02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Fantastik çocuk ve ilk gençlik kitapları üzerine bir inceleme... Milyonlarca dolarlık sanayi: ‘Harry Potter’ ve şiddet Sanatsal yollarla estetik bir yapıya kavuşturulan şiddet, her türlü davaya hizmet eder. Örtülü ve estetik şiddet Harry Potter serisinde özel bir yere sahip olur; reklamlar, oyuncaklar, çikolatalar ve aksesuvarlarla dünya çapında bir sanayi oluşturur. senir. Rowling, Harry Potter serisinde erek bildiriler üretir. Şiddeti, Eski Roma ve Yunan mitolojileriyle ve Kelt kültürüyle birleştirerek kurgular. Kurgusunu gerçekleştirirken hem modern dünyaya hem de büyülerin dünyasına gönderme yapar. Birincisi, gerçek dünyaya göndermede bulunan, modern dünyada üvey çocuk muamelesi gören ve şiddete maruz kalan Harry, diğeri gerçeküstü düzlemde, olağanüstü güçlere sahip, seçilmiş kişi, karanlık güçlerle savaşan iyilerin kahramanı Harry. “Seçilmiş kişi” Harry, Harry Potter serisinin anlamsal ve dilsel bütünlüğü olur. 11 yaşına kadar, 11 yaşından sonra da tatillerde, modern dünyada teyzesinin evinde yaşayan, akıl ve mantık dışı olayları yaşattığı için şiddete maruz kalan, eziyet gören Harry ile (benzetilen); büyücülük J.K. Rowling ? Yrd. Doç. Dr. Şükran KARA G ünümüz çocuk ve ilk gençlik kitaplarının renkli ve parıltılı evreninde, çocuğun kimliğini parçalayan, onu yok sayan, çocuğa zarar veren olumsuz bir olguyu yani şiddeti aramak, karşıtlık aramak gibi görülebilir. Oysa masum çocuklarının evrenine giren bu fantastik çocuk ve ilk gençlik kitapları hiç de masum değildir. Örneğin, Harry Potter serisi; şiddeti, Eski Yunan/ Roma mitolojileri ve Kelt kültürüyle birleştirerek örtük ve alabildiğine estetik bir biçimde sunar. Estetik ve örtülü şiddet daha zararsız algılandığından, okur ve izleyici bu estetik şiddetin tehlikesini ya görmez ya da görmezlikten gelir. Fantastik çocuk ve ilk gençlik kitaplarının ve filmlerinin tehlikelerinden biri de budur. Fantastik dünyada her şey değişime uğrar; kahramanlar, uzamlar, hayvanlar, nesneler; bütün bunlar simgesel işaretlere dönüşür. Bu öğelerle gösterilen şiddet, anlık, yinelenen ve hemen tüketilen bir evrenin parçası olur; böylece simgeselleştirilen şiddet, gerçeğinden daha da fazla önem taşır. Hiç durmadan değişen, yenilenen, tekrarlanan fantazya imgesi öylesine anlıktır ki, gerçek hayatın yarattığı güvensizlik ve acılara karşı bir anlık rahatlama olanağı verir. Okurun uzamı ve zamanıyla örtüşmez. Bu şiddet sanki okuyucunun ve izleyicinin bildiği zaman ve uzamın dışında başka bir yerde ve kendisiyle özdeşleşmeyen birilerinin başına gelir. Elbette fantazyanın yarattığı etki gerçeğe yaslanır; ama fantazya okura gerçeğin ertelenmiş imgesini sunar. “Şiddet bizde uyandırdığı tüm olumsuz duygulara rağmen, bizi çeken bir özelliğe de sahiptir; çünkü bizim “güçlü” ve “güç” kavramı ile özdeşlememizi sağlar.” Fantastik çocuk ve ilk gençlik kitaplarında, “güç” ve “güçlü” sözcükleri ve bunların eşanlamlıları çok kullanılır. Örneğin Harry Potter serisinde Harry, insanı kötü ruhlarla savaşarak koruyacak olan ve olağanüstü güçlere sahip “seçilmiş kişi”dir. “Harry Potter ve Zümrüdü Anka Yoldaşlığı” başlıklı kitapta Dumbledore, Harry'e “seçilmiş kişi” olduğunu şöyle anlatır: ”Lord Voldemort'u sonsuza dek yenme şansı olan tek kişi, yaklaşık on altı yıl önce temmuz ayının sonunda doğdu. Bu oğlan o vakte kadar Voldemort'a üç kere karşı çıkmış bir anne ve babanın çocuğu olacaktı.” Yani Harry Potter'ın sahip olduğu güçler, doğuştan ona verilmiş özelliklerdir. Protagoras, “insanın her şeyin ölçüsü”, olduğunu söyler. Bu açıdan bakıldığında “Şiddet sadece olaylar değil, olaylar ka dar onları dizginleme, yargılama, görme ya da görmezlikten gelme biçimimizdir.” Şiddetin göreceliği, tanımlanmasını zorlaştırdığı gibi anlamının zenginliğini de ortaya koyar. Günümüzde, teknoloji ve kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle şiddetin gücü, etkisi ve görüntüsü de değişmektedir. ”İletişim araçlarının kullanılmasının en önemli sonuçlarından biri de, şiddet görüntülerinin olağanlaşarak, sanki gerçek değillermiş gibi algılanır olmalarıdır” (Michaud, 17). Günümüzün fantastik çocuk kitapları ve filmleri, şiddeti gerçek yaşama gönderisi bulunmayan bir imge gibi göstererek okurun ve izleyicinin kafasını karıştırır. Ahlaki ve ekonomik kaygılarla ve etkilenmenin yarattığı çekinmelerle simgeselliğe dönüşen şiddet, bilinçli bir seçimin ürünüdür. Şiddet, böyle akan satırlar, görüntüler ve imgeler içinde geçip giderken okur ve izleyici imgeyi ve şiddeti birbirine karıştırır, şiddet imgeye, imge şiddete dönüşür. ‘A CLOCKWORK ORANGE’ 'Stanley Kubrick'in 1971 yılında çektiği Anthony Burgess uyarlaması A Clockwork Orange, Amerika'da “birkaç cinayetin sorumlusu olarak gösterilince” kitle iletişim araçlarının toplumsal şiddetin yaygınlaşmasında rol oynadığı gerekçesiyle film gösterimden kaldırıldı. İngiltere'de, izledikleri filmden etkilenen iki çocuğun; iki yaşındaki James Bulger'i öldürmesi ve Fransa'da iki çocuğun kimsesiz birini öldürmesi üzerine; uzmanlar, kitle iletişim araçlarının rolünü sorguladılar. Çocukların işlediği cinayetlerin sorumlusunu, şiddet dozu yüksek filmler olarak açıkladılar ve bu konuda önlemler alınması gerekliliğini vurguladılar. Eski ABD Başkanı Bill Clinton, Hollywood ve televizyon yöneticilerinden 'geleceğin sağlıklı nesilleri için' filmdeki şiddet dozunun azaltılmasını istedi. Toplumda şiddetin yaygınlaşmasında kitle iletişim araçlarının rolü sorusu, bilim adamlarını bu yönde araştırma yapmaya yöneltti. Araştırmalarını sürdüren bazı bilim adamları; filmlerdeki iyi kahramanların, kötülerin peşine düşen ve sonunda onları yok eden görün tülerinin şiddetin iyi insanlar tarafından uygulandığını, bu nedenle de olumlu bir şey olduğu görüşünü kazandırdığını savundular. Sosyal Öğrenme Teorisi’nin öncüsü ve yaratıcısı Albert Bandura, bireydeki şiddet davranışlarını, gözlemle öğrenme yani modelleme ve uyaran ilişkisi içinde, kitle iletişim araçları yoluyla önceden dağarcığına alınmış olan edimlerin, bir uyaranla açığa çıkması şeklinde açıklar. Bill Clinton'ın duyarlılığına, uzmanların araştırma sonuçlarına rağmen ABD yapımı Harry Potter serisinde şiddet, ahlaki ve ekonomik kaygılarla ve etkinin yaratacağı çekincelerle simgeselliğe dönüşür. Harry Potter serisi, film, reklam, oyuncak, aksesuvarlarla çocuklara sunulur. Serinin beşinci filmi “Harry Potter ve Zümrüdü Anka Yoldaşlığı” korkutucu sahneler içerdiği için Amerika'da 13 yaşaltı için velinin izni gerekir anlamına gelen PG13 kodu ile, İngiltere'de ise 12 yaşından küçükler filmi ancak yanlarında bir büyükleri olduğu zaman izleyebilirler anlamına gelen 12A kodu ile kullanılmaktadır. Nedense kitaplardan filme uyarlanan Harry Potter serisinin ilk dört film ve kitaplarında böyle bir uyarıya rastlanılmamaktadır. Ayrıca 13 yaşından küçüklerin de bu seriyi okuduğunu ve izlediğini zaten biliyoruz. ‘NARNIA GÜNLÜKLERİ’ Okunma ve izlenme rekorları kıran Harry Potter, Harry Potter'ın rakibi olarak okura sunulan “Narnia Günlükleri” serilerinde mutlu ve huzur verici bir dünya için kötülerin peşine düşen ve onları yok eden kahraman, iyilerin kahramanı kimliğiyle şiddeti yüceltir, benimsenmesini sağlar. Asıl tehlikeyi de sözde bu olumlu görüntüler ve satırlar yaratır. Günümüzün fantastik çocuk ve ilk gençlik kitap ve filmlerindeki şiddet, açık ve belirgin şiddetin bıraktığı izlerden sapar, sanatsal yollarla estetik bir yapıya kavuşur. Örtülü ve estetik şiddet, okuru ve izleyiciyi rahatsız etmez, toplumsal yaşama katılır ve benim okulunda, her şeye karar veren, lider, sevilen kendini bile şaşırtan olağanüstü yeteneklerle problem çözen, karanlık gücün simgesi Voldemort ile savaşan (benzeyen) kahraman Harry benzerlik göstermez. Bu seride, Rowling, kendine özgü biçimiyle, benzetileni değil, benzeyeni olumlu evrene yerleştirerek sunar. Harry Potter serisinde uzam incelendiğinde, olaylar iki düzlemde gerçekleşir: Gerçek uzam (modern dünya), kurmaca uzam (fantastik dünya). Uzamlar iyi ve kötü olarak da ikiye ayrılır. Dursley'lerin evi, Harry Potter'ın kapıya bırakıldığı günden itibaren on yılını geçirdiği yerdir. Harry merdiven altında örümceklerle dolu karanlık bir dolapta yatmaktadır. Dursley’lerin yatak odasına sığmayan oyuncaklarını, eşyalarını koyduğu dolap. “Bak, çocuk, seni şimdiden uyarıyorumbir numara yapmaya kalkarsan Noel'e kadar o dolabın içinde kalırsın.” Anne ve babasının kazada öldüğünü sanan Harry Potter, kendisini sürekli hırpalayan eniştesi Vernon, taş kalpli teyzesi Petunia ve şımarık yeğeni Dudley'in kaprisleriyle yaşar, 11. yaşgününde, çok güçlü iki büyücünün öksüz oğlu olduğunu ve eşsiz sihirli güçlere sahip olduğunu öğrenir. Öykü, Harry Potter'ın yıllar öncesine dayanan bir kehanetin parçası olduğunu öğrenmesi ile gelişir. Harry Potter bir büyücüdür! 11.yaşgününde alışageldiği dünyayı terk edip büyülü perondan fantastik dünyaya geçer ve Hogwarts Büyücülük Okulu’na varır. Fantastik dünyada, (Hogwarts Cadıcılık ve Büyücülük Okulunda) bir cadı ve sihirbaz toplumu betimlenir: Cadılar, safkan büyücüler (doğuştan anne ve babası büyücü olanlar), sihirbazlar, vampirler, kurt adamlar, ruh emiciler, cinler, peKİTAP SAYI ? SAYFA 10 CUMHURİYET 913
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle