Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
? İsa Çelik’ten 49 yıl sonra albüm ? Yıldız ÇELİK ‘M ayakovski’nin şiir üzerine yazısı ‘Şiir Nasıl Yapılır?’ başlığını taşır. Gerçekten de burada kullanılan sözcük Rusça ‘dyelat’ (yapmak) fiilidir. Şiir için bu anlamda genellikle kullanılan sözcük ‘yazmak’tır (ve bazen de ‘söylemek’)tır. Bunu büyük RusSovyet şairinin bildiği de kuşkusuz. Fakat Mayakovski ‘yapmak’tıriktisadi ve toplumsal bütünler olarak gören ve açıklayan ideoloji. sözcüğüyle, şiirin de maddi bir şey gibi bir emek ürünü olduğunu vurgulamış oluyor. Ve bir anlamda da nasıl yapılacağı öğrenilebilen ve böylece de belki herkes tarafından yapılabilecek bir şey olduğunu… Bu yaklaşım, ya da bu yaklaşımın böyle yorumlanması ne ölçüde doğrudur? Büsbütün doğru olsa, edebiyat ortamında Mayakovski’lerden geçilmezdi. Öyle olmadığını biliyoruz… Büyük şairin, bu sözcüğü, şiirin ‘gaipten gelen bir ses’, salt bir esin işi değil, çalışarak oluşturulan bir emek ürünü olduğunu vurgulamak için kullandığını kabul etmek daha doğru olur. …İsa Çelik de fotoğraf ‘yapmak’ sözcüğünü neden kullandığını açıklarken söyledikleri, tam tamına Mayakovski’nin şiir için düşündüğünün tıpkısıdır. ‘Evet. Çünkü fotoğraf çekilmez bana göre…fotoğraf yapılır. İstediğinizi elde etmek için ortaya bir çaba, bir çalışma koyarsınız. Yani, bir heykeltıraş heykelini ortaya çıkarmak için taşı yontarsa bir fotoğrafçı da istediği sonucu elde etmek için önce fotoğrafı kafasında kurgular ve o kurguya en uygun olanı yapmaya çalışır.’ … Yukarıdaki sözler, yaptığı iş üzerinde derinliğine düşünmüş ve onu başarmış ve böylece de ‘büyük’ nitelemesini hak etmiş bir sanatçının sözleri olabilir ancak… İsa Çelik kendi yaratıcılık alanının gerçek anlamıyla böyle bir sanatçısıdır. Kendine çok yakışan büyük alçakgönüllüğüyle, o gerçekten büyük bir fotoğraf sanatçısıdır. ‘Yaratıcılık’ sözcüğünü bilinçle ve özellikle kullanıyorum. Çünkü sadece gerçek yaratıcılar, büyük sanatçılar, sanat için ‘yapmak’ sözcüğünü, şiirde Mayakovski’nin, fotoğraf sanatında (elin de kamerası, yüzünde eksilmeyen ince bir tebessüm, adına çok yaraşan bir aziz gibi kırk yıldır aramızda dolaşıp duran) İsa Çelik’in vurguladıkları anlamda kullanma hakkına sahiptirler…’ diyor, Ataol Behramoğlu 30 Nisan 2005 tarihinde Cumhuriyet’te çıkan makalesinde. Aynı makale, 1958 yılından bu yana fotoğrafçılık yapan, fotoğraf sanatçımız İsa Çelik’in Antartist Yayınları’ndan Türk Fotoğrafçıları Kütüphanesi dizisinden çıkan fotoğraf albümünde.Bu, sanatçının ilk fotoğraf albümü. 1963’ten 2006 yılına kadar yaptığı fotoğraflardan seçtiği 40 fotoğraf yer alıyor. Yapıtlarında daha çok ‘İnsan’ konusunu işleyen Çelik; sanatsal bir eylem olarak yaptığı fotoğraf çalışmalarının yanı sıra bilim, kültür ve sanat insanlarının portre fotoğrafları ile Anadolu uygarlıkları fotoğrafları da yaptı. NASIL BAŞLADI? UNESCO’ya bağlı, uluslararası Fotoğraf Sanatı Federasyonu FIAP’ın ‘Artist of FIAP’ (AFIAP) ünvanına sahip olan, fotoğrafları ellidört ülkede düzenlenen uluslararası sergi, yarışma ve bianellerde yer alan Çelik, fotoğrafa başlangıç öyküsünü şöyle anlatıyor: “Ankara’da öğretici filmler merkezi vardı. Onların vitrinlerine de bir fotoğraf asılırdı. Her hafta okuldan kaçar, o fotoğrafları izlerdim. Gördüğüm ilk sanatsal fotoraflar bunlardı. Çok sonra öğrendim ki o fotoğraflar Şinasi Barutçu’nun fotoğraflarıymış. O fotoğraflara baktıkça, hep bir fotoğraf makinem olsun istedim. Arkadaşımın babasının Almanya’dan getirdiği bir fotoğraf makinesi vardı. Ondan bir kare fotoğraf çekmek için istediğimde vermedi. Sonra harçlıklarımı biriktirip bir fotoğraf makinesi aldım. Ama o kadar kötü bir makineydi ki, elimde taşımaya utanırdım. Ya kese kâğıdında ya da cebimde taşırdım. Yıllar sonra o arkadaşım TRT Müdür Yardımcısı olmuştu; buluştuk. Çocukluğundaki makinesi hâlâ duruyordu. O günleri hatırlayarak o makine ile fotoğraf çektirdik.” 1973’teki ‘İnsan’ adlı ilk fotoğraf sergisi ile birlikte yetmişin üstünde kişisel sergi açtı. Aynı zamanda on öyküden oluşan, Anadolu coğrafyasından insan manzaralarının yer aldığı ‘Dur Gitme’ adlı öykü kitabı İskele Yayınları’ndan 2006 yılında çıkan Çelik’in, ikinci öykü kitabı da yayımlanmaya hazır. Öykücülüğü ile birlikte fotoğrafçı, yazar üstadımız İsa Çelik, öykülerinin de sinematografik özellikler taşımasına özen gösteriyor. Halen, İstanbul Kültür Üniversitesi’nde, İşletmecilik Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’nde öğretim görevlisidir. ? İsa ÇelikTürk Fotoğrafçıları Kütüphanesi 34/ Antartist Yayıncılık/ 48 s. KİTAP SAYI ? 889 SAYFA 28 CUMHURİYET