18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Türk öykücülüğünün başlangıcından günümüze hep genç kaldığını söylemek olası. Çünkü, hep yenileyegeldi kendisini öykücülüğümüz... Bu nedenle öteki yazın türlerine oranla daha şanslı olduğu savlanabilir öykü sanatımızın. ykude artık I herkes genç" demıştım ge çen hafta Evct, oyle çıınku oykuculuğumıi7, tam anlamıyla yenılendı Buna bakarak 1 urk oykııcu luğunun başlangıcından gunu mıi7c hep genç kaldığını soyle nıek dc olası Çıınkıı hep yenı leycgeldı kendisini oykuculuğu muz Bu nedenle otekı yazm turleı ıne oranla daha şanslı ol dıığu savlanabilir oyku sanatımızın Boyle olıınca çiraklıkları ka dar ııstalıkları da genç yaşların da çikacak karşımıza yazarların lek lark yaşça mı, başça mı gençlcr o kadar Ote yandan her ustanın, ken dıne ozgu bu yoğurt yıyıs, sergı ledığı de gorulmuyor değıl' Sozgelımı uzeıınde gereğınce duııılmayan rarklı yonsemeler içinde genç ııstalarımı/ var oy kııdı Onumu/dekı haltalaıda, bu gunc dck u/cıınde dıııma hısatı bulatnadıgım bıı genç ııstaların oykuculııklcrmc bakacağım ara ara Karın Karakaşlı ıle Mehmet (ıiınsıır bunlaı dan Ama oyku lenne gıımeden onların "genç ustabk" u/uınde dııralım bıra7 cik M. Sadık Aslankara Kitaplar Adası Oykünün genç ustalan... dekı bıı "altın çağ"ın surgıt boy le yaşanacağı da duşunulmeme lı1 Bız ıleııdeya^anabılecek bır "karanlık çağ" olasılığına da ha zırlamalıyı? kendımızı O zaman bu ustalar aydınlata cak onumu7iı Oyleysc gunu muzun ustalaşmış genç oykuculerı omuzlarında ağır mı ağır so rıımluluk taşıdıklarını unutma malı1 rı"na o/gulenmış ovkuler bun lar ( an kırılmasının dlll, dını cınsı, sınıtı, uyruğu, şusu busu olur mıi') Olmaz tabıı, adı uze rınde can kırıklığı bu hıçbır açı lım gerektırmeden kendını deyı verıyor, olanca çıplakhğıyla orta ya çıkıyor Insanın, ozetle can yarasını anlatı\or bu bıze Ta ıçerıdc muhrelcnmıs, acıyı, deyın kı gonlu lekeleven zehrı Dınlerı nı gızleycnlerden, acılarını ıçleıı ne gomen kadınlara yaban el lerde dıl o/lcnııylc ka\ ı ulanlar dan çocukluklarını yaşavama yanlara aşklaunı yanlış adresle re gonderen kahramanlardan "goç "lerın 'surgun' lerın ucun da tutcn dunıanlara pek çok m sanın can kırıklığı Kısaca ev ıensel can kırıklıklaıı bunlar, us telık ınsanın ınsana ettığınden toplumun bıreye bıçtığıne uza nan yanısııa doğal yıkımlara dtk varan kıııklıklaı Gaıınc gıi7cl bır ovkıı el bette ıîe kı anlalıcı ne clenlı so ğukkanlı olıırsa olsıın dengelı bır duvarlık vansııırsa vansıtsın, okurıın clınde olınadan duygu sal dıı/lcmc ka>abılecegı nılelık tc bır oyku Karakasjı ovkulerınde anlam landırına yogunluklarına açtığı yerlc dıkkatı çckıvor Ovkulerın dc ıluyaılı taıtımı onceleyen bır tutumıı var ya/aıın So7gelımı ılgınç dcprem oy kulerı aktarıyoı bı/e yazar An lattıklaı ını bılıyorıız clbet, ama anlatma bıçımıylc hem bıze ye nıdcn deprcm yarılmasını yaşa tabılıyor ya/ar, hem de taptaze bır havada sunabılıyor oykulerı nı Orneğın 'Oyuncaklar Ara sında I / Melul" adlı oykusıın dekı çocuk kahramanına, "Okuldakı hıçbır derste bana yerın sesı olduğu oğıetılmemış tı," (27) dedırtıyor "Ruya da, yıne dcpıemı anla tıyor gorunse de anlatıcı kızın aşk kıııklıklaıına vonelık çarpıcı bır donus,tumm oıneğı verıyor yazaı Ovkıı kışjsı Ruya'nın kendı yaşamına yonclik donuş turumıı bu Boylecc bi7 Ru>a ılc bırlıkte onun donus.turumle rının de peşınc takılıyoruz alım layıcı olaıak, bu oykuyu katmer lendınneyc yoğunlaştırmaya ye tıyor elbette Sonra kadınlar "Korkun bendcn çıınku kaybedecck hıç bır şcyım kahnadı,' (42) sınııına gelen sabır ta^lan' Aıatla " adlı oykusunde ıse, yuksek lısans oğretımı ıçın (Ka rakaşlı, "cğıtımı" dıyor [55]) bır Batı ulkesıne gıden Doğulu an Can Kınklan k*n* kanıkafJı "O İÇERİYE BAKAN KİM? "CAN KIRIKLARI" Karın Karakaşh, Can Kınkları (Doğan, 2002) adını vermış oy kuler toplamına Erdal Oz'un Cam Kmkları'ndan sonra bır guzel kıtap adı da Karakaş lı'dan Yazar, "gırış" anlamında kı "Garıne" oykusunden sonra dort ayrı bolumde sunduğu on ayrı oykuyle buluştııruyor b m Gerçekten de "can kırıklıkla "GENÇ USTA'UK NEDEMEK? "Usta"lık, gorece bır kavram Bugunun ıızluğu, yarın aynı alanda ortaya konacak uzluk ıçın yererlı olmayabılır Tıpkı ulaştığımi7 bılgılerın bellı sure lerde aşınıp yetcrlığını yıtırmesı, bılgı olmaktan çıkması gıbı Eskıdenmış, ustalas,mak ıçın yılların geçmesı, yaş alınması gcrektığı Şımdı gençler, gençlık lerını tamanılayıp bır an once nasıl yctı^tınlığc geçıyorlarsa, çı ıaklıkun ustalığa da bıı hula sıçııyoılar Oykucııluguınu? soz konusu olduğunda hele, gençlerın sergı ledığı ustalığın go? kamaştırdığı bılesoylenebılır Bu son on yıldır suregelen "oyku ortamı'nın yarattığı bır sonııç, aluvyonal bır bırıkım1 Başta AdamOyku olmak uzere oyku detgılerınm butun Turkl ye'ye yayılan oyku gunlerının atcşledığı oylesıne bereketlı bıı oyku ortamı çıktı kı ortaya, artık gençler bırden ustalaşıverıyor Ama uygarlık tarıhının de gosteıdığı gıbı bu tur paııltılar, sıııeğcnlık ta^ımayabılır Oyku SAYFA 24 laticisıyla daglıyor yıırcğımızı Dıl ozlemı burnunda tutmu^tur anlatıcınm Koşar telefona, sev gıhsını arar Sonrasını kendısın den dınleyelım " Onun sevgılı scsı belırıyor sonunda karşımda Anadılımın sıcaklığı yanaklarımı yalıyor Sozlerı yureğrme ışlıyor, bır tek anlamlarıyla da değıl, basbayağı ezgılerıyle ( ) / Is tanbul o konıiijtukça bır çocu ğıın iji^ırdığı sabun kopuğu gıbı rengârenk harelerle belırıyor her sefcrınde Sonra da patlayıp so nuyor Kabıne gırdığımden daha acıtici bır ozlemle çıkıyorum ka pıdan (56) Karın Karakaşlı, ılk oykuleı demetı Başka Dıllerın Şarkı si'nda da (Varlık, 1999) yansıt mi!,tı ama C an Kırıklıklan'nda oykunun deneylcre açık metın ler olduğu gerçeğmı, onun bu konııdakı yaklaşımlarını, çok daha somut gosterıyor Çunku o, oykude deneyscllığın, donuş turumun, anlamlandırmanın bı lıncinde bır yazar Takıldığım tck yan, kımı so7 cuklerı pek tartmadan, uygun lukları, ses değerlerı yonunde ınce eleyıp sık dokumadan, gelı şıguzel yerleştırıvermış olması tumcelenne, ışte bu yakışmıyor Karakaşlı'ya Yıne de genç oykuculuğumu 7un Karın KarakaşL sı o, oku vun bu oykulerı "İÇERİYE BAKAN KİM?" Içerıyc Bakan KınT1 (Adam, 2002) Mehmet Gunsur'un ıkın cı kıtabı Qaıque'ten (1995) yak laşık yedı yıl sonra yıne az sayıda oykusuyle selamlıyor Gunsur, okurlarını Butun oğelerı yerlı yerınde, dılı bıçemı uyumlu, dengelı Anlatıyor gıbı yapaıken susan, bızı, kendisini anlamaya ıtckle yen, boylcce anlamlandırma ka pılarını ardına dek açan ornek ler Daha ılk satırlarından baş layarak, anlattıklarının otesını duijunduren metınler1 "Saf" ya da "saltık" metın de nebılecek anlatıkr bunlar Arındırılmi!;, saydamlaşmı^ de ğıl, odaklandığı noktaya (konıı ya, bakışa, ızleğe) saltık olarak kılıtlenmış, onıınla bııtunleşmı^ metınler "Arındırma' derken bunu dıle getırıyorum Yoksa "Bıldığım kadarıyla Arapçadan Fransızcaya geçmı^ bır kelıme Bıldığımızkayık," (19) tumcele rındc geçen "bıldığım bıldığı mız', "Eslcıcıden bulunmıı^, se defsı bır boyayla boyalı hafıf metal, yer yer paslanmış," tıım cesındekı "boyayla boyalı" soz cuklerını sorabılırsınız yazaı a "Arındırma"yla bır yalıtımdan soz etmeye çahşıyorum daha çok Yalnızlığa ozgulenen derın huzunler, susu^lar, ıç tıtremelerı, buzulup çekılmeler, kasılmalar Oyku, bunlar anlatılarak var edılmıyor yıne de Tersıne hıç mı hıç soz ctmeyerek ulaşıyor bugııce 1 Oldurucu bır yalnızlığın bu naltısını çaresızlıgını bunca gu zel nasıl anlatabılıyor pekı1 "Baktığım ^cyler deıın ve yal ni7ca benım gorebıldığım an lamlarla yuklu,' (71) deyıp bunları okurla paylaşmaya gırı şerek Gunsur'un anlatıları, dcni7e savrulsa da bırey olma kavgası nın ha>kırıldığı yalnı/lık ovkule rı bıçımınde alınabılır pckâlâ' Ya/ınsal yaratı sorunsalına gırıp çıkarken de ılgınç açılımlar getı rıyor yazar Gerçekten de derın bır bıııkulmayı buna hıç değın meden lşleyen o/gun bıı oykııcu Mehmet Gunsur Bır yanı Mahır Oztaş'la Ce mıl Kavukçu'yla bulu^uyormuş gıbı gorunse dc çok farklı bır tat oykııculuğumu/de Deni7İe ılış kılenış bıçımı, otekı yazarlardan ayrılıyor Orneğın I lalıkarnas Balıkçısı'ndan Saıt Faık'ten, Zeyyat Selımoğlu'dan, 'larık Duısun K 'den çok farklı Bel kı Kavukçu'nun kı oyku kahra manlarıyla tı/ak anıştırmalar kıı rıılabılır, o kadar Gunsur'un anlatıcısı, tek bıı kışı gıbı gorunuyor oykulerde Ustelık yazarla aynı atlını ta^ı yor Mehmet (orn 12,21) Ya zaı, kendısi olarak var ya da yok, onemlı değıl, onemlı olan oku run, bılınç seruvenınde anlatı cıyla alımlayıcı olarak kuracağı ko^utluk bence Yazar, yalnızlaştırmakla ye tınmıyor, yalnızlığın açık deni7 lerınc de uçuruyor onu Bır Ba tılı kımlığı ılle bır %ure ya da metne gereksınen ama Doğu yoksulu ya da ermışı gıbı bır lokma, bır hırkayla yaşayan bırı Işte anlatıcının Akdenı/'e karşı dokuduğu o yalnızlık ço ğulluğu " Koy'e ycrleşırken, yap mak ıstedığım tek şev vardı Bır şeyler yazmak (,ok kııçtık bır hayat En tcmel olanlarla yetı nerek /eytın zeytınyağı şarap, çay, balık pırınç ve o kovıın ek mcğl, scbzelen Yanıma bır lek kıtap almıştım Braudel'ın 'Ak denız vc Akdenız Dunyast' lkı cılt Kenclım ıçın yazmak ıstı yordum Hatırlamak ıçın Ya da bazı şeylerı kayda geçırmek ıçın " (20) Mehmet Gunsur, yazınsal ıç kınlığıyle ' has" kumaşlardan Genç oykunun onemscnmesı gereken adlarından Içeııye Ba kan Kım\ yazarı henu/ tanıma yanlar ıçın hem lırsat hem de olanak 1 • K İ T A P 1 C U M H U R İ Y E T S A YI 72 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle