25 Nisan 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Gölgesizler" için okuma notları Kendi aynamıza bakmak... Hasan Ali Toptaş'ın "Gölgesizleri farklı okumalara açık bir kitap. Dili kusursuz. Bir ölçüde kentteki 'Yaban'ı anlatan bir roman. Erkan Tuncay'ın okuma notları ilginizi çekecek. n Erkan TUNCAY 1/ omanın son tümcesi şu: "Bir kızı bir ayı kaçırmış." Roman kendini büyük bir ilgiyle okutuyor. Okurken kimilcyin polisiye bir tat alıyorsunuz. Kimilcyin dc klasik anlatılara yaslanıyor roman. Masalsı, gerçeküstü bir havaya büründüğü de oluyor. Romanı okurken kafanıza sürekli bir soru işareti takılıyor. Bir duruın, olay, kişi ile ilgili olabiliyor bu. I ladi birkaç satır, böliim sonra bu soru işareti yanıtlanıyor diyeliın. Ome£in, "Cıngıl Nuri nereye kayboldu?" sorusunu sorunca, Cıngıl Nuri ilerleyen bölümlerde hiçbir şey olmamış gibi çıkıp gcliyor. Roman karakterlerinin arasına katılıyor; biraz tuhaf bakış, tavırlarla. Kentte, bir berber diikkânında izini dalıa önce sürmüştünüz. "Para yok, dışarısı iskelet dolu," diyen keçi sakallının ta kendisi. Sonra bir başka kayıp haberi yayılıyor köyde. Sonra bir başka kayıp. Sorular birbirlerini doğura doğııra roman sürüyor. Ona olan ilginizi de böylece biraz polisiye, biraz gerçeküstü anlatımla ayakta tutııyor. Romanın son tümcesi, okuru sarsmayan bir gazete haberinden oluşuyor. Anlatıcı/yazarın oğlıı gazctedeki habcri bildiriyor: "Bir kızı bir ayı kaçırmış." 2/ Romanın temel anlatısını bir köy ve orada yaşanan kayıp olayları oluştumyor. Cıngıl Nuri, Muhtar, ardından Güvercin kayboluyor. Cıngıl Nuri köye yeııiden döııüyor. Muhtar'ın ölüsü bulunuyor. Güvercini de, Cennet'in delirmiş oğlu bulup getiriyor. Ramazanı durup dururken öldüren, sanki masaldan fırlayıp gelmiş katil bir at ise bulunamıyor. îştc birçok soru yumağını içinde barındıran anlatısı için, romanın son, kısacık tümcesi doyıırucıı bir yanıt olmııyor. Bu açıdan, romanın da bir karakteri durumıında olan yazar, bir okıır alışkanlığını kırıyor. Okurun beklentilerini boşa çıkarıyor. 236 sayfalık romanın içindeki kayıp kişilerden biri olan, Güvercin'i (üstelik hamile btrakılnııştır) bir ayı mı kaçırmıştır yani? Bunun böyle olduğunu yazar zaten söylenıivor. Bu gazete haberini sadece okurun dikkatine sunuyor. Gerisi okurun kuracag'ı bağlantılara kalıyor. Güvercini, canına kıymış olan(?) muhtar mı kaçırıp hamile bırakmıştır? Ya da, kim nldıığu bilinmeyen köy berberi mi? Neden olmasın? Belki de odur. Yoksa ayı mı? Elbette bu son olasılıktır ve bu, olsa olsa bir masal konusıı olabilir. 3/ Okurun kafasındaki birçok soru yanıtlanmadan, yazar o son tümceyle son noktayı koyar. Aradan çekilir. Kitap bitince okurun usuna ister istemez şöyle bir soru takılıyor: "Ne yani, roman boyunca sadece bir kızı kaçııan, sonradan da öldürülen bir ayı mı anlatılıyor?" tşte böyle bir son yiiziinden okur kendini kandırılmış duyumsuyor. Yazarın bu son tümceyle amaçl.ıdığı netlırr* ()ktır üstünde soğuk bir duş etkisi yaratmak mıdır? Böyle bir sonla yazar; o gerçek, gerçeküstü uzamdan çekilip okuru metinle baş başa bırakıyor. Bi raz da sen kendine aynada bak mı denıek istiyor, bilinmiyor. Açık ki, "Cjölgesizler" bir kızı kaçııan ayının anlatıldığı bir roman değil. Roman içinde birçok izlek banndırıyor. Kıırgıısunu kıiMirsuz bir dille anIatıyor. Derinlerde, metnin içinde birçok anlamsal tabaka yarata yarata, bir üst kurmacaya yöneliyor. Kurgu içinde kıırgu barındırıyor. Tıpkı 'Binbir Gece Masalları'nda olduğıı gibi. Anlatı, içinde bir başka anlatı barındırıyor. Ktıtu içinde kutu. Işte o kutları (anlam tabakası) aça aça, o 'kendini arayış' seriiveninin içinde yol alıyorsunuz. 4/ Peki, öyleyse Hasan Ali Toptaş, "Gölgesizler"de neyi anlatıyor ? Roman öncelikle etkin okur tipini yaratıyor. Oını okumaya çağırıyor. Kurgıısıınu anlaiırken, açığa çıkarırken sürekli hoşhıklar yaratıyor. C) boşlukların okurca doldıırulmasını istiyor. Bu yüzdcn roman okundtık sıra bir "oyun"a dönüşüyor. Metin, okur vc yazar arasında oynanan bir oyun. Oyıınun sınırları roman oylumunda çiziliyor. Kimileyin yazar gördüğü bir diişü anlatıyor. Kimileyin düş gerçeğe dönüşüveriyor. Gerçek bir süre sonra düşe... Hasan AN Toptaş, romanında öncelikle etkln okur tlplnl yaratıyor onu okumaya çağırıyor. Kurgusunu anlatırken, açığa çıkarırken surekll boşluklar yaratıyor O boşlukların okurca doldurulmasını İstiyor R ANADOLU TARIHININ AYDINLIK YÜZU Resmi din ideolojisinin gözlerden saklamaya çalıştığı gerçek Mevlâna! "Her ne arar isen, sendedir, sende." "İnsan yüreğinin mucizeleri"nden başka bir mucizeye inanmayan filozof... Dogmalann boyunduruğuna karşı insan ruhunun ozgurluğunu yucelten şaır... Dın, dıl, ırk aynmı gozetmeksızın butun insanlann eşit olduğunu savunan hümanıst... Anlatıcı/yazar bir berberdedir. Tıraş olmak için sıra bekler. C) sırada bir düş görür. Aynada. Cîördüğü düş romanda ana kurguyu oluşturur. Bir başka kurguyu ise, anlatıcı/yazarın (belki) anılarından devşirdigi köy ortamı, orada ya§anan kayıplar oluşturur. "Belki ben, kayıp kenttcn getirilen o caddedeki berber diikkânında, büyük bir anımsayışın parçalanna tanık olmuştıım yalnızca." (s.194) Bir kentte bıılunan berber dükkânı nın aynasında, anlatıcı/yazar gördükle rini anlatıyor. Hem kendi zamanını hem de düşsel ama kökleri anılarda yer alan bir köy yaşamını. Bütün her şey sanki bir aynada canlanıyor. Berber dükkânının aynasında. Bu yüzden ayna romanda önemli bir simgeye dönüşüyor. Sırasında kendini görmenin, sorgıılamanın, arayışın simgesi oluveriyor. "Ufııkta ayna yüklü kuşları görüyormuş çiinkü, onlara ıılaştığında kendini bulacağına ve kurtulacağına inanıyormuş." (s.62) "Kuşlarsa, aynalarında bin bir görüntüyle kanat çırpa çırpa uzaklara doğru uçuyt)ilarmış." (s.62) "Aynalı I'atma aynalı bir kuştur." (s.67) 5/ Berber dükkânındaki aynalar yazara hem kendini (çocııklııgunıı, geçmişini) hem de köyiı, gerçekliklerini gösteren bir ekran gibidir. Ama, aynada görülenler bakanın gözleriyle, bilgisiyle sınırlıdır. "Ola ki başka bir yerde yaşıyordıık veoradan burayı düşlüyorduk." (s.37) İşte, biz romanda anlatılan köyü, an latıcı/yazarın o aynadaki anlık bir düşüymüş gibi algılıyoruz. Yer yer o aynalarda yazarın çocukluguyla da karşılaşıyoruz. Belki de kim bilir anlatıcı/yazar, çocukluğunun berber çıraklığı anılarmuı izlerini sürüyor o aynada. "Orada lıenüz doğması gereken, çocukluğuından yansıtılmiij kepçe kulaklı bir çocukla karşılaştım." (s.97) 6/ Kitapta sürekli kendini yenileyen bir başka tema da, 'tekrarlanan yaşam' diiK İ T A P Radi Fiş Bıyografık roman, çevıren Mazlum Beyhan 288 sf. 6 YTL BEN DE HALIMCE BEDREDDİNEM Rddı Fı^, İ32 s l , 1 ( 'ı Y I l PIR SULTAN Asım Bezırcı 488 sf., 13 YTL BEKTASİ DEDİKLERİ Oğuz Tansel Metın Eloglu 160 sf , 8 YTL EVRENSEL B A S I M Y A Y I N KAMER HATUN MAH. ALHATUN SK N0 27 80060 DCYOGLU İSTANBUL T: 0 212 361 09 07 |PBX) F 0 212 361 09 04 E bılgıBpvrcnielhasım rom SAYFA 10 C U M H U R İ Y E T S AY I 7 95
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle