26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

KISA KISA... KISA KISA... KISA Ölümün Gölgesi Yok G k ~i HasanAKARSU lümün Gölgesi Yok", yaI zar Adnan Binyazar'ın yeni romanı. 2004 Orhan Kemal Roman Ödülü'nü bu romanıyla alan yazar, 1934 Diyarbakır doğumlu. Dicle Köy Enstitüsü'nden sonra Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nü bitirip öğretmenlik yaptı ve TTK'dc çalıştı. 1978'de Kültür Bakanlığı Tanıtma ve Yayımlar Dairesi Başkanlığı'na getirildi. TDK Yayın Kolu Başkanlığı'na seçildi. 1981'de Berlin Eğitim Senatosu'nun çağrısı üzerine Berün'e gitti, birçok projede görev aldı. Yazınunız üzerine deneme, inceleme ve araştırmalarıyla tanınan Binyazar, Masalını Yitiren Dev (anıroman, 2000,5. basım 2003) ile ünlendi ve "O ardından "Ölümün Gölgesi Yok" romanını yazdı. Romanda on bir bölüm yer alıyor. Anla. jıcı yazarın kendisi. Anılardan harekede eşi Filiz'in ve kendisinin yaşamöyküsünü şiirsel bir dille yansıtıyor. Berlin'deki hastanede, ölümcül sayrdığa yakalanan Filiz'in kemoterapi, ışın tedavisi olurken yaşadıklanna tanıklık ediyor. Eşi Filiz ağlıyor, saçları dökülüyor, kirpikleri değil: "Ağlama, ne olursun ağlama, diye yalvardım. Ellerini tuttum, yanağımı yanağına dayadım. Gözlerinden süzülen yaş, benim yanaklarımı da ıslattı.' Hiç değilse böyle kalsın; sandalyesini yürütür, onu her yere götürürüm' diye geçirdim içimden..." (s. 12) Adnan, evliliklerinin ilk yıllarını, genellikle pazar sabahlarını anımsıyor: "O gözlerini açınca olurdu benim sabahım. Pencereleri ardına kadar açardım. Içeriye bozkırın serin ışığı dolardı. Evde gecelikle dolaşmaktan hoşlanmazdı. Uyanır uyanmaz giyinirdi. Elini değdirdiği saksılar, biblolar, duvardaki resimler, çay bardaklan ışığa keserdi... Gün aydınlığının bereketiydi bakışları..." (s.13) Onlar, kendi içlerinde yarattıklan "büyük yalnızhğı" yaşıyorlar. HASTANE ODASINDA... Filiz, hastane odasında kocasını kıskanıyor, yüzünde bir kız yüzü görüyor ilaçların etkisiyle ve ölümü düşlüyor: "...Ölüm, gözü karanlık basıp aydınlığı bir daha görmemektir, derdi imam dedem. Beni ölümün karanlığı mısardı, yarabbim! diye ağladı, başı önüne düştü. Başını yastığa yerleştirip yüzünü avuçlarımın içine aldım, ıslak yanaklarını öptüm..." (s.17) Hemşire iğnesini yapıyor Filiz'in, kendine geliyor tekerlekli sandalyesinde. Adnan, Çorum'da evliliğinin birinci yılında eşi Fi lız'in kapıda kendisini gülerek karşılayışını anımsıyor, şimdi ise ölümünü bekleyişi içini acıtıyor. Yazar (anlatıcı), hastanede eşi Filiz'in ölümcül sayrılığına üzülürken çocukluk anılarına uzanıyor. Uçurtma uçurtmak S R Î M A D BHAGAVADGÎTÂ için çıktığı tepeleri, kaçırdığı kırmızı balonunu, evliliğin ilk günlerinde evin içinde Filiz'le saklambaç oynadıklarını anımsıyor, ölümü sorguluyor: "Insana büyük düşüşü i'fıe lÜdden Treasure oftde Sweet 'Absofute yaşatan, umudun bu ölümüdür... Olümün sinsi yiizüdür umut..." (s.24) Filiz'le sevgiSanskrit * İngiÜzce) sinin çatısının atıldığı okuldaki ilk günü geliyor gözlerinin önüne. Çorum Oğretmen Okulu'na atanıyor, okulun bir odasında kalıyor. Yatılı okullarda okuduğu için bu ortama kolayca uyum sağlıyor. Yeterli müzik eğitimi aldığı için Beethoven'in parçalarıru zevkle dinliyor odasında. Okuldaki ilk gününde gördüğü öğrencisi Filiz'e tutuluyor, "Aşk bu muydu?" diye soruyor kendine. Anasını anlatıyor: "Çocuk dünyamda kadın, babamın tekmesini yiyip iki çocuğuyla kardeşinin yanına sığınmaktan başka çaresi kalmayan anamdı. Ekmeğin aslanın ağzında olduğu tkinci Dünya Savaşı yıllanydı. Yirmi beş yaşındaki anam, yaz ortasının kavurucu sıcaklarında bir lukma ckmek için akşama dek elin tarlalarında çalışmaktan teninin rengini yitirmişti..." (s.47) Yazar, çocukluğundan baijlayarak yaşadığı aşklara yer veriyor. tlkokul dordüncü sınıfta tutulduğu kızı, Dıcle Köy Enstitüsü'ndeki güzel kızı, staj yapnıak için gittikleri köydeki Kürt kıEditör: Sevgi Yolu Ustası zını, Gazi Eğitim'de resim bölümündeki &rîla B.R. Sridhara DevaGoswâmi "bluzu nar çiçeği renkli kızı" anlatıyor. tlk r Bfıağavadgıta un(u 'tfmr <Destam tAakadfuırata ıçensmde yer a(u. ders izlenimlerinin öğrenciler üzerindeki ctkisini bildiği için sınıfta şiir üzerine koİnsanfldrunumundeyeryuzune inen Sri îCriftıa ı(e ariadaşı ve izdcsçni lAr\una arasnuCa aeçen (m sooo mffiü dıyaioğ dunyamn en ustunjekefi Honuşmau ve nuşuyor. Filiz'e söz veriyor, onun yorumrehieri ia6uıeİi(ir ve Vedauınn ozu oiarai bifinır. 'Butun dunyada, jarkd yorumiar larını be^eniyor. Filiz'in bulunduğu sınıfa içeren çeviriferi düşunürkre \efe(sefe(ere çağ(ar dc/yu fıaynatt. ofmujfür. "sınıf öğretmeni" olduğu için daha sık görüyor onu. Yılda iki oyun hazırlıyor yıl sogffa'ya ğore, içindc hudmduftumuz %a(i Yuğa'da, yani javuj, \i.i\juzlu(uk ve nu gösterileri için. Yörede kız öğrencilerin an(aşmazlık(ar döneminde, canfı varUfrfann uyum içinde ğchşem(me(cri ve sevai tuıynağı oyunda yer almaları yadırganıyor; ama T'anriybt fıaz do(u (>ağ(anti iuraiilmeien, iendi ozaun i.xm(ıi.krini idrai Adnan Oğretmen bu sorunun üstesinden etmeCerme ve hizmet aniayışianna mğ(ıdır. geliyor. Filiz'in öğretmen olan babası SabVarlıti 'Bıfaisi, 'Sfıatti Yofla ve TCrişna 'Sidnci ix>nuiannda fıcnuz Turkçe'ye çevrifmemi} ri Bey'den izin alıyor ve Filiz'e hizmetçilik ozğun escrferi okur(ara iazandırmai. uzere &uru(an Saraswata Yaymian bu ejsız ItCasiği, rolünü veriyor. Yıl sonunda oyun büyük Turiçe çevmye Sanskrit ve İngiÜzce mctınkri ekteyercft yayınlıyor. beğeni topluyor. Adnan Binyazar, romanında anılardan hareketle eşi Filiz'in ve kendisinin yaşamöykusunu şllrsel bir dllle yansıtıyor. OJüzef Tanrı'nın Cjizft ^azinesi acı veriyor. Diğer yandan Çomm'da, öğretmenöğrenci ilişkisi dallanıyor, dedikodulara neden oluyor. Okul müdürü, önlem olarak Adnan Öğretmen'in başka bir yere atanmasını öneriyor. Filiz'in okul değiştirmesi isteniyor vb. Bu konuda, Adnan Öğretmen, Çorum'daki öğretmen arkadaşı Dursun Bey ile eşi Nazmiye Hanım'dan büyük destek görüyor. Okullar açıldığında, Filiz'in sınıfına derse girmiyor, bir süre birbirlerinden uzak duruyorlar. O yıl 27 Mayıs Devrimi yaşanıyor:" Ihtilalin coşkusu birkaç gün sonra yaşandı. Askerler sokaklarda yürüyemez olmuşlardı. Kayırmalardan, haksızlıklardan, Vatan Cephesi'nden canı yanan halk, subay er demiyor, sokakta gördüğü her rütbeden askeri kaldınp omuzlarına alıyordu... Coşkusu yüreğiyle beyni arasında yolunu şaşırmış bir halktık; coşkumuzun da nefretimizin de ölçüsüyoktu..." (s.lll) thtilallebirlikte yalakalıklar, saf değiştirmeler, ihbarlar yaşanıyor. Adnan Öğretmen Filiz'le nişanlanmaya hazırlanırken Menderesçi diye ihbar edılince mahkemeye çıkarılıyor. Okul Müdürü yardımcı oluyor, serbest bırakılıyor. Bir ay sonra da okul salonunda nişan ve nikâh yapılıyor ve müdür de nikâh şahidi oluyor. Çevrede, Adnan Öğretmen "Kürt" denilerek kötülenmek isteniyor; oysa öyle bir şey de yok. Tüm engeller aşılıyor ve evlenip mutlu bir yaşantı sürdürüyorlar. ÖLÜME SÜRÜKLENİŞ Mutlu günler, "umut günleri" yaşanıyor; ancak Almanya'da Filiz hastalandıktan sonra her şey geri gitmeye başlıyor. Adnan, hastane odasında, Filiz'in ölüme sürüklenişini izledikçe kahroluyor. Filiz'in karnındaki kist alınıyor, bir hafta sonra yeni bir kist oluşuyor, yine ameliyat ediliyor, durumu iyileşiyor ve o yaz tatilinde lspanya'ya gezmek için gidiyorlar. Lioret Mar, Ispanya'da boğa güreşlerinin de yapıldığı küçük bir kasaba. Orada bir otel odasında kalıyorlar, Filiz'in yüzündeki sarılık, tatillerinin tadını kaçıttıyor. Gezintiye çıktıkK İ T A P SARASWATA YAYINIAR1 f'posta samswaia®gmaiLcom Yazar, yaz tatilini Ankara'da ve Istanbul'da geçiriyor. Filiz'den ayn oluşu ona 'SAYFA 18 C U M H U R İ Y E T S AYI 8 0 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle