22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

hcr öyküde var. Acı hayatın bir parçası ve büyük bir gerçekçilik içinde öykülere gömülnıüş. Babiİ'de yazar ultnak istcycn çocuk cla, Dıırali'ye âşık olan Esnıa da, sütçü llyas'la kaçıp kurtulmayı uman köyün yosınası da, kanser olan hasta da... kendi yoğun acılarını sergiliyorlar. Zulüm ise çıplak bir realite olarak gene cski çağlardan, Babil'den günümüze bazen baskılar olarak, bazen mecburiyctler, bazen haksızlıklar olarak karşımıza çıkıyor. thanet vc kötülük isc, yazar olmaya karar vcren çırağın, ustası Nemsun'a nasıl ve nedcn ihanet ettiğiyle başlıyor ve ihanctler zinciri, Mevlana'nın oğluyla sürüyor, 'Pervasız'daki emekliyle, Sütçü llyas'la, parsın bakıcısma olan ihanetiyle, öykiiler boyu devam cdiyor. ÖzenYula, kötülük ve günahın da yaşamın içinde olduğunu açıkça sergiledikten sonra karakterlerinden birine sorgulatıyor: "Babil diye bir memleket anlatmıştı öğretmen. Orada günahkârların biri bir kule yaptırmış. Dünyanın en büyük günâhkarıymış bu. Kendimi düşündüm, sonra köyü de, korktum. Bizden bile daha günahkarmış. Ama anlamadım ki, Allah'a karşı koyduğu, şirk koş tuğu için mi günahkarmış bu? Yani, bizim köydekilerin hepsi inanır, sağlam durur bildiğimce; ama beri yandan da beni mahvedcrler. O Allah neden bunlara ceza vermezr1 Bunlar neden Babil'deki o adamdan daha az günahkâr olurlar? Yoksa bir tek Allah'a karşı koyanlar mı günahkâr olur? O zaman 'günah' nedir?" Tutkuları, yoğun duyguları dramatik bir çerçevede inceledikten, insanların ruhsal patolojilerinin izini sürdükten sonra bazı gcrçeklerin dünya kadar sabit olduğunu ve değişmeyeceği gerçeğini anlamasına rağmen insandan umudunu kesmiyor: "Insan, insanda neyi ararsa onu bulur. Bir hazinedir insanın içi. lyikötüherşey orada." Son öykü hepsinden farklı bir yerde duruyor. O öykiide, Özen Yula Tanrı'yla sohbet ediyor ve anlatıyor: "Insan en çok, sevdikleri için acı çekiyor. Tanrım ben herkcs için acı çekmekten vazgeçmeliyim. Yoksa sonum istemediğim biçimde gelecek. Biliyorum en azından farkındayım bu durumun. Ama gene de bu hayatta en çok, merhametli olmayı öğretmişler bana. Başka yolum yokmuş gibi!" Aynı öyküde Tanrı'ya kendi sebeplerini, var oluş nedenini de açıklıyor, "Bu dünyada gidebilmek genellikle kalmaktan biraz daha fazla cesaret içerir. Ama çok farklı durumlar da vardır elbette. Baskı altındaki bir ülkede kalıp içeriden savaşmak, kaçıp, gidip yurtdışrndan ahkâm kesmekten çok daha cesur, soylu bir davranıştır kuşkusuz. Elbette daha akılsızca, ama erdemli bir davranıştır." ..."Elim kalem tutuyordu. Araf'ta yazılmayı bekleyen sayısız hikâye vardı. Onlan anlatmalıydım. Ihanetlcr, intikamlar, sessiz şiddetler, şiddetli seslerle duygular, küçük sükunetler, elzem yalanlar, bağışlanmayanlar, bağışlaması olmayanlar." Tanrı'yla konuşması daha sonra da farklı bir boyuta geçiyor ve Tanrı'yı uyarmak ihtiyacı hissediyor. "Eğer bizi fclaketlerle sınıyorsan, bu felaketlerlc doğan bir neslin yaratacağı felakctlere de sen hazır olmalısın Tanrım! Hazır mısın bari? Hiçbir şey karşılıksız kalmaz. Senin yaptıkların bile. Unutma Tanrım! Sakın unutma bunları!" bu uyarıdan sonra cevap bekliyor, cevap gelC U . M H U R İ Y E T K İ T A P } mcyince de " Arada bir cevap ver Tanrım. Ama bu cevapların htp acımasızca olmasın. Yaşarken sevdireceğin, sevindireccğin, sevilecek insanlarla, olaylarla cevap vcr. Aksi takdirde, acımasız bir Tann'nın çocuklanndan olduğuma inanacağım. Ancak bu defa da acımayı bilen bir Tanrı arayacağım kcndinıe. Bunu olsun unutma Tanrım!" Tanrı'yı anlama isteği o kadar büyük ki, O'na sormak istiyor, Afrika'daki katliamları, Afganistan'ı, Hiroşima'yı, Felluce'yi ve cevap bekliyor. Az şeyle de mutlu olabileceğini anlatıyor. Biraz bilgi, biraz ümit, biraz Tanrı'dan bir şeyler arıyor... Yaşamın neden acı katmanlarından oluştuğunu, tüm içtenliğiyle soruyor, Kötümser ve karamsar olmamak için bir ışık arıyor. Bir çocuğun saflığıyla anlamlandırmaya çalışıyor dünyadaki yaşadığı olayları. Ozen Yula Tanrısı ile konuşurken ruhunda kopan fırtınaları dindirmek, bir huzur bulmak ve cevap almak istiyor. "Çok az şeyle de mutlu olabüir insan. ...Mutluluk o kadar da zor değil" diye örnekler veriyor ve artık onu yormamasını ve cevap vermesini istiyor. Tanrı Kimseyi Duymuyor'daki anlatım biçnnlerine ve dile dikkat çekmcmek mümkün değil. Hemen hemen her öykü, ayrı bir biçemle anlatılmış ve farklı dil öğeleriyle pekiştirilmiş. llk öyküler eski çağlan konu ettiğindenmiş'li geçmiş zaman kullanarak masalsı bir etki yaratmış. Yer yer efsane ve mitolojik unsurlan kullanmış. Köyde geçen olayların etkisini yöresel dil ve deyişlerle pekiştirmiş.Çocukların konu edildiği öykülerde çocuksu bir anlatım ve daha basit bir kelime dağarcığı göze çarpıyor. Bugüne ait olayları öykülerken günümüzde büyük şehirlerdeki argo ağzı kullanıyor. Öykülerinde anlatmak istediklerini olayların dokusuna uygun olması açısından divan şiirinin dilinden, tasavvuftan, ve birçok öğedcn yararlanıyor. Ozen Yula diline o kadar hâkim ki ifade etmek istediği kavramları sadece kurgu ve olay örgüsüyle değil, dille oynayarak da yapıyor. İfade etmek istediklerini, değişik anlatım tarzı ve kullandığı düiyle pekiştiriyor. ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR Şevket Süreyya Aydemir'den Yakın Tarihin Perspektifi... TEK ADAM TEK ADAM 'EK ADAM MUSTAFA KEMA1 ıttı . mı Ştvkn Sünyya Aydtmtr W vket Süreyya Ayitmir Tek Adam MMII Ikinci Adam IIWII ENVERPAŞA BİR DUYCUDAN, ÖBÜRÜNE... Tanrı Kimseyi Duymuyor geleneksel öykü kitaplarından farklı. Ozen Yula yaşamakta olduğumuz dönem içinde insanların birbirlerine yaptıkları zulümden duydu|u rahatsızlıklara dikkat çekmek istiyor. Oykülerin özündeki susmak ve konuşmak eylemlerini, yerine göre kullanmayı yeğlemiş. Kimi öyküde bazı şeyleri susarak okuyucusunun anlayışına bırakmayı, kimi yerlerde ise konuşup haykırmayı tercih etmiş Konuşurken dilini sakınmadan öykünün konusuna göre sözcüklerı scçmiş ve etkileyici bir imgelem oluşturmuş. Oyküleri okurken bir duygudan öbürüne sürüklcniyorsunuz. Bir an geliyor heyecana kapıhyorsunuz, bir an geliyor kızıyorsunuz, bir an geliyor duruma baş kaldırı isteğiyle doluyorsunuz, bir an geliyor üzüntüye kapılıyorsunuz, bir an geliyor dehşet içinde buluyorsunuz kendinizi .. .Tüm bu duygular içinde hayata dair özdeyiş tadında cümlelerle durup düşünüyorsunuz, gerçekle yüzleşiyorsunuz ve bu duygu seli içinde ruhunuzda fırtınalar koptuğunu hissediyorsunuz. Karamsarlık ve kötümserlik sınırındaki bu öykülerde hep bir ümit ve hep bir çözüm olduğunu duyumsuyorsunuz. Ozen Yula toplumsal ve ahlaki değerlerin hırpalandığı, güç uğruna insanların bozulup hayatlarının örselendiği yüzyılımıza çarpıcı bir gerçeklikle yaklaşıyor. Hepimizin dikkatini öykülerinde şiddet vc cinsellik unsurlarını üst sınırda kullanarak bugünkü düzene çekmcyi başarıyor. Okuyanların ruhuna işleyen, harekete geçiren, güç veren, enerji dolduran öyküler... • Tanrı Kimseyi Duymuyor/ Özen Yula/ Enver Paşa MMII Suyu Arayan Adam İnkılâp ve Kadro Lider ve Demagog İhtilâlin Mantığı Menderes'in Dramı Toprak Uyanırsa YKY/150s. Remzi Kitabevi SAYFA 13 S A Y I Ş 2 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle