Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? Türkçeye adadığı vb. vurgulanıyor. Bedrettin Aykın’ın ve Osman Bolulu’nun yaptığı söyleşilere verdiği yanıtlarda, Ahmet Miskioğlu’nun yaşamöyküsünü, Türk Dili Dergisi’nin öyküsünü ayrıntılarıyla buluyoruz. Kişiliğini oluşturan etkenleri şöyle sıralıyor Miskioğlu: “Olduğu gibi söylemeliyim ki, okuduğum gazeteler, dergiler ve kitaplardır. Kendi istencimle seçtiğim gazeteler, dergiler ve kitaplar… Cumhuriyet Gazetesi, evimize giren ilk gazetedir. Ta ortaokul öğrencisi iken evimizde Cumhuriyet okunurdu…” (s.122) Miskioğlu, Osman Bolulu’nun sorularını yanıtlarken Türk Dil Kurumu’nun kurulduğu yıl olan 1932’den kapatıldığı yıl olan 1983’e değin yaptığı çalışmalarla, okul kitaplarındaki Türkçe kullanım oranını yüzde otuz beşten, yüzde seksenlere çıkardığını söyleyerek övüyor. 12 Eylül 1980 karabasanına tepkisini dile getirmekten çekinmiyor: “12 Eylül (1980) karabasanı geldi: Genel yönetime, Atatürk’ün kalıtına el koydu, Türk Dil Kurumu’nu resmi devlet dairesine dönüştürdü. Cumhuriyet’in kazanımlarının yok edilmesine ön açtı. Öz Türkçe sözcükleri yasakladı. Atatürkçülük maskesiyle, Türk Devrimi ve Aydınlanması’nın, Atatürkçü düşünüşün içini boşalttı. 12 Eylül haksızlıkların yasallaştırıldığı bir dönemdir. Dil, düşünüş ve yurt hayınlığıdır…” (s.130) Bu yıl Türk Dili Dergisi, 20. yaşını kutladı. TDD’nin “dil, düşünüş, yazın işliği, ocağı” olup, “hem ulusal, hem evrensel bir yol izlediğini” be lirten Miskioğlu, derginin başarısında, okurların, yazarların katkılarını da önemsiyor. TÜRK DİLİ DERGİSİ Osman Bolulu, Türk Dili Dergisi için ayırdığı bölümde, Türk Dili Dergisi’nin “ulusal ve kamusal bir kurum” olduğunu saptıyor. Türk Devrimi ve Aydınlanması’nı değerlendirirken dil birliği, düşünüş birliği kurulmasının bir zorunluluk olduğunu, bu nedenle Atatürk’ün Dil ve Yazı Devrimleri’ni gerçekleştirdiğini vurguluyor. Ancak 1950’den sonra “Devrim ve Aydınlanma Sürecinde Durgu” yaşandığını, devrimlerin kemirilmeye başlandığını, din sömürüsüyle, “yeşil yılanın başını deliğinden çıkarıp palazlandığını” vb. anlatıyor. Bugüne değin yönetimde etkili olan siyasetçilerin ödün verici sözlerini yeniden anımsatıyor: “Halka mal olmuş devrimler, mal olmamış devrimler”, “Beyler, siz isterseniz hila feti bile geri getirebilirsiniz”, “Bu kış komünizm gelecek”, “Yollar yürümekle aşınmaz”, “Dün dündür, bugün bugündür”, Bana sağcılar suç işliyor dedirtemezsiniz”, “Tespih çekenle silah çeken bir olur mu”, “Ben zengini severim”, “Allah’ın ipine sarılın”, “Anayasa’yı bir kez delsem n’olur”, “Ben Türkiye’yi pazarlıyorum” vb. Cumhuriyet Devrimleri’nin nasıl ve kimlerce kemirildiğinin göstergesi değil mi bu sözler? Dilimizin getirildiği yeri düşünmek bile acı veriyor. Bu acımızı azaltmak için 1987’de ne güçlükleri aşarak yola çıkıyor Ahmet Miskioğlu. Bolulu, TDD’nin çıkış öyküsünde Miskioğlu’nun yaşadıklarını anlatıyor. Miskioğlu da derginin gerçekleştirdiği etkinliklere değiniyor. Etkinlikler öylesine çok ki, Perşembe Toplantıları, “Dil, Düşün,Yazın İştayı (Atölye)” konumunda. Miskioğlu, toplantılara katılanları günlükler tutarak belirliyor. Kitapta bu günlükler de yer alıyor. Etkinliklerdeki konulara ve konuşmacılara baktığımızda, katılımcıların ayrı bir üniversite bitirmiş olduklarını düşünmeden edemiyorsunuz. Osman Bolulu, Ahmet Miskioğlu’nu, Perşembe Toplantıları’nın “gizli yönetmeni” olarak görüyor. Türk Dili Dergisi’nin hazırladığı özel bölümleri değerlendiriyor. “Miskioğlu’nun Kişisel, Yazınsal Kimliği Üstüne” sunduğu özette, Miskioğlu’nun kişiliğinin uzun yıllarda, olaylar içinde oluştuğunu, iyi öğretmenlerde okuduğunu, öğretmenlerinden aldıklarını öğrencilerine verdiğini, böylece onun “birçok öğretmen” kimliğine ulaştığını, dilci, örgütçü ve yazar olduğunu vurguluyor. Osman Bolulu, “Ahmet Miskioğlu Kitabı”yla, ona yaraşan bir yaşamöyküsü sunarak, ne değin titiz bir yazar olduğunu kanıtlıyor. ? (*) Ahmet Miskioğlu Kitabı (Türk Dili Dergisi)/ Osman Bolulu/ Damar Yayınları/ Geliştirilmiş 2. Basım 2007 Ahmet Miskioğlu ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 909 SAYFA 23