03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Çunku sıyah da gun ışığında bıı lenktır' der Salt dııyguyu, ruhıı, coşumcıduğu yctcrlı bulma/ Çunku ona goıe c,ağlaı boyu sure gelen akımların, ekollerın olutnsu? temsılcı lerı 'duygu' ıle 'bdgı'yı, 'kalp' vc 'kafa' yı bırleşürnuşleıdı Cıiıl trcpog'Iu'nun da belırttığı gıbı, hı<,bır yapıtını kendınce mukcmmel bulmayan, on celıkle kendısını doyııracak estetığın pqındc koşan Izcr'ın kompozısyonlarında goıulen (,eşıtlılık, ressamın dunya sanatını ozumse mış olmasının yanı sıra tckrarda tıtızldde ka <,ınmışur ' (trepoğlu, s 182) "Koku eskıde olan, ılcnnın rcssamı olmak ısüyorum" dıyen sanatçımızın bu sozu onun sanat felsefesını açıklar Gııçlıı bir sanatçınm rcsım çalışmalarına koşut olarak onuıı ne denlı ılkesel bıı tutum ıçınde olduğunu ka nıtlar Bu açıdan sanatçımızın duşunsel dunyası, ozgun soylemler ıçerır Sanat edebıyatı na geçen so7İerını ve onun "ruh ufkunu aean" sanat vc edebıyat çevresınden burada soz a^alım ZEKİ FAİK İZER'İN YA DA "DGRUBU'NUN SANAT SERÜVENİ Nurullah Berk, "D Grubu'nun kuruluş aşamasını şoyle anlatır "1933 yılı Eylulu'nde ressam /ckı Faık tzer'ın Cıhangır'de oturdu ğu apartmanda aJtı kı^ı toplannuş, hataretle konuşuyordıı Bıınlar Abıdın Dıno Ccnıal Tollu, Elıf Natı, Heykeltıeş Zuhtu (Muııtog lu Ş. O), Zekı Faık ve Nuıullah Berk ıdıler Bu arkadaşlardan bır kısmı, Avrupa'dan yenı donmuş bulunuyordu Kanaatlennı yaymak, Tıırk resmıne yenı gıdışlcr vermek amısıındaıdılcr"( ) "Grup, memleketımi7(le kıınılan dordun cu tcşckkul olduğu ı<,ın ba/ı arkadasjar buna 'doıduncu gıup' adı vcrılıııesınt leklıi ettdeı Ben I) h.tıfı alfabenın dordıınuı harfı ol duğundan grubumuza bıt lakam dcgd de bu 'D hartını takmanm daha otıjınal olacağı fıknnı ılen surduğıım zamajı arkadasjar mu valık buldulaı ve boylete gı ubun ısım balıa sı olmak şercfın kazandım" dcı (Berk, Sa nat Konusjnalan, A, B Ncşııvatı lsl 1943 ss 75 77) 'D Grubu nun amacjarının nc olduğunu kısa ve oz olaıak Beık, şoyle ıhıde eder " hakıkattc D' grubu 'I urk resım sanatına bır ncvı 'rasyonalızm' getıruek ılade tar/laıı na bıı dıi7en veıme ınşac ı bır kaygi doğıır ma armsuyla hareket edıyordul )Tuık ıes mınde hâkım olaıı empresyonist yumuşakll ğa bır ser ı,ekmek ıstedı tlk scrgısını 'dcsen'lulc suslenıesı dc adcta bıı sanat manı testosıı şeklını alıvoıdu (Bcık, s 79) Dıgcı taıattan Sabalıattın Lvuboğlu'nun 'l)(Tiubu nun Seıgısınden ^ıkarken' baş Iıklı26 7 1935 gunku sayısında Tan gazetc sınde <,ıkan ya/ısında şovle deı D Grııbu halka en ıyı bıldıgı bır dıllc, musıkının dılıylc hıtap cdıyor Ycnı lesım gokyu/u kadaı nıa nasi7 ve boş lakat gokyımı kadar derın vc /cngmdır U7erıne soyleşırler Atolycnın mudavımlerı araMiıda Zekı Fadt lzer, Zekı Kocanıemı Eşref Uren, daha sonra Fernıh Başağa vb 1/ ler " (Alptekın "Tanpınar'ın Plastık Sanal lar Uzerıne Yazdaıı" (îosteıı S 135 ^ubat 1992, s 60) Mualla Eyuboğlu " Bedn Ralımı'nın ıunde yer aldığı sanat çevresıyle dışkınız ol du mu?" sorusuna şu cevabı verır " Naı nıanlı Han'dakı atolyeyı Ahmet Hamdı Tan pınar'dan devraldı Orada pazartesı toplan tdarı yapdırdı her hafta Butun şaırler, res samlar, sanatçdar gelır, orada toplanırdı Cevat Dcrelı, Zckı Fadi lzer, heykeltraş Nıjat hlıfNacı gıbı sanatçdar AlıyeBerger, Furcya Orhan Velı, Melıh Cevdet, Cahıt Sıtkı gıbı şaırler de vardı Sonra ()ktay Rıfat Saıt Faık " (Eyuboğlu, Hıtıt Guncşı, Ist, 2003, s 48) lanpınar, genç ressamlan ve onlann ağabeylcrının yapmış oldukları tabloları ve resım sanatına verrrıış olduklan unınlerı sureklı ız ler Onlarla sanat ve estetık uzeııne komışıır tartışır, yuıcklcndıııu, tcş vıkcdiei eleştırıler vapar Sanat orta mınııı canlı bır at mosferı burunme sınc on ayak oluı du Bıı gcııçjeı aıa sında Zekı 1 aık t/er, Tanpınar'la bıılıkte oluı onun fıkırlerınden ya rarlanır lanpınaı, yıne boyle bıı ser gı ızlenımındc soy İe va/aı " Dun seıgılerıne gıttığım gcncjer, beş senc Avmpa da kalır larsa oldııklaıın dan çok başka olıırlar Bır /ııhtu Murıdoğlu bıı Zckı 1 aık I/eı bu I şre! uc. senelık bıı dışarı hayatında başka hiçbır <a , rc ıle yapamayacağımız şckddc bızı dunyaya taıııtn laı ' ( ) lanpınar daha sonra şunları dılc getıru " Benmı ıstıdatlı ınsanlarla dost olmak gıbı bu ma7haııyetım vardır Hocam Yahya Kc mal'dı, Zekı'yı Mumtaz'ı, Selım'ı îjadı'yı, Fuad'ı bana çocuk denecck yışlarda tanı mak vc onlara hızmct etmcye ç,alışmak hısa tuııveıdı deı (Fanpınar, Yaşadıgıın Gıbı, Ist (y t y ) ss 585 586) tun Garp sanatları okutuluyordu Fakat I urk sanatı yoktu ("elâl Esat Arseven'ın Fransızca ncşrettığı 'Turk Sanatı' adlı kıtabı hep kai'şımda duruyordu ( ) Akademı bunyesınde bır Turk Sanatı Tanhı Lnstıtusu kurmak ıı,uı harekete geçtdc ( elâl 1 sat'a gıttım ve bu enstıtunun fahrı başkanlığını teklıf ettım, kabul ettı 1951de Cumhurbaşkanı Lelâl Bayar 'I BMM'de yap tığı bır konuşmada Turk Sanatı Tanhı Enstı tusu'nun kuruluşunu resmen açıkladı Turk sanatıyla dgdı 7evatı bu enstıtude toplatük Bır problemımız vardı Turk sanatı tarıhını nereden başlatacaktık? Bazı arkadaşlarımız cn fazla Selçuklulara kadar gıtmemızı ıstıyor du Fakat Celâl Lsat daha eskdere gıtmemız gonışıındeydı ( ) Bu konuda çalışmalar ya pan bır Aiman arkeoloğun altı cdtlık esennı getırttık Gorduk kı lurk resmı mınyaturden ıbaret değd Gclışmış bır resun ve hey Rahmetlı Mehmet Kaplan ın soyleyışıyle "Rcsım sanatını ıhtıras dcrcccsındc scven ve buyuk bıı resım tenkıt«,ısı" olarak tanımladı ğı Ahmet Hamdı Tanpınar'ın resım kultunı Zekı Fadc lzer ıle doslluğuna dayanıı Ianpı nar da sanatın felsefesını, estetığını sanatçıya oğretır Bu oyle bır dostluktur kı, bırbırlerını sanatsal ve duşunsel yonden butunleyen, ye nıleyen 'ııfuk a^ıcı' bır dostluktur Zckı Faık lzer uzun ydJar Parıs'tc kalmasıyla bırlıkte, Batı sanatının ve edebıyatının onde gelen sanatçı ve yazarlarını bdıyordu S.uphesız onla rın sanat evrenını araştırıyordu Ama bu tek yonlu olmayan bır tutıımdu Çunku kcndı ulusal ve yerel değerlerını de ozumsemış du nımda ıdı Bu durumu şoyle orneklcyebdırız Alımet Hamdı lanpınaı ın şu saptanıası de " Yahya Kemal'ı ve Nedım 'ı de onlar kadar bddıgını ogrendık" der Sanatının ılkgen^hk yıllarına dondıığu muzde edebıyata tutkun bın gencın otoportresı şuduı " omur boyu surecek olan kıtap okuma merakını bu ydİarda ka/andı 14 15 yaşlarında Hdmı Zıva Ulken' ın <,ıkardığı ın san dergısınde ve (Y Z Orta\ ın ç,ıkardığı 'j O) Akbaba dergısınde şıırlerı yayımlandı ( ) Rcsım vc cdcbıyatın yanı sııa klasık nıu/ı^e de tutkıındıır Sanat eleştırmenı olmak ıstı yor ( Isanatına hayranlık duyduj^u Çallı lb ralıım' ın atolyesuıı se<,mıştı " (lıepogiıı, ss \i 15) lşte bu etkılcnındeı, ızlenımler, vaşanmış lıklaı sanatcjmmn ıcsını ve edebıyat strııve nının ız duşundcrıdır Sanatına, sanat kultu ıııne de^ışık bakış ayları getıren değışık go? k gormeyı, sanatın lclselesıylc resmı kcşict nıcnın, kuramsalla/uygulamaııın vaılık ne denlerı ıı/crıne uzun uzun hocaları tbrahım Çallı ve Aııdıe Lhote, atolyeleıınde, ozel soyleşderde anlatıvor ve oğretıyorlardı Bır yanda Çallı ' sanat elcştırısı yapıyor hep sanattan so/ edeıek vetıştııdıkleııne tam bır ressam lomidsyonu verıyordu " Dıgcr yanda ıse Andıe Lhote da yetışmesının tenıe lınde, O7ellıkle teorı ac,ısından (,ok ^cy ogrenmış oluyor(du) Lhote'un haltanın ıkı gu nuntle oğrencderıne so/lerı oğutlerı, bu sa nat konuşmalarını dınlcmeyc gclırlcıdı dışa rıdan" (lrepoğlu.ss 15 20 53) Zekl Falk lzer, Cihangirdeki atölyeevlnde aşağıda Ise e$l Sevim lzer Ile blrllkte kcl sanatı vardı Mmyatur dc Iranldara Turk lcrden ge<,ınış Halbukı bi7e tam tersı oğre tılmıştı Zckı bsk izer kendısının Avrupa'da bu lunduğu bır sırada Turk Sanatı Tarıhı Enstı tusu nun kapatddığııu behıtıı Ahmet Ham dı lanpınar la ılgılı andarını şoyle dılc getırır 'Bır gun Hamdı'ye gıttım vc Turk sanaıı ta rdıı lelselesinın ancak kendısı tarahndan ya /ılabdeceğını soylcdım Hamdı, Guzcl Sa natlar Akademısı ndc estetık hocalıgı vapı voı avnı 7amanda mıtolo)i okutuyordu 1 tırk sanatları hakkında da gcniş bdgısı vaı dı Benım teklıfım u/erıne şoyle dcdl Ben Malraux degılım Bılıyorsunuz Malrau\ Fıansada Kullur Bakaıdıgı yapmış bır 7attır ( ) 1 lamdı ye sen I lamdı'sın memlckctı ta nırsın dcdım, ıstcmcdı Halbukı ben butun kaynakları onune serecektım Bu ışı yapsa yıpsa Ahmet I lamdı Tanpınar yapardı Bana dcğıl aıııa ınemlekete boı^lu kaldı "der (lercuman Gazetesı, 5 4 1986, s II) TURK SANATININ FELSEFESİNİ ANCAK TANPINAR YAZABİLİRDİ' Zckı Faık Izer'ın Tuık resım sanatı uzerı ne çarpıcı ve duşundurucu konuşmalanndan bınsı de ga/etecıyazar Ergun Go/e ıle 1 urk Edebıyatı Vaklı'nda yapmış nldıığu soyleşı dır Turk resım sanatının, kulturunun, felsefesının kokenı soıunsalının tcmellendırılmesı doğrultusundaki yonımıı, hem yararlı, hcm de u/cnndc uzun uzun tarüşdacak, duşunu lecek onemlı bıı soyleşiılır Soz konusu soy leşıde sanatçımız şu değerlendıı meyı yapar "( ) Akademıde (1948 ) aşağı yukarı bu TANPINARLA SANAT YOLCULUĞUNA ÇIKIŞ Cumhuııyet donemi Turk resmıne kalın çı/gılerlc bakrığımı^da, Tanpınar ve Fyııboğlu'nun yaşadıkları zanıan vc mekânda 1933 yılında kııııılan "D Grııbıı' ıle 1940 yılında ılk sergıltrını acan "Ycnılcr Grubu" yurdumuza modern ıcsını anlayışinı getıreıek çığır açmışlardır Sanat(,darın sergılerıne basın ve yazarlar ılgı duyarlar, tc^vık ederlet Mustafa Şekıp Pıınç I ıkret Adıl, Ahmet Hamdı Fan pınar, Peyamı Safa, Hılmı Zıya Ulken, Nccıp P a/ıl Kis«akurek, Jjevket Hıbı (Rado), Saba hattın Eyuboglu, Ahmct Muhıp Dıranas, Suut Keraal Yetkın gıbı bılım adamları, yazar ve şaırler ıkı gıııbu da desteklemışlerdır Tanpınar vc Eyuboğlu sanat dunyası ıle yakından ılgılenmışler ve sureklı ya/ılar ya7a rak sanatçıları yııreklendırmışlcrdır Soz gclı !(i Tanprnar, "Gençjerın Sergısı' ve "Sanat Meselelenmi7" ya da "Nun tycm'ın son sergısı'nden" soz açarken, Eyuboğlu'da "D Grubu'nun Sergısınden Çıkarken" vb gıbı bırçok sanatçmın rcsım scrgılerının tanıtımı nı ve eleştııdeıını yazaılaı Tanpınar ın oğrencısı, değerlı araştırmacı Turan Alptckın de Tanpınar'ın Bcdrı Ralı tnı'nın atolyesıne sdcça uğradığını ya7ar Bu rada donemın ressarnlan sanat vc edebıyat SAYFA 16 SONDEYİS Mavı Kanatlannla Yalnız Bentm Olsaydın'da bır roman kışıstydı Zckt I aık lzer Resım sanatına daha do&rıtsu, sanata yakınla\mamı ona borçluyum " Selim 1leri Turk resım sanatı tanhınde onemlı bır ye rı vc ctkınlıklerı olan "D Grubu "nun kuru cularından Zekı F aık lzer, aynı 7amanda so yııt sanatın onculenndcn bındır Guçlu bır sanatçının resım <,alışmalaıuıa koşut olarak edebıyat ve muzdc'e karşı "ruhen her /aman baglı" olması onun çok yonlu sanatçı luşdığı nın belırtderıdır Zekı Faık lzer, edebıyatı zengırdeştınu bır ınalzeme olarak algdama gerekldığını duyu yordu Dığer taraftan Pans, Munıh, Roma'da kaldığı surelerde ıse "konser, bale ve oper.darla gecelerını doldururdu" () yıların Montparnasse'ı, atolyclerın so kağı olan Gıandc ( haumıcre pasa|indakı Andıe Lhote un atolyesı ustanın oğıencıle rıvle ' şovalc başı" soyleşdcrı, sanat u/crınc veıdığı konleıaııslaıın daha ı,ok ılgı toplaılı ğını bır bır anımsamak Dekoru, kokusıı tozu loşlujiu dc bu alolyenın sessı/lıgı, dııı gınlığı ve modele pıır dıkkat bakan go/ler yaratıcı elltrm, tultıığu kalcndcıın ka£ıtta (,ı kardığı sesler ve (,1/gıler1 Butun bıınlaı sa nat(,ının ı^ındc yaşadıfı canlı sahnclcrdı 'Çok okuyan /engın kultuıel bıııkıme sa hıp bır hoca olan t/t r, her tırsatta ogrmulerını de avdmlatnıak ıslıyoı onlaıııı olabddı ğınce (,ok sanat kıtabı karıştırmalarını onerıyor, rcsım egıtımmın yanı sıra sanat taıdıı eğıtımı de vetıyordu ()ğreıuıleıı alacaklaıı nota gore dcgcrlendırmcktcn ka<,ınmaya <,alışıyoı, onlann oncc akademık kultur almış kışıler olarak yetışmelerıne O7en gosterıyor du " (Ircpoğlu, s 37) Cnıl lıepoglıı sanatçının sanat ve duşunsel dunyasına aynntısıyla gırmış Kaynak kışıvı /sanat(,ıyı, andaıın golgesınde yaşanmışlıkla rı bır bır anlattırmış Bır dah ı ıınutmamak ya da eksdt bırakmamak tcdııgııılıgını yaşa nıış, kllı klık yaran bır tıtı/lıkle geleceğe ı/ bırakan bır bıyografı sunuyor sanatseverlcıc Kuru, bdınen bılgılerdeıı ote bdgı kaynakla nnın vermedığı O7el hayat/yaşanmışlıklar, yanı sıra yaşayan kaynak kışı de bııe bıı ko nuşmalar ve onun bıraktığı yıi7İerce değerlı tablolar, lotoğrallar, bclgc vc ozgun bdgderı ustaca kurgulamış Bır roman gıbı okuru sık madan okutan, aynca bırbırınden gu/el roproduksıyonları gozden ge(,ırıyorsunu/ Zekı \ aık I/er'ın doğumunun yu/ııncu yıldonu mu anısına yayıınlanan album/ kıtap, sanat kıtaplığımızın başyapıtları arasında yerını al mıştır Dışavurumsal bıı uslubun lessamı Zekı Faık lzer, ne resım yaptıysa sanat adına yaptı Onun soyut ımgelcıı aslında çağdaş klasıgı ıyı o/umsemış bır sanatçının paletındekı lınk rcnk tıtreşımlennın olmeziıg'e sığınışlarıdır • Zeki Faik W Gtıl lrcpnjflu/ YKY/ îstan bul 2005/199 i (botuğrajlı ropruduksıyonlu) K İ T A P SAYI 7 8 C U M H U R İ Y E T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle