Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
B U L M A C A 1 E 2 C 3 D 4 M 5 B 6 G 7 İLKER MUMCUOĞLU M 8 G 9 A 10 C 11 B 12 B 13 J 14 D 15 C 16 B 17 B 18 B 19 B 20 G 21 H 22 D 23 D 24 E 25 M 26 G 27 M 28 A 29 J 30 I 31 A 32 C 33 D 34 H 35 J 36 C 37 B 38 F 39 E 40 D 41 I Feyza HEPÇİLİNGİRLER 1 Nisan Pazar Türkçe Günlükleri pındığımı. İstanbul Bilfen Koleji İlköğretim Okulları’nın Dil Gönüllüleri tarafından açılan kampanyadan da söz etmemiştim daha önce. Onlar kampanyalarına "Türkçeye İyi Davran" adını vermişlerdi. İzmir’deki etkinliğin adı da şuydu: "Konuştuğumuz Dil Türkçe mi?" Neler söylediler neler. Her gün tahtada "Türkçesi Var" köşesi yaptıklarını, oraya kullandıkları yabancı sözcüklerin Türkçelerini yazarak arkadaşlarını Türkçe kullanmaya özendirdiklerini anlattılar. "Batılılaşma, taklit etmek değil, örnek almaktır." dediler. Kendi dilimizle düşünemez duruma geleceğimizden korktuklarını belirttiler. ‘Türklere bir şey olmaz.’ mantığını, ‘Türkçeye bir şey olmaz.’a çevirdiğimizi söylediler. İyi ki gitmişim. Bütün yorgunluklarıma değdi. Gözüm arkada kalmayacak. Bir kapı aralamanız yetiyor bazen. Gençler söylediklerinizde bir ışık görürlerse geliyorlar arkanızdan, sizi yalnız bırakmıyorlar. 42 A 43 B 44 D 45 M 46 L 47 C 48 I 49 F 50 K 51 D 52 F 53 F 54 K 55 E 56 A 57 I 58 F 59 I 60 H 61 C K 62 C 63 H 64 A 65 H 66 C 67 E 68 L 69 B 70 A 71 G 72 A 73 G 74 B 75 F 76 D 77 D 78 I 79 I 80 D Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse bir şiirinden alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Ahmet Telli’nin bir şiir kitabı. 42 64 28 9 56 72 31 70 75 52 53 49 58 38 G. Tırnak beresi. 8 6 20 73 26 71 H. “Kemal... “ (“Devlet Ana” adlı romanı da yaratan yazar). 65 21 63 34 60 I. Kalınca bükülmüş ipek iplik. 59 79 48 41 57 78 30 J. Yarı. 35 29 13 K. Bir kan grubu. 50 54 L. Lavrensyumun simgesi. 46 68 M. Ahmet Cevdet tarafından İstanbul’da yayımlanan (1894) günlük siyasi gazete. 27 45 25 4 7 B. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde öğretim üyeliği yapan, şiirlerini “Uzuneşek”, “Ne Çok Enkaz” ve “Sana Bunca Yangından” adlı kitaplarında toplayan şair. 17 69 16 11 43 12 37 18 74 19 5 C. Orhan Pamuk’un bir romanı. 66 47 61 2 15 10 62 36 32 D. Daha çok gravür dalındaki çalışmalarıyla tanınan, Türk ressam ve gravürcü. 23 22 80 3 40 33 14 76 77 44 51 E. “... İzgören” (“Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum / Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi / Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına / Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli” diyen şair) 1 55 39 24 67 F. “Sinekli Bakkal” ve “Handan” adlı romanları da yaratan yazarın soyadı. onya’dan bir dolu kitap ve CD ile döndüm. T.C. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Mevlana’nın sözlerinden bir demeti, hat, tezhip, minyatür ve desenlerden yararlanarak grafik düzenlemelerle sunan bir albüm ve Mevlana’yı, Konya’yı tanıtan, Mevlana’nın şiirlerini, Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu tarafından okunan kaside ve ilahilerini içeren CD’ler hazırlatmış. Türkiye Mevlevîhâneleri adını taşıyan ciltli, gömlekli fotoğraf albümü; Mevlâna Gülşeninde Seyran alt başlığını taşıyan Can Konağı adlı, yine tezhipler, minyatürler, hatlar, desenlerle bezenmiş ve Mevlana’nın özdeyişlerini Türkçe ve İngilizce çevirileriyle sunan bir başka albüm; Mevlana’yı tanıtan, Gönül Bahçesinde Mevlâna, Mesnevî’den Özdeyişler, Mevlâna’nın Eserleri adlı kitapların yanı sıra Mevlana hakkında yazılmış şiirlerin derlendiği bir antoloji yayımlamış. Ayrıca özel bir mahfaza içinde sunulan beş kitap var: Mevlana’nın beş büyük eserinin çevirilerinden seçmeler. Şefik Can’ın hazırladığı "Rubailer" ile Yrd. Doç. Dr. Yakup Şafak’ın hazırladığı "Mesnevî" seçmeleri dışındakiler, Abdülbâki Gölpınarlı’nın imzasını taşıyor. Bunlar da tek ciltte sunulan "Mecâlisi Seb’a" ve "Mektubât" ile "Fîhi mâfîh" ve "Dîvânı Kebîr"den seçmeler. 5 Nisan Perşembe Ç 2 Nisan Pazartesi atırla Sevgili" dizisini çok dikkatle izlediğini bildiğim biri var: Joshua Bear. O yılları yaşayanlar olarak biz her şeyi ayrıntısıyla anımsamayabiliriz; oysa Bear çok iyi biliyor; çünkü dizide canlandırılan dönemde, 1965 yılında, 22 yaşında, yeni bir üniversite mezunu olarak gelmiş Türkiye’ye. "Demek ki son bölümünde ‘Hatırla Sevgili’deki gençler aşağı yukarı ya benimle yaşıt, ya benden küçüktür." diyor. Senaryo yazarlarının hâlâ ‘mevzu’ sözcüğünde ısrar etmelerini anlamıyor. O yıllarda, o öğrencilerin ‘mevzu’ değil, ‘konu’ dediklerinden, ‘Yanlış hatırlamıyorsam’ demeyecek kadar emin. Dizideki solcu öğrencilerin, sağcılardan "sağcı" diye söz etmeleri de tuhafına gitmiş. "Solcuların dilinde sağcıların adı ‘faşist’ti. Bundan da eminim." diyor. Ben de 1968’de üniversite öğrencisiydim. O yıllarda anlatılan bir olayı anımsadım. Kaçamayıp sağcıların bastığı derslikte kalan öğrenci, dayak yememek için, "Ben sizdenim. Ben de faşistim." diye yemin billah etmeye başlamış. Sağcıların kendilerine "faşist" demeyeceklerini hesaba katmadığı için, daha çok dayak yemiş. “H etin Öner’in Dağlara Yazılıdır’ı ne güzel bir kitaptır. Önceki yıl birlikte bir Almanya yolculuğumuz olmuştu Çetin Öner’le. Essen’de ilki düzenlenen Türk Alman Edebiyat Festivali’nde konuşmuş; sonra birlikte, Almanya’daki ortak yayıncımız Literaturka’nın konuğu olarak Frankfurt Kitap Fuarı’na katılmıştık. Almanya’dayken okumuştum Dağlara Yazılıdır’ı; ama dün imzalayıp vermek istediğinde okuduğumu söylemedim. İmzalı kitabın yeri başka. Dün uçakta karıştırmak ve anımsamak için elime almıştım. Bir de baktım, okuyup bitirmişim. 