29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

“Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer/Cepheden Meclise Büyük Önder ile 24 Yıl” ‘Vatan sana minnettardır’ Ölümünden 63 yıl sonra Cevat Abbas Gürer’e ilişkin özgün belge ve anılar içeren bir kitap, “Atatürk’ün Yaveri Cevat Abbas Gürer/Cepheden Meclise Büyük Önder ile 24 Yıl”. Torununun oğlu Turgut Gürer’in kaleme aldığı belgesel kitap, Cevat Abbas Gürer’in Atatürk’ün yakın arkadaşı, yaveri olmasının yanı sıra yardımcı komutan, siyasi ve idari danışman görevlerinde de bulunduğunu ve yakın tarihimizde ne kadar olağanüstü bir işlevi olduğunu gösteriyor bizlere. Turgut Gürer ile kitabını konuştuk. Kemal’in yanındaki kişinin Cevat Abbas Gürer olduğunu bugünkü kuşaktan kaç kişi biliyor?.. Cevat Abbas’ın 1943 gibi erken bir tarihte 56 yaşında ölmesi onun kapsamlı bir anı kitabı hazırlamasını engellemiş olmalı. Ölümünden 63 yıl sonra da olsa ilk kez Cevat Abbas’ı farklı yönleriyle anlatan toplu bir çalışma var artık... ORJİNAL BELGELER... Faydalanacağınız kaynaklar arasından seçimleri nasıl yaptınız? Öncelikle, Cevat Abbas’tan bize yadigâr kalan arşiv malzemesini kullandık: Orijinal fotoğraflar, belgelerkimi Arap harfleriyle kimi bugünkü alfabeyle yazılmış... Cevat Abbas’ın söylevlerinde kullanmak için cebine sığacak boyutta notları, telgraflar, haritalar, mektuplar var... Arap harfleriyle yazılmış belgeleri sevgili dostumuz, Atilla Oral bugünkü dile çevirdi. Kitabın oluşmasında onun da emeği büyüktür. Ayrıca Cevat Abbas’ın 1939’da yayımlanmış, “Ebedi Şef, Kurtarıcı Atatürk’ün Zengin Tarihi’nden Birkaç Yaprak” adlı ince bir kitabı var. Kitabın birinci bölümünü bu çalışma oluşturuyor. Aslında Cevat Abbas’la ilgili neredeyse tüm yayınlarda hep bu kaynağa atıfta bulunuluyor. Oysa Cevat Abbas’ın spor dergilerinden tutun, Yeni Sabah, Tasviri Efkar gibi gazetelere farklı yayınlarda yayımlanmış, pek çok makalesi ve söyleşisi bulunuyor. Hatta Yeni Sabah gazetesi, onun öldüğü gün yayımladığı haberde, ‘gazetemiz yazarlarından ve gazetemizde anılarının ikinci kısmını yayımlamış olan Cevat Abbas Gürer yaşamını yitirdi’ yazılıdır. 1941’de yayımlanan anıları, 1939 tarihli kitaba göre çok daha zengin ve ilginç bilgiler içeriyor. Başlangıçta, yalnızca, Cevat Abbas’ın arşivini araştırmacılarla paylaşmayı, tarihe vesika bırakmayı hedeflemiştim. Ancak sonradan, Cevat Abbas’ın daha geniş bir okur kitlesine ulaşmasını sağlamak istedim. Bu yüzden, örneğin, Cevat Abbas’ın Balkanlar’daki gizli faali yetlerine ilişkin belgelerin yer aldığı bölümde, Kurtuluş Savaşı esnasında Trakya’daki faaliyetleri anlatan çalışmalardan alıntılar yaptım... Bugünün okuruna ulaşabilmek için ayraçlar içinde eski sözcüklerin, deyimlerin yanlarına bugünkü dile uygun karşılıklarını yazdım. Cevat Abbas’ın ve onun yakınında olanların ilginç anılarına da yer verdim. Kitabın başyazısında, Sayın İlhan Selçuk’un dile getirdiği gibi, “...günlük yaşamda basit gibi görünen anılar, yaşanan büyük olayın tuzu biberi..” Böylece hem araştırmacıların özgün belge ve bilgilere ulaşabileceği, hem de yakın tarihimizi derinlemesine öğrenmek isteyenlerin başvurabileceği bir kitap ortaya çıkardığımızı düşünüyorum. DÖRDÜNCÜ KUŞAK ? Gamze AKDEMİR itabı hangi duygu ve düşüncelerle kaleme almaya başladınız? Kitap, yıllar içinde biçimlendi. Babam, Hüseyin Gürer Cevat Abbas’ın torunu deyim yerindeyse Cevat Abbas’a ait belgelerin yıllarca “peşinden koşturdu”. İlgili kişilerle düzenli bir arşiv sınıflaması için bağlantı kurdu. Kendisi de babası Cevat Abbas’ın en büyük oğlu rahmetli Turgut Gürer’den dinlediği bazı anıları kaleme aldı. Cevat Abbas’ın arşivinden özgün anı ve belgeleri içeren bir kitabı, yayına hazırlama ve derleme görevini bana verdi. Bu, benim için büyük dedem Cevat Abbas’ı tanıma fırsatıydı. Cevat Abbas, anılarında yakın tarihimize dair önemli bilgilerin yanı sıra heyecanını, hislerini paylaşıyor... Savaşın soğuk gerçeklerini, yaşadığı çelişkileri, cephelerde yaşanan insani öyküleri anlatıyor... Ayrıca Atatürk’ün düşüncelerini ve hislerini ele almış. Etkilenmemek elde değil. Sonunda, Cevat Abbas’ın arşivinden belgeler, anılar ve fotoğrafların olduğu bir derleme eser ortaya çıktı. Bu kitabın kitleler için nasıl bir işlevi olmasını arzu ediyorsunuz? Şu ana kadar okurlardan nasıl tepkiler geldi? Yakın tarihimizin önemli bir tanığı, çağdaş Türkiye’nin yaratılmasında askeri ve sivil alanda önemli rol oynamış, Atatürk’ün yakını olan Cevat Abbas Gürer’le ilgili bir başvuru kitabı ve Türk devrim tarihinin bilimsel araştırmaları için bir kaynak olmasını diliyorum. Genel okurdan gelen yorumları, “Atatürk’e madem böylesine yakındı, neden bu kadar az tanıyoruz?” şeklinde özetleyebilirim. Aslında bu beklediğim bir tepkiydi... Cevat Abbas, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı boyunca Atatürk’ün yaverliğini yapıyor; önemli anlarda hep yanında... Çanakkale’de, Kafkas Cephesi’nde, Halep Cephesi’nde, Veliaht Vahdettin’le Atatürk Almanya’ya giderken, Bandırma vapurunda, Amasya Genelgesi’nin imzalandığı gece; sofrasında... İstanbul’un işgali sırasında Atatürk’ün ünlü “Geldikleri gibi giderler” sözünü söylediği kişi, Cevat Abbas. “İstikbal Göklerdedir” sözüyle özdeşleşmiş fotoğrafta Mustafa K Yorum konusunu sormak istiyorum. Cevat Abbas Gürer’in torunu olduğunuz göz önünde bulundurulursa kolaylıkla yorum katılabilirdi fakat kitapta olaylara bütünüyle kurgudan soyut, tarihsel gerçeklikler açısından yaklaşılıyor. Bunun nedeni neydi? Ben Cevat Abbas Gürer’in torununun çocuğuyum. Başka deyişle, dördüncü kuşağı temsil ediyorum. Ama babamın babasının adı da Turgut Gürer.. Yorum katmama kararı, aslında babam Hüseyin Gürer’le birlikte aldığımız ortak bir karardı. Yalnızca anı ve belgelere dayanarak bir çalışma hazırlamanın uygun olduğunu düşündük. Çünkü belgelere dayanmayan, temelsiz bir yorum ya da eksik olan bir kurgu, ailemizin yargısı gibi algılanabilir ve yaygınlaşabilirdi. Ama konuyu derinlemesine araştırmak isteyenler için özellikle kaynakları ayrıntısıyla belirtmeye özen gösterdim. Yorumu okura bıraktım... Atatürk ile Cevat Abbas Gürer ilk nasıl tanışıyorlar? 1911’de, Selanik’te... İnsanı derinden etkileyen, anlamlı bir tanışma öyküsü. Üsteğmen Cevat Abbas eşkıya takibinde bulunmak amacıyla Selanik’te 33. takip taburunda görevlendiriliyor. O dönemde Kolağası (Yüzbaşı) Mustafa Kemal de 38. Alay Kumandan Vekili olarak Selanik’te... Cevat Abbas, arkadaşı olan Üsteğmen Lofçalı İsmail adlı bir subayla, bütçelerine uygun geldiği için Selanik’teki Kristal gazinosunda masa işgal ediyor, memleket meselelerini tartışıyorlar. Bir gün, Mustafa Kemal gazinodan içeri giriyor. Lofçalı İsmail arkadaşı Mustafa Kemal’i masaya davet ediyor. Lofçalı İsmail, Cevat Abbas’ı “bizdendir” diyerek Atatürk ile tanıştırıyor. Cevat Abbas, Atatürk için “o bizden daha dertliydi” diyor. Masada, memleketin geleceği ve orduyla ilgili görüş ayrılıklardan ötürü hararetli bir tartışma başlıyor... Cevat Abbas ile Lofçalı İsmail, Atatürk’ün bazı görüşlerine katılmıyorlar. Ama Cevat Abbas, Atatürk ile... Cevat Abbas, Atatürk gibi ileri görüşlü olamadığını ve Mustafa Kemal’in bir yıl gibi kısa bir süre sonra Rumeli’yle ilgili söylediklerinde haklı çıktığını itiraf ediyor... Cevat Abbas’ın, Arap harfli Türkçe el yazısıyla yazdığı o geceyi anlatan anısından, Atatürk’ün 1911’de o masada dile getirdiği görüşlerini öğreniyoruz... Cevat Abbas Gürer’in vatana hizmetleri göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin yakın tarihi üzerinde olağanüstü bir etkisi ve işlevi olduğunu görüyoruz. Atatürk’ün hem can dostu, hem yakın koruması, hem siyasi ve idari danışmanı. Anlatır mısınız? Atatürk’ün, Büyük Taarruz’dan birkaç hafta önce Cevat Abbas’a imzaladığı resmin altındaki yazı çok anlamlı: “Kardeşim Cevat’a”... Cevat Abbas, Mustafa Kemal’in çok önemli anlarda yanında olmuş. Kitaptaki fotoğraflar bunu belgeliyor. Ve Atatürk birkaç farklı yerde, ‘Cevat, benim söylediklerimi en iyi anlayan arkadaştır’, diyor. Gazi’ye yürekten bağlı. Büyük Taarruz’a geçmeden önce, başarısızlık ihtimaline karşı, Ankara’yı kendisine ve Fuat Bulca’ya nasıl emanet ettiğini anlatıyor. Sıvas Kongresi’nin ardından, Osmanlı Meclisi Mebusan’ın son döneminde resmi temsilcisi olarak İstanbul’a Cevat Abbas’ı gönderiyor. Ve İngilizler 16 Mart 1920 günü meclisi kuşatınca, bir süre İstanbul’da gizleniyor. Sonra Anadolu’ya geri dönüyor... Bir de, Cevat Abbas’ın Çengelköy’de hanKİTAP SAYI ? SAYFA 16 CUMHURİYET 879
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle