Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Yusuf Alper’den şaire ve şiire ilginç bakışlar Şiire, şaire farklı bir yaklaşım Yusuf Alper 'Psikodinamik Açıdan Ahmet Erhan ve Şiiri' adlı çalışmasında psikiyatri biliminin tanıkları, tanıklıkları, onların belirleme ve tespitleriyle zenginleşmiş bir kuramı eksen alarak, A. Erhan şiiri üzerine tespitler yapıyor. de, Ahmet Erhan Şiiri üzerine kaleme aldığı “Psikodinamik Açıdan Ahmet Erhan ve Şiiri” adlı kitabında, şairi çevreleyen dış dünya ile onda şiire dönüşen ruhsal evreni inceliyor” diye bir belirlemede bulunuyor. Bu belirlemenin devamı şöyle: “Şairliğinin yanında aynı zamanda psikiyatrist olan Yusuf Alper, Ahmet Erhan Şiiri’ndeki nirengi noktalara, empatik psikiyatrinin dünyasından bakıyor. Şiirlere yönelik çözümlemeleri elbette ustaca ve ‘bilimsel’; ama Ahmet Erhan’ın zaten bu konuda hemen tüm yapıtlarında ve dizelerinde eleştirmenlere önemli “koz” verdiği de ortada. Dolayısıyla,Yusuf Alper’in yürüttüğü çözümleme çabası, şairi ve sevenlerini ‘rahatsız etmeyecek’ ölçüde duyarlı bir bakış açısı içeriyor. Öte yandan da, eleştirmen, edebi metne yönelik bakışın edebiyat dışı alanlar tarafından yönlendirilme tehlikesine karşı kendisi de şair olduğu için epeyce titizlik göstermeye çalışıyor.” “Yine de, Yusuf Alper (ortada), “Psikodinamik Açıdan Ahmet Erhan ve Şiiri” adlı kitabıyla ilgili konuşurken. Solda Necmi Selamet, sağda Ali Aksoy... ? Yılmaz ARSLAN “En tam anlamıyla, kişiliğim hep ikiye bölünmüş olarak yaşadım. ” SAİNTJOHN PERSE * Ş air ve psikiyatr Yusuf Alper, düzyazı kitaplarına bir yenisini daha ekledi: “Psikodinamik Açıdan Ahmet Erhan ve Şiiri”. (1) Cihan Oğuz, “Poetik Kitaplarda Bereketli Bir Yıl” (2) isimli yazısında: “Yusuf Alper yazarın varlığı ve yapıt ne kadar lime lime edilirse edilsin, metne yönelik edebiyat incelemesinin sadece psikoloji/psikiyatri gibi ‘ruhsal çözümleme’ içeren yöntemlere bırakılmasını doğru bulmuyor Y. Alper’ in, ‘Psikodinamik Açıdan Nâzım Hikmet ve Şiiri’ adlı kitabından (3) sonra çıkan yeni inceleme kitabı ‘Psikodinamik Açıdan Ahmet Erhan ve Şiiri’ adlı kitap (4) oldu. Bu perspektifte, kitaplaşacağı duyurulan “Psikodinamik Açıdan Cemal Süreya ve Şiiri” adlı çalışmasının bir bölümü ise 2006’da Yasakmeyve Dergisi’nde (5) yayımlanmıştı. Cihan Oğuz’un minimal tespitlerine dönersem, son cümlesi hariç, bütün belirlemelerine katıldığımı belirtmeliyim. Son cümlede C. Oğuz, “Edebi incelemelerin ‘ruhsal’ çözümleme” içeren yöntemlere bırakılmasını doğru bulmadığını (6) belirtiyordu. Ben ise, ‘psikodinamik bakışla’da edebi eser incelemesi ve eleştirisi yapılması gerekliliğine inanıyorum. ŞİİRİN DİLİ... Benim için Türk şiiri üzerine önemli yazıları, incelemeleri, eleştirileri ve bunların içinde önemli tespitleri bulunan eleştirmenlerin başında gelen Sabit Kemal Bayıldıran’ın es geçilmiş bir kitabından alıntı yapıyorum şu cümleleri: “...şiiri okumak için ne yapmak gerekir? Bunun cevabı ne’den çok, neler’de aranmalıdır. Bir kez şiiri okumak için, şiir okumak gerekir. Ömründe hiç şiir okumamış kişi, şiiri okuyamaz. (Yazamaz da).” (Yazsa da, yazdığı edebi değeri olan bir şiir olmaz,Y.A.) “Kişi hangi dili kullanırsa kullansın, şiiri okuyabilmek için o dilde üretilmiş pek çok şiirden önemli bir bölümünü okumak durumundadır. Dilin serüvenini bilmeyen kişi, eline aldığı ilk şiiri okuyamaz. Şiir ne kadar yeni olursa olsun, yazıldığı dilin şiir birikiminden istese de kopamaz. Şiir, dil aracılığıyla söylendiğinden, şairin dili ne kadar özel de olsa, genel dilin içinde bir dildir. Öyle ise okur, kendi dilinin şiir birikimine yabancıysa, o şiiri okuyamaz: ‘Acının vergisini verdik, gülün haracını ödedik Hüznü demirbaş defterinden düşmeye geldi sıra...’ (H. Yavuz, Bedreddin Üzerine Şiirler,s.39) “Yukarıdaki dizelerde gül’ü ‘gülgillerin örneği olan bitki ve bunun çiçeği’ olarak okuduğumuzda, şiiri okumamış oluruz. Aynı şey demirbaş için de geçerlidir. Demek oluyor ki, dilinizden ayrı olarak şairin dilini de bilmek şart.”(7) Buradaki alıntıma ara verip, Sabit Kemal Bayıldıran’ın Eylül 1998’de Poetik’us Şiir Dergisi’nde yazdığı ‘Sözcükler’ adlı yazısından bir alıntı yapacağım: “‘gözlerin gözlerime değince felaketim olurdu ağlardım’ dizelerinde Attila İlhan, ‘yıkımım olurdu ağlardım’ deseydi, bu hem şiirin, hem Türkçenin yıkımı olurdu.” (8)diye yazmıştı Bayıldıran. Edebi açıdan sözcük, biçim, biçem, sözel birikim ve poetik kültürleniş ne kadar önemliyse, yazılanların içeriğini oluşturan politik, sosyolojik, felsefi, psikolojik, ekonomik bakışlar da o kadar önemlidir. Buradan tekrar S. Kemal Bayıldıran’ın, ara verdiğim yazısına dönüyorum: “Şairin dilini de bilmek yetmiyor şiiri okumak için. Aynı şiirin ardını da bilmeniz gerekiyor. Şiirin ardı o şiiri yazdıran, itici olgu, durum, olay, duygudur.” Psikodinamik açıdan şiire bakışın gerekliliği, Rainer Maria Rilke’nin şu sözleriyle daha da açık oluyor: Ben sevemem. Annemi sevmedim de ondan (9) diyen Rilke’nin bu sözleri dünya edebiyat tarihine mal olmuştur. Ancak bu sözün arka planını anlamak için yalnız estetik ya da yazınsal kriterlerin yeterli olacağına kani değilim. Psikoanalizin verileri, psikodinamik işte tam da burada devreye girer bana göre. Y. Alper, yukarıda andığım bölümde, art niyetli olacaklara karşı aldığı önlem yanında, PAAEVŞ’nin 9. sayfasında da şunu belirtiyor: “Yazınsal olanı göz ardı etmeden ama daha çok psikodinamik açıdan A. Erhan şiirini inceleyeceğim. Bu iki bakış doğal olarak birbirinden farklıdır. Yazınsal alanda metnin, şiirin, biçimsel, yapısal, estetik özellikleri çok önemliyken, psikodinamik bakışta aslolan içeriktir ve yapıtın bilinçdışı içerikleri bizi daha çok ilgilendirir. Ama önce A. Erhan’ı önemli orta kuşağın en iyi şairlerinden biri olarak gördüğümü, bir bakıma bu yüzden incelediğimi belirtmeliyim. Öyle olmasa onun psikodinamiği beni niçin ilgilendirsin? Burada vurgulanan içerik, yapıtın bilinçdışı içerikleri vurgusu, şairin duygu durumunu, şiirindeki yoğun duygu yüklerini imliyor. Afşar Timuçin, Felsefe Bir Sevinçtir (10) adlı kitabında, Descartes’tan aktardığı şu sözlerle bunu çok iyi açıklıyor aslında: Derin düşünceler filozofların yapıtlarından çok şairlerin yazılarında (şiirlerinde, Y.A.) bulunur. Bu durum insanı şaşırtabilir. Bunun nedeni şairlerin coşkuyla ve imge gücüyle yazmalarıdır: Çakmaktaşında ateşin bulunması gibi, bizde bilimin tohumları vardır, filozofKİTAP SAYI ? SAYFA 22 CUMHURİYET 896