6 Nisan Cuma Ç 4 Nisan Çarşamba Pazar H 895. sayının çözümü: A. UYUYAN, B. ZEBUR, C. ABİDEVİ, D. KEBED, E. KİD, F. AYIN EN, G. DÜRTÜ, H. ITRİ’YE ESKİLER DERLER, I. KÜBİZM, J. ÖNCE İNSANIM SONRA, K. YD. Şiir: “uzundu yol öyküleri/ ve sanki zaman büyüyen bir aydı/ terk ederdi kendini/ bir mısraı bercesteden” içbir emek boşa gitmiyor. Yazılar, konuşmalar, koşuşmalar… Tümü bir yerlere ulaşıyor, hedefini buluyor. Bugün bir günlüğüne İzmir’deydim. Balçova Rotary Kulubü, gençlerin pek konuşturulmadığını dikkate alarak beş yıldır Gençlerimiz Konuşuyor adı altında etkinlikler düzenlemekteymiş. Bu yıl da Türkçeyi konuşmak istemiş gençler. Çetin Öner ve ben konuk konuşmacılardık; Atatürk Lisesi, Cihat Kora Anadolu Lisesi, Çamlaraltı Koleji, Saint Joseph Fransız Lisesi’nin temsilcisi dört genç de asıl konuşmacılarıydılar toplantının. Öyle iyi hazırlanmışlar; Türkçeye neler olduğunu o kadar iyi, o kadar derinden kavramışlardı ki gençler, biz konuk konuşmacılara, söyleyecek pek bir şey bırakmadılar. "Gözüm en çok gençlerde." demiştim on yıl önce Türkçe "Off" yayımlandığında. Gençler anladılar niçin çır ocuklara yönelik iki güzel kitap: Biri, Zehra İpşiroğlu’nun Çınar Yayınları’ndan çıkan Gelin Çocuklar Birlikte Düşünelim kitabı; öteki de Hani Her Şey Oyundu adını taşıyan derleme. İkisi de alkışlanacak, kutlanacak; bir yolu bulunup bütün çocuklara ulaştırılacak çalışmalar… İpşiroğlu, çocukları çağdaş toplumun temel kavramları olan iletişim, çocuğun söz hakkı, kadın erkek eşitliği, barış, demokrasi, medya, çevre sorunları üzerinde, şiirlerin, öykülerin, karikatürlerin yardımıyla düşündürmeye çalışıyor; öğrenmeyi, çocukların düşünme emeklerinin karşılığında kendiliğindenmiş gibi, kolayca sağlıyor. İkinci kitabın adını Aytül Akal’ın Televizyon adlı şiiri, çok güzel açıklamakta: "Hani ekranda / Her şey oyundu? / Dayak, ölüm, açlık, / Savaş, cinayet, hastalık, / Hepsi kurguydu? / Bu çocuk ağlıyor anne…" Toplumda giderek arttığını artık herkesin kabul etmek zorunda olduğu şiddet olaylarının çocukları etkilemesine önlem olarak düşünülmüş bu güzel kitap. Ayla Çınaroğlu, Bekir Yurdakul, Çiğdem Gündeş, Ercüment S. Özçakır, Mehmet Atilla, Nur İçözü’nün oluşturduğu Derleme Kurulu, Aytül Akal başkanlığında, 100’e yakın ‘yaşayan sanatçı’dan şiir, öykü, anı, deneme, masal, çizgi roman, özdeyiş, resim, grafik ve tiyatro oyunu derleyerek bu yapıtı ortaya çıkarmış. Kitap, Nuri Okutan’ın Sakarya Valiliği sırasında, 2006’nın sonunda basılmış ve Sakarya Valiliği tarafından ücretsiz dağıtılmış. Çocuklarımızı, şiddetin sıradanlaştığı bir ortamda büyütmek istemiyorsak başka valilikler tarafından, başka çocuklar da okuyabilsin diye yeniden basılıp yeniden dağıtılabilmeli bu kitap. Bütün çocuklara ulaşıncaya kadar. ? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. CUMHURİYET KİTAP SAYI 896 SAYFA 47