Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Mustafa şerif Onaran Dergilerde Nasrettin Hoca ... artık okumak için ciddi bir "neden"iniz var. Yüzyıllar sonra içinde bulunduğumuz toplumda hırsızlık akıl almaz boyutlara ulşamışsa, Nasrettin Hoca f ıkralarından alacağımız dersler var demektir. A ndn nadolu'nun XIII. yüzyıldaki karmaşık yapısı iyi bilinmiyor. Osmanlı tarihçileri toplumun yaşama koşullannı yeterincc anlatmamışlardır. Oysa toplumun yapısı iyi bilinirse, dönemin kültür değişimlerini değerlendirmek kolaylaşırdı. Hiç olînazsa, Orta Asya'dan, Ahmet Yesevi'den Anadolu'ya uzanan tasavvuf zincirinin dört büyük halkası olan; Hacı Bektaş Veli, Mevlana Celaletdn Rumi, Yunus Emre, Nasrettin Hoca gibi bilge kişilerin XIII. yüzyılda Anadolu'da yaşamasının rastlantı sayılmadığını anımsayalım. Bu bilge kişilerin ortak özelliği hoşgörü anlayışıyla Anadolu'da banşı, birliği sağlamalandır. Tasavvuf anlayışının üç önemli özelliği; "Elinebeline sahip olma" anlayışının, Nasrettin Hoca'nın toplumun aynası sayılan fıkralannda, haylice zedelenmiş olduğu görülüyor. Bu fıkralarda toplumun töresine uymayan davranışlar eleştirilirken, gülmece öğesinin bu eleştirileri yumuşatacağı umulmuştur. Saim Sakaoğlu böyle bir yorumun yanlış olduğunu, geleneklerimizle bağdaşmadığını, kasıtlı olarak uydurulmuş fikralarla "Nasrettin Hocamızın kişiliğini yıpratmaya yönelik bir çalışmaya girişildiğini" anlatıyor (Tiirk Dili, Nasrettin Hoca'ya Ait Olmayan Fıkralann Ona Yamanma Sebepleri Üzerine, Temmuz 2004). Saim Sakaoğlu, çalışmalarını halk edebiyatı üzerine yoğunlaştıran bir araştırmacı. Sözlü edebiyatı saptamanın ne kadar güç olacağım bilmesi www.nedenkitap.com SAYFA 22 gerekir. Yunus Emre gibi bir ozanı bile, ona öykünen başka Yunus'lar yüzünden, dilden dile geçerken değişmelere uğramasından, cönklerdeki yazmaokuma yanlışlanndan tam bir doğrulukla edebiyatımıza kazandiramadık. Kaldı ki sıradan bir saz ozanı sayılıp önem venlmezken Yunus Emre'yi eaebiyat değeri bakımından ilgimize sunan Fuat Köpriilü olmuştur. Yunus Emre uzmanlan dil özelliklerinden, biçem inceliklerine bakarak, gerçek Yunus Emre şiirlerini ortaya kovrnasıru bilmişlerdir. Bu özeÛikler Nasrettin Hoca fıkralannın derlenmesinde daha önemli zorluklar gösteriyor. Çünkü sözlü edebiyat geleneğine göre, bu fıkralann değişik ağızlara geçmesi, yozlaşmasına yol açmıştır. XIII. yüzyıldaki dil özelliklerine, biçem aynmına göre gerçek Nasrettin Hoca fıkralannın saptanması olanağı araştınlabilir. Halkbilimi ile halk edebiyatı alanında karşılaştırmaJı çalışmalarla, araştırmacılığındaki bilimsel yöntemlerle kendini yurtdışında da kanıtlayan Pertev Naili Boratav, uzun emeklerle "Nasrettin Hoca" kitabını hazırlamıştı. Bu kitap 1995 yılında Yapı Kredi Yayıncılık'tan çıktı. Ancak kitaptaki on kadar fıkranın "müstehcen" olduğu, bu durumda okurlara sunulmayacağının anlaşılması üzerine kitaplar "imha" edildi. Yapı Kredi Yayıncılık'ın bu girişimi "düşünce özgürlüğü"ne aykın bir davranış olarak yorurnlandı. O yıllarda "Edebiyatçılar Derne^"nin sorumlusuydum. Derneğimizin Ikinci Başkanı Ali Cengizkan iyi bir ozan olmanın yanında, kişilikli, dürüst bir kültür insanıdır. Bu kitabı "Edebiyatçılar Derneği"nin yayımlamasının, düşünce özgürlüğüne gösterilmesi gereken saygı bakımından, zorunluluk olduğunu savunuyordu. "Expolanque" toplantısı için 1996 Mart'ında görevli olarak Paris'e gönderumiştim. Böyle bir toplantıdan yararlanarak Ivry'de Pertev Naili Boratav'ı da aradım. Bu görüşmenin izlenimlerini de yazdım (Hayvan, Gerçek Nasrettin Hoca Fıkralannı Bulan Bir Halkbilimci: Pertev Naili Boratav, Temmuz 2004 Pertev Naili Boratav'ın Evinde, Ağustos 2004). Pertev Naili Boratav bu fıkralann derlenmesi için 30 yıl emek verdiğini; XIIIXVI. yüzyıllar arasındaki elyazmalarınm mikrofilmlerini, dünyanın ünlü kütüphanelerinden getirterek incelediğini, karşılaştırmalar yaparak gerçek Nasrettin Hoca nkralarını saptadığını anlattı. Basılan kitabının "imha" edilişinden duyduğu üzüntüyü belirtti. SaKİTAP S A YI 759 CUMHURİYET