Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Nevzat Çelik'le romanını konuştuk Kalede Pancu, forvette Nevzat... Nevzat Çelik Bağışlanmış Hüzun "Bağışlanmış Hüzün" şair Nevzat çelikin ilk romanı. Beş şiir kitabının ardından bir romanla okur önüne gelen çelik'le romanını konuştuk. • Onder KIZILKAYA "jr"v u yıltn nisan ayında "BağışI J lanmış Hüzütı" adlı romanınf ~\ la okurun karşısına çıktın. Şıwm. • J irden ratnana geçiş serüvemni uzun uzun konuşma ımkânım bulacağız. Fakat bir yerdert başlamalı söyleşimize Biz "Kalede Pancu" diye başlayalım! • Peki nereden bağlayacağız bu söyleşıye "Kalede Pancu" da? Şuradan bağlayabiliriz: Biliyorsun, "Sevgili Yoldaş Kurbağalar" kitabımın ilk şiiri "ttirazın Iki Şartı", "Çok olmadığımız kesin / çok olan tarafta değiliz / çok olan tarafta olmayacağız..." diye başlar ve bir yerinde, "hakemler hcp kar§ı takımı tutacaklar / biz hep ycdi kişiyle tamamlayacağız maçı" der. Hatırlarsan, nasıl unutursun ki, Fenerbahçe iJe Beşiktaş arasında oynanan son lig maçında, oyuncu değiştirme hakkını dolduran ve kalecisi biraz da haksız yere atılan Beşiktaş golcüsü Pancu 'yu kalcye almak zorunda kalmıştı. Herkes farklı bir yenilgi beklerken Beşiktaş o maçı almayı bilmişti. Sahadaki bu dramatik gelişmeye nazire yaparcasına tribünlerde de açılan bir pankart vardı... Bu şekılde başlamak iyi oldu. Söyleşiyi bağlama soru.su bıle kafamda jekillendi. Sırasıyla gıdersek. . Senı şaır kımliğınle tanıyor okurlar. Uzun bir süredir şiir kitabın da yayımlanmamışken bir romanla çıkıp geldın. Ncden? Beni yakından tanıyanlar altı yedi yıldır öykü ve romanla uğraştığımı biliyorlardı. Aslında öykü geçmişim şiir kadar eskidir. Bunların açığa çıkmamasının iki temel nedeni var: Birincisi, yaratma duygumu şiir yeterince dolduruyordu; ikincisi, zamanımın önemli bir bölümünü hayatı bir başka yerden örgütleyebilme çabasının almasıydı. O çabalardan düşünsel olarak vazgeçmiş değilim ama bir süre, belki de çok uzun bir süre sadece yazmayı düşünüyorum. Yazacak çok şey birikti! Derdıni neden romanla anlatmak ihtiyacı duydun? Şiir yetmedı mi bu kez? Üstelik kıtapçı vitrinlerı, rafları iki üç haftada tüketuen romanlarla doluyken? Biten bir kitap ister şiir olsun, ister roman çekmecede beklemez. Küser, soSAYFA 4 lar ve hatta ölür! Piyasadaki duruma değil elimdeki çalışmarun bitip bitmediğine bakarım ben. lyi bir şiiri vurgulamak için 'gülse kokar' derim ben. Şimdi roman iyi bir roman için bir laf uydurayım; 'dokunsan açar'! Neden roman sorusuna gelince, insan ömrü kısa da olsa yaşanan bir yığın süreç var ve her süreçten bir sürü hikâyc çıkıyor. Tanık olduğun, maruz kaldığın, düşündüğün, kurduğun, hayal ettiğin bir sürü şeyi tanımlamak ve ifade etmck istiyorsun. Ifade araçlarından en güçlüsü kuşkusuz ki şiir. Ama her şeyi şiirle ifade edemiyorsun. Anlatmak istediklcrimc roman formu daha denk düşüyordu o yüzden romanı tercih ettim. GERÇEKÇİ ROMAN... Bağışlanmij Hüzün'de, "Anlattıgım konu ne olursa olsun ben doğrudan yani evelemeden gevelemeden ınsanın dramını; bütün o saklanan gizlenen ama aslında en açıkta duran seylerı doğrudan anlatmaya yönelik bir şey yaptım." diyorsun. Bir anlamda bunun gerçekçı bir roman olduğunu mu söylüyorsun? Edebiyat akımları açısından "Bağışlanmış Hüzün" nasıl tanımlanabilir bilmiyorum. Açıkçası bunu çok da merak etmiyorum. Benim derdim şu: Doğadan koparak kendine ve ona yabancılaşan, onu işgal edip yok etmeye yönelen, kendi toplumsal varoluşunu büyük bir kaosa ve kargaşaya sürükleyen insan denen canhnın trajik hikâyelerini anlatmak. Hiçbir tanımlanmışlığın ve kategorilendirmenin içine sığmayan bu karmaşık canlının varolma çabası gerçeğin galebe çalmasıyla sonuçlanıyor. Öldürme, baskı altına alma, sömürme vb. ilişkileri bir kenara bırakırsak iyi diye tanımlanan sev me ilişkileri de çogu zaman başlarken trajik sona doğru evriliyor! Hangi romanın kapağını çevirirsen çevir orada bir aşki ilişkilenme görürsün. Egemen ilişki biçimi olan heteroseksüel aşklar, ilişkiler anlatılır daha çok. Sistemi koruyan ve düzenleyen verili ilişki biçimi, bu ilişki tipidir. Bu ilişki tipi sanatsal olarak düe getirilmeye çalışıldığında dramatik kurgu temelinde trajik sonlarla anlatılıyor; ayrılıklar, ihanetler, kavgalar, cinayetler vs. Herkesin yaşadığı bu sefil gerçekliği, imalarla ve dolambaçlı yollara girerek anlatmak yerine adlarını zikrederek doğrudan anlatmayı tercih ettim. Arkadaşıma anlatıyormuş gibi açık sözlülükle ve sözün açıklığıyla anlatmak istedim. tnsanlar her ilişkilenişte birtakım çatışmalar yaşıyor. Işte bu çatışmaları, çatışma biçimlerini, çatışma kaynaklarını doğrudan söylemek istedim. • İlişkilenme biçimlerini sözcükleri esirgemeden anlatmak pornografiye düşme tehlikesini de beraberinde getırmez mi? Pornografiyi tanımlamak gerekir öncelikle. Internet çağında yaşadığımızı hatırdan çıkarmamak gerekir. Bu araç, toplumsal ve kişisel hayata olumlu ya da olumsuz çok büyük etkiler yapıyor, çok daha fazlasını da yapacak. insan orada dudaldarı uçurtan şeyler görüyor. Yine de pornografiyi bir cümleyle tanımlamak istersek, kişiliklerinden arındırılmış.içinde mutlaka insanın olduğu cinsel eylemlerin, daha çok da doğrudan cinsel organların sergilendiği yazılı, görsel ürünler ve sergilemelerdir. AJıcıyı doğrudan uyarmaya yöneliktir. Romanımdaki kimi açık ve dolaysız anlatımları pornografi olarak tanımlamak haksızlık olur. Tiplerin davranışlarındaki; daha sonra yapabi lecekleri bir takım şcyleri açığa çıkartan; onların hayatlarındaki yönsemelerini de kışkırtabilecek, maniple edebilecek ya da onu açıklayabilecek birtakım anlatımlar var. Ama dikkat edilirse okuyucuyu cinsel anlamda uyaracak, o an için cinsel dürtülerini kışkırtmaya, kaşımaya ya da uyarmaya yönelik ne bir niyet ne de o niyete hizmet edecek bir anlatım var.. Ayrıca bana ne! Kurgu içinde zorunlu olarak yer alan bu bölümlerle okur kendi istediği biçimde ilgilenebilir DALDAN DÜŞMÜŞ KUŞ GİBİ... Burada romanın ana teması ansellik üzerine kurulmuş gibi O duygusal ilişkinin yanı sıra cinsel ilişkiler de anlatılıyor. Romanı sürükleyen, romana gerilim katan unsur olarak öne çıkıyor. Romanda yer alan cinsel deneyimler merak uyandırıa bir unsur olarak da okuru romana dahil ediyor. Ayrıca iki tane de şaır ttpi var burada. Senin de bir şaır olarak ilk romamnda şairleri anlatıyor oluşun, senin ve şair çevrenin hayatlartna da bir bakış mı atıyor? Hakan ve Cem... Günümüz şair tipolojisinin uçlartnda yer alan iki tip gibi. Yelpazenin bir ucu Hakan öbür ucu Cem... Ve bu uçlar arasında gidip gelen bir kız: Burada şairler çiçek, kız ise bal toplayatt bir an gibi... Komandan "kızlartn, kadınların her zaman bir çaresi vardır" gibi bir intiba altyoruz ne dersin? Hakan çaresizce debeleniyor: Geceleyin Bomonti'ye gidip tek baştna sahilde bira ıçıp duruyor. Kör raylara çekilmiş boş bu tren vagonu gibi. Iki kızın birbirine yakın temasları olsa da romanda anlatılan kadınerkek ilişkisidir. Başlangıçta erkek daha bağımsız ve güçlü görünse de ilişkide inisiyatifi giK İ T A P S A Yl 806 C U M H U R İ Y E T