafyaya rağmen Gagauz edebiyatçılarının yerel olanı koruyup geleneksel anlatım tekniklerine kendi mizah ve şiir anlayışlarını katabildiklerini (147), Kıbrıs Türk edebiyatçılarının ise ne yazık ki “Kıbrıslılık” kimliğini eserlerinde yeterince işleyemedikleri, çoğunun da, Türk edebiyatçılarının gölgesinden kurtulamadıkları konusunda yakınır. Buraya kadar, Türk ve Türk dünyasından “geleneği” çağın yeni değerleri ve anlayışları ile birleştirebilen halkın hep ideolojik görüşler taşıdıkları gerekçesi ile dudak büktüğü, eserlerini inceleme zahmetine çok azının katlanabildiği yazarları, okuyucunun bir de kültürkimlik ekseni çerçevesinde görebilmelerini sağlayan Turan'ın Türk kültürü ve edebiyatında büyük bir açığı kapatan KültürKimlik Ekseninde Türk Edebiyatı adlı çalışması Batı karşısında kültür ve kimliğimizi unutmamamız konusunda aydınlatıcı bir rol oynar. Batı’nın hep dış görünüşüne aldanıp; beynini elde etmek için çaba göstermeyen gerek birçok düşünür ve yazarın gerekse halkın kendisini bir kez daha yeniden tartması noktasında bu yapıt, Türk kültürü ve kimliği açısından kendi özümüzü kaybetmeme adına büyük bir ışık tutuyor. Batı’yı ve Doğu’yu eksileri ve artıları ile tartıp doğru, iyi ve güzel olanı aynı potada eritebilmek; Türk benliğini unutmamak olmalıdır yediden yetmişe herkesin işi. İşte Metin Turan'ın eserinin de vermek istediği mesaj budur. Küresel köyde yok olmamak, küresel köyde boğulmamak için kültür ve kimlik kavramlarının ifade ettiği anlamı iyi bilmek ve yok olmaya yüz tutan dilimize ve benliğimize sımsıkı sarılmak. İşte bu da bizi "öteki" olmaktan koruyacak ve bizi biz yapacaktır. ? (*) Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Doktora Öğrencisi KültürKimlik Ekseninde Türk Edebiyatı/ Metin Turan/ Ürün/ 214 s. 914 SAYFA 15