Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Scognamillo ile 'Canavarlar Yaratıklar Manyaklar' ve 'Dehşet Öyküleri' ‘Canavarlar da sevilir’ "(…) ‘Nefis’ dedi adam ve gözleri bir kat daha parladı, ‘Şimdi özel bir parça çalacağız.’ Eğildi, keman kutusunu açtı ve ince, çok ince parlayan bir testere çıkardı. ‘Şimdi’ dedi, testereyi Aynur’un boğazına dayayarak, ‘en güzel parçamı çalacağım ve keman siz olacaksınız.’ Kadının ağzını bir eliyle kapattı ve bir virtüöz edasıyla testereyi hareket ettirmeye koyuldu. (…)" ("Dehşet Öyküleri" adlı kitapta yer alan "Oryantal" adlı öyküden..) kitap tarafından üç yeni kitabı yayımlandı usta sinema tarihçisi, yazar, eleştirmen Giovanni Scognamillo’nun; "Canavarlar Yaratıklar Manyaklar", "Dehşet Öyküleri" ve "Batı Sinemasında Türkiye ve Türkler". "Yeşilçam’ın Mitolojisi" adlı sonraki kitabı da yakın bir zaman sonra raflarda olacak. Korku türü ile ilk tanışması çocukluğuna dayanıyor Scognamillo’nun. Babasının Elhamra Sineması’nın müdürü olması ona birçok film izleme imkânı veriyordur. İlk ve tek korktuğu film, dört yaşında annesi ile birlikte izlediği "Kayıp Ruhlar Adası"dır ("The Island of Lost Souls"). Henry George Wells'in ünlü bilimkurgukorku romanı "Dr. Moreau’nun Adası"ndan uyarlanan ilk sesli film olan yapım Scognamillo’nun, ileride imza atacağı araştırmalarında "korku" ile yapacağı kader birliğinin ilk adımı, ilk randevusudur demek yanlış olmaz. O gün çığlıklar içinde salonu terk eden o dört yaşındaki çocuk, ileride türün kendisi için tam bir bağımlılığa dönüşeceğini, 60’larda "Famos Monsters" isimli ünlü korku dergisinde yazılarının yayımlanacağını, öyküler yazacağını, binlerce film izleyeceğini tahmin edebilir miydi? Famous Monters sayesinde Amerikan fanzinleri ile tanışmış Scognamillo ve bilimkurgu yazıları yazmaya başlamış. Derginin üyelerinden biri olan henüz tanınmamış bir genç olan ve kendi fanzinlerini çıkaran John Carpenter ile de orada tanışmış. "Canavarlar Yaratıklar Manyaklar"a gelince, 19642002 yılları arasında, Scognamillo’nun yazdığı yüzlerce sinema yazısından derlenen bir seçki. İki ayrı bölümde (İnceleme ve Araştırma Yazıları; Eleştiri Yazıları) 46 başlık altında deneyimini, yılların birikimini süzüyor Scognamillo. Kitap, sessiz sinema döneminden başlayarak ve her dönemi kapsayarak korkubilimkurgufantastik sinemanın özetlenmiş tarihi. Scognamillo’nun da dediği gibi ‘bir çeşit canavarlar ve ünlü yaratıklar galerisi’. Öyle ki sayfalarda aradığınız her hilkat garibesi bin bir çeşit öyküleriyle mevcut: Vampirler, Nosferatu, Scognamillo’nun daimi favorisi Dracula, Kurt Adamlar, Mumyalar, Zombiler, Deniz Kızları, Güzel Tutkunu Çirkinler, Kötü Uzaylılar, Canavar Uzay Yaratıkları, Sapıklar, Karındeşen Jack, Paris Operası’nın Hayaleti, Şeytanlar, Cadılar, bilimkurgusal kahramanlar, ne ararsanız var. Boğuk seslerle, Shakespeare’vari dramatik tonlamalarla kitabın sayfaları arasından bizlere fısıldanıyorlar. Ve öyküler… Öyküler Scognamillo için en özel, ilk yazarlık denemeleri öyküler çünkü. +1 kitaptan çıkan diğer bir kitabı "Dehşet Öyküleri"nde gençlik yıllarında yazdığı romantik öykülerin aksine katiller, kana susayanlar, vampir olmaya özenenler, ‘bizden’ olmayanlar, yapışkan ruhlar, saydam hayaletler ve büyüye, canavarlığa özenenler, gizli sapkınlar, güler yüzlü meczuplar var. "Her biri kendi öyküsünü hatta kendi savunmasını getiriyor; çünkü demokrasiden ve insan haklarından söz ediyorsakki zaten hep ediyoruz‘bizden’ olmayanların da hakları vardır ve diledikleri takdirde kendi savunmalarını yapabilirler" diyor Scognamillo. Yazarın "Batı Sinemasında Türkiye ve Türkler" adlı kitabına gelince, ilki 1996’da yayımlanan kitabının genişletilmiş ve güncellenmiş baskısı. Giovanni Scognamillo ile kitaplarını, korku sineması ve edebiyatını konuştuk. ? Gamze AKDEMİR ehşet Öyküleri"nden başlayalım. Türe saygı duyduğunuzu, düşünsel, derin bulduğunuzu biliyoruz. Ayrıca kısa filmlerle, kısa film çekmek gibi diyorsunuz. Öykü sizde nasıl başladı? Öykü yazmaya ortaokul yıllarında başladım. Daha çok romantik öyküler yazıyordum, şiirsel öyküler yazmaya çalışıyordum fakat sonradan iyiden iyiye fantastik edebiyata ve korku edebiyatına bağlandığımda dehşet öyküleri, korku öğeleri taşıyan fantastik öyküler yazmaya başladım. İlkgençlik döneminizde yazdıklarınızı yayımladınız mı?. Hayır onlar yayımlanmadı. İlk dönemlerde çok iyi veya çok kötü bir huyum vardı; bir öyküyü yazardım, beğenmediğim takdirde yırtar atardım ya da sobada yakardım. Uzun öyküler değil yazdıklarınız? – Yazmam, uzun öykülere ben dayanamıyorum, okur nasıl dayansın. Uzatırsam tansiyon gidebilir orada, öyle bir tehlikesi vardır. Bir atmosferi yakaladın mı fazla sürdürmenin anlamı yok, amacına ulaşamayabilirsin, yarı yolda bırakabilir. "Dehşet Öyküleri" kaç öyküden seçildi, eleme yaptınız mı? – Hayır elemedim hatta başka bir dosyada olan bir iki tane öykü de ekledim. Bundan önceki, korku öykülerimin yer aldığı "Beyoğlu Kâbusları" adlı kitabımda da ta 80’lerde yazdığım, bir kısmı Beyoğlu ile ilgili, bir kısmı da İngilizce yazıp Türkçeye çevirdiğim öyküler var. Bunların bazıları "Dehşet Öyküleri"nde de yer alıyor. “D +1 BİZDEN OLMAYANLAR... Neden dehşet öyküleri yazdınız? Korku türü çok düşünseldir, ilk örneklerini de edebiyatta vermiştir malum. Edgar Allen Poe, Howard P. Lovecraft ve Jean Ray’den hep çok etkilendim. Lise bittiğinde de kararımı vermiştim; sinema, yazarlık ve psikanaliz ile ilgilenecektim. Freud’u, Jung’u, Adler’i ve daha birçoğunu araştırdım. Ayrıca Düsseldorf canavarının, Boston canavarının yaşamlarını okudum. Seri katiller, canavarlar, dehşet hep ilgimi çekti. Bizden olmayanların dünyasıdır ve çok anlaşılmaz, anlaşılmaya çalışılmaz da. Bu bizden olmayanların, gerçek ya da kurgu, bir o kadar bizden olmayan öykülerini, onların tarafından bakıp yazmayı hep ilgi çekici buldum o nedenle. Peki düşünsel olması, ilk örnekle ? SAYFA 16 CUMHURİYET KİTAP SAYI 865