24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

? ler Ecesi, kahramanımıza, edep yerlerini uzun sarı saçları tarafından örtülmüş dünya güzeli çırılçıplak bir genç kız olarak görünür. Yalnızlıklarında, fırtınalı havalarda, tüm duygulu anlarında capcanlı belirir gözünün önünde... Arzuyla sarsılan yoksul benlik için müthiş çekici bir imgedir Denizler Ecesi… Bir el uzatımı uzaklıkta, az sonra yalnızlıkların, yoksullukların büyüdüğü yatakta arkadaş olacak, sarıp sarmalayacak gibi… DENİZLER ECESİ Aslında kurtuluş savaşı yıllarında kasabadan kaçmakta olan Rumların geride bırakmak zorunda kaldıkları bir yontudur Denizler Ecesi. Kasaba halkı bu taş yontuya çaput bağlamakta, dilek dilemektedir. Fırtınalı bir havada deniz alıp götürür Denizler Ecesi’ni. Geride bir söylenti kalmıştır: Başkalarını kurtarmaya çalışırken ölenler, onunla birlikte nereye gittiklerini bilmeden dip karanlığa gömülürler; onlar, Denizler Ecesi’nin kuludurlar. Denizler Ecesi, eğer isterse, onların cesetlerini kimseye göstermeyecektir. Vecdi Çıracıoğlu, Denizler Ecesi’ne kul olÇıracıoğlu, kahramanlara mayı hak edenlere özgü bir yazın özel bir ad vermez. Onlar sallık örneği veri lakaplarıyla anılır. Birer övgüsövgü esintisi taşıyor Sarıkasyan takma adlarla özellinak’ta; ne mutlu ğinin sınırlarını yitiren bibaşkalarını kurrey, nesneye yakınlaşır. tarmaya çalışırken Denizler Karnaval yaşamının çoEcesi’ne kul olağul, değişken, yenilenen, bilmişlere… anlam taşıyan bir öğesi Başkasının sesi olarak sahnede yerini alır. olabilme, dinmeAdlar, henüz cins adı kayen arzusunu içdar tarafsız ve genelleşselleştirebilmede miş değildir ama genel edebiyata en çok olana doğru sınırları zoryakışanı seçmişlamaktadır. tir Çıracıoğlu, adı sanı duyul mamışların öyküsünü, herkese ait bir dille, onlara ait dili harmanlayıp yazmaya koyulmuştur. Ne ki, arada bir anlatıcının şair sesi özel bir tını ile yükselir, Bahtin’in sefalet doğalcılığı dediği düzeyi örseler… "Samimi, sadık ve deneyimliydiler. Bir Divan Edebiyatı şiirinin aruz vezni yapısı gibiydiler, birbirinden kopamayan…" (Sarıkasnak, s. 23) "Her yana bol yıldız yağmıştı ve taban, geometrik yerleştirilmiş renkli büyük mozaiklerle döşenmişti." (Sarıkasnak, s. 31) "Genç Cumhuriyet’in hem iktisadi hem kültürel alandaki hamlelerinin estetize edileceği, tüm yurtta kutlanacak olan ’23 Nisan’a az bir süre kalmıştı" (Sarıkasnak, s. 37). Anlatıcı sesi ile anlatılan, olay örgüsü ve karakter sesleri arasında oldukça belirgin ayrımların doğduğu bu kırılma şairanelikleri dışında, hem yapı, hem içerik olarak, iki tarafı aynı sınır çizgisinde başarıyla taşımış bir yapıt Sarıkasnak... Son ayların, hatta yılın kitapları içinde çok ayrıcalıklı bir duruşu var. "Edebiyat için edebiyat" diyenlerin mutlaka okuması gerekli Sarıkasnak’ı…? Kaynakça: Vecdi Çıracıoğlu, Sarıkasnak, Everest Yayınları, Temmuz 2006, 1. Basım. Mihail Bahtin, Rabelais ve Dünyası, Çev.: Çiçek Öztek, Ayrıntı Yayınları, İstanbul 2005 alperakcam@gmail.com, HYPERLINK "mailto:alakcam@yahoo.com" alakcam@yahoo.com CUMHURİYET KİTAP SAYI 889 SAYFA 21
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle