Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Ceyat çapan Beni göremezsin. Bulut inip de Çoğaldığı zaman gece göğünde, Ayakta bekler, yağmuru dinlersin, Kaygı bir taş gibidir yüreğinde, Dünyadaki acıları anlarsın. Seni avutacak sözüm yoksa da, Dert çok, mutluluk geliyorum demez. Beni öldürebilirler burada, Ne var ki hiç kimse diz çöktüremez. 1941 (Alman cephesi, savaş alanı) Şiir Atlası Kerim otarov/ Şiîrler/ Çevîren: Kanşaubiy Miziev Ahmet Necdet Zafer kazanır, ölmeyi bilen! Balkar şairi Kerim Otarov, Kabardin Balkar Cumhuriyeti'nin Baksan bölgesindeki Gürhojan köyünde 1912'de doğdu. Nalçik'te öğrenim gördüğü pedagoji okulunu 1934 yıltnda bitirdikten sonra öğretmen olarak çalıştı. 1938 1941 yılları arasında Kabardin Balkar Yazarlar Birliği Başkartlık görevinde bulundu. 2. Dünya Savaşı yıüannda Alman Nazi birliklerine karşı Sovyet ordusu saflarında çarpışan Otarov, 194 3te ağır yaralandı ve bir bacağını kaybetti. Savaşın zor şartlarında şiir yazmayı ihmal etmeyen şair, savaş şiirlerinde de güçlü bir lirizmin yansıtıcısı oldu. Kerim Otarov, 8 Mart 1944'te, haksızlığa maruz kalan Balkar halkıyla birlikte Stalin rejimi tarafından Orta Asya'ya sürüldü. Bu hak sızhkları anlatarak bizzat Stalin'e mektup yazma cesaretini gösterenlerden biriidi. Kırgtzistan'da da, yayımlanmadtğt halde, şiir yazmaktan geri durmadı. 1956'dan sonra yurdu olan Kafkasya'ya döndü. Şiir kitapları Balkarca ve Rusça olarak hem Nalçik'te, hem Moskova'da yayımlandı. KabardinBalkar Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvantna ve Devlet Ödülü'ne sahip olan şair, 1974'te Nalçik'te dünyaya gözlerini yumdu. Bazı kitaplan: Nazmula bla Jırla (1938, Şiirler ve Şarkılar), Jolla (1956, Frunze; Yollar), Sağışla (1958, Düşünceler), Dorogi (1959, Rusça, Moskova; Yollar), Tang Julduzum (1969, Sabah Yıldıztm), Sınla (Jazjelleri) (1979, Bahar Rüzgârları), Zamanın Avazı (1990, Zamanın Kerim Otarov ve Kaysın Kullev Balkar Sesi), Saylamala (1997, Seçme Şiirleri). ozanı Meçlev'ln anıtının Onünde (1959). Kaysm "Sen Kafkasya'ya gidiyorsun" diyc yazdılar Moskova'daki dostlarım bana. üğnenen ama yenilmeyen bir yurdumuz var, ağlar karşı çıkıyor düşmana, Kanlar içersinde savaşıyor. Seçenek yok: Zafer kazanır, ölmeyi Dİlen! Kan görmek zorunda kaldı bizim neslimiz, çok.. ... Kafkasya'ya gidiyormuşsun sen. Imreniyorum. Ne var ki birlikte olmaya Gücüm yok. Bu hastanenin başı, Herhalde yollamayacak beni öç almaya, Ah, göremeyeceğim savaşı. Gidersin sen Elbruz'un dip vadilerine, Çalıp direnişçinin kapısını, Bakarsın cana yakın dağ karlarına yine, Dinlersin kartalların sesini, Bilirim, düşünceye sürükler seni, onlar Kartalların kanat vuruşları, Otları biçilmeden kalmış karlı alanlar, Parlak kayaların mor taşları. Ak kayınlı yamaçlar, vadide baş eğmeyen, Göklere yükselmiş yalnız çamlar, Kıvrımlı yollar, boğazın üstündeyim diyen Karla kaplanmış dağ köyleri var. Onlar bizimdir, ey şair! Bizimdir hepsi! Ne ki faşist ele geçirdi dün. Düşmanlar ise orada zulmediyor şimdi, Sının, sayısı yok o zulmün. Onları gördükçe hem daha çok anlar insan, Dünya geniştir ve hayat çok dar. Görürsün, oradan çekip gitmedikçe düşman Halkın kanı seller gibi akar. Anlarsın hayatın nasıl tatlı olduğunu, Ölüm acısını tattığın an, Sezersin özgürlüğün o sevinç çığlığını, Kartal özgürce uçtuğu zaman. Intikam senin yüreğini ateşe verir, Kin tutup inersin vadilere. Susuzluğunu elbet düşman kanı giderir, Patikalarda iz süre süre. Unutma: Şairin kalbindeki şiir tektir, Kullan o savaşta, kalsın izi. Düşmanla savaşırken makinalı tüfektir Şairin ateşli gerçek sözü. C U M H U R İ Y E T K İ T A P FW.P1 Çingene kadın fal açıp dedi: "Bak Yüz yıl yaşarsın vatanı görmeden!" Kalbimde ağır yara actı kaltak Ve yüz hançerle vuruldum kalbimden. S ingene kız ise dedi: "Yarın sen 'lmek için döneceksin vatanına!" Kalp yaramın acısı dindi birden, Şimdi daha mutluyum, inan bana. "Savaş nasıl bir yol izliyor?" diye Her sabah haritaya balcıyorsun. Kaç yıl sürer, bilmediğin için de Merak edip canını sıkıyorsun. Uğurlayarak sabah yıldızını Sokağın başına kuruluyorsun. Düşlere dalıp akşam yıldızını Içlenerek karşında buluyorsun. Veya sağnak yağmur gece yarısı Pencereni çalınca ürke ürke, Uyku ile uyanıklık arası Düşüne son verip... Ne yapalım, ne? Yazgımız bu, irkilerek yağmurdan, O, pencereni ansızın çalınca... Dönerim güneşin battığı yerden, Baharda vişne ak çiçek açınca. 1942 (savas cephesinde) KARMSY/rYAGtDfYORMU$SUN. KULlEV'e Emeğinin değeri minnettarlıktır sende, Altında, gümüşte yoktur gözün. Sen tabancan iîe askeri dıllendirsen de, Halkın içindir ateşli sözün. Zafere inanmayı halka o aşılasın, Zor günde buna inanmak gerek. Dağlıların hepsine savaşa gelin desin, Yiğitlik şarkısı söyleyerek. Gidersin sen Elbruz'un dip vadilerine, Çalıp direnişçinin kapısını, Bakarsın cana yakın dağ karlanna yine, Dinlersin kartalların sesini. Git! Sevgili köylerimi göremezsem şayet, îletirsin ölüm haberimi. Işte o zaman ben ederim sana emanet Yanm kalan yürek şiirimi. Tan yeri ağannca karanlıktan çık, n'olur? Şair son ricam olsun buna sebep. O güzelim dağlara benkn için selam dur, Ana yurdumun toprağını öp! Askeri Hastane, Aralık 1942 Ey aşk! Savaşılan günde Sen askere güç katarsın. Kurşun yeyip düştüğünde Onu ayakta tutarsın. Her askerin yüreğinde Öç ateşini yakarsın. Son adıma dek yine de Eşlik eden bir sen varsın. Son adıma dek yine de Eşlik eden bir sen varsın. Soğuyan yaslı yürekte Avuntu oıur çıkarsin. Ödül diye verilmişsin Sen askere ömür boyu. En son gün lütuf bilmişsin Ona yiğitçe ölmeyi. Nisan, 1942 YAMKKÖY Köyü sabah ele geçirdik, Ateşini esirgememiş düşman, Her yer taş ve küldü, gördük: Hiçbir şey kalmamıştı, inan. Eskiden güzel köydü belki, Şimdi ayakta duran ne var: Darağacında ceset sanki Yanıp da kararmış kavaklar. Çepeçevre kiil, gören kar der, Mezar taşına benzer ocaklar. Buraya sen geç geldin asker: Köy seni bekledı, hem ne kadar. Biz yürüyoruz sokaklarda, Uzaklarda hâlâ savaş var. Bembeyaz bir kül, orda burda, Acımasız sitem dolu bakışlar. Önümüze birden bir köpek çıktı, Sevinip de havlamadı bize. "Gördünüz mü faşist neler yaptı?" Der gibi baktı yüzümÜ2e. 1942 (*) Şiir, Balkarların Orta Asya'ya sürülJüğü yıllarda yazılmıslır SAYFA 25 GÖKKUŞAft Vadi yamacında kayalıklara Köprü ayaklan gibi oturan Gökkuşağı, gel der eski yıllara Tıpkı masal köprüsü gibi duran. Bu sevinç dolu yüksek köprü orda Durur ömrün boş ümitleri gibi, Fazlaca diktir. Gençlik yıllarına, Ne ki kaldınp götüremez beni. Öteki yanda gençliğin sevinci, O mavi sis örtüsü umutlann, Beri yanda anıların avuncu, Sana doğru yaklaşması yolların. Gökkuşağı, gökkuşağı! Sen beni Kısa süre öteki yana Lırak, Sevgiyle okşayıp genç günlerimi, Onun türkulerini söylemeye bak... 22Mayıs HİC KİMSC D C Ç0KTÜREMEZ Yağmur camlara vurduğu zaman, sen Korkar ürperirsin, ben geldim diye, O anda koşup pencereye gelsen 7 59 S AYI