Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Selahaddin'in romanını aslında kimin yazdığını soruyoruz kendimize; Steen mi yoksa Lindholm nıu!' Zira Tozkoparan iki yazarın da kitabının adıdır. Steen bu durumu o kadar ustaca ve hiçbir zorlamaya girmcdcn kotarmış ki, iç içe iki roman veya birbirinc paralcl öykülerden oluşan tek roman okuduğumuz düşüncesi ile okur olarak fazlasıyla doyuma ulaşıyoruz. Mehmed Uzun'un önsözdc dc bahscttiği üzere insanlığı ilgilcndircn meselclere yabancı kalmayan Steen, Tozkoparan'da Selahaddin kimliği ile, son yıllarda yaşanan savaşın, işgalin çok eskilerc dayandığını ifade ederken yapılanların yanlışlığına da değiniyor. Erik kimliği ile başka önemli sorunları gündeme getiriyor. Zira Ortadoğu'daki savaş sebebiyle artık yağmalanan müzcler, talan edilen tarihi yapılar ve bundan rant sağlayan bazı çıkar çevrelerinin varlığına da değiniyor. Tiirkiye'ye yabancı olmayan yazarı, Türk okurunun da bu eserle daha iyi tanıyacağını düşünüyorum. • (*) Dante Alighıerı, Ilahi Komedya, Cehennem, Kanto IV, 129 Çev Rekin Teksoy, Oftlak yayınlan. Tozkoparan/ Thorvald Steen/ Çevıren Dcniz Canefe/ itbakı Yayınlan/ 190 s AURENT GAUDE Akdeniz'in o eşsiz ritmi, birçok kaderi bir arada çizen acımasız bir güneş... Ve çarpıcı bir roman. "Laurent Gaude'den, Kral Tsongor'un Ölümii'nden sonra, antik dramlann tadında bir roman daha. Güney İtalya'da geçen, kardeşlik ve aile sevgisiyle yoğrulmuş, tutku ve intikamla örülü bir öykü." Âşıklık Geleneği ve Aşık Edebiyatı Aşıklık Celcncğt vc Ajık Edebiyatı "âşıklık geleneği" adının vcrildiğini anlattı. Artun'un vcrdiği bilgiyc göre âşıklık geleneğindeki tanımlamaya göre âşıklar, saz çalıp calamama, atışma, karşılaşma yapıp yapamama, doğaçlama şiir söyleyip söyleyememe, ustaçırak ilişkisi içinde yctişip yctişememe vb. gibi geleneksel ölçülerle birbirlerinden ayrılıyorlar. TÜRK ŞİİR CELENEĞI Âşıklarla yaşadıkları yöre arasındaki bağ da önemli. Âşıklık geleneğinin oluşmasında ve bu gelenek içinde yetişen âşıkların biçimlcnmcsinde geçmiştcn günümüzc kalan tarihi vc kültürel mirasın çok önemli bir rolü var. lşte bu nedenle Artun, kitapta değerlendirilen sürecin daha iyi göriilebilmesi ıçin âşıklık gclcncğini incclemcden önce giriş bölümünde kültürel değişim ve gelişim açısından âşıklık geleneğini hazırlayan Türk şiir geleneğini ana çizgileriyle dcğerlcndirdikJerini söyledi. Kitap incelendiğinde dikkat edilirse birinci bölümdc, âşık vc âşıklık kavramı ile âşık edebiyatını hazırlayan etmenleri ve âşık edebiyatı çalışmaları; ikinci bölümde âşık edebiyatının Anadolu'da oluşumu ve gelişimi, oluşumla ilgili tarklı görüşler, âşıklık geleneğini oluşturan sosyokültürel koşullar ve bunajlişkin kuramların incelendiği görülür. Âşıkların, halkın ve aydın kesimin âşık edebiyatına bakışları da yine bu bölümdc dcğcrlcndirilmiş. Uçüncü bölümü ise âşıkların yetişmelerine ayrılmış. Dördüncü bölümde günümüzde yeniden yapılanarak şekillenen vc gelcncksclleşmeye başlayan âşık toplantıîarı ve âşık fasılları incelenmiş. Beşinci bölümde biçim ve tür yönünden ele alınan âşık edebiyatı, altıncı bölümde üslup, yedinci bölümde içerik yönünden değcrlendirilriıiş. Sekizinci bölümde ise âşıklık geleneğinin günümüzdeki sosyokültürel boyutu, rolü, işlevi ve geleneğin bugünkü durumuna bakılmış. Dokuzuncu bölümde âşıklık geleneği ve âşık edebiyatı terimlerine yer verildikten sonra onuncu bölüm âşık edebiyatının temsilcileri olan âşıklara ve şiirlerine ayrılmış. Âşıklar haklunda bilgi sahibi olunması için âşıkların kısa hayat hikayeleri de şiirlerinden önce verilmiş. Prof. Dr. Erman Ârtun, gün geçtikçe kaybolmaya yüz tutan âşıklık geleneği ve âşık şiirini son yıllarda gençliğin yenidcn keşfctmelerinin bu çalışma için kendisini yüreklendirdiğini belirterek, "Âşık edebiyatını bir kültür varlığı olarak gclccck kuşaklara aktarmayı görev bildik" dedi. • s Âşıklık Geleneği ve Âşık Edebiyatı/ Prof. Dr. Erman Artun/Kitabcvi Yayınlan/41 i s. 15 bölüm. 1 1 İrish Weekly ç O Çetin YİĞENOĞLU ukurova Üniversitesi Fcn Edcbiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretinı üyesi Prof. Dr. Erman Artun, bu kez okurun karşısına Âşıklık Geleneği vc Âşık Edebiyatı" kitabıyla çıktı. ÂŞIK, TOPLUMUN SÖZCÜSÜ Bilim adamı kimliğinin yanı sıra, üretken bir yazar olarak da tanınan Artun, Türk kültüründc önemli bir ycr tutan âşıklık gelencğiyle ilgili sorularımızı yanıtlarken "âşıkın, bulunduğu toplunıun sözcüsü olduğunu" belirterek şunları söyledi: "Âşıklık geleneği, yüzyılların deneyimlerinden süzülcrek biçimlcnmiş, bclirli kuralları olan, şiirin kalıcı ve etkileyici özelliğinden yararlanarak kuşaktan kuşağa aktarılan bir değerler bütünüdür. Âşık edebiyatı sözlü gelepekte yaşatılan bütün ürünlerle beslenir. Âşık şiirinin özünde bağlı bulunduğu kültüre ait ömek değerler vc ahlak anlayışi yatar. Din, gclenek ve güncel yaşam, âşık edebiyatını besleyen diger kaynaklardır. Âşık edebiyatı, kendisini besleyen bütün kaynakların yönlendirmesi ve mutlak güzelliğe ulaşma çabası ile ilahi aşkı dinîtasavvufî şiirlerlc yüccltir, günlük yaşamın özelliklerini ve beğenisini över, acılarını dramatik dille vurgular, toplumsaJ vc kişisel çarpıklıkları taşlamalarıyla gözler önüne serer. Anadolu insanının dünya görüşünün yanı sıra estetik modeller de bu ürünlcrde tcmsil cdilir." Âşıkların sanatlarını icra ediş yöntemlerine göre sazlı (telden), sazsız (dilden), doğaçlama yoluyla, kalemle (yazarak) gibi bir sınıflandırmayla da değerlendirilebileceğinc dikkat çeken Artun, geleneğin özelliklerini taşıyan birkaç biçimde şiir söyleyenlcrc "âşık", bu söyleme biçimine " âşıklıkâşıklama", âşıkları yönlendiren kurallar bütününe de I I M H I I R İ V F T K İ T A P A Y I i l R2R <î A V F A 1 O