06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ali Püsküllüoğlu tek kişilik ordu gibi çalışan bir dilci. paha önemlisi, kendine özgü şiir dilini kurmasını bilen usta bir ozan. Ne var ki, dilci kimliği öne geçince ozan kimliği de göz ardı ediliyor. Ama bu yıl Yunus Nadi şiir Ödülü'nü kazanmış olması, 9nun ozan kimliğinin de öne çıktığını göstermiş oldu. Mustafa şerif Onaran varhğ'ı belgelere dayanan bir gelişme gösterebilir miydi? "EREĞLİ YOKKEN..." Ali Püsküllüoğlu'nun son kitabı "Ereğli Yokken Armudun Adı Neydi" cğlenceli söz değerlerini topladığı bir kitap (EREĞLî YOKKEN ARMUDUN ADI NEYDÎ, Çalımlı Sözler Kitabı, Can Yayınları, 2005). Bu kitap bir sözlük mü? Ali Püsküllüoğlu bu kitabı bir sözlük olarak hazırlamamış. Deyim özelliği gösteren, atasözü izlenimi veren bu eğlenceli söz değerleri, kimi deyimler sözlüğünde ya da bir sözlüğün o sözcükle ilgili değerlendirme örncklerınde yer alabiliyor. Kimileri de Türkçenin söz varlığında yer almamış. Sözlük özelliği göstcrecekse o sözün bir tanımı, anlamayı kolaylaştıran bir yorumu gerekir. Oysa Ali Püsküllüoğlu bir çalımlı sözü anıp, alaysamalı bir not düşürmekle yetiniyor. Örneğin; "Sabırla koruk helva olur" atasözünü anarken "o kadar vaktiniz varsa elbette" demckle yetiniyor. Ömer Asım Aksoy'un "Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü"nde bu atasözünün asb şöyledir: "Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas". Ömer Asım Aksoy bu atasözünü şöyle açıklıyor: "Sabretmesini bilen kişi olmayacakmış gibi görünen işlerde bile başarı kazanır. Şabredilirse ekşi koruk, tatlı üzüm olur. Uzüm suyundan pekmezi yapılır, ondan da helva. Bunun gibi, ipek böceği dut yaprağını yiye yiye büyür, sonra ipek salgılar. Bununla da atlas dokunur." (ATASÖZLERİ ve DEYİMLER SÖZLÜĞÜ I, ATASÖZLERİ SÖZLÜĞÜ, Türk Dil Kurumu Yayınları, 1971). Ali Püsküllüoğlu, sözlüğünde madde başı olarak "sabır" sözcüğünü incclerkcn bu atasözünü "sabırla koruk helva olur " biçimiyle ele alıyor, "sabretmesini bilen kimse olmayacak gibi görünen işlcrde bile başanya ulaşır" diye yorumluyor. Oysa "Çalımlı Sözler Kitabı"nda böyle bir açıklama yok. Eğlenceli biz söze şakalı bir yaklaşımla bakılıyor. Sözlükçülük anlayışıyla yaklaşılmıyor. "Konuşmaya renk katan", "dilde akıcıUk sağlayan" bu sözcükler, "konuşmanın bağlamı içinde kolayca anlaşılır." Ali Püsküllüoğlu kimi örnekleri sıraladtktan sonra, "Çalımlı Sözler Kitabı"nı açıklayan önsözde amacını şöyle bclirtiyor: "Bunların ve benzerlerinin bir sözlük düzeni içinde sunulmasının, özellikle de tanımlamalannın güçlükler çıkaracağını biliyorum. Onun için sanki bir sözlük düzenliyormuş gibi yapıp bu hoş sözlerle sizleri gülümsetmek istedim. Yani tanımları tanım değil, bir düşünme öğesi olarak düşünmenizi dilerim. Bir kez daha belirteyim, amacım bu sözlere bir başka gözle de bakmanızı sağlamak." Ancak ozan coşkusu içinde olan bir dilci böyle duygusal bir davranış gösterebilir. Bilimsel bir bakış değil, duygusal bir yakınlıktır bu! "Sözcüklerle görmeyi bilen" bir ozanın yakmlığı. Sözü ozan Ali Püşküllüoğlu'na bırakalım. Benden öğüt: Olümün sesinc kulak vermcsin. Nâzım Hikmet'in sözünü anımsarken, yeni bir yıla, çalışmanın coşkusuyla girip yaşını unutsun: Ağaçlar yaprak döküyür, kuşlar havada lüy ve üzgün çığlıklar alıyor Gelen bir baktma görüyor ardtctn içinden uçan kuşu Gagasıyla bir şey yakalamış ama ne, göstermiyor. Ölütn gel diyor, gidecek misin ? Ki kujku tanrısal bir ok gibi kalbt vuruyor." • Dergilerden Y alnız Türkçenin değil, hiçbir dilin söz varlığı tam olarak saptanamaz. Bilinmcyen yerler, ulaşılmayan insanlar vardır. Bilinnıeyen yer sözü görece bir anlam taşır. Bilmediğimiz yerin dil özelliklcrini ycterince öğrenemezsiniz. Söz değerlerini ustaca kullanan canlı tanıklara ulaşamazsanız, o ycrde yaşamanın anlamı da yoktur. Önemli olan bilinmcyen yere, bulunmayan insana ulaşmak değil, dilin gizlerine varmaktır. () gömü yalunınızda durıır da, görmesini bilmiyorsanız onu bulamazsınız. Kaldı ki en uzak yere bile radyonun sesini duyurup televizyonun yüzünii göstermesi, bölgelerdeki söz değerlerinin yitip gitnıesinc yol açıyor. Ne ağız özelliklcri, ne yöre sözcükleri eski değerlerini koruyabiliyor. Giderck, söz değerlerinde bir aşınma oluşmaya başhyor. Dilin bölgesel özelliklerini yitirmesi, hele uzak coğratyalarda, değişik yaşama koşulları altında ağız özellikİerinin "lchçe" dedi ğimiz yapısal değişimlerinin düzclmesi; "Büyük Türkçe'nin gelişmesine yol açmaz nıir1 Yaşama koşullarındaki iyileşme, bölgcler arasındaki ayrımı kaldırırsa, bu gelişme dildeki bütünleşmeyı oluşturmaz mı? Belki o zaman dilin söz varlığmı saptamak biraz daha kolaylaşır. Ama bu tekdüze durum dilin kısırlaşması anlamına da gelebilir. Bölgelerdeki söz değerleri azalmaya, giderek yok olmaya başlar. "Büyük Türkçe"ye giden yol, ortak dilin çok boyutlu gelişmesine dayanır. Yeni kavramlara bulunan karşılıklar değişik Tiirkçelerde kullanıldıkça "Büyük Türkçe"ye doğru köprüler kurulmuş olur. Ama biz daha bölgelerdeki söz değerlerini inceleyerek Anadoul Türkçesinin söz varlığını saptayabilmiş değiliz. "Büyük Türkçe'ye ulaşmak gerçekleşmesi olanaksız bir düş gibidir. Türkçenin gücüyle zamanı asmak Kaldı ki sözcüklerin değişmeceli anlamları, yazarların, ozanların düşlem gücünde öyle derinlikler kazanır ki, anlamına varmak bile kolay olmaz. ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU İLE YAPILAN BİR KONUŞMA Nitekim bilinnıeyen birsözcüğün, bir söz değerinin nasıl yommlanacağı Ali Püsküllüoğlu na şöyle sonıluyor (Milliyet SANAT, "Tek Kişilik Türk Dil Kurumu Gibi Çalışıyorum", Konuşmayı yapan S.A. "Sema Aslan", Aralık 2005). "Dil ile yoğun bir ilişki içinde olunca sizi şaşırtan bilınediğiniz bir kelimc ya da ifade şekliyle karşılaştığınız oluyor nıu hiç?" Ali Püsküllüoğlu tek kişilik ordu gibi çalışan bir dilci. Daha önemlisi, kendine özgü şiir dilini kurmasını bilen usta bir ozan. Ne var kı, dilci kimliği öne geçince ozan kimliği de göz ardı ediliyor. Ama l>11 yıl Yunus Nadi Şiir Ödülü'nü kazanmış olması, onun ozan kimliğinin de öne çıktığını göstermiş oldu. Ali Püsküllüoğlu, Sema Aslan'm "Bil mediğiniz sözcükler oluyor nıu" sorusunu şöyle yanıllıyor: "Olmaz mı, oluyor doğallıkla. Yani sözcük olarak. Onları araştırıyorum, çok zamanınıı alıyor bu. Yinc de sonuca ulaşamadığım zamanlar vardır. Örneğin bitişik olarak "aksade" ya da ayrı olarak "ak sade'. Çocukluğumdan beri bir türkii duyarım, "aksadeler giymiş boylu boyunca' diye... Her ıluyuşumda bilmek isterim, nasıl bir şey bu "aksade" ya da "ak sade"? Bir kumaş türü mü, bir giysi biçimi mi:' Ama başvtırduğum hiçbir sözlükte bulamam, anlamı varmış ve açıkmış gibi görünen ama yine dc tanımı yapılamayan sözcükler vardır, özellikle ozanlarımızın yarattığı ve kullandığı sözcükler... Örneğin "oynaz", "olmaca', "şokkadanak', "kırlangıçyazı", "çanduyan" gibi sözcükler ya da bileşik sözcükler. Bunları şiir adları olarak saptamıştım. Yine örneğin "aşkkabağı" (böyle bir kabak türü yoktur), "oğugülü" (böyle bir gül türü yoktur), "koşardamar" (böyle bir damar türü yoktur), "ölümdili' (böyle bir dil yoktur), "sancı böceği' (böyle bir böcek yoktur), "can otu" (böyle bir ot yoktur), "ölmez otu" (böyle bir ot yoktur); Yaşar Kemal'in bir romanının adı gibi) bileşikler ya da tamlamalar? Özanlar dil içinde dil yaratıcılar olarak bunları yaratıyorlar, kullanıyorlar ve belki de bir kez kullanıp atıyorlar." Ali Püsküllüoğlu'nun bu sözlerine başka bir yorum da getirilebilir. Kimi bölgc sözcüklerini, deyimlerini yeni anlam yükleriyle genel dile kazandırmak olanağı bulunabilir. Bilinen bir sözcüğü değişmeceli anlamıyla kullanmak yeni yorumlan gercktirir. Kimi sözcükler kendini açıklar gibi görünse de tanımını yapmak, anlamına varmak kolay değildir. Belki sezgilerimizle yaklaşırız o sözcüklere. OZAN ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU Ali Püsküllüoğlu'nun ozan kişiliği, sözcüklerin gizlerini anlamayı kolaylaştırır. Her şeyin eskidiğini gören; ellerinin sabaha, yalnızlığa, dünyaya, ölümc bulaştığına bakıp zamanı durdurmaya çalışan bir ozandı o! "Bir aşkın anıları Silinir bir başka aşkla" derken zamana direnmek mi istiyordu? (ZAMANSIZ, şiirler, Özgiir Yaymları, Eylül.2005). ()ylesinc yoğun bir çalışmanın içindcdir ki Ali Püsküllüoğlu, zamanın nasıl gcçtiğinin ayrımında bile değildir. Belki de bu yiizden "zamansız"dır. Yaşlanmaya bile zamanı yoktur. Nâzım Hikmet'in dizeleri belki de onun için söylenmiştir: "Kışkanıyorum öylelerini kocaldıklarırıın larkında bile değiller, öylesine başlarımlan aşkın işleri." Ali Püsküllüoğlu "YUSUFÇUK" admda bir şiir dergisi çıkarırken çağdaş şiir sorunlarının irdelenmesini de gündeme getirmişti. Değişen şiir dili, yeni biçim arayışlarıyla; alıştığımız şiire neler kazandıracağımızı öğreten bir dergiydi YUSUFÇUK. Ali Püsküllüoğlu da elli yıllık şiir serüveninde, kulllanılmış bir şiirin dışında kalarak, kendi sesini arayan bir ozan oldu. DİLCİ ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU Bu özgörünümlü ozan eski Türk Dil Kurumu'na yıllannı verirken, adı söylencelere kanşarı nice kültür insanı, dilbilimcinin yanında, dilin gızlerine ulaşmayı öğrendi. Nice yüksek öğreııimli dilci onun kadar donanımlı olamazdı. Türk Dili dergısınin kişilik kazanmasında onun da emeklerı vardır. Gösterişli çıkışları sevmeyen bu özöğrenimli ozan, artık kendisine danışılan bir dilci düzeyine yükselmişti. Sabırlı bir titizlikle hazırladığı "Öztürkçe Sözlük" çağdaş yazarların kullandığı yeni sözcüklerin tanıklığıyla aranan bir sözlük olmuştur. Ömer Asım Aksoy, çalışma arkadaşı olarak yakınlık duyduğu Ali Püsküllüoğlu'nun "Oztürkçe Sözlük"üğüne yazdığı "Önsöz"de şunları söylüyordu: "Bu yapıt, Dil Devrimi'nin getirdiği yeni sözcüklerin, belgelere dayanan bir dökümüdür. Birinci baskı için söylediğim gibi, eksikleri de bulunabilir; atılacakları da. Ancak, büyük çoğunluğuyla yaşayan ve yaşamaya aday olan sözcükleri içine almış bulunmaktadır. Titiz bir çalışma verimidir" (OZTÜRKÇE SÖZLÜK, Arkadaş Yayınevi, 2003 Ankara). Ali Püsküllüoğlu yalnız yazarların türettiği bu yeni sözcükleri gcnel dile kazandırmakla yetinmedi. Yaşar Kemal'in romanlarında yerel sözcüklerin gücüyle doğa ile insan değişik bir boyut kazanır. Ali Püsküllüoğlu, Yaşar Kenıal gibi Kadirli'lidir. O yörenin dil özelliklerini ayrıca iyi bilir. "Yaşar Kemal Sözlüğü" nice yercl sözcüğün genel dile kazandırılmasını sağlamıştır. Bu çalışmalar olmasaydı dilimizin söz | ıpfcdHd ıdrm jmlminmto mmt ttma. ) ı H » HatMıoy StttH 20. Soh. MD: 8IM800 tartuylU*. I t (0312) 2861111» 2J 4» SAYFA 22 JP,UMHURİYE,T Kİ.TAP SAYI 82 8
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle