19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Garcia Mârquez'in bir özelliği de, ruhsal durumlardan, düşüncelerden, duygulardan, iç hesaplaşmalardan öyle uzun uzun bahsetmemesi. O sadece yalın bir biçimde olaylan anlatıyor ve o iç dünyayı okuyucunun "sezgi"sine ve onun okuduklarından "sonuç çıkarma" yeteneğine bırakjyor. Yani söyleyeceğini satır aralannda söylüyor. Benim Garcia Mârqucz'i çevirirken karşılaştığım zorluklara gelince: Bir Batı dilini Türkçeye aktarma sorunları, bu iki dildeki yapısal farklılıktan kaynaklanıyor. Çeviri yapmak demek, aynı sözcüklerle ve aynı cümle yapısı içinde o kitabı bir başka dilde baştan aşağı yeniden yazmak demek. Ispanyolcanın sözdiziminde önce özne, sonra fiil, en sonda da tümleçler gelir ve bu tümleçler isim tamlamaları ya da yan cümleler biçiminde sonsuza dek uzatılabilir. Oysa Türkçede özne başta, fiil en sonra, tümleçler belli bir sıraya göre ortadadır. lspanyolcadaki çok uzun cümlcleri bu sıralamaya göre çevirdiğinizde fiil çok uzakta kalıyor ve anlam dağılıyor; bazen ister istemcz cümleyi bölmek zo rıında kalıyorsunuz. Örneğin Garcia Mârquez'in "Hayalet Geminin Son Yolculuğu" adlı öyküsü, sayfalar boyunca baştan sonra âdeta noktasız virgülsüz uzayıp giden tek bir cümle gibidir. Bunu aynı form, aynı teknik içinde Türkçeye aktarmak büyük çaba gerektiriyor. Sonra türlü türlü dcyimler, atasözleri, özdeyişler var. Bunlara bire bir karşılıklar bulmaya çalışmak, deyimi deyimle karşılamak, atasözüne aynı ya da benzer atasözü bulmak, özdeyişleri en güzel ve özlü biçimde ifade edebilmek; bütün bunlar bir bilmecenin parçalannı tamamlanıak gibi bir şey. Sonra bir yerde mutlaka bir şiir çıkar karşınıza (Isabel Allende'de mutlaka Pablo Neruda şiirleri vardır). Garcia Mârquez'in "Aşk ve Öbür Cinler"inde XVI. yüzyıl Peru doğumlu lspanyol tarihçi, yazar ve şairi Garcilaso dc la Vega'nın sonelerinden dizeler vardı, onlann tamamını bulup, deşifre edip, yine sone biçinıinde çevirmem gerekti. "Benim Hüzünlü Orospularım"da da XVI. yüzyılın Sevilla'lı şairi Rodrigo Caro'nun Sevilla yakınlarındaki antik Roma kenti Itâlica'yı anlattığı bir şiirinin ilk dizeleri var. Ya da Delgadina'nın öyküsü gibi romanslar var. Garcia Mârquez'in romanlarında ve öykülerinde hayvan, kuş, çiçek, yiyecek isimleri sık sık yer alır. Tarihi, sosyal, kültürel bilgiler, terimler, yer isimleri, yazar veya besteci isimleri, tarihi şahsiyetler, kitap isimleri de özellikle bu son kitapta bolca var. Bunların doğru karşılıklarını bulmakla da yetinmeyip Türk okurunun aşina olmayabileceğini düşündüğüm konularda dipnot koymayı gerekli gördüm. Ayrıca bu son kitapta pek çok eskimiş, kullanılmaz oknuş ya da yalnızca Kolombiya'ya özgü sözcükler de var. Neyse ki bunları Cervantes Enstitüsü'nün internetteki Forum'unda lspanyol ve Güney Amerikalı çevirmcnlerden öğrenme ve yazarın özncl düşüncelerini onlarla tartışıp çözümleme olanağını buldum. Garcia Mârquez'de romanların ve öykülerin ilk cümlesi de son cümlesi de çok önemli. tlk cümleyle okuyucuyu kıskıvrak yakalıyor. Bu ilk cümleyi en doğru, en güzel, en şiirsel bir şekilde çevirerek okuyucunun ilgisini çekmek gerekiyor. Aynca kitaptaki aynı havayı, aynı espriyi, aynı hüznü aksettirmeliyim; aynı sözcüklerle, aynı cümle yapısıyla kendi dilimde yeniden yazmalıyım, öyle ki sanki Türkçe yazılmış gibi olmalı. Ondaki büyülü gerçekçiliği dc aynı inandırıcılıkla yansıtmalıyım. Onun kitaplarında şaşırtıcı zıtlıklar var: dili hcm kolay, hem zor, üslubu hem esprili, hem hüzünlü, anlattıkları hem gerçek, hem gerçekdışı, konular hem basit, hem karmaşık. kaldı, onu sekizinci defa ve büyük bir zevkle (hem bu sefer satırların altını çize çize) okudum. Ülkemizde çevirmenlere nedense gereken önem verilmez. Hatta birçok yayınevi kitabın üstüne çevirmenin adını bile koymaz. Bu bakımdan ben Can Yayınları'na minnettarım, yalnızca kapağa çevirmenin adını koymakla yetinmiyor, kitabın içinde yazarın yani sıra çevirmenin özgeçmişini de veriyor. Şu son çevirdiğim kitap hakkında, herhalde adının ilginçliğinden olsa gerek, daha piyasaya çıkmadan pek çok yazı çıktı, kitap didik didik edildi, konusu neredeyse tümüyle anlatıldı. Ama çevirmen hakkında hemen hemen hiçbir yorum yapılmadı. Yani edebiyat eleştirmcnlerinin gözünde çevirmenin adı yok. il Olson haki > MaceraGerilim HÜZÜNLÜ TEPELER.. Benim bir Garcia Mârquez çevirmem olarak bütün bu zorluklara karşın bazı kazanımlarım da var elbette. Her şeyden önce çevrilecek kitabı okuyup sevmem şart, çünkü sevilmeden yapılan hiçbir işten iyi bir sonuç alınamayacağı gibi, kitabı sevmeden iyi bir çeviri çıkmıyor. Kitabı orijinalinden okumak büyük bir zevk ve ayrıcalık. Güzel bir kitabı zevkine vara vara çevirince ortaya iyi bir çeviri çıkıyor, yalnızca yakınlarımdan da olsa övgüler almak çok büyük bir mutluluk veriyor bana. Aynca onun kitaplanndan her zaman yeni bir şeyler öğreniliyor. Tabii okuyucu da öğreniyor, ama çevirmen o çeviriyi yapabilmek ya da o dipnotu oraya koyabümek için çok ara$ürnıa yapıyor, bu da ufkunu genişletiyor. Orneğin geçen nisan aytnda Ispanya'da ve Sevilla'daydım, bu son kitaptaki antik Itâlica kentinin kalıntılarını görme zevkine eriştim. Kitaptaki şiirde sözü geçen o "hüzünlü tepeler"i, rüzgârda salınan o zarif servileri kendi gözlerimle görmek bana büyük bir heyecan verdi. Benim için bir diğer kazanım da bundan iki yıl önce Cervantes Enstitüsü ve Kolombiya Fahri Konsolosluğu'nun katkılarıyla hazırlanan bir Kolombiya haftası programına davet edilmem oldu. Garcia Mârquez'in 24 yaşındaki yeğeni Estebân Garcîa Mârquez de ailenin bir ferdi olarak amcasını anlatmak üzere oradaydı. Mikrofonun başına birlikte geçtik, büyük yazann kısa bir öyküsünü o orijinalinden okudu, ben de kendi çevirimden. Ertesi hafta da bizlcri Koç Üniversitesi'nin Tiyatro Kulübü öğrencileri davet ettiler. Orada da bir söyleşi yaptık, sonra da bir tiyatrocu olan Estebân, amcasının "Mavi Köpek Gözleri" adlı büyülü öyküsünü oyunlaştırmış olarak bir hanım arkadaşıyla birlikte orada oynadı. Garcia Mârquez'in büyülü gerçekçiliğini tam anlamıyla yansıtan, çok ilginç küçük bir piyesti bu. Sahnedeki tüm dekor, onun kitaplarında her zaman var olan koskoca bir hamaktı. (Güney Amerika'da hamaklar bizdeki gibi file biçiminde değildir, yanları uzun saçaklı rengârenk dokumalardan yapılır, ona yatıp kalkmanın bir usulü de vardır.) Bu deneyim de çok hoş bir kazanım oldu benim için. Garcia Mârquez'in 7 kitabını orijinalinden çevirmiş olmak benim için gerçekten büyük bir onur ve gurur kaynağı. Hastalığını yenip yeni kitaplar yazmasmı ve onu çevirme zevkini &CS\ ' K bana yeniden ' tattırmasını di yorum. • Martin Suter Ithaki > PolisiyeGerilim YAK KtMUU nnlfer Haigh haki > Çağdaş Dünya Edebiyat Çevirmende her zaman bir yanılma korkusu, pişman olma korkusu olur. Çünkü dil öyle bir şey ki, sonu yok. Bir düşünceyi çok çeşitli biçimlerde ifade etmek mümkün. Güzelin de güzeli, t iyinin de iyisi var. Onun için, Mârquez'in romanlarını yayımlandıktan sonra bir daha okumaması gibi, ben de çevirdiğim bir kitap yayımlandıktan sonra asla Carcfa Mârquez'ln bir özelliği bir daha okumam. Bir tek de, ruhsal durumlardan, dü"Benim Hüzünlü Orospu şüncelerden, duygulardan. lc hesaplaşmalardan Oyle uzun larım" bu kuralın dışında uzun bahsetmemesl. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 803 SAYFA 15
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle