Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
O K U R L A R A "Metin Altıok ile ilgili bir kitap hazırlamak çok uzun zamandır hayalim. Bu kitabı hazırlarken 10. ölüm yılında Metin Altıok'u anmayı ve onu, şiiri ve sanatımn yanı sıra, kimliği ile de tanıtarak okuru ile buluşturmayı amaçladım. Böylece onun şiirindeki imge ve motif zenginliğinin çıkış noktalanna dikkat çekerek, şiiri ne kadar içinde taşıdığını ve şair kimliği ile ne denli birlikte yaşadığını aktararak yeni bir yorum yakalayacağımzı umuyorum." Bunları söylüyor Zeynep Altıok, babası Metin Altıok'u anlattığı "Gölgesi Yıldız Dolu" adlı kitabın 'Öndeyiş'inde. 1993 Sıvas kıyımında yitirdiğimiz Metin Altıok ancak böyle olağanüstü güzel bir kitapla anılabilirdi ölümünün 10. yılında. Eline sağlık Zeynep Altıok. Bu sayımız neredeyse bir şairler sayısı oldu denilebilir; Şair Halim Şa/ak, şair Metin Cengiz'le 'Modernite ve Türk Şiiri' kitabı üzerine konuştu. SevgiliSelim 1leri, Ziya Osman Saba'nın htanbul yazılannı değerlendirdi. Ayşegül Güçhan Hoca ise Emre Zeytinoğlu'nun "Sanatın Suç Ortaklıkları" üzerine nefis bir değerlendirme yazısı kaleme aldı. Keyifle okuyacaksınız Bol kitaplı günler... TURHAN GÜNAY rhan Pamuk'un romanlannı okurken okur için yerleştirdiği bulmacaları çözmektcn hep hoşlanmışımdır, ama bu dikkat ya da zekâ tcsti gibi yerleri bulduğumu sandığını satırlardan hemen sonra Pamuk'un bu testi nasıl yerleştirdiğini anlatmasından da bir o kadar rahatsız olurum. Böyle yaparak Orhan Pamuk sanki "ey okur, bak sen anladın ve zekisin ama bu oyunun kurallarını ben koyuyorum vc ben daha zekiyim" demeye getirdiğini hissederim. Ve bu hiç hoşuma gitmez. Zaten kolayca anlaştlan şeylerin bir kez daha altının çizilmesi bence gereksizdir, ayrıca kendimi sıradan hissetmcme neden olur. "Istanbul: HatıraJar ve Şehir" kitabında anlattığı, her şeye parmak kaldıran, öğretmenlerini ve belki sınıf arkadaşlarını bıktırırcasına her sorunun yanıtını bilen ve söylemek isteyen çocuk, tam da benim romanlardan tanıdığım Orhan Pamuk'a benziyordu. Çevresiyle zekâ rekâbetine giriştiğini söylemesi beni hiç şaşırtmadı, fakat bir başka şeyi daha görmemeye yardım ctti, o da, okur ile de aynı türden bir rekâbete girdiğiydi. ANILAR Anı kitapları neden ilgimizi çeker konusunu da düşünmemize yarıyor Orhan Pamuk'un "Istanbul" kitabı. Bir sanatçının zihninin nasıl işlediğini, nelerden etkilendiğini ve dünyayı nasıl gördüğünü anlamamız, sevdiğimiz sanatçılarm eserlerini aydınlatan bir ışık görevi görüyor. AÜe yapısı, politik dııruşu da, ikinci derecede, romanlarda yarattığı kahramanlara ışık tutan bir öğc oluyor. Ernest Hemingway, coşku ve macera dolu yaşamını romanlarına konu ederdi; bir bakıma, av merakı, boğa güreşleri, aşkları, seyahatleri onun yaratıcılığını besleyen şeylerdi. Hemingway tattığı marjinal yaşamlar yerine, Illinois, Oak Park'tan hiç ayrılmamış biri olsaydı romanlarını nasıl yazardı, diye sorabiliriz kendimize. Onun gibi bazı yazarların romanlarını, yaşamlarından bağımsız olarak düşünmek çok zordur, yaşadıkları ve tanıdıkları romanlarına konu olurlar. Orhan Pamuk da yakın çevresini ve kcndini romanlarına sık sık konu eder, ama I lemingway'dcn farklı olarak onun hayatı başka kıtaları, kültürleri içcrmediğinden romanlarında da onların izi azdır. Anılarını okurken Hemingvvay ile doğal olarak karşılaştırdım Pamuk'u, HemingSAYI 727 o Orhan Pamuk "istanbul'da, romanlarında yaptığı gibi bazı temaları sık sık tekrarlıyor. Bu temalar sanki bir senfoninin melodileri gibi farklı bölümlerde yeniden aynı sözcüklerle karşımıza çıkıyor. Asuman KafaoğluBüke Yazın Sanatı Istanbul way'in aksine kendi soyadını taşıyan apartmanda geçen yaşamı boyunca hayattan değil hayallerinden ilham almış. Pamuk'un yaşamöyküsü, istanbul'da doğmuş büyümüş burjuva bir okur için hiç yabancı değil; sokaklar, apartmanlar, ailc içi ilişkileri, babaanne, hatta ağabeyi bile (en azından benim için) çok tanıdık. Genelde anı türünde kitap okurken hcp olduğu gibi kendi anılarımızı düşünmeye iten bir yönü var "Istanbul'un. Türkiye'de altmışlı, yetmişli scnelerde büyüyen okur için, günden güne fakirleşen ve kalabalıklaşan bir Istanbul, yakılan köşkler vc yerine yapılan apartmanlar, gerçekleri yansıtıvor. "lstanbul"da Orhan Pamuk daha çok çocukluk yıllarını anlatıyor, yirmi yaşına geldiği, yazar olmaya karar verdiği noktada bitiriyor kitabı, bu yüzden de belki yetmişli yılların politik ortamını kitabın dışında bırakıyor. AMA ASIL ISTANBUL Aslında kitap başlığı gibi, Pamuk'un anılarından çok lstanbul'u anlatıyor. Orhan Pamuk'un Istanbul sokaklarındaki gezintisinde ona rehber olan birçok yazar ve ressam var, Cîustave Flaubert, Thcophile Gautier, AntoineIgnace Mclling, Ara Güler gibi sanatçı ve yazarlar ona eşlik ediyorlar ama en çok etkilendiği dört yazarın ismini özel bir ayırarak anlatıyor Pamuk, bunlar: Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal, Reşat Ekrem Koçu ve Abdülhak Şinasi Hisar. Bu dört yazar ve şairin lstanbul'unu anlattığı bölümler özcllikle kitabın en güzel yerleri. Dante'nin Ilahi Komedya'da Vergilius'un rehberligine başvurması gibi Pamuk bu dört yazara başvuruyor, onların etkisiyle tanıdığı Istanbul'u anlatıyor. Istanbul ile duygularını bir tek paragrafta (ama 5 sayfa sürüyor bu paragrat!) listclerken, hep hüzün duygusuna gönderme yapıyor (s. 95) mclankoli ile hüzün arasındaki farka değindiği bu bölüm özellikle Istanbul ile Pamuk'un kendini nasıl özdeşleştirdiğini iyice anladığımız yerler oluyor. Aslında kitabın başından beri Istanbul ve Pamuk iç içe gcçerek anlatılıyor. VE HÜZÜN Kitap boyunca "hüzün" sözcüğünün geçtiği her defayı işaretleyerek başlamıştım ama bundan çok kısa zaman sonra vazgeçtim çünkü neredeyse hemen her sayfada bir kez geçiyordu bu kelime. Bir noktadan sonra hiizünlü olanın Istanbul değil, küçük Orhan olduğunu anlıyoruz ve bu küçük çocuğun okurdan defalarca istediği şefkati ona karşı duymadan edemiyorıız. Imtiyaz Sahlbl: cağ Pazarlama cazete Dergl Kitap Basım ve Yayın AŞ'yi temsilen Cumhuriyet Vakfı adına llhan SelçukOGenel Yayın Yönetmenl: Ibrahim Yıldız cYayın Yönetmeni : Turhan Cünay: sorumlu Müdür. Mefımet Sucu ocörsel Yönetmen: DllekAkıskalıo Baski: Merkez Cazete Dergl Basım Yayıncılık San. ve Tlc. A.ş. Barbaros Bul. NO:125 BEŞİKTAS oldareMerkezLTürkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34 334 Istanbul, T6l:(212)512 05 05 o Merkez Reklam Cenel Müdür Yardımcısi: Tülay Mutlu Dölen o Reklam Crup Koordlnatörü: FundaTUran o Müşteri Temsllclsl: işıltan Kökdemlr I U M H U R İ Y E T K İ T A P Pamuk'un hüziinlü Istanbul'unda tek mevsim kış gibi, biraz da sonbahar var ama hiç mor salkımların, erguvan ağaçlarının neşeyle açtığı, boğazı bir renk cümbüşüne boyadığı bahar ayları ya da eskinin yaz aylarında coşan plajları yok. tlk aşkını bile çoğumuzun aksine yaz aylarında yaşamıyor, sanki havaların soğumasını bekliyor aşkının kendine uygun bir ruh haîine gelmesi için. Kitap için seçilen siyah beyaz resimlerde de karlı, sisli, ıssız ya da kendine yabancılaşmış, hüzünlü Istanbul manzaraları var. Orhan Pamuk "Istanbul"da, romanlarında yaptığı gibi bazı temaları sık sık tekrarlıyor. Bu temalar sanki bir senfoninin melodileri gibi farklı bölümlerde yeniden aynı sözcüklerle karşımıza çıkıyor. Yakılıp yok edilen yalılar ve köşkler ilk göze çarpan temalardan biri; aile scrvetini iflaslarla tüketen baba ve amca ve insanların aptallığı ise diğer tekrarlanan temalar arasında. Kitaptaki bütünlüğü sağlayan unsurların başında bu temaların tekrarlanması geliyor. Aslında bu kitabı ilk elime aldığımda bunca güzel fotoğrafın saman kâğıdına basılmış ve metin arasına sıkıştınlmış olmasına üzüldüm. Bu kitnfcm içinden bir anılar kitabı ki bu türdeki kitaplar içinde birkaç aile resmi yerleştirmek yeterli olur bir de Orhan Pamuk'un Istanbul kitabı çıkartılabilirdi, böylece sanat kitaplarından aldığımız tadı alabilirdik bu resimlerden. Ama sanırım Türkiye'de sanat kitaplarının baskısının zorluğu ve satış sorunları yüzünden bu orta yolda karar kılındı. 268271 sayfalardaki taşbaskıların dışında, diğer Istanbul resimlerine bakarken pek zevk aJmadım. Yine de, küçücük ve bulanık resimler belki de Orhan Pamuk'un hissetmemizi istediği hüzünlü tstanbul'u daha iyi anlatıyor diye düşündüm. Orhan Pamuk "tstanbul"da sadece resim yaptığı dönemi anlatıyor ama resimlerc bakışında yazarlığının oluşumunu da görmemizi sağlıyor. "Üstelik artık yetcneğim yavaş yavaş hak edilmiş bir hünere dönüşüyordu" (s.141) satırlannı okurken bu ki "Istanbul'da Orhan Pamuk daha çok çocukluğunu anlatıyor yazar olmaya karar verdiğl noktada blttrtyor kitabı. taptaki anlatımının da bir hünere dönüştüğünü düşünmeden edemedim. Kendi deyimiyle "hokkabaz" gibi yarattığı resimlerin ardından şimdi de iyice ustalaşmış bir kalemle yazıyor. Ifadesini hep güçlü bulurdum Pamuk'un ama özellikle bu kitabında ustalaştığını kanıtladığını düşündüm. Ona, yazdıklarının içerdiği hüzün dolayısıyla şefkat duymak yerine, yazısının niteliğinden dolayı sevgi duymak daha doğru geliyor bana. • www.yazinsanati.com tstanbul: Hatıralar ve Şehir / Orhan Pamuk / YKY / 361 s. SAYFA 3